Yapılan sahih rivâyetlere göre, ashâb-ı kirâmdan EBÛ DÜ- CÂNE (R.A.) şöyle anlatıyor: Başıma bir dert geldi. Durumu gidip Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz’e şöyle arzettim: Döşeğime uzandığım zaman değirmen sesi gibi gürültülü bir ses bana geldi. Arı uğultusu gibi bir ses duymaya başladım. Bir ara şimşek çakar gibi bir aydınlık oldu. Başımı kaldırdım; bir de ne göreyim; evimin sahanlığında yükselen siyah bir gölge. Yaklaştım, elimi dokundurdum; kirpinin dikenli derisi gibi bir cisim. Bir anda yüzüme ateş kıvılcımı gibi bir şerare fırlattı.. Benim bu şikâyetim üzerine Resûlüllah (S-A.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Ya Ebâ Dticâne! Evini ma’mur hale getir..» Sonra kalemle kâğıt istedi ve Hazret-i Ali’ye (R.A.) şunu yazmasını emretti«Rahmân ve Rahîm olan Allah adıyla. Bu yazı, âlemlerin Rabbi Allah’ın Resûlü Muhammed’den, evi bayındır etmek ve ziyârette bulunmak üzere kapıyı çalan kimseleredir; meğer ki hayır ile kapıyı çalan ola.. O bu yazının hükmü dışındadır. Ve sonra bilinmiş olsun ki: Bizim için de, sizin için de hak konusunda bir imkân ve genişlik vardır. Eğer sen fazla hırslı bir âşık veya gözü kara içeriye dalan bir ahlâksız ya da ibtal edilmiş bir gözetleyici isen, işte bu Allah’ın bir kitabıdır ki bizim ve sizin üzerimize hak ile konuşur. Şüphesiz ki biz sizin yaptıklarınızı istinsah ediyoruz. Bizim elçilerimiz sizin yanınızdadır. Düzenlerinizi hile ve desiselerinizi yazıyorlar. Benim şu mektubumun sâhibini terkedin; puta tapanlara, Allah’dan başka ilâh bulunduğunu iddia edenlere doğru yönelip gidin. Allah’dan başka ilâh yoktur. Her şey helâk olucudur; ancak O’nun vechi (zatı) değil.,. Hüküm O’na mahsustur, dönüş ancak O’na olacaktır. HÂ-MÎM-AYN-SÎN-KAF mağlûp olacaklardır.. HÂ- MÎM VE’L-KÎTABÎ’L-MÜBÎN Allah düşmanlan dağılacak, parçalanacak.. Allah’ın hücceti hedefine erişecektir, erişmiştir de.. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm.. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O, işitir ve bilir.» Ebû Dücâne (R.A.) diyor ki: Yazılan bu mektubu aldım, sardım ve alıp evime götürdüm. Başımın altına koydum. O gece uyudum, ancak bir bağıranın çağıranın sesiyle uyandım; şöyle diyordu: «Ey Ebâ Dücâne! Bu sözlerle bizi yaktın.. Sâ- hibin (Muhammed) hakkı için bunu bizden kaldır, yoksa bizim için hiç bir kurtuluş yolu yoktur. Bir daha senin evine döneceğimiz yok, komşularına uğrayacağımız da yok ve bu mektubun bulunduğu herhangi bir yere gireceğimiz de yok!..» Ebû Dücâne (R.A.) devamla diyor ki: Onlara şu cevabı verdim : — Vallahi ben bunu kaldıramam, Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz’den izin almadıkça!.. Gece hayli uzadı. Cinlerin iniltisi, bağınp çağırması, ağlaması beni uyutmuyordu. Sabah namazını Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’le birlikte kıldıktan sonra durumu kendilerine ar- zettim. Buyurdular ki: «Ebû Dücâne! Artık o mektubu onların üzerinden kaldır. Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a andolsun ki, onlar bu azâbm elemini kıyâmete kadar duyacaklardır. Kimin yanmda veya evinde bu mektup (yazı) bulunursa, cinler ne onun evine, ne de civânna dönerler
SAR A YA YAKALANMIŞ KİMSEDEN RUHANİLERİ DEF’ETME HARKINDAKİ ÂYETLER VE BU HUSUSTA VÂRİD OLAN SAHİH HADİSLER VE HASTAYI ŞİFÂYA KAVUŞTURMAK
26
Eki