PALİSSOT DE MONTENOY (Charles), fransız yazarı (Nancy 1730-Paris 1814). Genç yaşta tiyatro yazarlığına başladı, 1749’-da Ninus adlı bir trajedi ve 1754’te Les Tuteurs (Vasiler) [1754] adlı bir komedi yazdı. Lunéville’de, kral Stanislas’ın önünde oynanan Le Cercle (Çember) [1755] adlı komedisinde J.-J. Rousseau’ya, Petites Lettres sur de Grands Philosophes’ta (Büyük Filozoflar Üstüne Küçük Mektuplar) [1756] Diderot’ya, Philosophes (Filozoflar) [1760] komedisinde ve La Dunciade ou la Guerre des Sots. (Dunciade veya Budalalar Savaşı) [1764] adlı on bölümlü şiirinde de «ansiklopedicilere çattı. Voltaire’e dil uzat-madıysa da, Comeille ile ilgili bir açımlamada onun görüşlerinin tersini ileri sürdü. Mazarin kütüphanesini yönetti. Eskiler meclisine üye oldu (1798-1799). [M PAL1SSY (Bemard), fransız seramikçisi (Saintes veya Lacapelle-Biron 1510’a doğr.
– Paris 1589 veya 1590). Catherine de Mé-dicis onu korudu, koruyucusunun isteği üzerine Tuileries’de birçok süsleme yaptı, ayrıca Montmorency başkumandanının hizmetinde çalıştı. 1589’da Protestanlıktan ayrılmayı reddettiği için Bastille’de hapsedildi. En ilgi çekici parçaları bitkiler, meyveler, küçük hayvanlar v.b. ile süslü olanlarıdır. Bunlar son derece özentili bir tarzda yapılmıştır. 1580’de, teknik alandaki incelemelerini özetleyen bir eser yayımladı: Discours Admirable de l’Art de Tene, de Son Utilité, des Esmaux et du Teu (Toprak Sanatı, Toprağın Kullanılışı, Mine ve Ateş Üstüne Nutuk). [L]
PALİT i. (fr. palite). Birinci Dünya savaşında kullanılan ve temel maddesi, mo-noklorlu metil kloroformiyat olan savaş gazı. (L)
PALK boğazı, Güney Dekkan’ı Seylan adasından ayıran deniz kolu. Bengal körfezini güneyde Manaar körfezine (Hint okyanusu) bağlar; eni 100 km. (L)
PALLA i. (lat. k.). Esk. Rom. Kadın mantosu. || Trajedi oyuncularının giyeceği.
— ANS1KL. Romalı kadınların toga biçiminde kuşaklı veya kuşaksız palla’sı başı da örtebilecek biçimdeydi. Oyuncuların giydiği palla cytharaedica ise, kollu ve kemerli uzun bir harmaniydi. (L)
PALLADIO (Andrea Dİ PiETRO, — denir), İtalyan mimarı (Padova 1508-Vicenza 1580). önce taş yontuculuğu yaptı. 1540’a doğru şair ve hümanist Trissino onu himayesine aldı ve ona Palladlo adını verdi. Palladio Roma’ya yaptığı birçok geziden sonra (1541, 1547, 1549), Antichita di Roma (Roma Antik Eserleri) adlı küçük bir rehber yayımladı, Vitruvius üstünde incelemeler yaptı ve eserlerini yeniden bastırdı. A-raştırmalarma, Veronalı Falconetto’nun eserlerini okuyarak başladığı sanılır. 1545’te, Vicenza’da Ragione sarayını onarmakla görevlendirildi ve sarayı bir revakla çevreledi. Vicenza’da, birçok bina yaptı: Thiene sarayı (1556); Valmarana ve Chiericati saray-
ları; Loggia del Capitanio (1571). Tasarı gücü ve tutarlılığıyle tiyatro mimarîsi tarihinde önemli bir aşama sayılan il Teatro Olimpico’nun planını çizdi (ölümünden sonra Scamozzi tarafından yapıldı). Venedik’te yaptığı kiliselere antik bir tapmak havası vermeğe çalıştı: San Francesco della Vigna (1562); San Giorgio Maggiore (15661580); Redentore kilisesi (1577-1580). Venedik ve Vicenza aristokrasisi için, Brenta vâdisinde ve Trevisa yolunda büyük villalar yaptı. Planlarını kusursuz bakışıklığı ve çevreye uyuş, bütün bu villaların ortak özelliğidir. Palladio bu yapılarda klasik elemanları, alınlıkları, revakları büyük bir çeşitlilik içinde kullandı (villa Thiene, 1550; villa della Malcontenta, 1560; Rotonda, 1550).
Palladio, 1570’ten itibaren, Vitruvius’un ilkelerine ayırdığı Quatro Libri dell’Archit-tettura (Mimarlık Üstüne Dört Kitap) adlı eseri yayımlandı. Bu eserde hep eskiçağ örnek gösterilmekteyse de, çağdaş program kaygısı kendini duyurmaktadır. (L) PALLADİON (Athena’nın lakabı Pallas’-tan). Esk. coğ. Pallas’ın, Truva’yı koruduğuna inanılan tahta heykeli; Odysseus ile Diomedes, heykeli Truva’dan çalmayı başardılar. Bir başka Palladion’un da Aineias tarafından İtalya’ya götürüldüğü söylenir. Birçok şehir ve bu arada Roma da bu heykele sahip olmakla övünürdü. —Atina’da Athena tapınağı. Ephetes’ler (ceza hâkimleri) yabancıları ve köleleri öldürenlerle, kasıtsız ölüme sebep olanları burada yargılarlardı. (L)
PALLAtOLO (Simone DEL). Bk. CRONOCA. PALLANTİON, lat. Pallanteum. Esk. coğ. Arkadia’da (Peloponnesos) şehir, Maı-nalon’un eteğinde. Kral Euandros burada doğdu. — Latium’da şehir, kral Euandros tarafından Palatinus dağında kuruldu, Ro-mulus’un kurduğu Roma’ya katıldı. (L) PALLANTİOS (Menelaos), yunan bestecisi (Pire 1914), Mitropulos ve Casella’nın öğrencisi. Pire ve Atina’da ders verdi. Bir müzikli trajedi (Antigone), bir bale (1940), senfoniler, orkestra parçaları, bir uvertür
(1946), orkestra için Akropolis’in Üzerinde Dua (1942), bir oratoryo (Peygamberler Böyle Dedi [1947]) besteledi. (L)
PALLAS, 1802’de Olbers tarafından keşfedilen 2 numaralı küçük gezegen. Bugün çapının 518 km olduğu kabul edilir. (L) PALLAS. Yun. mit. Styks ile evli olan dev. Devlerin tanrılarla yaptıkları savaşta Athena tarafından öldürüldü. Tanrıça, onun derisini yüzerek kendine bir zırh yaptı Bu olaydan sonra Pallas adı Athena’-nın klasik lakabı oldu. — Başka bir efsaneye göre, Pallas, Triton’un Athena tarafından öldürülen kızıydı.
— İkonogr. Velletri Pallas’t, Kresilas’ın M.ö. V. yy.a ait bir heykelinin güzel bir kopyasıdır. Heykel Athena’yı ayakta ve başında miğferle temsil eder; sağ elinde bir mızrak, sol elinde ise küçük bir zafer heykeli vardır (Louvre). Bk. minerva. (L) PALLAS, imparator Claudius’un azatlı kö-
lesi ve sağ kolu (öl. M.S. 63). Hâzineyi yönetmekle görevlendirildi, büyük bir servet yaptı. Messalina’nın ölümü üzerine, Claudius’un Agrippina ile evlenmesini ve Neron’u evlât edinmesini sağladı. Sonra Agrippina ile anlaştı, onunla birlikte yaşamağa başladı, efendisini zehirletti. Ne-ron’un onu zehirleyerek öldürdüğü şüphelidir ama, bütün mallarına elkoyduğu kesindir. (L)
PALLAS (Peter Simon), alman tabiat bilgini ve kâşifi (Berlin 1741-ay.y. 1811). 17681774 Arasında Doğu Rusya’yı ve Sibirya’yı, 1793 ve 1794’te Batı Rusya’yı ve Kırım’ı dolaştı. Gezilerini şu eserlerde anlattı: Reisen durch Verschiedene Provinzen des Russisches Reiches in den Jahren 17681774 (1768-1774 Arasında Çarlık Rusyasının Çeşitli Bölgelerinde Yolculuklar) [3 cilt, Petrograd, 1771-1776]; Sammlung Historischen Nachrichten über die Mongolische Völkerschaften (Moğol Kavimleri Üstüne Tarihî Belgeler Derlemesi) [2 cilt, 17761802]; Bemerkungen auf einer Reise in die Südlicher Statthalterschaften des Russisches Reichs in den Jahren 1793-1794 (17931794 Arasında Çarlık Rusya’sının Güney Eyaletlerinde Yolculuklar) [2 cilt, 1799-1801, 1803’te atlaslı olarak basıldı]. Ayrıca tabiat bilgisi üstünde önemli eserler yazdı: Species Astragalorum (Keven Türleri) [18001804]; Zoographia Russia Asiatica (Asya Rusya’sınm Hayvanları) [1811]. (!■)
PALLAStT i. (Peter Simon Pallas’m a-dmdan fr. pallasite). Miner. Peridotlu lito-sideritler grubundan göktaşı. (L) PALLASOftULLABI, yun. Pallantidai. Yun. mit. Aigeus’un kardeşi Pallas’ın elli oğluna verilen ad. Atina kralı Aigeus’u tahtından indirmek istediler, fakat Theseus tarafından yok edildiler. (L) PALLASTUNTURİ, Finlandiya Laponya-sı’nda kütle, Muonio ve Ounasjoki vadileri arasında; HimmelriikVde, 821 m. Turistik bir bölge ve bir kış sporları merkezi olan kütle, komşu Ounastunturi kütlesiyle birlikte millî bir parktır. (L)
PALLAVA, menşei tartışma konusu olan bir hanedanın adı. III. yy. sonundan itibaren Dekkan’ın doğu bölgesinde hüküm sürdü, özellikle VI. ve VIII. yy.larda In-donezya ve Çinhindi’nin hindulaştırılmasın-da çok önemli rol oynadı. 890’dan sonra etkisi azaldı. Hanedan XII. yy.da ortadan kalktı. Bu hanedanın hükümdarları Madras bölgesinde birçok tapınak yaptırdılar. Bunların en ünlüleri Mavalipuram ve Kar-şipuram’dır (başkent). Pallava üslûbu, dra-vid memleketlerde dev yapıların doğmasına yol açtı. Heykelcilikte en belirgin özelliği, büyük bir incelik ve oylumlu bir sadeliktir. Aynı sadelik ve incelik, bronzdan heykelciklerde ve ta$ kabartmalarda da görülür. (L)
PALİSSOT DE MONTENOY
06
Şub