SALVADOR DALİ
BİRKAÇ ESER
Kemancı Ricardot Pichot’nun Portresi.
Sırttan Görülen Oturan Genç Kız.
Hüzünlü Oyun.
Gradiva însan biçimli Harabeleri Yeniden Buluyor. Lenin’in Piyano Üstünde Altı Kez Görünmesi.
Belleğin Direnci (veya Yumuşak Cep Saatleri), îç Savaş Sevgisi.
Mae West.
Narkissos’un Değişimi.
Aziz Antonius’un îğvası. Atomik Leda.
SaintJean de la Croix îsa’sı. Son Akşam Yemeği.
Perpignan Garı.
Kozmik Atlet.
Sanrı Uyandıran Boğa Güreşçisi.
Yiğitçe Bir Kermes (Georges-Pompidou Merkezi’nde yapılan çevre düzenlemesi).
Daha sağlığında görkemli bir başarı sağlamış olan ressamın 1989’da ölümünden sonra bu başarısı daha da artı: Figueras’ta adına açılan (bizzat kendisi tarafından hazırlanmış olan) Salvador Dali Müzesi, Ispanya’da en çok gezilen müzeler arasında Pra-do’dan sonra ikinci sırada yer alır, sanatçının çalışmalarıysa posterler halinde çoğaltılıp bütün dünyada satışa sunulmaktadır, bunlar popülerlikte, yaratıcısının garipliklerine gösterilen ilgiyi aşarlar.
DÂHİ DALİ
11 mayıs 1904’te Figueras’ta doğan, «dâhi Dali» (kendisi böyle adlandınlmaktan hoşlanırdı), hali vakti yerinde Katalonyalı burjuva bir ailenin çocuğuydu; bununla ailesini iğnelemekten de hoşanırdı. Noter olan babası onun genç yaşta güzel sanadara yönelmesinden pek memnun olmamıştı. Salvador Dali klasik öğrenimden çok desen ve resme yatkın biriydi, doğal olarak da 1921’den itibaren Madrid’deki San Fernando Güzel Sanadar Akademisi’ne başladı. Orada, izlenimcilikten kübizme kadar moda olan değişik üslupları taklit edebilme yeteneğinden dolayı çok kısa sürede dikkati çekti. Bilinen ilk eserleri Kemana Ricardo Pichot’nun Portresi (1920) veya Jorneta Kanalı (1923) onun portreci ve peyzajcı yeteneğini ortaya koyar. Barcelona’daki Dalmau galerisinde açtığı ilk sergiyle aynı tarihlerde gerçekleştirdiği Sırttan Görülen Oturan Genç Kız (1925), yirmi bir yaşındaki bir sanatçının klasik tarzda fırça kullanmasındaki ustalığım ve şaşırtıcı virtüözlüğünü gözler önüne serer. Bu dönem Dali’nin şair Federico Garcia Lorca ile dosduk kurduğu ve Ispanyol öncü sanat çevrelerine katıldığı dönemdi.
Ne var ki, gerçek bir sanatsal başarı arayışı içinde olan bu genç adam için Ispanya yetersizdi: O Paris’i fethetmeliydi. Nisan
1926’da kısa bir süre kalmak üzere bu şehre gittiğinde, asıl e| mi, Andre Breton’un canlılık kazandırdığı gerçeküstücülük s mı biçiminde ortaya çıktı. Dali artık Breton’un güçlü etkise kendi iç dünyasından kaynaklanan ilginç kompozisyonlar y maya başladı. Akıldışı güçlü imajlar yaratmak için hayallerin; yararlandı, tıpkı Kan Baldan Tatlıdır (1927) adlı çarpıcı tablos da olduğu gibi (burada iğneler, bir eşek iskeleti, kanayan bir g de ve ne oldukları kolayca kestirilemeyen garip figürler birbı: rine karışır).
Dali tematik alandaki gözü pekliği sayesinde, gerçeküsr. topluluğun içine, kendi deyişine göre kolayca «nüfuz etti». M ritte’in, De Chirico’nun, Max Ernst’in, Miro’nun, Yves T guy?nin resmini keşfetti, genç İspanyol sinema sanatçısı Bun
NARKİSSOS’UN DEĞİŞİMİ
1937
Yarattığı ürünler modem nitelikli olmasına rağmen Dali resim alanında g leneksel temalara, özellikle de mitolojiden kaynaklanmış olanlara bal kalmıştır; Narkissos yakışıklı bir delikanlıdır, genç kızlan sevmek yem kendi görüntüsüne âşık olmayı tercih ettiği için tanrılar tarafından cez landırılmıştır; güzelliğinin sudaki aksine esir olup ölür; Ovidius’a göre [C ğişimler [Metamorphoses]) onun tam öldüğü yerde bir çiçek, yani nerj bitmiş, Dali yaptığı tabloda çifte bir değişimi yansıtmıştır. Solda Nark: sos suda kendini hayranlıkla seyretmektedir; sağdaysa heykel biçimine ki tıpatıp benzeri, bir ele dönüştürülmüştür. Narkissos’un başının yerini Dali’ye göre bir yumurta, bir tohum, yeni Narkissos’u yani nergis çiçej ni verecek olan soğan bulunmaktadır. Başın soğana benzetilmesi bir Kat lan deyiminde de yer alır; gerçekten de kompleksli bir insan için bu dilt «kafasında soğan var» deyimi kullanılır. Dali bu yolla Yunan mitini yer den yaratmış, kendine özgü «eleştirel-paranoya» metodunu ilk defa ki lanarak mitin psikanalitik boyutunu da göstermiştir. (Tate Gallery, Lond’
SALVADOR DALİ
Salvador Dali, şaşırtıcı başarılar peşinde koşan bir tuhaflık düşkünü mü, yoksa ikiyüzlülüğün kol gezdiği bir çağda özü sözüne uygun bir sanatçı mı olduğu hep tartışılan bir insan oldu. Ressam, gravürcü, heykelci, sinemacı ve şair olarak her dalda eser verdi, gerçeküstücülüğü vurguladı, XX. yy’da az rastlanır bir teknik ustalık gösterdi. Ona dâhi mi demeli, yoksa bir muzip mi?
1920
1925
1929
1931
1936
1937 1946 1949 1951 1955 1965 1968 1970
1979
îostluk kurdu, birlikte ilk gerçeküstücü film olan «Bir Endülüs tği»ni (Un Perro Andaluz, (1929) yaptılar. Film büyük başarı adı, ama aynı zamanda senaryo ile görüntülerdeki şiddet un-mun (kadın kahramanın gözünün bir tıraş bıçağıyla kesilme -ıbi) birbirini tutmaması yüzünden skandal yarattı. Ertesi yıl i, Bunuel’in Altın Çağ (La Edad de Oro) adlı filminin hazırlık şmalarına katıldı: film kutsal değerlere ve yurtseverliğe aykırı ıığu gerekçesiyle yasaklandı, gerçeküstücüler de onu savun-k için bir manifesto yayımladılar.
)ali’nin sanatsal gelişmesinin ilk dönemi, ilham perisi ile yani
i Eluard’m karısı Gala ile karşılaştığı 1929-1934 yılları arasına iar: ressam, kendisi uğruna şairi terk eden Gala ile 1958’de nî nikâhla» evlendi. Eserleri acayip olmakla birlikte kendisine erek artan bir ün sağladı ve bu ün, gerçeküstücü topluluktaki ;jca savunucusu olan Andre Breton tarafından desteklendi, cak Dali kısa bir süre sonra gerçeküstücülük hareketine karşı ştirel bir tutum benimsedi, 1934’te de özellikle Lenin’e karşı gi-;ği saldırılar ve Hider’e karşı beslediği hayranlık (belki de kışıma) yüzünden topluluktan atıldı,Bununla birlikte yine de ger-oistücü anlayışta resimler yapmayı sürdürdü, hayatı boyunca bu akıma bağlı kaldı, hatta bir ara 1936’ya doğru, resimleriyle lyan ustalara karşı ateşli bir ilgi dahi gösterdi.
1940’ta ABD’ye giden sanatçı orada tablo tüccarları, eleştirililer ve izleyiciler tarafından hararetle karşılandı. Bundan böy-tabloları dünyanın en çok para eden ressamlarından biri ola-<fl; aynı zamanda da yarattığı skandallar ve kibar çevrelerde zandığı başarılardan dolayı en ünlü ressamlar arasına katılacak-ABD, Fransa ve Ispanya arasında şatafadı ve dengesiz bir yana süren Dali gerçek bir kült konusu haline geldi. Ne bütün dün-ia dolaşan sahte Dali tablolarının çokluğu hakkmdaki söylen-5i, ne de sanatçının 1970’li yıllarda Lanvin çikolatası reklamı gi-âcarî teşebbüsleri, parıldayan şöhretine gölge düşürebildi, ama ssamın son yılları 1982’de sevgili Gala’nın ölümüyle karardı.
RESİM YAPMA SANATI
Son derece eleştirisel yaklaştığı XX. yy ressamları arasında Da-ıstisnaî bir durum sergiler; çünkü o tam anlamıyla geleneksel r teknik uygulayan sanatçıdır. Tablolarında, dikkati çeken aka-;mik bir beceriklilik göze çarpar, bu da onun, dünyada ne var ne :k hepsini, canının istediği gibi ve mükemmelen realist bir stil-; yansıtmasına imkân verir, ister çoğunlukla fon olarak kullan-îî göklerde olsun isterse kendi vizyonlarının ayrıntılarında, riderin göz kamaştırıcı, parlaklığı ve çizgilerin kesinliği son de-■ze dikkat çekicidir. Bitmemişlik, tamamlanmamışlık etkisinin :ğunlukla aranılır olduğu bir dönemde, tuvallerinde gözlenen ;-n bir defa büyük özenle gözden geçirilmiş olma» özelliği çok iYida sanatçı ve eleştirmeni rahatsız etmiştir; bu özellik aynı zamanda, resmin onun gözünde «renkli ve elle yapılmış bir fotoğ-;r»tan başka bir şey olmadığını da ispat etmektedir.
Dali’nin kompozisyonlarının özgünlüğü daha çok ilham kayaklarıyla ilgilidir. 1929’dan itibaren ressam Üzüntülü Oyun gibi nlamı kapalı tuvaller yaratmaya başladı. Söz konusu tabloda, “_avi gökyüzünün oluşturduğu bir fon üstünde serbestçe birleşti-_-aiş beden parçaları ve iki sevgili yer alır. Psikanalize yakın telalara yapılan göndermeler bazen açıkça belirtilmiştir, Gradiva ■san Biçimli Harabeleri Yeniden Buluyor (1931) adlı çalışma Jensen’in Zradiva»sındaki Sayıklamalar ve Düşler’in bir yansıması gibidir: ;=rçekten de Freud’un bu analizi o sıralarda orada aşkın ve arzu-•. jn yüceltilmesini bulan gerçeküstücüleri heyecanlandırmıştır.
Ama Dali’nin gerçeküstücülüğe en önemli katkısı «eleştirel-pa-ar.oya» olarak adlandırılan buluşudur. Bu, aslında, bilinçaltmdan î düşlerden geldiği kabul edilen çılgınca hayallerin akılcı ve -antıksal biçimde kullanılmasından ibarettir, tıpkı yapmış oldu-r- yumuşak saader, örümcek bacaklı filler veya deforme olmuş .-edenlerde olduğu gibi. Söz konusu buluşlar her ne kadar sanat-:jran düşlerinden doğmuşsa ve dolayısıyla gerçeküstücü teknik jn «psişik otomatizm»e yakınsa da, Dali’nin bunları sistemli rlarak kullanması, bu verilerden yeni ve eleştirili bir yararlanma -içimini ortaya koyar. Böyle bir sistemin uyandırdığı hayaller da-
– a sonra, en son gerçekleşen şeyin ve onun estetik değerinin kontrolünden geçirilir.
BİR YAŞAMA SANATI
Dali’yi tablolarına indirgemek imkânsızdır. Çünkü, onun yarattıkları plastik sanatların bütününe aittir, Dali pek çok eser yaratmıştır ve bunların hepsi de birbirinden daha şaşırtıcıdır. Mese-
la, sanatçı 1936’da, bir smokini, içinde sözüm ona filtre bulunan likör kadehleriyle kaplayarak Afrodizyak Ceket’i gerçekleştirdi. Aynı yıl Istakoz Telefon’u icat etti; burada da ahize yerine kabuklu hayvan koymuştu. Öte yandan Çekmeceli Milo Venüsü ise çekmecelerle süslüydü, ressam ünlü heykeli çekmeceli gülünç bir mobilyaya dönüştürmüştü, memeler, göbek ve dizler de mobilyanın kulplarını oluşturuyordu. Bu çalışma, mobilyacılık veya mücevhercilik alanında bazen, seri halinde üretilen lüks eşyalara da uygulanmıştı. Dali de gerçek bir sanatçıdan çok aklı parada olan bir işadamı olarak belirdi.
Ne var ki, sonunda Dali’yi eleştiren Breton, her ne kadar onun için o şeytanca «Avida Dollars» anagramını (bu anagram Fransız-cada «Dolar Düşkünü» anlamına gelir) bulmuşsa da Dali’nin nükteli ve tuhaf icatları her zaman dadacı başkaldırı geleneğinde yer almıştır. Bunlar burjuva veya tuhaf nitelikli olan «sanat için sanat» düşüncesini yıkmak ve sanatın, hayatın her alanını doğrudan doğruya ilgilendiren bir hayat tarzı olduğunu göstermek amacındadır. Bu sebeple Dali, kendi kendisini sanat eserine dönüştürme tehlikesini de göze alarak, yaygınlık kazanmış bütün gazetelerde röprodüksiyon halinde çoğaltılmış olan yüzünden, genellikle de o ünlü bıyıklarından çok iyi yararlanmayı bildi. □
DALİ VE SİNEMA
Dali, luis Bunuel ile yaptığı ortak çalışmadan başka bir de senaryo yazdı \Ba-baorn); Marx Kardeşler ile bir proje hazırladı, Walt Disney ile de bir başka proje üstünde çalıştı. Bu filmlerin hiçbiri çevrilmedi, ama Dali, Alfred Hitc-hcock için korku dolu Doktor Edvards’m Rvi’ ni (1945) hazırladı, RobertDeschar-nes ile birlikte Dantelaa Kadmn ve Gergedanın İnanılmaz Öyküsü’nü yönetti ve Yukarı Moğolistan’dan İzlenimler (Im-pressions de Haute Mongolie, 1978) ad /!.! i :’:r L,nV. M-virdi.
AYRICA BAKINIZ
► ESB Bunuel
– EH Garcia Lorca
– BSâ gerçeküstücülük
«SaintJean de la Croix Isa’m
(1951; Sana!
Galerisi ve
Müzesi.
Glasgovj-
Dali’nin
Katolikkğe
«girmesr
onayla,a~
gözahB S’
tablon