wiki

OTLUKBELİ MEYDAN MUHAREBESİ

OTLUKBELİ MEYDAN MUHAREBESİ;
Fâtih Sultan Mehmed Hanın Akkoyunlu Sultanı
Uzun Haşan ile 11 Ağustos 1473’te, Otlukbeli
mevkiinde yaptığı büyük meydan muhârebesi. OsmanlI
Sultanı Fâtih Sultan Mehmed Hanın, 1453’te
İstanbul’u fethederek Bizans İmparatorluğunu ve
1461’de de Trabzon’u alarak Pontus Rum Devletini
yıkması Hıristiyan âlemine karşı üstünlük kurup,
İslâm âleminde takdir kazanması, doğudaki Akkoyunlu
Sultanı Uzun Hasan’ı telaşlandırdı. Türkmen
asıllı Akkoyunlu Uzun Haşan, kısa zamanda
devletin sınırlarını genişleterek; Irak-ı Acem, IrakArap, Azerbaycan, İran ve kısmen Doğu Anadolu’ya
hâkim olmuştu. Pontus Rum Kralının dâmâdı
olması dolayısıyla Trabzon’un mirasının kendisinin
olduğunu iddâ etti. Bu sebeple Fâtih’ten
Trabzon’u istedi. İsteği kabul edilmedi. Uzun Hasan
tek başına OsmanlIları mağlup edemeyeceğini
bildiğinden kendisine müttefik aradı. Neticede,
batıda Haçlı devletleri ve doğuda hâkimiyet mücâdelesi
veren Türk devlet ve beyleriyle anlaştı.
Venedik, Papa ve Napoli, ittifak teklifleri neticesinde
ateşli silahlar ve bunu kullanacak usta ve asker
gönderip Uzun Hasan’ın yanında yer aldılar.
Venediklilerin yardımı karşılığı, Karadeniz’de serbest
faaliyet yanında, Mora, Midilli, Ağrıboz ve
Argos’un iâdesi temin edilecekti. Topraklarını OsmanlIların
zapt ettiği Karaman ve Candar beyleri
de bu ittifaka dâhil oldular. Uzun Hasan’ın bu faaliyetlerine
karşı Fâtih de tedbir aldı. Batıdan gelecek
saldırılara karşı Rumeli ve İstanbul’un emniyet
tedbirlerini arttırdı. Rumeli’nin muhâfazası
Şehzâde Cem Sultana verildi. Mısır Memlûkları ile
anlaşma yapılarak, Akkoyunlular ile ittifakı önlendi.
Akkoyunlu-Venedik ittifakını da bozmak
isteyen Fâtih, Venediklilerin Ağrıboz Adasını OsmanlIlardan
istemeleri üzerine anlaşmaya yanaşmadı.
Venedikliler, Uzun Hasan’a yardım için Napoli,
Rodos, Papalık ve Kıbrıs donanmalarıyla;
Akdeniz ve Ege sâhillerindeki Osmanlı şehirlerinden
Antalya, İzmir şehir ve kalelerini yağma
edip, yaktılar.
Fâtih, Uzun Hasan’a karşı sefere çıkmadan
önce, Anadolu’ya öncü kuvvetler gönderdi. 1473
Martında doğu seferine çıkan Fâtih’e; Bursa’da
Rumeli Beylerbeyi Has Murâd Paşa, Beypazarı’nda
Karaman Vâlisi Şehzâde Mustafa Çelebi,
Kazova’da Amasya Vâlisi Şehzâde Bâyezîd ve
kuvvetleri katıldılar. Böylece Osmanlı ordusunun
mevcudu yüz bine çıktı. Rumeli akıncı kumandanı
Mihaloğlu Ali Bey öncü gönderilerek, Akkoyunlulara
ilk darbeyi vurmaya ve haber almaya
memur edildi. Osmanlı ordusu Erzincan’a geldiği
hâlde, Uzun Haşan ve Akkoyunlulara rastlayamadı.
Erzincan’dan îtibâren asıl muhârebe şartları
gözetilerek, ânî taarruzlara karşı ihtiyatla harekete
devam edildi. Tercan’da iki tarafın da öncüleri
karşılaştı. Uzun Haşan da yetmiş bin askerle Tebriz’den
hareketle Tercan istikâmetine gelmekteydi.
Önden giden ve Tercan Nehrini tâkip eden Has
Murâd Paşa, karşılaştığı Akkoyunlu kuvvetlerini
üst üste mağlup etti. Has Murâd Paşa, bu muvaffakiyetleri
üzerine daha da ilerlemek istedi. Vezîriâzam
Mahmûd Paşa Fırat’ı geçmemesini tavsiye
ettiyse de, dinlemeyip ilerledi. Has Murâd Paşa, Fırat’ı
geçince Akkoyunlularla muhârebeye tutuştu.
Sahte ricat taktiğine kapılarak Akkoyunluların
içine girdi ve kuvvetleriyle birlikte pusuya düştü.Osmanlı öncü kuvvetlerinin bir kısmı, telef olurken
bir kısmı esir düştü. Has Murâd Paşa da Fırat’ta
boğuldu. Osmanlılann meşhur kumandanlarının ve
seçme askerlerinin esir alınıp, öldürülmesiyle
ümitlenen Uzun Haşan, Otlukbeli’nde OsmanlIlara
kesin darbeyi indirmek için harekete geçti.
Merkezden epeyce uzaklaşan Osmanlı ordusunun
levâzım stoku devamlı azalıyordu. Atlı Türkmen
kuvvetlerine sâhip Akkoyunlular, şaşırtıcı muhârebe
plânları tatbik ederek imhâ harbi yapıyorlardı.
Akkoyunlu baskınlarına karşı Anadolu Beylerbeyi
Dâvûd Paşa ve takviye kuvvet olarak da Vezîriâzam
Mahmûd Paşa gönderildi. Otlukbeli’nin
tepeleri Akkoyunlular tarafından tutulduğundan
Osmanlı ordusu Üçağızlı mevkiinde harp nizâmı
aldı. Merkezde Fâtih Sultan Mehmed Han, sağ
kolda Şehzâde Bâyezîd, sol kolda Şehzâde Mustafa
bulunuyor, pâdişâh kapıkulu azaplarına, şehzâdeler
de, eyâlet askerlerine kumanda ediyorlardı.
Akkoyunlu ordusunun merkezine Uzun Haşan ve
oğullarından Zeynel Mirza sağ kola, Uğurlu Mehmed
Mirza da sol kola kumanda ediyorlardı.
Otlukbeli’nde, 11 Ağustos 1473 târihinde meydana
gelen muhârebe, Osmanlılann ateşli silahlarda,
Akkoyunlulann da süvâri kuvvetlerinde üstünlüğü
ile başladı. Sol koldaki Şehzâde Mustafa’nın
üstün gayreti sonucunda Akkoyunlulara
karşı sağladığı üstünlükle muhârebe Osmanlılar lehine
döndü. Osmanlılann, Uzun Hasan’ın merkez
kuvvetlerini şiddetli top ve tüfek atışlanyla ateş altında
tutması, Akkoyunlu kuvvetlerini iyice bozdu.
Haşan Bey, muhârebe meydanından kaçtı. Sağ
koldaki Zeynel Mirza ve yardımcı Gürcü kuvvetleri
kumandanları öldürüldü. Muhârebede kesin
olarak üstünlüğü sağlayan Osmanlı kuvvetleri,
pekçok Akkoyunlu devlet adamı, bey, kumandan
ve yardımcıları ile askerlerini esir aldı. Fakat muhârebe
meydanından kaçan Uzun Haşan yakalanamadı.
Fâtih Sultan Mehmed Han, esir alman
Akkoyunlu âlimlerine hürmet gösterip, serbest bıraktı.
Uzun Haşan safında olan Karakoyunlulan da
affetti. Akkoyunluların elindeki Osmanlı esirleri
kurtarıldı. Fâtih, Otlukbeli Zaferinden sonra, üç
gün muhârebe meydanında bekledi. Zaferin şükrünü
yaparak, dört bin köle ve câriye âzâd etti. Doğu
Seferine çıkmadan önce borç olarak dağıtılan
yüz yük akçeyi (altı milyon altın lira, on milyon gümüş
para) askere hediye etti. Sefer dönüşü Şebinkarahisar
fethedildi.
Fâtih’in Doğu Seferi neticesinde Otlukbeli
Zaferi kazanılmasına rağmen, pek büyük arâzi elde
edilememesinin Fâtih’in sünnî ve Türk olan
Akkoyunlulara karşı iyi niyet beslemesidir. Bununla
birlikte bu savaş neticesinde Fırat Nehrinin
batısı kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine geçti.
Batıklar Osmanlı Devletini mağlup edip, İstanbul’a tekrar hâkim olamıyacaklarım kesin olarak
anladılar. Anadolu birliğinin Osmanlılar tarafından
sağlanacağı kesinleşip, Orta-Doğu yolu
açıldı. Akkoyunlu ülkesinde taht mücâdelesi başlayıp,
hânedan parçalandı. Karamanlı ülkesi OsmanlI
hâkimiyetine geçti. Otlukbeli Zaferi öncesi
ve sonrası tecâvüzlerini arttıran Haçlı korsanlarının
Akdeniz ve Ege sâhillerindeki saldırılan da
neticesiz kaldı. Venedikliler de anlaşma istemek
mecbûriyetinde kalınca, batıda ve doğuda OsmanlI
Devletinin büyüklüğü kabul edildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir