PRUIT H A R B İ; 1 2 – 2 1 Temmuz 1711 Osmanlı-
Rus Harbi. Rus çarlarındajı Birinci Petro (1682-
1725), İsveç kralının Lehistan’da harp etmesinden
faydalanarak, 1702 yılında ilk defâ Fin Körfezine
çıkarak Petersburg (Leningrad) şehrinin
bulunduğu kıyıyı, zaptetti. 1703’te bu kıyıda Deli
Petro’nun adı ile Petersburg diye anılan şehir kurulmaya
başlandı. Lehistan Seferini bitirdikten
sonra, Rusya’ya harp îlân eden İsveç Kralı Demirbaş
lakaplı XII. Şarl (1697-1718), 1709’da Poltava
Muhârebesinde yenilince, ric’at yolu kesilmiş
olduğundan maiyetiyle berâber Osmanlı topraklarına
en yakın olan Bender Kalesine sığındı. XII.
Şarl’ı tâkip eden Çar Petro’nun ordusu da OsmanlI
sınırını geçerek tahrîbâtta bulundu.
Gerek bu tecâvüze karşılık vermek, gerekse İsveç
Kralının Bender Kalesinden İstanbul’a gönderdiği yardım dileyen mektupları ve Rusya’nın
emellerine set çekmek için Sultan Ahmed Han,
Rusya’ya sefer açtırdı. Vezîriâzam Baltacı Mehmed
Paşa, sefere Serdâr-ı ekrem (Başkumandan) tâyin
edildi. Yüz bin kişilik Osmanlı ordusu, 9 Nisan
1711’de sefere çıktı. Osmanlı donanması da üç
yüz altmış gemiyle Karadeniz’e açılarak, Azak
Denizindeki Rus donanmasını imhâ ve Azak Kalesini
zaptetmek vazîfesiyle denizden sefere katıldı.
Osmanlı ordusu, Prut adındaki Kıpçak boyunun
adını taşıyan Prut Nehri kıyısında Rus ordusuyla
karşılaştı. Çar Deli Petro kumandasındaki Rus ordusunun
mevcudu altmış bin kadardı.
Osmanlı ordusunun öncüleriyle, Rus öncü kuvvetleri
Prut Nehri karşı kıyısında nehir geçiş hazırlıkları
içinde karşılaştılar. Osmanlı öncü kuvvetleri
karşı kıyıda bir köprü başı ele geçirdi. Emniyetle
nehrin karşı tarafma geçti. Bu sırada düşman
öncülerinin geri çekilme hareketini sezen Baltacı
Mehmed Paşa, kuvvetli bir süvârî kolunu ileri göndererek
Ruslar a ağır kayıplar verdirdi. Diğer taraftan
Kırım Hanı Devlet Giray da, 20 Temmuz günü
Rus nakliye kollarını basarak epeyce kayıp verdirdi.
Ayrıca çeşitli eşyâ ile dolu 600 arabayı da ele
geçirdi. Bu sûretle Rus ordusu ağırlıklarını tamâmen
kaybetti. Öğleden sonra Rus askerine verilen
istirâhatten faydalanan Devlet Giray, Tatar birlikleriyle
Yaş yolunu kesince, Rus ordusu çok kötü duruma
düşürüldü. Kuzey, yâni ric’at hattı, Kırım atlıları;
sağ kanat da Çerkez Mehmed ve Sâlih paşaların
emrindeki sipâhîler tarafından tutulunca, Rus
ordusu artık tamâmen sıkıştırılmış bulunuyordu.
Ruslar ilk gün yalnız topçu desteği olmadan açıktan
yapılan yürüyüşü yeniçerilerin gayretsizliği
sebebiyle durdurmaya muvaffak oldular. Fakat bu
çarpışmalar sonunda, çarın hareket imkânları da tâmâmen
önlendi. Prut Irmağının karşı kıyısına da
Cin Ali Paşa komutasındaki Bender askerleri yerleştirilince,
çevirme işi tamamlanmış ve Osmanlı
topçusunun mevzîlere girmesiyle de Ruslar büyük
zâyiât vermeye başlamıştı.
Ordusunun gıdâsızlık yüzünden fenâ bir durumda
olduğunu, çemberden kurtulmanın imkânsızlığını
ve zâyiâtının da git gide artmakta olduğunu
gören Petro, bir meclis topladı ve bu mecliste
Türklere sulh teklifinde bulunmayı kararlaştırdı.
Çarın müsâdesiyle Mareşal Şeremitiyev bir mektup
yazarak, resmen sulh teklif etti. Baltacı Mehmed
Paşa mektubu getiren Rus subaylarının karnını
doyurup tevkif ettirdi ve Rus ordusunun bombardıman
edilmesini, top ateşine fâsıla verilmemesini
emretti.
Bunun üzerine Şeremitiyev, ikinci bir mektup
yazarak daha ziyâde kan dökülmeksizin sulh
için bir karar vermesini Baltacı Mehmed Paşaya
tekrar ricâ edip, aksi taktirde canla başla tekrar harpedeceklerini bildirdi. Serdâr-ı ekrem 21 Temmuz’da
Şeremitiyev’den ikinci mektubu aldıktan
sonra bu husûsu görüşmek için Kırım Hanı ve ordu
erkânını toplayıp, sulh yapılıp yapılmaması
hakkında görüştü. Topladığı hey’ete; “Rus çarı
sulh istiyor ve her ne talep edilirse vermeyi kabul
ediyor, ne dersiniz? Arzumuz gibi hareket ederse
sulhe mi müsâade edelim, yoksa amanına bakmayıp
harbe mi devâm edelim?” diye sordu. Kırım
Hanı sulhe muhâlif olmasına rağmen, ordu erkânının
ekserisinin; “Eğer istediğimiz kaleleri bize
teslim eder ve tekliflerimize râzı olursa, sulh yapmak
kazançtır. Ayrıca yeniçeriler arasında savaşa
karşı bir isteksizlik sezilmesi ve mâzallah fenâ
bir durumda savaşın bozgunla neticelenme ihtimâli
vardır.” diye mukâbele ettiğinden sulhe karar verildi.
Ertesi gün ordugâha dâvet edilen Rus murahhası
Petro Şafirov ile görüşmelere başlandı ve
22 Temmuz 1711’de antlaşma imzâlandı. (Bkz.
Prut Antlaşması)
Bu antlaşma sırasında Rus Çariçesi Katherina
ile Baltacı Mehmed Paşanın buluşmaları tamâmen
hayâl mahsûlüdür. Devrin hiçbir Türk ve Avrupa
kaynağında böyle bir iddiâ yoktur. Prut Seferinden
hemen sonra Baltacı’yı sadâretten düşürmek
için çalışan devlet adamları dahi böyle
bir iddiâda bulunmamışlardır. Bu nevi iftirâlar
edeb, ahlâk ve vatanperverliğin nümûnesi olan
bâzı Osmanlı paşalannı gözden düşürmek isteyen
veya onları da kendileri gibi zanneden romancıların
kaleminden çıkmış uydurma hikâyelerden öte gidemez,
PRUIT HARBİ
22
Eki