TABUTÇU!
Yunus Emre’nin “Mahrum olmaz Allah diyen” mısrasındaki idrâk fezası karşısında tavla zarı kadar küçük dünyalarının saraylarında hüküm sürdüklerini sanan insancıklar… En büyük fizik âliminden, en cesur feza pilotuna, tutturduğu bilançoyu gururla imzalayan muhasebeciden, hakikat kelebeğini cümlelerinin kepçesi içinde avladığını zanneden muharrire kadar. ..
Şu marangoza da bakın!.. Birtakım tahtaları kesip biçerek kafasındaki şekle göre kutuya benzer bir şeyler yapıyor.
— Nedir o yaptığın?
— Tabut…
— Kendin için mi yapıyorsun?
— Ne münasebet!.. Ismarladılar, yapıyorum.
— Pekin yarın senin için de başka bir marangozun bu işi yapacağını düşünüyor musun?
— Düşünmüşüm ne çıkar?..Bu tabuta girecek olan ölü bunu düşünmüş müdür ki, ben de düşüneyim?..
Ve bu son cevap, tabut çakanların verebileceği en doğru karşılık…
Necip Fazıl Kısakürek
12