wiki

Püskürtmek

Bir şeyi püskürmek, ağızda bulunan toz ya da sıvı bir şe yi dışarı çıkarmak; saçmak, püskürtmek: Ağzındaki suyu bir kimseye püskürmek.

—2. Lav püskürmek, lav fışkırtmak, saçmak.

—3. Ateş püskürmek -+ ATEŞ. O gçz. f. Bir volkandan söz ederken, faaliyete geçmek; indifa etmek. O püskürtmek ettirg. f.

1. Ağzındaki şeyi püskürtmek, onu hızla dışarı çıkartmak, fışkırtmak.

—2. Bir sıvıyı (bir yere) püskürtmek, onu çok ince damlacıklar halinde sıçratmak, fışkırtmak: Bir bitkinin yapraklarına su püskürtmek.

—3. Bir topluluğu püskürtmek, onun ilerlemesine engel olmak; onu geriletmek, önüne katıp sürüklemek: Düşmanı püskürtmek. Saldırganları püskürtmek,

—Ask. Düşmanı bir mevziyi terk etmek zorunda bırakmak.

—Metalürj. Özel makineler yardımıyla döküm maçalarının püskürtülmesin! sağlamak.

|| Bir metal ya da bir alaşımı izabe fırınına fışkırtmak.

|| Çelik saçma püskürtmek, yüzey durumunu değiştirmek üzere (kalıcı biçim değiştirme, yüzey temizleme) sıkıştırılmış gaz jeti aracılığıyla parçaların üzerine çelik ya da cam bilyalar fırlatmak.

—Uz. havc. Bir roket-motorun yanma odasına sıvı ergol enjekte etmek ve homojenleştirmek. O püskürtülmek edilg. f. Püskürtmek eylemi yapılmak ya da püskürtmek eylemine konu olmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir