TELEMATİK VE BİLGİ ÇAĞI

TELEMATİK VE BİLGİ ÇAĞI

Prof. Dr. A. Nejat İNCE*
Yazımızın geçen sayıda yer alan birinci bölümünde, son yüzyılda gerçekleştirilen maddi gelişmelerden söz ettik. Bu bölümde ise hepsinden daha önemli ve bunları teşvik eden, insanoğlunun gıda gereksinimi kadar vazgeçilmez nitelikte olan, diğer maddesel zenginlikler gibi, bugüne kadar üstel olarak artan; fakat onlar kadar doğa tarafından sınırlanmayan, belki de mutluluğun yegâne ve tükenmez kaynağını oluşturan “bilgi” üzerinde duracağız.
|_l aberleşme insanın bilgiye olan ihtiyacından yani insan olmadan doğar; haberleşme hayati bir işlevdir.
Canlı hiçbir organizma bilgisiz yaşamadığı gibi “anlaklı” hiçbir makinada komut ve veri için lüzumlu “bilgi” den mahrum olarak tasarımlana-maz. Anlaklı varlıklardan ve hatta hayvanlardan teşekkül etmiş hiçbir topluluk da haberleşmeden yaşamalarını devam ettiremezler. Aslında canlı toplulukları ve hatta bütün dünyayı bir sibernetik sistem; yarıl çok sayıda geri besleme yolları bulunan bir kontrol sistemi olarak görmek mümkündür.
Bu sebepledir ki biz, uygarlığı, çevresi ve kendisi hakkında azami bilgi toplayan, bunu analiz eden ve sonuçları kendi yaşamını sürdürmek ve büyüme için lüzumlu tepkileri oluşturmada kullanan bir sistem olarak tanımlıyebiliriz.
Bu tanımlamayı tam olarak kabul etmesek bile, insanlığın gelişmesinin, devamlı bilgi toplamaya, biriktirmeye, iletime ve kullanmaya bağlı olduğu kuşkusuzdur.
Eğer bu süreç, geçici bile olsa, yavaşlarsa, uygarlığın çöküntüye uğrayacağı kesindir. Fakat milyonlarca yıl yaşamak için pek sert savaşlar vermeye mecbur kalmış olan insanoğlu, yeniye ve bilinmeyene doğru ilerlemeyi, araçlarını ve kendini geliştirmeyi öğrenmiştir. Bu nedenledir ki, bilgi birikimi durmaz ve durdurulamaz. Bu birikim gittikçe artan bir hızla büyür; diğer bir deyimle, artış eksponansiyeldir. Eğer bu büyümeye müsade edersek, önümüzdeki yıllarda bilgi birikimi bir çığ halini alacaktır ki, buna bazıları “bilgi patlaması” adını vermektedir.
Bu durumun olasılığı nedir? Gerçeklere bakalım:
Bilgi Üretimi
— Bilimde buluşlar her 10 yılda 2 kat artmaktadır ve bu bilgide 8-10 kat artış yaratmak-
* TÜBİTAK Genel Sekreteri
tadır; yani 2000 yılına kadar bilgi 20 misli artacak demektir.
— Dünyada bugün 100.000 dergi yılda 4 milyon makale veya tebliğ içermektedir. Ayrıca yılda 300.000 kadar kitap basılmakta ve yüzbin-lerce patent elde edilmektedir; toplam buluş adedi 13 x 10^ dır.
— Bütün bunları biibirine eklersek, bulacağımız sonuç; Bir mühendis/bilim adamına haftada düşen sahife adedi 1.600 olur.
Diğer bir deyişle; zavallı bu bilim adamı başka hiçbir şey yapmayıp bütün zamanını okumaya hasretse bile, başkalarının ileri sürdüğü fikirlerin ancak onda birini öğrenecek ve kendisi iş yapmaya veya fikir üretmeye zaman bulamayacaktır.
Bu durum halihazırda, bilimde gereksiz tekrarlara ve muazzam para ve zaman kaybına neden olmaktadır. Bu eksponansiyel artış, eğer devam ederse, müthiş bilgi kaybına yol açacaktır; buna bazıları “bilgi doyması” demekte ve bunun uygarlığımızı, bilimin ilerlemesini yavaşlatacağına inanmaktadırlar.
İnsanın Öğrenme Yeteneği
Acaba, bir insan potansiyel olarak ne kadar bilgiyi hafızasında depolayabilir? 10’2-10’5 bit olduğu tahmin edilen bu miktar ne kadar büyüktür?
— Encyclopedia Britannica’da 200 milyon (2×108) bit’lik bilgi vardır.
— 107 kitabı olan bir kütüphanede ise 1013 bit’lik bilgi vardır.
Yani bütün bunlar bir insan beynine sığacak kadar azdır; fakat kuşkusuz hiç birimiz böyle
Ekim 1984,
5
canlı bir kütüphaneyi görmüş değilizdir. Neden?
— Bir insan bir saniyede 25 bit; yani I kelime hafızasına atabilir.
— Bu hızla, bir insan günde 10 saat devamlı okursa 70 yılda, öğrendiğini hiç unutmamak kav-dıyla, 3 x 109 bit’lik bilgi alabilir.
Bu ise insan bellek kapasitesinin nerdeyse milyonda biri kadar küçüktür.
Doğal gelişme; insan hafızası için bu kadar büyük bir marja neden lüzum görmüştür? Bu soruya kesin olarak cevap vermek güç olmakla birlikte; önümüzdeki yıllarda bu kapasite fazlalığını insanoğlunun kullanmaya çalışacağı muhakkaktır. Gerçekte bu başlamıştır bile, şöyleki;
— Okuma hızını 5-10 kere arttırmak mümkündür.
— Çizgi, diyagram ve fotoğraflardan yararlanma işi hızı 10-100 defa artırabilir.
— Öğrenileni hafızada tutabilme yeteneğinin geliştirilmesi, örneğin, uykuda öğrenme (hypno-paedia) ile mümkün olabilir.
Buna benzer yöntemlerle, insan hafızası ile bilgi kaynağı arasındaki uyumsuzluğu önümüzdeki yıllarda gidersek bile, gene de eksponansiyel bilgi patlamasının önüne geçtiğimizi söyleyemeyiz.
Öyle görünüyor ki, bilgi patlamasının kontrol edilmesinden başka çaremiz yoktur. Aslında, bilgideki artışın eksponansiyel olması da uygarlık için lüzumlu değildir; bu lineer de olsa olur. Nitekim, eksponansiyel büyüyen bir süreci iten faktörler değiştiğinde, bu tip büyüme de değişir.
Lineer büyüme için lüzumlu hususlar :
a) Lüzumsuz fazla bilginin atılması (tekrar ve yeni düzenlemeler gibi).
b) Birbirleri arasında ilgi kurulmamış dağınık bilgilerin, kuram ve kanunları bulununca atılmaları (negatif bilgi veya negoentropy). Örneğin: Newton’un yerçekimi kanununun bulunuşu gibi.
c) Elektriksel gürültüye dayanıklı geniş bandlı iletişim sistemleriyle yüksek hızlı bilgisayarların kullanılması ve bu şeklide elektronik olarak depolanan bilgiye, uzaktan ve hızlı olarak erişimin sağlanması ve hatta istenilen tebliğin basımı, eğer lüzumu varsa hatta bir dilden diğerine tercüme edilmesi. Makina ile tercüme bugün sınırlı yapılmakta; fakat ilerideki yıllarda bunun daha iyileşeceği muhakkak (Automatic Speech Recognition: Otomatik Konuşma Tanımı).
d) Dünyanın neresinde olursa olsun, istenen bilgiyi bulup ona erişebilmek için global uydu sistemlerinin kullanılması.
e) Bilgideki artış, eğitimde köklü değişimlere yol açacaktır. Yukarıda anılan bilişim sistem-
YIL
Çeşitli Büyüme Eğrileri
leri, bireylere kendi kendilerini ve kendilerine uygun bir şekilde (hızda) (adaptif eğitim) herhangi bir konuda eğitme olanağını verecektir Bireyler istedikleri dershaneleri veya tanınmış bilim adamlarının elektronik olarak kaydedilmiş derslerini, istedikleri kütüphaneden istedikleri kitap ve makaleyi, odalarındaki geniş, renkli ve belki üç-boyutlu (holografik metotla) ve tabii stereofonik olarak görüp dinleyebileceklerdir.
f) Bilimde doyumu ve uygarlığımızın yavaşlayıp sönmesine yol açabilecek bilimsel patlamayı kontrol altına alabilmek için, yukarıda saydığımız önlemlere ek olarak, sesle ve yazılı İletilerin (mesaj) bilgi içeriğinin artırılması lazımdır; diğer bir deyişle, aynı bilgiyi daha az kelime ile ifade etmemiz lazımdır. Muhabere kuramından biliyoruz ki; kelimenin seçildiği “en semble” (topluluk) ne kadar büyükse, kelimenir taşıdığı bilgi de o kadar büyüktür. 0 halde birey lerin sözlüklerini artırmaları lazımdır. BÜYÜMENİN ANATOMİSİ Yazımızın başından beri pek çok kez bilgi nin, buluşlar, teknoloji ve sistemlerin hepsini
6

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*