Mûsâ Safveti Paşa
Osmanlı devlet adamı.
Münşeât ve divan sâhibi bir şâir olan Kırımlı
Ebû Bekr Efendinin oğludur. İlk tahsili sonunda
mâliye kalemlerine devam ederek yetişti. Hasib
Paşaya kâtiplik yaptı. 1834’te Divân Hocalığına tâtâyin
edildi. Hasib Paşanın yerine Bağdat ve Musul
Kapıkethüdâsı oldu (1834). Cizye Muhassıllığı verildi.
1836’da Evkâf-ı Hümâyun Nâzırlığma tâyin
edildi. 1839’da Hazain-i Amire Defterdarlığına
1840’ta Meclis-i Vâlâ âzalığına atandı. Aynı yıl
Şam Defterdarlığına tâyin edildiyse de henüz görevine
başlamadan, müşirlik ve vezirlik rütbesiyle
Mâliye Nâzırlığma getirildi. Şam (1845), Cezâyiri
Bahr-i Sefîd (1848), Kastamonu (1848), Ankara
(1850), Cezâyir-i Bahr-i Sefîd (1851) vâliliklerinde
bulundu. 1853’te Mâliye Nâzın, 1854’te Ticâret
Nâzın, 1857’de tekrar Mâliye Nâzın oldu. 1858’de
Evkâf-ı Hümâyun Nâzırlığma tâyin edildi.
1859’da Meclis-i Vâlâ Başkanlığına tâyin olundu.
1861 yılında bu görevden ayrıldı. 1864 yılında
vefât ederek Eyüpsultan Kabristanında defnedildi.
Adaletli ve hayırseverliğiyle tanınan Mûsâ Safvetî
Paşa, Karaköy Hüseyinağa mahallesinde bir
Nakşibendi dergâhı, câmi ve kütüphâne, Yenikapı’da
Osman Reis Câmii bitişiğinde bir çeşme yaptırdı.
Şam vâliliği esnâsında tanışıp görüştüğü Mevlânâ
Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfesi Muhammed
bin Abdullah el-Hanî’yi (v. 1862) İstanbul’a dâvet
ederek evinde misâfir etmiş, Sultan Abdülmecîd
Hanla tanıştırıp çeşitli devlet adamları ile görüştürmüştür.
Mûsâ Safvetî Paşa aynca Sirkeci Ebüssü’ûd
caddesinde kendi adıyla yaptırdığı mescit ve
tekkeyle İstanbul’da Üçüncü Hâlidiye Dergâhının
kurulmasını sağlamıştır. Bu mescit ve tekke, bugün
ilkokul olarak kullanılmaktadır