ÖLÇÜT

ÖLÇÜT i. (ölçmek’ten ölç-ü-t). Fels. Yeni, Doğruyu yanlıştan ayırmak, herhangi bir yargı vermek veya değer biçmek için başvurulan ilke: Nesnel ölçütler benimsemek. Esk. Mısdak.

ANStKL. Huk. Adam öldürme suçu, insanların suç sayarak cezalandırdıkları en eski fiillerdendir. Bu bakımdan tarihin ilk çağlarından itibaren adam Öldürme cezasız kalmamıştır. Türk Ceza kanunu, adam öldürme cürmüne yer vermiş ve bunu ikili bir ayrım içinde ele alarak, kasten ve taksirle adam öldürme suçlarını ayrı ayrı düzenlemiştir. Türk Cz. kn. md. 448’de «Her kim bir kimseyi kasten öldürürse, cezalandırılır», şeklinde bir hüküm yer alır. Bu hüküm içinde, adam öldürme cürmünün bir tanımı yoktur. Kasten adam öldürme cür-mü, bir kimsenin hayatına bilerek ve isteyerek son vermedir. Adam Öldürme suçunun koruduğu hukuki menfaat, hayat hakkı, yaşama hakkıdır. Adam öldürme suçu yönünden, failin bir özelliği yoktur. Herkes bu suçun faili olabilir. Ancak fail ile suç kurbanı arasındaki bazı ilişkiler, adam öldürme suçu yönünden ağırlaştırıcı sebep olabilir. Suçun hareket bölümü, hayatın son verilmesine yönelen fiildir. Fiilin sonucu ise bu tip bir hareketle bir kimsenin hayatının yok edilmiş olmasıdır. Öldürme fiilinin, bağımsız bir varlığı olan bir kişiye karşı yönelmiş olması gerekir. Bu yüzden, henüz ana rahminde bulunan bir cenine karşı işlenen fiiller adam öldürme olarak nitelenemez. Adam öldürme suçu bakımından cinsiyet, ırk, milliyet ve sağlık yönünden ayırma yapılamaz. Adam öldürme suçunun işlenmesinde kullanılacak olan aracın bir önemi yoktur. Her türlü araç kullanılarak suç gerçekleştirilebilir; yumruk, tekme, tabanca, boğma gibi. Adam öldürme cürmü mağdurun ölmesiyle tamamlanır. Failin hareketiyle ölüm sonucu arasında kısa veya uzun bir sürenin geçmiş olması önemsizdir. Ancak hareket ile sonuç arasında uzun bir sürenin geçmiş olması halinde illiyet bağı kesilebilir. Adam öldürme suçunun manevî unsuru «kasıtstır. Failde adam öldürme, yani bir kimsenin hayatını yok etme niyeti aranır. Ancak bunun hangi amaçla veya sebeple gerçekleştirildiğinin önemi yoktur. Failde adam öldürme kastının var olup ol-
madığının tespit! güç bir meseledir. Bunu her olayda ayrıca değerlendirmek gerekir. Kastın tespiti esas mahkemesi tarafından yapılmalıdır. Türk Ceza kanunu bu şekilde meydana çıkan bir adam öldürme suçunda 3rc ^ arasında ağır hapis cezası verileceğini belirtmiştir. Ancak bu ceza kanunun suçun basit şekli İçin koyduğu cezadır. Ayrıca kanun bazı özel durumları a-gırlaştırıcı sebep sayar ve bunlar cezanın artırılmasına sebep olur. Bu ağırlaştırıcı sebepler iki grupta toplanır: birinci grup i-Çmde yer alan durumlarda faile müebbet ağır hapis, ikinci grupta ise ölüm cezası verilir. Kanunun 449. maddesinde, yakın akrabalar arasında işlenen adam öldürme suçlarını, görevini ifa eden memurun öldürülmesini, adam öldürmenin zehirleyerek gerçekleştirilmesini müebbet ağır hapis ceza-sıyle cezalandırmıştır. İkinci grup ağırlaşmış adam öldürme suçuna kanun md. 450’-de yer verir: şu durumlarda, adam öldüren kimseye idam cezası verilir: 1. Millet meclisi üyelerinden birini öldürme; 2. canavarca bir his şevkiyle veya işkenceyle öldürme; 3. taammüden öldürme; 4, suçun birden çok kişiye karsı işlenmesi; 5. yangın gibi vasıtalarla öldürme; 6. bir başka suçu hazırlamak veya işlenmesini kolaylaştırmak için öldürme; 7. bir suçtan meydana gelecek faydayı elde etmek, bu amaca ulaşmak a-macıyle yapılan hazırlığı saklamak için öldürme; 8. ulaşılmak istenen amaca ulaşamamaktan doğan infial ile öldürme; 9. bîr suçu gizlemek veya delil ve izlerini kaldırmak veya kendisinin yahut başkasının cezadan kurtarılmasını sağlamak amacıyle öldürme; 10. kan gütme amacıyle öldürme. Bunun dışında kanun, bazı durumların varlığı halinde de suça daha hafif bir ceza verilmesini kabul etmiştir. Bu sebeplere kanun md. 451 ve 452 de yer vermiştir. Buna göre failce bilinmeyen ve daha önce de bulunan dış etkenler, failin fiiline eklenerek ölüme sebep olmuşsa, faile verilecek ceza indirilecektir.
Taksirle adam öldürme suçu ise, failde adam öldürme kastı olmadığı halde, tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslek ve sanatta acemilik, nizamlara, emirlere ve talimata uy- ‘ mamak yüzünden bir kimsenin ölümüne sebep olmaktır. Suçun manevî unsuru taksir olduğu için, failin taksirle hareket etmesi ve ölümün gerçekleşmesi zorunludur. Meslek veya sanatta acemilik, kanun nizam ve örfe göre bir meslek sahibinde bulunması gerekli olan bilgilerden yoksun olma sonucunda ölümün meydana gelmesidir. Nizamca, emirlere ve talimata uymamak ise, failin belirli bir hukuk kuralına uymaması demektir. Kanun bu şekilde meydana gelen taksirle adam öldürmeye iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi beş liradan iki bin beş yüz liraya kadar ağır para cezası verilmesini öngörmüştür. Taksirle adam öldürmede faille birlikte mağdurun da kusurlu olması halinde, faile verilecek olan ceza, sekizde birine kadar indirilir. Bu hüküm, özellikle taşıt araçlarının meydana getirdiği kazalar sonucu ortaya çıkan suçlar bakımından önemlidir. Bu durumlarda, yargılama sırasında yapılan bilirkişi incelemesiyle kusur tespit edilir ve buna göre failinin cezasında bir indirme yapılır

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*