Genel

SEFÎNETÜ’S-SAHRA

SEFÎNETÜ’S-SAHRA

Deve, göçebe hayat denince akla İlk gelen hayvanlardandır. O aynı zamanda kiiltür ve medeniyet de nakletmiş, şehirlerin yerlerini belirlemiş, askerî birliklerde adı geçmiş, zenginlik ölçüsü, masal kahramanı bir hayvandır…

DEVE

Göçebeliğin Simgesi Oldular

Deve, aslında bir çöl hayvanı olması bakımından Arap kültürünü çağrıştırmaktadır. İbn Haldun, Arap kavimlerini Bedevi ve Hadarî olarak ikiye ayırırken deveyi yetiştirip yetiştirmediklerini de göz önünde bulundurarak bu ayrımı yapmıştır. Araplar, şehirde yaşayan insanlara tarımla uğraştıkları için “ehk hadar”, çölde yaşayanlara ise deve yününden yaptıkları çadır, elbise ve diğer eşyaya izâfeten “ehl’i veber” demişlerdir.

Çöl Gemisi: Deve

Kendisi bilmese de deve, özellikle eski dünyada kıtalararası ticarette kullanılan hayvanların en önemlisi olup, kültür ve medeniyeti de sırtında taşımıştır. Karasal iklimin hâkim olduğu bölgelerde, uzak mesafeler arasındaki taşımacılığa uygun yapısıyla çöllerde yaşayan göçebeler için hayatî bir öneme sahiptir deve. Bundan dolayı bilhassa Araplar arasında büyük bir değer taşımakta olup, “sefînetüV sahrâ” (çöl gemisi) ve “atâullah” (Allah’ın ihsanı) adlarıyla da anılmaktadır.

Takriben 40-50 yıl yaşayan ve bir hafta boyunca çölde su içmeden gidebilen, çöllerdeki yegâne nakil vasıtaları develer, su ihtiyaçlarını hörgüçlerindeki yağı su ve enerjiye çevirerek karşılarlar.

Deve Kelimesi Türkçe Kökenlidir

Deve sözcüğünün Türkçeden mi Moğolcaya, Moğolcadan mı Türkçeye geçtiği tartışmalıdır. Kimi araştırmacılar sözün Moğolcadaki “temegen” sözüyle bağlantısını düşünerek Moğolcadan Türkçeye geçtiğini, kimi de tersini iddia etmektedir. Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügâti’tTürk isimli eserinde, Oğuzlar ve onlara yakın olanların bu sözü “devey”, Türklerin ise “tevey” biçiminde söylediklerini yazmaktadır.

Deve Terminolojisi

Develerin bölgelere göre isimlendirildiklerini görmekteyiz. Çift hörgüçlü develere “Asya devesi”, tek hörgüçlü develere “Afrika devesi” denilmektedir. Tek hörgüçlü develer için “Hecin, Hacı ve Çöl devesi” gibi isimlendirmeler de mevcuttur.

Deveyle ilgili kelime hâzinesi en zengin dil, haliyle Arapçadır. Arapçada deveye verilen isimler çok olmakla beraber en fazla kullanılanlar ibil, cemel, baîr, nâka, hecin, fâlic ve buhttur. Likha, sağılan devenin; nâka ve ibil dişi devenin isimleridir. Asya devesine Anadolu’da Bahur-Buhur denilir. Buduk, köşek, torok ve çal da yavru devenin isimleridir.

Mısır piramitleri ve istirahat eden develer İstanbul surları dışında,

Mısır piramitleri ve istirahat eden develer İstanbul surları dışında,Topkapı önünde bekleyen develer (VV.H.Bartlett)

Dede Korkut Masallarında Deve Hikâyeleri

Orta Asya’da nispeten göçebe bir hayat yaşayan Türklerde deve önemli bir hayvandı. Türkler arasında devenin en az 4 bin yıldır kullanıldığı biliniyor. Göktürkler zamanından kalma kaya resimlerinde ve Dede Korkut Masalları’nda, develerle ilgili birçok hikâyeler anlatılmaktadır.

Zenginliğin Ölçüsü Develer

Deve, İslâmiyet’in doğuşu sırasında Araplararasında yaygın ve ortak bir malî değer ölçüşüydü. Hatta o dönemde Araplar “mal” tabiriyle genellikle deveyi kastederlerdi. Arap edebiyatında özelikle de şiirlerde ve tasvirlerde deve kullanılmıştır.

Şehirler Develere Göre İnşa Edilirdi

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gençliğinde ticaret kervanlarını yönetirken develerle yakından ilgilenmiş, askerî seferler ve hac sırasında onlardan faydalanmıştır. İslâm’ın yayılmasında en önemli merkezlerden biri olan Mescid-i Nebevî’yi, Kasvâ isimli devesinin çöktüğü yere yaptırmıştır. Araplar deveyi en büyük yardımcıları olarak görmüş ve gerektiğinde hayatlarını dahi onun isteklerine göre tanzim etmişlerdir. Hz. Ömer’in (r.a) Irak bölgesinde kurulacak ordugâh merkezinin yerini tespit için vali Sa‘d b. Ebî Vakkas’a (r.a) gönderdiği mektupta devenin hoşlanacağı bir mekânın tercih edilmesini istemesi bunun bir misalidir.

Emeviler, Abbasiler, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Eyyubiler ve Osmanlılar devrinde, develerden yararlanılmıştır.

Osmanlı Devleti zamanında develer gıda, askerî, spor ve ticarî amaçlarla kullanılan bir hayvandı. Deve, sefere giderken ağır yükleri taşıyarak lojistik hizmet veriyor ve çok önemli bir görev ifa ediyordu. Yavuz Sultan Selim devrinde gerçekleştirilen Mercidâbık Seferi’nde 60 bin adet deve ordunun yükünü taşımak için kullanılmıştı.

1

Savaşçı Olarak Deve

Tarih boyunca bir savaş hayvanı olarak da kullanılan deve Mezopotamya’da, bilhassa Sümerler, Hititler, Hurriler, İranlılar ve Araplar tarafından orduda kullanılmıştır. Romalılar devrinde deve yetiştiriciliği çok yaygındı. Deve onlar için önemli bir askerî araçtı. Son yıllarda yapılan araştırmalarda Avrupa’da da devenin yaşadığına dair işaretler bulunmuştur. Osmanlinın son devirlerinde de Hecin Süvari Birlikleri oluşturulmuştur.

Ege ve Akdeniz Bölgelerinde geleneksel olarak yıllardır deve güreşleri yapılmaktadır. Turgutlu, Manisa

Ege ve Akdeniz Bölgelerinde geleneksel olarak yıllardır deve güreşleri yapılmaktadır. Turgutlu, Manisa

Develerin Huyları

Yetiştiricilerinin ifadeleriyle develerin sadakatleri,köpek ve atın sadakatinden daha fazladır. Ama kendisine yapılan kötülüğü yıllarca unutmaz. Deve,zorlu iklim ve coğrafi şartlara karşı son derece sabırlıdır. Sürüden ayrılıp kaybolmuş bir deve,sürünün su içtiği yere gelerek gerekirse aylarca burada bekler. Çökerek insana yardımcı olacak kadar uysal olsa da inadı tutarsa istemediği bir şeyi yaptırmak mümkün olmaz.

1

Bi’rüssebi’e hareket eden Osmanlı deve kervanı

Avusturya’da Osmanlı Devesi Bulundu

1

Avusturya’da bir inşaat çalışması sırasında 17. asırdan kalma deve iskeleti bulundu. Tamamıyla korunmuş iskeletin Osmanlı ordusuna ait olduğu tespit edildi. Devenin, 1683’teki İkinci Viyana Kuşatması’nda Viyana yakınlarındaki Tulln şehrine bırakıldığı veya takas edildiği zannediliyor.

Kemikler üzerinde yapılan DNA analizi, hayvanın orduda kullanılan melez bir deve türü olduğunu ortaya çıkardı. Daha önce de Osmanlı devrinden kalma tek eksiksiz deve iskeleti İstanbul Yenikapı’da metro ve Marmaray kazıları sırasında bulunmuştu.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir