senfoni

senfoni

Her çalgı partisini yorumlayanların çokluğuyla ve tınıla­rının çeşitliliğiyle nitelendirilen orkestra sonatı. Müzik­severlere ne kadar şaşırtıcı gelirse gelsin, ilk bakışta önemli yapıtları (Mozart’ın, Haydn’ın, Beethoven’in senfonileri) akla getiren senfoni, sınırları kesinlikle belir­lenmiş bir müzik biçimi değildir. Bir senfoninin başlıca özelliği, tınıların çok çeşitli olması ve her çalgı çeşidi için birden çok yorumcunun yeralmasıdır.

Senfoni ilk olarak İtalya’da, daha sonra da Fransa, Al­manya ve Avusturya’da ortaya çıkmış, terim, XVII. yy’da, insan sesi için yapılan bestelerde yalnızca çalgı­larla ilgili bölümleri, uvertürleri, ara müzikleri belirtme­de kullanılmış, XVIII. yy’da üç bölümlü Fransız operası uvertürleri (grave-allegro-grave) ve yine üç bölümlü İtalyan operası uvertürleri (allegro-adagio-allegro) orta­ya çıkmıştır. Lully, Rameau, Purcell ve Hândel Fransız operası uvertürleri türünden, Alessandro Scarlatti ve Jommelli’yse İtalyan operası uvertürleri türünden ör­nekler vermişlerdir.

Daha sonra Sammartini, Stamitz ve Johann Christian Bach’ın örnek yapıtlarının ardından, senfoni XIX. yy. boyunca Beethoven, Schubert, Mendelssohn, Schu- mann ve Brahms’la en parlak dönemini yaşamıştır. Be­ethoven bir yenilik yaparak, Dokuzuncu Senfonf sine koroyu eklemiş, bunu Berlioz ve Liszt de benimseyerek uygulamışlar ve senfonileri seslendiren orkestraları, üf­lemeli çalgılarla zenginleştirmişlerdir.

Senfoni geleneği XX. yy’da da önemini yitirmemiş ve Sibelius, Prokofyev, Şostakoviç, Malipiero, vb. ünlü bestecilerin yapıtlarıyla varlığını sürdürmüştür. Dünya­ca ünlü senfonilerin başlıcaları arasında Beethoven’in Pastoral Senfoni’s\ ve Egmont uvertürü, Mendels- sohn’un BirYaz Gecesi Rüyası ve İtalyan Senfonisi, Ber- lioz’un Romeo ve JülyeHi ile Fantastik Senfoni’si sayıla­bilir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*