wiki

REFİ’ BİN MİHRAN (r.a),

Tâbünin
büyüklerinden. Yüksek halleri bulunan,
Peygamber efendimizin sünnetine, büyüklerimizin
yoluna uymayı, bid’atleri terk
etmeyi tavsiye eden bir zât idi. Künyesi
Ebû’l-Âliye’dir. Künyesi ile meşhur olmuş­
tur. 93 (m. 711) senesinde vefat etti. Hz. Ebû
Bekir’i gördü. Hz. Ömer’in arkasında
namaz kıldı. Übey bin Ka’b’ın (r.a) ve diğer
Sahabilerin huzurunda Kur’ân-ı kerîm
okudu. Güzel ve çok fâideli hoş sözleri
vardır.
Ebû Âliyye’nin Tâbiîn arasında seçkin
bir yeri vardı. Aralarında, Kureyşlilerin de
bulunduğu toplulukta, Abdullah Ibn-i
Abbas hazretleri onu yanına oturtun
“işte ilim, insanın şerefini böyle kat kat
artırır” buyururdu. Ebû Bekir bin Dâvûd’
da (r.a) Peygamber efendimizin Eshâbından
sonra, Kur’ân-ı kerîmi, Ebû Âliyye,
ondan sonra Said bin Cübeyr’den daha iyi
bilen olmadığını söylemiştir. Ebû Âliyye
tefsir ilmini İbn-i Abbas hazretlerinden
almıştır. Bu konuda en çok ondan rivayette
bulunmuştur.
Tefsirine örnek: Allahü teâlânın
“Onlar ki kıldıkları namazdan habersizdirler
(gafildirler.) Onda sevh ederler.”
(Mâun/5ı âyetinde kimin murad edildiği
sorulunca, kaç rekat kıldığını bilmeyenlerdir,
diye cevap vermiştir.
O, Hz. Ömer, îbn-i Mes’ûd, Hz. Ali, Hz.
Âişe ve daha birçok Sahâbiden ilim almış,
ondan da Katâde, Halid El-Hazzâ, Dâvûd
bin Ebî Hind, Avf el-A’râbî, Rebî bin Enes
ve daha başkalarından ilim öğrenmiş ve hadîs-i
şerif nakletmişlerdir. Rivayet yoluyla bildirdiği
hususlarda sözüne güvenilir bir
kimse idi. Onun tefsire dair rivayetleri vardır.
Bu tefsire dair rivayetlerini Rebi bin
Enes el-Bekri bildirmiştir.
Refi bin Mihran hazretleri hayır ve
hasenatını gizli yapardı ve buyururdu ki:
“Sadakanın en hayırlısı, sağ elle verip sol
elinden bile gizlemektir.” Nasihat isteyen
birine buyurdu ki:
“Al/ahü teâlânın sevdiği ve beğendiğiişleri yap, böyle yapan kimse salih amellere,
iyi işlere meyleder, onu yapar. Kötü­
lüklerden ve günahlardan uzak kal.
Kötülük yapan, günah işleyen kimse, kötü­
lük ve günaha alışır, bunları yapmakta
devam eder. Allahü teâlâ günahkâra,
dilerse azâb eder, dilerse onu bağışlar.”
Yine buyururdu ki:
“Allahü teâlânın insanı müslüman
olmakla şereflendirmesi, arzu ve isteklerinden
koruması büyük nimetlerdendir.”
“Müslümanlığı öğreniniz, öğrenince de
ondan yüz çevirmeyiniz. Doğru yola yapışı­
nız. Bu yol, müslümanlıktır. Müslümanlıkta
sağa sola sapmayınız. Resûlullah
(a.s.) ve onun gökteki yıldızlar gibi olan
Eshâbının yoluna yapışınız. Arzu ve isteklerinizden
çok sakınınız. Arzu ve istekler
aranızda düşmanlık ve kin meydana
getirir.”
“Bir âlimden ilim almak için, günlerce
yol yürürdüm. O zâtın yanma vardığım
zaman, onda ilk aradığım, namazını doğru
ve şartlanna uygun kılıp kılmadığı olurdu.
Eğer, şartlarına uygun Jalarsa, yanında
kalır, ondan ilim öğrenirdim. Bu şekilde
bulmazsam yanında kalmaz ondan ilim
almazdım.”
“Utanan ve kibirli olan ilim öğrenemez.”
“Kendileriyle görüştüğüm zaman
Resûlullah’ın (a.s.) Eshâbı bana şöyle dedi:
(Allahü teâlâdan başkası için, iş yapma,
sonra Allahü teâlâ seni kendisi için amel
(iş) yaptığın kişinin eline bırakır.)”
Birisi, Refi bin Mihran hazretlerinin
abdest aldığını görünce, “Allahil teâlâ
tevbe edenleri ve temiz olanları sever”
meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu. Bunun
üzerine O’da, “Kastedilen mânâ, su ile
tem izlelenenler değil, günahlardan
temizlenenlerdir” buyurdu.
Refi bin Mihran hazretlerinin rivayet
ettiği iki hadîs-i şerif:
Resûlullah (aleyhisselâm) sıkıntılı
zamanlarında “Lâ ilahe illallahu azimül-alîm,
lâ ilâhe illâ rabbül-âlemin,
rabb-ül arşil-Kerîm, lâ ilâhe illallâh,
Rabbü-8-Semavâti ve-l-Erdı, veRabbül-arş-il-azîm.”
buyururlardı.bni Abbas’dan rivayet ettiği hadîs-i
şerifte Resûlullah efendimiz: “Dinde aşırı
gitmeyiniz. Sizden önceki ümmetler
dinde aşırı gitm eleri sebebiyle helâk
oldular. ”
1) Hilyet-ül-evliya, cild-2, sh. 217
2) Tabakât-iil-müfessirin, cild-1, sh. 172
3) Tezkiret-iil-huffaz, 1/61

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir