ÖNCE HANGİSİ?..
İlk canlı oluşumunda etkili olan, genleri taşıyan DNA’lar mıydı, yoksa DNA’lardaki bilgilerin iletiminde başlangıç noktası oluşturan katalitik etkili enzim proteinler miydi? Enzim olmadan, DNA’lar kolonlarına ayrılıp transkripsiyon ortaya çıkmıyor, DNA’lar olmadan da translasyon olmadığından katalitik etkili enzim yapılamıyordu.
1926’da, Amerikalı biyokimyacı James B.Sumner, ilk kez katalitik etkili bir enzim olan ve ürenin parçalanmasını sağlayan “ureaz”ın yapısını ortaya çıkarmış ve bunun bir protein olduğunu görmüştü. Daha sonraki yıllarda bulunan enzimle-
RNA molekülü içinde intronun kesilip yapıdan uzaklaştırılması işlemi de intronun başlangıç noktası olan 5’inci uç ile sonuç noktası 3’üncü ucun kesilmesi ile sağlanır. İntronun yapıdan uzaklaştırılması aşamasından sonra soldaki exonun 3 ‘üncü ucu ile sağdaki exonun 5 ‘inci ucu fosfodiester bağı ile birleşir ve sentez- lenecek proteine, yani gene ait baz dizilişleri ardışık, kesintisiz bir şekil alır. RNA, yapısındaki intronun uzaklaştırılmasını hiç bir protein yapılı enzim kullan- maksızın gerçekleştirir. Başka bir deyişle, burada RNA kendi kendisi için enzim rolü oynar. Ancak kimyasal reaksiyonlar sonucu, RNA değişikliğe uğradığından, RNA ‘nın bu özelliği ribozym olarak tanımlanır. Son 2-3 yıl içinde yapılan araştırmalar, bazı RNA’ların bir takım r-RNA ’ların oluşumunda gerçek enzim rolü oynadıklarını da gün ışığına çıkarmış durumdadır.
rin hepsinin de aynı yapılı olması, bu konuda bir genellemeye gidilmesine ve katalitik etkili tüm enzimlerin protein yapısında olduğunun kabufedilmesine neden olmuştu. Böylece sorunun tek yanıtının ancak, “proteinlerle nükleikasitlerin aynı anda ortaya çıkmış olması gerektiği” biçiminde olabileceği kabul edilmişti.