Yedi kırâat imânundan birincisi ve Medine’nin imâmı. Tebe-i tâbiîndendir. Künyeleri; Ebû Rûveym, Ebû Naîm, Ebû Abdullah Ebû’l-Hasan, Ebû Abdurrah- mân el-Leysi’dir. tmâm-ı Nâfi’, Hz. Hamza’ nın yeminlisi olan Cavne bin Şuub-i Leysi’nin azatlı kölesiydi. Aslen Isfehânlı- dır. Takriben 70 (m. 689)’da doğdu. 169 (m. 785) târihinde Medine’de vefât etti. îmâm-ı Nâfi’ (r.a.), Medîneli Tabiînden yetmiş zevâttan ders aldı ve kırâat ilmini orada öğrendi. Bu öğrendiklerini Medîne’ de yetmiş sene talebelerine öğretti. İmâm-ı
Pirinçten yapılmış ve üzeri gümüş ile minelenmiş bir ibrik. Suriye’de Emir Şeha- buddin adına 1232 yılında yapılmıştır.
Nesâî ve Yahya bin Muîn, İmâm-ı Nâfi’nin hadîste güvenilir (sika) olduğunu söylemişlerdir. Râvilerinden Esmaî ise, “Kırâat ve fıkıh âlimlerinden olup âbidlerdendi” buyurmuştur. îmâm-ı Nâfi’, kırâati Ebû Ca’fer Yezîd bin el-Ka’ka’, Ebû Dâvûd Abdurrahmân bin Hürmüz el-A’rec, Şeybe bin Nesah, Ebû Abdullah Müslim bin Cündeb el-Huzelî ve Ebû Ravh Yezîd bin Rûmân’dan öğrendi. Bunlar ise Ebû Hüreyre, tbni Abbâs ve Abdullah bin Iyâş bin Ebî Râbia’dan öğrendiler. Bu üç zevat da Übey bin Kâ’b’den aldılar. O da Peygamberimizden (s.a.v.J öğrendi. Remzi, elif olan îmâm-ı Nâfi’nin kırâat ilmindeki senedi (zinciri) böylece Peygamberimize (s.a.v.) ulaşır. Medînelilerden yirmi kimse, okuduğunu dinleterek veya kendisinden dinleyerek kırâat rivâyet etti. Bunlardan da en seçilmişi Kâlûn lakâbıyla bilinen, İmâm-ı Nâfi’nin üvey oğlu îsâ bin Minâ’dır. Mısırlılardan da onbeş kişi kırâat rivâyet etti. Bunlardan en meşhûru Verş lakâbıyle bilinen Osman binSaîd el-Mısri’dir. Verşri- vâyetiyle, Nâfi’ kırâati Mâliki mezhebinin çoğunlukta olduğu, Kuzey Afrika müs- lümanları arasında yaygındır. Şam ahâlisinden birçok kimse de ondan kırâat rivâyet etti. İmâm-ı Mâlik ve İbni Mücâhid O’nun talebeleri arasındaydı. Dolayısıyla Mâlikî mezhebi mensuplan arasında İmâm-ı Nâfi’ kırâati yayıldı. İmâm-ı Nâfi’ (r.a.), Tâbiînden; Fâtıma binti Ali bin Ebî Tâlib, Zeyd bin Eşlem, Ebû Zenâd, Âmir bin Abdullah bin Zübeyr, Muhammed bin Yahyâ bin Hibbân, Abdullah İbni Ömer’in azatlısı Nâfi’, A’rec, Safvân bin Selim ve Râbia’dan hadîs rivâyet etti. Kendisinden ise Ismâil bin Ca’fer, Esmaî, Hâlid bin Muhalled, Sa’îd bin Ebî Meryem, Muhammed bin Müslim el-Medînî, Ebû Kurra Mûsâ bin Tânk, îsâ bin Minâ Kâlûn hadîs rivâyet ettiler. İmâm-ı Nâfi’; esmer, güzel yüzlü, güzel ahlâklı, yeri gelince mizaha meyleden, güler yüzlü, hoş-sohbet bir zâttı. Konuşur ken ağzından misk kokusu gelirdi. Birgün sohbetine devam edenlerden biri, “Ey Ebû Rüveym, hergün ilim öğretmek için oturdu ğunda misk mi sürünürsün?” dedi. Cevâ- ben buyurdu ki, “Biz, elimizi ne güzel kokuya sürer, ne de güzel kokunun yanında bulunuruz. Rü’yâmda Resûlullahı (s.a.v.) gördüm. Ağzıma Kur’ân-ı kerim okudu. O zamandan beri ağzımdan bu güzel koku çıkar ve yayılır” dedi. Talebelerinden Müseyyibî der ki: “İmâm-ı Nâfi’ye “Ne güzel yüzün ve nt şaşılacak güzel ahlâkın vardır?” dediler “Niçin olmasın? Rü’yâmda Muhammed Mustafâ (s.a.v.) benimle musâfeha etti, kendilerinden Kur’ân-ı kerim okudum’ buyurdu.
3 3 2 islim ilimleri Ansiklopedisi
NÂFİ’ BİN ÖMER EL-KUREfl
Râvilerden Kâlûn der ki: Nâfi’, ahlâk bakımından halkın en iyisi, kırâat bakımından en güzeli idi. Dünyâya düşkün olmayıp çok cömerd idi. Yetmiş yıl Resûlul- lahın (s.a.v.) mescidinde namaz kıldı. Vefât edeceği zaman, çocukları: “Bize vasiyyet edin?” diye çok yalvardılar. O da: “Allahil teâlâdan korkunuz! Şiddetli ve acı azâblar için takvayı kendinize kalkan ediniz. Birbirinizin arasını bulmayı, iyi geçinmeyi farz-ı ayn biliniz. Allahil teâlâya ve Resulüne itaatten bir nefes ayrılmayın, eğer mü’min iseniz.” meâ- lindeki âyet-i kerîmeyi okudu. Ebû Nâim Nâfi’ bin Abdurrahmân’ın (r.a.) rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden biri, hoşlanılmayan birşey görüldüğü zaman “Allahümme lâ ye’ti bi’l-hasenâti illâ ente, velâ yezhebü bi’s-seyyi’ûti illâ ente lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” duâsının okunması hakkındadır.
1) Vefeyâtü’l-a’yân cild-5, sh-368 2) el-A’lâm cild-8, sh-5 3) Tehzib-üt-tehzîb cild-10, sh-407 4) Tabakât-iil-kurrâ, cild-2, sh-330
NÂFİ’ BİN ABDURRAHMÂN BİN EBÛ NÂİM
04
Oca