Kısaca…
YOLCUYUZ
Her gece biz uyuyoruz, dünyamız ise yoluna devam ediyor. O kadar sessiz gidiyor ki insan yolcu olduğunu unutuyor. Ama takvimler durmuyor ki. Akşam yatıyoruz, çarşamba… Sabahleyin uyanıyoruz perşembeye gelmişiz… Yataklı vagonda Ankara’da uyuyup, İstanbul’da uyanmışız gibi…
Bu rahat seyahat büyük bir nimet… Ama ülfet yoluyla gaflete varmaması şartıyla…
Bir müslüman günde en az beş defa, kul olduğunun yanısıra, yolcu olduğunu da hatırlıyor… Ev yapıyorsa gemide bina kurduğunu, ticaretle iştigal ediyorsa trende birşeyler sattığını idrak ediyor…
Madem ki yolcuyuz, yaşayışımız da yolcu gibi olmalı… Ama acaba öyle miyiz?..
BİLGİMİZ
Saçım bilmiyor kimin başında bittiğini… Ağaçlar da dağı tanımıyorlar… Yıldızlar semadan gafil… Balıklar der yadan habersiz…
İnsanoğluna cüz’i bir ilim verilmiş. Sonsuz bir ilimle dönen bu işlere hay ret etsin diye. Yoksa o ilim, bu âleme ne katıyor ki. İlmimiz sayesinde ciğeri miz mi hayvanınkinden daha iyi çalışı yor. Saçımız mı yapraklardan daha mükemmel. Yoksa biz dünyanın sür’ atini ölçmeye muvaffak olalı beri onun hızında bir artma mı kaydedildi?
Biz bu ilmimizl&ancak bu kâinatı okumaya çabalıyoruz… Ötede daha mükemmel kitapları okumak üzere…
Prof.Dr.Alâaddin Başar