1-Küçük balta. 2- Dervişlerin taşıdıkları uzun saplı, yuvarlak ağızlı balta. 3-Meşin kesmekte kullanılan alet. Ciltçilikte, altın yaldız üzerine tarama süs yapmakta kullanılan sivri uçlu demir.
Uzun saplı, ucu sivri ve keskin temrenli, temrenle sapın birleştiği yerde, bir yanında aybalta biçiminde, öteki yanında düz, aybalta ya da sivri uçlu bir metal parça bulunan bir tür silah. Çok eskiden beri Çin’ de kullanılan teber, XV. yy.’da Almanya ve İsviçre’ye, 1550’ye doğru da Fransa’ya geçmiştir. Uzunluğu 1,80 – 2,40 m arasında değişen bu silah, düz kesici ağzının yanı sıra, çeşitli biçimlerde yan ağızları olan bir temrenden meydana gelen bir tür mızraktır. En yalın örneklerinin bir tarafında bir aybalta, öteki tarafında da sivri uçlu bir parça bulunur. Özel eğitilmiş seçkin piyadeler, XVIII. yy.’a değin de bu sınıfın çavuşları tarafından kullanılan teberlerin çok ince oymalı, sanatsal değeri olan örnekleri vardır. İsviçre Kraliyet muhafız birliği, teberi 1789’a değin taşımıştır. Günümüzde ise kimi Avrupa ülkelerinde, donanma kuvvetlerinin şeref kıtalarında hâlâ kullanılmaktadır. Osmanlılarda teber, önceleri padişahlara eşlik eden muhafızlar olan, daha sonraları da törenlere gösteri amacıyla katılan peykler tarafından taşınıyordu. Ayrıca dervişlerin ellerinde de simgesel nitelikte teberler bulunurdu. Teber, daha çok alevi ve bektaşi tarikatı dervişleri tarafından kullanıldı. Sağ elle tutulup sağ omuza alınarak taşınırdı. Aynı dervişlerin kullandıkları keşkül ve asa ile üçlü bir koleksiyon oluştururdu. Anadolu’ya bektaşi dervişlerince getirilen teberin sapı arap abecesinin elif harfini andırdığından, Tanrı’ya giden doğruluk yolunun simgesi sayıldı ve bu anlamda bektaşi şiirlerine konu oldu.