. (fars. büt). 1. Tanrısal bir varlığı, maddi bir biçimde (resim, heykel) temsil eden ve ona, sanki o varlığın kendisiymişçesine tapılan nesne; sanem: Taş, tahta, bronz put. Puta tapma. Pagan tanice profesörlüğüne getirildi (1828). Ox- ford hareketinde etkin bir rol oynadı. “Pu- seycilik” de denen bu hareketin amacı, Reform’dan önceki katolik öğretileri Anglikan kilise’ye yeniden sokmaktı. Tractsfor the f/mes (1833-1841) etkinliğine katıldıysa da, Newman ve başka birçok tractari- an’ın katolikliğe geçmelerine karşın Anglikan kilise’ye bağlı kaldı. Ritualism yandaşlarının önderi olarak birçok yapıt, özellikle Vatikan.konsili’ne ilişkin metihlerden oluşan üç Eirenicon (1865-1870) yazdı
PUT
13
May