PRATİK BİLGİLER; sık sık ihtiyaç duyulan,
kolaylıkla uygulanabilen veya kullanılabilen bilgiler.
Günlük hayatta tatbik edilen bu bilgiler çok
faydalı olmaktadır. Bunlar, atasözleri gibi cemiyetin
malı olmuşlar, değişik usûllerle çeşitli topluluklarda
kullanıla gelmişlerdir. Bilhassa ev hanımlarını,
karşılaştıkları büyük sıkıntılardan kurtarmaktadır.
İlk bakışta çaresiz gibi görünen birçok
şey, usûlü bilinince güçlük ortadan kalkarak kolaylaşmaktadır.
Bunlardan çok pratik ve kullanılması kolay
olanlardan bâzılarını şöyle sıralayabiliriz:
Ağrı kesici: Tereyağı eritilir ve yün üzerine
konur. Bu yün sıcak olarak ağrıyan uzvun üzerine
bağlanırsa ağrıyı giderir.
Zeytinyağı ile portakal kabukları, bir şişe içine
konarak iki hafta güneşte bırakılır. Elde edilen
bu yağdan, ağrıyan yer üzerine sürülürse, ağrı kesilir.
Alüminyum kapların temizlenmesi: Elmaların
kabukları, kararmış alüminyum kapların içine
konup, kaynatılırsa, alüminyum kaplar ilk günkü
gibi parlamış olur.
Ayna temizliği: Ayna ılık sabunlu su ile silindikten
sonra durulanıp tüysüz bir bezle kurulanmalıdır.
Sonra buruşturulmuş bir gazete kâğıdı
ile ovularak parlatılır. Üzerinde sinek lekeleri
varsa bunlar da sirkeli su ile silinerek çıkarılır.
Ayrıca, alkolle silinen camlar da çok temiz ve parlak
olur.
Balığın tâze olduğunu anlamak için, gözlerine
bakmak lâzımdır. Taze ise, gözleri kabarık olur.
Bıçak kokusu: Balık, soğan gibi kokusu sinen
maddeleri doğradıktan sonra bıçak, aleve tutulursa
hiçbir koku kalmaz.
Bulaşık: Bulaşıkta daha az yorulmak ve işi daha
çabuk bitirmek için, plânlı hareket etmek ve bulaşık
yıkamada şu sırayı tâkip etmek gerekir: Önce
bardaklar, fincanlar; ardından az yağlı tabaklar
ve çatal, bıçak vb. Onun ardından çok yağlı tabaklar
ve nihâyet tencere, tava. Sofrayı kaldırırken
masadaki eşya bu sıraya göre toplanırsa, kap kacak
kolayca yıkanacak hâle gelmiş olur.
Bulaşık yıkarken: Bulaşık yıkamadan önce
yarım limonla silinir. Kaplardaki yağı aldığı gibi
hoş bir koku da kalır. Son çalkalama suyuna kullanılan
limonlar katılınca bulaşıklar mis gibi kokacaktır.
Bir de bulaşık yıkayanın ellerine limon
çok iyi gelecektir. Bunlardan başka, makama ve pirinç
haşlamasındaki su ile bulaşıklar yıkanırsa deterjana
ihtiyaç olmadığı görülecektir.
Buzdolabı: Buzdolabının içini ve dışını temiz
tutmalıdır. Dökülen yemekleri hemen temizlemek
gerekir. Aksi hâlde, hoş olmayan bir koku neşreder
ve yemek asitleri kaplamayı bozar. Sıcak yemekleri
doğruca buzdolabına koymamalıdır. Bu işhem dolap hem de yemek için zararlıdır. Buzdolabına
konacak yiyecekler, oda sıcaklığında olmalıdır.
Buzdolabı ve kömür: Buzdolabına bir koku
sinmişse, bu odun kömürüyle giderilebilir. Bir
parça odun kömürünü bir kap içinde buzluğa, bir
parça kömürü de alt gözlerden birine koyup, ertesi
gün bu kömürleri atıp yenisini koyunca, kokunun
çekildiği görülecektir.
Cam kaplar ve temizlenmesi: Cam kaplan temizlemek
için en iyi usûl sabunlu ılık suyla yıkamaktır.
Ancak bunların parlak görünmesi için külle
yıkamak daha iyidir.
Cilâlı eşyâ: Cilâlı masa ve sehpaların üzerine
konan sıcak veya ıslak şeyler, mobilyalar için çok
zararlıdır. Cilâları kaldırabilir. Bunu düzeltmek
için mumla yağı karıştırıp, cilâsı bozulan yere birkaç
defa sürmelidir, çok faydası görülecektir.
Çanta temizliği: Çanta renkli deriden yapılmışsa
önce muzla oğuşturulur. Sonra yün bir bezle
parlatılır. Rugan çantalar süte batırılmış bezle, kösele
çantalar ise süte karıştırılmış yumurta akı ile silinir.
Çiçekleri tâze tutmak: Çiçekleri tâze tutmanın
usûlleri vardır. Kır çiçekleri, hafif tuzlu suya
konursa daha çok dayanır. Öte yandan bâzı çiçekler
de hafif şekerli suda daha iyi dayanır. Bunlar:
Kasımpatı, şakayık, gül, karanfil ve menekşedir.
Güllerin uzun süreli dayanmasını sağlamak için vazoya
bir aspirin eritip koymalıdır. Vazoya konacak
güllerin sapı yanlamasına kesilmeli ve suları hergün
değiştirilmelidir.
Dantel: Dantelleri yıkamak için bunları bir
şişenin etrafına sardıktan sonra sabunlu ve tuzlu
ılık suya olduğu gibi batırmalı, sonra da soğuk su
ile çalkalamalıdır.
Defne: Et yemeklerine güzel koku vermesiyle
tanınan defne, aynı zamanda çok iyi bir mikrop
öldürücüdür. Çay gibi kaynatılıp suyu içilirse hazmı
da kolaylaştırır.
Düğme düzeni: Dikiş kutusundaki düğmeler
cinslerine ve büyüklüklerine göre ayrılıp, çengelli
iğnelere geçirilirse, hem.dikiş kutusu derli toplu
durur, hem de arandığında çabuk bulunur.
Et kızartırken, üzerinde kırmızı damlacık
görünürse, piştiği anlaşılır.
Fermuar: Fermuar dikmek ilk bakışta sanıldığı
kadar kolay bir şey değildir. Eğer bir tarafı pot
yaparsa görünüş çok çirkin olur. Bunu önlemek için
dikmeden önce, fermuar açılıp, bir tarafı iğnelenip
teyellenir. Daha sonra fermuar kapatılıp öbür tarafı
da iğneleyip teyellenir. Bundan sonra rahatça makinada
dikilebilir.
Fermuarın ömrü: Fermuarın ömrünü uzatmak
için, fermuarlı giyecekler temizleyiciden geldiğinde
dişlerine vazelin sürülünce dişleri hiç sıkışmadığından
bozulmaz.Fırından çıkan yemekler hemen sofraya alıp
servis yapılmaz. Yemek sıcaksa suyunu salıvermiş
olur. Beş-on dakika bekletilir, salıverdiği suyu
tekrar emer ve daha lezzetli bir hal alır.
Gaz kaçağı: Gaz kaçağından şüphelenilen
yer, kibritle kontrol edilmez. Kaçak olduğu tahmin
edilen yere bol sabun köpüğü sürülür. Kaçak varsa,
hemen belli eder.
Güve: Kıtıkla doldurulmuş koltukların güveleri
çektiği bilinmektedir. Eğer böyle bir durumla karşılaşılırsa,
bir tuğlayı iyice kızdırıp koltuğun altına
koymalı, tuğlanın üstüne de sirke dökmelidir. Sirkenin
buharı güveleri kaçıracaktır. Bu birkaç defa
tekrarlanırsa koltuklar güvelerden temizlenmiş olur.
Halı temizliği: İyice süpürülen halılar ılık sabunlu
suyla silinip, durulama suyuna bir miktar beyaz
sirke katıp tekrar silinince pırıl pırıl olmaktadır.
Halı üzerindeki lekeleri ânında çıkarmak için
de; mâden sodası, traş kremi, diş macunu denenebilir.
Bunlardan birini lekenin üzerine sürüp,
biraz ovup beklettikten sonra süngerle temizlemek,
lekeyi tamamen yok eder.
Halıların rengini tâzelemek ve parlatmak için;
patates suda iki saat kaynatılmalı, bunun suyu süzülerek
tozu süpürülmüş halı, bu su ile veya içine
bir fincan sirke katılmış suyla silinmelidir.
Hamam böcekleri: Evdeki hamam böceklerinden
çok rahatsız olunuyorsa 25 gr asitborik, bir
adet haşlanmış patates ile ezilir ve böceklerin çıktığı
yere konur. Böylece böceklerden eser kalmaz.
Hamur, dinlendirilirken üzerine rutubetli bir
bez örtülür.
Ispanak, buzdolabında da olsa, pişirildiği gün
yenmelidir.
Yeşil veya kuru yemeklerin suyu atılmayıp
bir çorbaya katılırsa, vitaminleri ziyan edilmemiş
olur.
İlikler: Ne kadar dikkatli de olunsa yıkama,
iliklerin az çok bozulmasına yol açar. İşte buna fırsat
vermemek için, düğmeli şeyler, açık değil de,
ilikledikten sonra yıkanır. Böylece iliklerin genişleyip,
uzamaları önlenmiş olur.
İpekli kumaş: İpekli kumaşları yıkarken suya
her litre için 25 gram karbonat katılırsa kumaşın
rengi daha parlak olur ve karbonat aynı zamanda
kumaşın çekmesini de önler.
Kadife kumaş: Sofra tuzu ile ovulan kadife
kumaş parlaklık kazanır.
Kaktüs: Kaktüsler çöl bitkileridir. Kaktüs
saksısındaki toprak yarı yarıya dere kumu olmalıdır.
Toprağın geri kalanının yarısı bahçe, yarısı
funda toprağı olursa kaktüs için en elverişli toprak
hazırlanmış olur.
Karınca istilâsı: Mutfak veya odalar karınca
istilâsına uğrarsa, küflü limon kabuğu koyunca
birşey kalmaz.Kaynatılarak pişirilecek et yemeklerine konacak
olan iki kesme şeker, fevkalâde lezzet verir.
Kıymık batması: Tahta kıymıkları gibi, cam ve
mâden parçacıklarını da çıkarmak için bir çakı veya
bir iğnenin ucunu ateşte kızdırıp sonra yabancı
cismin çevresi elden geldiğince genişletilir. Cisim
uç tarafından geri itilir. Burada dikkatli olmak gerekir.
Özellikle cam parçacıkları etin içinde büsbütün
parçalanarak işi daha da güçleştirebilirler.
Bu yüzden zorlamak doğru değildir. En iyisi yarayı
musluğun altma tutarak hem yıkamak, hem de camın
kendiliğinden çıkmasını sağlamaktır.
Kızartma: Kızartma yaparken, önce yağın
iyice kızmasını sağlamalı, sonra da kızartılacak eti
tamamen kuru olarak yağa atmalıdır. Bu sâyede
kızgın yağın köpürüp, etrafa sıçraması önlenmiş olduğu
gibi, etin de daha yumuşak pişmesi sağlanmış
olur. Fakat kızartma yerine dâimâ ızgara tercih
edilmelidir.
Kızartma yaparken, bol yağ kullanılırsa, hava
ile teması azalacağından, kızartılan maddenin
vitaminleri ölmez.
Kızartmalarda yağ sıçramasını önlemek için,
önceden tavaya biraz tuz atmak yetişir, et kızartılırken
atılırsa, sertleştirir.
Konservelerin, bozuk olup olmadığı, kutunun
dışa doğru hafif kabarması ile anlaşılır. Kutu
açılırken ses ve koku çıkarırsa, o da bozuk demektir.
Koyun etlerinden en lezzetlisi, kıvırcık, daha
sonra da dağlıçtır.
Kötü koku: Kış günleri evlerde ve çalışma
yerlerinde kötü kokular olabilir. Bu kokuları yok
etmek için bir miktar pamuğa kolonya döküp kap
içinde ocfaya bırakılır. Kokunun kaybolduğu görülür.
Kuru üzüm: Kuru üzüm yenirse veya soğuk
suya bırakılıp, tadı çıktığında su yerine içilirse
asabiyeti düzeltir ve kan yapar.
Lahananın kokusu: Evde lahana veya karnabahar
pişirirken etrâfa yayılan koku hep bilinir.
Bunu önlemenin çâresi tencereye birkaç dilim ekmek
koymaktır. Ekmeğin ufalanıp yemeğe karışmasını
önlemek için, temiz bir tülbende sarıp koymalıdır.
Limon; kesik limonun kurumaması için,.çay
tabağına biraz sirke konur ve limonun kesik yeri
sirke içine kapatılır.
Makarna: Haşlanmakta olan makarnaların
birbirine yapışıp hamur olmamaları için, kaynama
suyuna birkaç damla zeytinyağı konulmalıdır.
Makas bileme: Evde devamlı kullanılan makaslar
körleşince, onları bilemek için orta irilikte
bir zımpara kâğıdı ince kurdeleler halinde bu makasla
kesilince, makasın eski keskinliğine kavüştuğu
görülür.Makasla marul: Makaslardan birini iyice temizledikten
sonra mutfakta kullanmak için ayırmak
yerinde olur. Lahana, marul, ıspanak gibi
sebzeler, makasla çok ince doğranabilir.
Maydanozun saklanması: Maydanozu saklamanın
en iyi yolu bir kavanoz dolu suya koymaktır.
Saplar suyun içinde, yapraklar dışında olmalıdır.
—
Mercimek, toprak kapta pişerse siyahlaşır.
Mercimek, fasulye, nohut ve bakla, et yerine
geçecek kadar besleyicidir.
Naftalin kokusu: Eğer naftalin kokusu, rahatsız
ediyorsa, çamaşırların arasına naftalin yerine
nâne doldurulmuş torbalar koymalıdır. Hem elbiseler
güzel kokar hem de nâne, güve kaçırmak
hususunda naftalin kadar etkilidir.
Nikel eşyâ temizliği: Evinizdeki nikel eşyâyı
temizlemek için patates unundan faydalanabilirsiniz.
Temizlik yapacağınız zaman patates ununu
kapta kavurmanız gerekir.
Ölçüler: Yemek târiflerinde, kullanılacak malzemenin
miktarı çoğunlukla, gram olarak verilir.
İyi bir yemek pişirebilmek için tartı ve ölçülere
azami dikkat göstermek gerekir. Ancak evlerde
dâimâ terâzi bulundurmak mümkün olmadığından,
bâzı kaplar da belirli miktarları göstermede ev
hanımına büyük ölçüde faydalı olabilir. Meselâ, ortalama
olarak, bir su bardağı 1/4 litre su, yâni 250
gram su, 200 gr pirinç, 225 gr un, 250 gr toz şeker
alır. Diğer taraftan 75 gram su alan kahve fincanı,
75 gram süt, 60 gram eritilmiş tereyağı ve zeytinyağı,
65 gram pirinç, 60 gram fasulye, mercimek,
55 gram pudra şekeri, irmik, 50 gram un, 70 gr toz
şeker, 25 gram rendelenmiş peynir, 25 gram çekilmiş
badem, ceviz, kakao miktarını verir.
Bir kahve kaşığı: 4 gram su, 5 gram şurup.
Bir tatlı kaşığı: 12 gram su, 16 gram şurup.
Bir çorba kaşığı: 12 gram su miktarını verir.
Yemek veya tatlı yaparken bu pratik ölçüler ev
hanımına dâimâ yardımcı olabilir.
Pantolon: Yepyeni pantolon, eski bir görünüm
alıp, pırıl pırıl parladıysa, 1/2 ölçü suya 1/4 amonyak
ve 1/4 tuz koyup, bu karışıma batırılarak pantolonun
parlak yerleri fırçalanır ve ütülenir.
Paslı bıçak: Paslı yemek bıçaklarının keskin
taraflarına zeytinyağı sürüp, yarım saat sonra bıçak,
bahçede toprağın içine birçok defa batınlıp çıkarılır
ve biraz da zımpara kâğıdı ile ovulursa pastan
eser kalmaz.
Pasta: Pasta yaparken içine konacak üzümlerin
dibe çökmeleri istenmiyorsa, hamura katmadan
önce tereyağına bulamak lazımdır.
Pasta kalıbı: Pasta kalıplan paslanacaksa, yeni
alman kalıplan kullanmadan önce yıkayıp kurulamak
ve sonra içini bolca yağlayıp, kızgın fınnda yarım saat
bırakmak lâzımdır. Paslanmayı önleyecektir.Patates, piştiği gün yenmelidir.
Patates: Patates haşlanırken, suyuna konulan
bir kaşık sirke, hem lezzetini arttıracaktır, hem
de rengini güzelleştirecektir.
Patlıcan, kızartmadan önce, tuzlu suda biraz
bekletilirse, hem az yağ harcanır, hem de kararmaz.
Peyniri muhafaza için, sirke ile ıslatılmış
beze sarmak lâzımdır.
Pirinç pilavı: Pilav yapmadan önce, pirinç
ılık ve tuzlu suda on dakika bekletilip, birkaç defa
yıkanırsa pilav tâne tâne olur. Bu arada, pilavın
buharının çıkmamasına dikkat edilmelidir.
Pirzola: Pirzolanın tuzu muhakkak piştikten
sonra konmalıdır. Zîrâ, önceden konursa sertleşir.
Porselen tabakların bakımı: Porselen tabakların
parlaklıklarını kaybetmemeleri için kullandıktan
sonra bulaşık olarak bekletilmemeleri,
çabuk yıkanmaları tavsiye edilmektedir. Sabun ve
sıcak suyla yıkamak en iyi yoldur.
Salata: Marul ve kıvırcık salata yaparken,
yapraklan mümkün olduğu kadar iri doğranırsa vitamini
daha az kaybolur.
Salça, tuzlanır ve üzeri zeytinyağı ile örtülürse,
hiç küflenmez.
Sebze pişirirken: Sebzeleri pişirirken çok az
su kullanmalı. Bu sâyede daha tâze görünüşlü
olurlar. Sebzenin atılacağı suyu da, daha önceden
kaynatmalı, sebzeyi sonra koymalıdır. Sebze yemeklerini
fazla karıştırmak da doğru değildir.
Sebzeler pişirilince, vitaminlerinin büyük bir
kısmı gideceğinden, mümkün mertebe, çiğ yenmelidir.
Sebzeler, doğranmadan önce yıkanmalıdır.
Aksi hâlde faydalı maddeler suya kanşır gider.
Seyâhatte çiçekler: İnsan evden beş-on gün
uzaklaşacağı zaman, çiçeklerin bakımı çok güçleşir.
Halbuki bunun kolayı vardır. Saksılar bir leğene
dizilir, leğene iki parmak kadar su konur.
Gidip dönünceye kadar çiçeklere bu su yeter.
Sigara kokusu: Uzun süre sigara içilen ve
havalandırılmayan odalarda ağır bir sigara kokusu
meydana gelir. Bu da insanda baş ağnsına sebep
olur. Bu durumda bir sünger parçasını sirkeye batırıp
bir tabağın içine koyunca kısa bir süre sonra
odadaki sigara kokusunun kaybolduğu görülecektir.
Odada mum da yakılırsa mum sigara kokusunu
emer.
Soğan, soyarken, ellerin kokmaması için önceden
sirke ile silmek lazımdır. Böyle yapılmazsa,
sonradan tuz ile ovunca da koku gider.
Soğan soyarken gözün yanmaması için bir çâre
de, kabuğunu çıkartmadan önce soğanlann üzerine
biraz sirke döküp, 2-3 dakika bekletip, sonra
kullanmaktır.
Soğan: Kesilmiş soğanı nasıl saklamalı? Kesilen
Soğanın hepsini kullanmak gerekmeyebilir.Bu durumda yarım soğan genellikle kurur, buruşur.
Kısacası ziyan olur gider. Ama, eğer bir tabağa biraz
tuz koyup soğanın kesilmiş tarafı bu tuza yatırılırsa
taptâze saklamak imkânı bulunur.
Soğan: Hemen hemen bütün yemeklerin lezzet
kaynağı olan soğanın suyu sinek ve arı sokmalarının
verdiği acıyı hemen alır.
Sucukların zarı: Sucukların zarı, soyulurken
çok defâ güçlük çıkarır, iyi soyulmaz, yapışır, yırtılır.
Sucuğu kolayca soymak için zarı önce ıslak
bir bezle ıslatmak gerekir.
Süpürge: Yeni alman süpürgeyi dayanıklı hâle
getirmek için en pratik yol, süpürgeyi 24 saat soğuk
su içinde bırakmaktır. B öylece süpürgenin
tellerinin uzun zaman dökülmediği görülecektir.
Sürâhi temizliği: Dar ağızlı sürahilere el girmediği
için, bu tip sürâhilerin diplerini temizlemede
zorluk çekilir. Bu sürâhileri temizlemek için
çok basit bir usûl vardır. Sürâhinin içine ılık su doldurup,
biraz tuz ve sirke ilâve etmeli, kırık yumurta
kabuklarını da içine atıp iyice çalkalamalıdır. Sürâhinin
dibinin temizlendiği görülecektir.
Süt, pişerken, taşmaması için, içine biraz sâde
yağ atılır.
Tava yıkamak: Tava yıkamak hiç de zor değildir.
Evvelâ, gazete veya kâğıt ile onu iyice silmeli,
icâb ederse bir^avuç mutfak tuzu ve kâğıt ile
ovup, sonra sabunlamalıdır.
Tereyağı, kızartmalarda yandığı için içine biraz
zeytinyağı konur. Kızartmalar daha ziyâde bitkisel
yağlarla yapılır.
Tuzluktaki tuz nemlenip akmıyorsa, içine
birkaç pirinç atılır.
Türlü: İster yaz türlüsü, ister kış türlüsü olsun,
türlü yemeği yaparken, kullanılacak sebzeleri ayrı
ayrı pişirmek gerekir. Her sebzenin kendine göre
bir pişme derecesi vardır. Hepsi bir arada olursa,
çabuk pişenler de geç pişenler kadar ateşte kalacağından
dağılırlar. Ayrı ayrı pişen sebzeler daha
sonra malzemeyle birlikte tencereye konur ve
hepsi yeniden, bir taşım kaynatılır.
Ufalan sabunlar: Ufalan sabunlar rahatça kullanılmaktan
çıkar, üstelik insan atmaya da kıyamaz.
En iyisi ufalan sabunlan biriktirmektir. Biraz çoğalınca
bir bezin içinde sıcak suya sokup bekletmeli,
iyice yumuşayınca avuçla sıkıp şekillendirmeli, sonra
soğuk suya sokup, o şekilde donmasını beklemelidir.
Büyükçe bir sabun imâl edilmiş olur.
Un: Un fazlaca bekletildiği zaman böceklenir.
Bunu önlemenin bir yolu vardır. Unun içine küçük
bir kese kâğıdmda tuz konur. İçinde tuz bulunan un
böceklenmez.
Ütü yaparken: Elektrik ütüleri en ufak ihmallerde
bile evlerde büyük tehlikelere yol açabilir.
Ütü yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar
şunlardır: Ütüleri mümkün olduğu kadar rutubetten
korumak, paslanmamasına dikkat etmek lazımdır.
Ütü yapılırken, ütü arzu edilen sıcaklıkta
olduğu zaman, termostatlı değilse, kordonu prizden
çıkararak işe devam etmelidir.
Vazo çiçekleri: Vazo çiçeklerinin uzun ömürlü
olmalan için; çiçeklerin saplan dâima keskin bir
makas veya bıçakla kesilmelidir. Kaim saplı çiçekler
suya konmadan önce sapları alttan yarılınca,
suyu daha kolay emer ve daha uzun zaman kalır.
Aspirin ve buzun da bir zaman çiçeklerin tâzeliğini
korumada yardımı olduğu bilinmektedir.
Yanık kokusu: Mutfaktaki yanık kokuları
uzun süre kaybolmaz. Bundan bir an önce kurtulmanın
yolu, ateşe birkaç damla sirke dökmektir.
Yemeğin tuzu, fazla atılmışsa, çiğ patetes veya
ekmek kabuğu atılırsa tuzu emer.
Yemek, pişerken tuz son zamanda atılır. Önce
atılırsa, sebze ve etler sertleşir.
Yemeklerin pişme müddeti, kaynama ânında
başlar ve buna göre hesaplanır.
En iyi ve lezzetli yemekler dibi düz ve kaim
tencerelerde pişer. Çelik tencereler bunun için
idealdir.
Yoğurt; kansızlığa, kalp hastalığına, sindirim
güçlüğü ve karaciğer hastalığına iyi gelmektedir.
Yumurta kırarken: Bâzan bir yemek veya
kek, pasta gibi şeyler için birçok yumurta kullanmak
gerekir. Şâyet sarısı ile akı ayrı yerlerde kullanılacaksa,
yumurtayı kırdıktan sonra hafif kıvrılan
avuç içerisine yumurta alınır. Böylece, akı
parmakların arasından alttaki kaba akıp, sarısı
avuç içinde kalır. İş de kolaylaşmış olur.
Yumurta pişirirken: Yağda pişirilecek yumurtaların,
dağılıp görünüşlerinin bozulmamaları
için, sahanın dibine biraz un serpmek lâzımdır.
Bu usûl, yumurtaların yapışmasını önler ve dağılmaya
engel olur.
Yumurtaların çatlaması: Pişerken çatlayan
yumurtalar, zevksiz bir görünüş meydana getirir,
hele lop olacaksa, yumurtanın biçiminin bozulmasına
yol açar. Bunu kesinlikle önlemenin tek çâresi
yumurtanın küt tarafına (sivri tarafına değil)
iğne ile minik bir delik açmaktır. Yumurtanın içinde
genişleyen hava buradan çıkarak yumurtanın
çatlamasını önler. Bu o kadar sağlam bir yoldur ki,
şimdi, büyük şehirlerimizde yumurtaya delik açmak
için özel âletler bile satılmaktadır.
Yün kazak: Kışlık yün fanila ve kazaklar kaldınlırken
kısalmadan, daralmadan yıkamak için yıkanacak
suyun her litresine 1 tatlı kaşığı amonyak
ilâve edilir. Toz sabun da koyduktan sonra çitilemeden
yıkayıp çıkarılır ve aynı ısıdaki suyla çalkalanır.
Bükerek sıkılmaz. İki el arasında sıkıştırarak
suyu çıkarılır. Sonra da bir kuru havluya sarıp
fazla suyu alınır ve yere düzgünce sererek kendi
hâline kurumaya bırakılır.
PRATİK BİLGİLER
22
Eki