Tüm canlılar nasıl yaşarlar ?

Ve..tüm canlılar, nasıl, yaşantılarının so­nunda “ölüm” adını verdiğimiz durum ile karşılaşırlarsa, tüm yıldızlar da, evrimlerinin sonunu, “ölüm” ile tamamlarlar. Şu farkla ki, ölen insanlar, yaşamlarını sürdüren diğer insanlar tarafından toprağa gömülüp, üzerlerine birer mezar taşı dikildiği halde; ölen yıldızların, kendileri, birer mezar taşı gibi, Evren içinde kala kalırlar!..

Astronomi bilginleri, uzayı daha iyi gözle­yebilmek için teleskoplarını geliştirdikçe, “Yıldız­ların Evrimi” konusunda, yepyeni sorularla karşı karşıya geldiklerini görmüşlerdi. Yıldızlar, “Işık Saçıcılıkları” bakımından birbirlerinden farklı oldukları gibi, “Renkleri”. “Büyüklükleri”, “Ağır­lıkları” ve “Yoğunlukları bakımından da, bir­birlerinden çok farklı bir yapı gösteriyorlardı. Bu farklı yapıları gözönüne alarak bilimsel sonuç­lara varabilmek isteyen Astronomlar, her şeyden önce, bu yıldızları, belirli sınıflara ayırmak gerektiği kanısına varmışlardı. İlk kez, 1905 yılında Leiden Üniversitesi Profesörlerinden Hertzsprung, kırmızı ışık saçan yıldızların, belli başlı, iki ana sınıfa ayrılabileceğini ileri sürmüş ve bunlara “Devler7 ve “Cüceler” adını vermişti. 1913 yılında ise Amerikan Astronomu, Henry Norris Russell, bu sınıflama işini biraz daha geliştirmiş, kırmızıdan başka diğer bütün yıldız­lara da uygulanabileceğini göstermişti. Hertzsprung ile Russell’in, bu ilginç saptamaları, sonuçta (günümüzde bile kullanılmakta olan) “Hertzsprung-Russell Diyagramı” adı verilen bir diyagramın çizilmesini sağlamıştı. Hertzsprung- Russell Diyagramında, yıldızlar, iki ana kol üzerinde toplanmıştı. Bu kollardan biri, temel yıldızların bulunduğu “Ana Sıra” yı, diğeri ise “Dev Yıldızlar Sırası” nı gösteriyordu. Yıldızların, bu “Diyagram” da sıralanmasının, nasıl yapıldı­ğını, James Jeans’in kitabından, izleyebiliriz:

“.. Her biri bir yıldız rengine (kırmızı, turuncu v.b.) karşı gelmek üzere, birtakım renkli merdi­venlerimiz bulunduğunu var sayalım. Bütün “Kır­mızı Yıldızları”, kırmızı merdiven’in, çeşitli basamaklarına koyduğumuzu da var sayalım. Bunları, merdiven boyunca, gelişi güzel değil, belki de en aydınlık (en parlak) olanını, merdivenin tepesinde bulundurmak üzere, ay­dınlık sırasında koymuş oluyoruz. Aynı biçimde, aydınlıkları eşit olanları da, aynı basamağa koyuyoruz. Bu düzenlemeyi, daha belirli kılmak için, her basamak, aydınlık bakımından, bir altındaki basamağa göre, beş kat daha yüksek bir durumdadır diye kabul ettiğimizde, basamak­ların her biri için, belirli bir “Aydınlık” özelliği vermiş oluruz. Şimdi, bu kararımıza uygun

olarak, işimize devam edelim. “Kırmızı Yıldız­ları”, kırmızı merdivenin, kendilerine ayrılmış basamaklarına ve diğer yıldızları da, kendilerine ait merdivenlerin, yine kendilerine ayrılmış olan basamaklarına koyalım. Elde edilen sonuç, yıldızlar (X) işareti ile gösterilerek (yukarıda çizilen şekilde) yerleştirilmiştir. Kırmızı yıldızlar, diyagramın sağ tarafında bulunmaktadır. Burada, Hertzsprung’un “Dev ve Cüceler” bölümü, açıkça görülecektir. Soldaki merdivende, turuncu yıldız­lar bulunmaktadır. Her renkteki yıldız için, bu tür merdiven diyagramları yaptığımızda, hemen, hemen bütün renkler gösterilmiş olacaktır.. Diyagramın, son alt köşesirtt^yakın yerdeki yıldızların ise pek sönük oldukları görülecek­tir..” (1)

Bu satırları okuyunca, insan, bir an durala- yabilir ve “— Bu Diyagramın, yıldız mezarları ile ne ilgisi var?..” diye, kendi kendine sorabilir.

Oysa, bu Diyagram ile çok ilginç durum daha saptanmış ve yıldızların, “İhtiyarladıkça, ışık şaçıcılıklarının değiştiği” anlaşılmıştır. Merdive­nin üst basamaklarında yer alan yıldızlar, belirli bir ışık saçıcılığını korudukları halde, merdivenin orta yerinde bulunan yıldızların, ışık saçıcılığı de­ğişmekte ve “Kararsız” bir duruma geçmektedir. Daha da aşağılara inildikçe, yıldızların ışık saçıcılığında, “Periodik Nabız Atışları” biçiminde büyüyüp ufalmalar olduğu saptanmıştır. Biraz daha alt basamakta ise, yıldızların, bir ya da bir kaç kez patlamalar biçiminde ışık saçıcılığında bulunduklarını göstermektedir. Onun altındaki basamakta bulunan yıldızların ise, “Büzülmüş” bir durumda oldukları anlaşılmıştır.

Bu durufm, “Hertzsprung-Russell Diyagramı­nın, aynı zamanda, “İhtiyarlayan ve ölmekte olan” yıldızların “Bölgesini” de

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*