Rüyada Ayafosya Camisinde olduğunu görmek (Seyyid Süleyman ‘dan)

Kenzül menam isimli rüya tabiri kitabının yazarı Seyyid Süleyman anlatıyor: “Meşrutiyet yeni ilan edilmişti. Bir gece rüyamda Ayasofya câmî şerifinde idim. Adliye nezâretinde karşı olan musalla kapısından çıktık. Hava bulutlu ve âdeta karanlık gibi idi. Yağmur yağıyor, semâdan sanki yere sel akıyordu. Bu yağmurla beraber kar da düşüyordu. Fakat, kar tanelerinin her biri, büyük biroda büyüklüğünde olup, yağmur sularıyla ıslanmış olduğundan, beyaz rengini kaybetmişlerdi. Elhâsıl, şiddetli bir fırtına esiyordu. Bu halde nasıl gideceğimi düşündüğüm sırada bir çeşit bisiklet gibi bir şey buldum. Üzerine bindim. Kendi kendime hareket ederek, beni o yağmur ve karlar arasında ıslanmayarak sür’atle geçirip Divânyolu yoluyla Çemberlitaş’a kadar götürdü. O halde uyandım. Bu rüyayı mühim bir mes’elenin zuhur edeceğine delil gördüm. Onbeş yirmi gün sonra idi ki 31 Mart vakası zuhur etti. Ayasofya Cami Şerif-i meydanında kıyametler koptu. Tesadüfen ben de o sırada orada bulundum. Bir bahriye askeri tarafından katledilmek üzere iken, İrfan Efendi isminde bir ahbabım tesadüf ederek, benimle askerin arasına girdi. Kolumdan tutarak beni Çemberlitaş’a kadar çıkardı. İşte rüyam tamâmiyle zuhur etti.

Kenzül menam isimli rüya tabiri kitabının yazarı Seyyid Süleyman anlatıyor: Ben bir gece rüyada kendimi Kabede gördüm. Mescid’ül-Haram halk ile dolu ve iğne atılsa yere düşmez idi. Ben, Bâb-ı Selâm ile Kâbe-i Muazzama’nın kapısı arasında bulunuyordum. O sırada halife geliyor diye nida olundu. İnsanlar iki tarafa çekilerek Bab-ı Selâmdan, Bâb-ı Kabe’ye kadar yol açtılar. Ben de “acaba gelen halife kimdir?” diye merakla bekliyordum. O esnada Bâb-ı Selâmdan Cennet mekân Abdülhamit sâni (2. Abdülhamid) Sağ elinde bir anahtar vardı. Geri çekilmek suretiyle vücûda getirdikleri yoldan yürüyerek Kâbe-i Muazzama kapısı önüne geldi. Elindeki anahtarla beyti şerifin kapısının açılışını yaptıktan sonra, arkasına dönerek halka hitaben” işte kapıyı açtım, siz de ziyaret ediniz” dedi. Uyandım, ve Sultân Abdülhamid bütün İslam Alemine Kâbe-i Muazzama’ya büyük hizmette bulunacakları ile tâbir ettim. Nitekim bir müddet sonra, Hicaz demiryolunun inşâsı için irâde oldu ve yol yapıldı. Bu rüya da böylece çıkmış oldu

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*