ÖZETLEMEK geçi. f. (özet’ten özet-le-mek). Yeni. Daha az kelime ile ve daha kısa şekilde anlatmak: Durumu özetlediniz. Şimdi ne yapacağız? (S. Kocagöz). Arnold Bennet in «Klasik eserler bizde edebiyat anlayışını, zevkini, güzeli çirkinden ayırt etmek gücünü yaratan eserlerdin, diye özetleyebileceğimiz bir sözünü almış *Bizim Klasik bir edebiyatımız yoktur» demiştim (N. Ataç). Esk, Hulâsa etmek.
♦ özetlenmek edilg. f. Özet haline getirilmek, hulâsa edilmek. (M)
ÖZGE sıf. (öz’den öz-ge). Başka; Ne yanar kimse bana âtes-i dilden özge / Ne açar kimse kapım bad-1 sabadan gayrı (Fuzuli). özge bir büyü vardır dil pınarında, bir yal içen bir daha alamaz kendini (N. Ataç). (| Gayrî, yabancı. (M)
ÖZGECİ sıf. (İzge’den özge-ci). Yeni. Başkalarının iyiliği için kendinden fedakârlık eden (kimse). Esk. Diğerkâm. (M)
ÖZGEC1L sıf. (özge’âen özge-cil). Yeni. özgeci. (M)
öZGECILtK i. (özgeci*den özgeci-lik). Yeni. özgeci olma hali. Bk. ALTRUJzm. (M) ÖZGENİ1. Bk. flZKENT.
ÖZETLEMEK geçi. f. (özet’ten özet-le-mek)
17
Mar