Müslümanlann hastalık ve ölüm karşısındaki tutum ve telâkkilerini,ölüleri için yapmalan ve yapmamalan gereken hususları, dinimizin muteber bilgi kaynaklarından süzüp aktarmayaçalıştık. Bu nevî yazılara iki sebeple aksülamel vaki olur,itiraz edilir:1. Öteden beri böylece devam ettiği ve kimsenin çıkıp daaksini söylemediği için.2. Bazı zümrelerin menfaatlerine dokunduğu için.işte böyle düşünen ve söyleyen din kardeşlerimize, ibn Abidinmerhumun şu sözlerini nakletmekle iktifa edeceğiz.Böyle yapılageldiği, teamül ve örf halini aldığı iddiası karşısındamerhum diyor ki:«…insanlar öteden beri şunlara alışmış, âdet edinmiştir:ambalâjı içinde mal satıp, -tahmini- darasını düşmek, altın vegümüşü karşılıklı, veresiye ve yekdiğerinden fazla olarak satmakgibi saymakla bitmez fâsid alışverişler ve bâtıl akitler, gıybetve birçok fısk nevîleri, muvâzaalı satış ile faiz alma, hıristiyanyortularında ölüler için mescidlerde ve başka yerlerde sadakadağıtma, câmilerin kıble duvarlarını süsleme, cenazeyi taşırkenyüksek sesle zikretme, ramazan gecelerinde câmilerdelüzumundan fazla kandil ve mum yakma (Allâme el-Bâqânî’-nin Mülteqâ şerhinde naklettiğine göre dört mezhepden âlimlerbunun haram olduğuna fetvâ vermişlerdir, halbuki halkbunu dinin şiarlarından biri olarak kabul eder), minârelerdenmevlidler okutma -ki bunu ibâdet telâkki ederler, hastalarınınşifâyâb olması, kayıplarının dönmesi için adarlar, sevabını Hz.Peygamber’in ruhuna hediye ederler halbuki bu müzik ve eğlencedenbaşka birşey değildir; Abdü’l-ganî en-Nablûsî bu sebeplemüezzinlerin fâsık olduklarım, vaktin girdiğine dair haberlerineitimad edilemiyeceğini zikretmiştir- eğer insanlarınalıştıkları ve ibâdet telâkki ettikleri bu -meşrû olmayan- işlerisayıp döksek maksaddan dışan çıkarız; hâsılı dinin kendi gitmişadı kalmıştır… Eğer «senin muâsınn hanefi müftiler bunlardanbazılarının caiz olduğuna fetvâ veriyorlar, bunlar birşeye dayanmıyorlar mı?» dersen, ben de derim ki «evet, fetvâveriyorlar, fakat neye dayandıklarını sorsan, onlar da yeryüzünündoğusunu ve batısmı arasalar sağlam bir dayanak bulamayacaklardır…»(86)«…aleyhinde de olsa gerçeği söyle, en sevgili dostun da olsakimseye müdâhene eyleme, Allah Teâlâ ilim sahiplerinden«bildiklerini gizlememek» üzere söz almıştır… Eğer ilim ve irfan
Netice:
12
Ara