TÜRKİYE’DE GÖSTERGEBİLİM ÇALIŞMALARI

TÜRKİYE’DE GÖSTERGEBİLİM ÇALIŞMALARI
Türkiye’deki göstergebilimsel e likler, öncelikle Greimas’m gel diği kuram doğrultusunda, bi değişik bakış açısına göre sürdi dü. Tahsin Yücel (Anlatı Yerlen 1979; Yapısalcılık, 1982; Yazım mrlan, 1982), Mehmet Rifat (G Göstergebilim Sorunları. Kurar: Uygulama, 1982; Dilbilim ve Gö. gebilim Kuramları, 1983; Göste bilimin ABC’si, 1992) ve Gül (Montale’nin Şiir Evreninde Am sal Yapılar, 1978) Greimas söste bilimine bağlı kalarak yaptudain lışmaları kitaplaştırdılar. Bu ar¡ mimarlık ve göstergebilim bağın rını inceleyen araştırmacılar da ı kati çekti (sözgelimi, V. Özek, marlıkta Gösterge ve Simge. 1 Aşamasının Belirlenmesi, 1980).
Burnun iki yanında bulunan ve önde raslayan bölümü, sonunda üstderi- sağa ya da sola çevirirler. İki eğik k gözkapaklarıyla örtülü- kemik boş- nin dış tabakasından tümüyle kopa- gözü ekseni çevresinde döndürı Jukları içinde yer alan görme organı. cak olan billur cismi oluşturmak Büyük eğik kasın bir ucu gözçukıi
üzere kalınlaşır. Bu dış tabaka da boşluğunun dibine yapışıktır ve oı ÇEŞİTLİ GÖZLER saydam tabaka haline gelir. dan alın kemiği üstündeki bir çe
, Gözün öbür bölümleri ortaderi kö- kemik makaraya geldikten sor
Hayvanlarda, görme organları çeşitli kenlidir: Camsı cisim; beyin zarların- düşey bir çember boyunca gözyuı biçimler alırlar. Çok sayıda grupta, dan ince zarın uzantısı damar tabaka nna tutunur; küçük eğik kas ise 1 göz bulunmaz ya da taslak halinde (kornea); sert zarın uzantısı gözakı yandan göze, öte yandan gözçukuı “sadegöz” adı verilen organlar bulu- (sert tabaka, sklera). nun iç çeperine yapışır,
nur. Halkalıkurtlarin daha gelişmiş Bazı sürüngenlerin, epifize ya da Gözlerin korunması ek organla] gözleri vardır. Birleşikgöz ya da kozalaksı beze uyan ve ikinci Zaman sağlanır. Önce alın derisi göz! petekgözler böcek ve kabuklulara sürüngenlerinde iyi gelişmiş olan 3. üstünde kıllarla (kaşlar)’ kaplı güı özgüdür: Her göz, çolnakgöz denilen, bir gözü vardır. Taşemenler, derinde bir yastık oluşturur. Deri sonra, her biri bir görme siniri ağına uyan ve yaşayan bazı balıklar, mağaralarda dizi kirpiğin sınırladığı üst gözkapj çokyüzlü yüzey biçiminde yan yana yaşayan ikiyaşayışlılar, kazıcı me- olan bir kıvrım çizer. Daha sonra sî gelen çok sayıda küçük ve basit göz meliler gibi çeşitli omurgalılarda göz- damlaşır ve gözün ön yüzünü döş içerir. Buna karşılık, kafadanbacaklı- ler yozlaşmıştır. Bu, sümükse! zardır (konjonktiv
Gene kirpiklerle sınırlanan ikinci kıvrım, alt gözkapağıyla sürer.;“ salgı kanalıyla gözkapaklarınıniş best kenarının arka dudağı üsti açılan Meibomius bezleri, gözkapi larımn kaymasını kolaylaştıran ya bir sıvı salgılarlar. Gözçukurunur açısında, gözyaşı bezi biılunur. bez, gözyaşı demlenme sümüksel z temizleyip nemlendiren bir sıvı ü tir; gözyaşı kanalcıkları ve gözy kesesinden kaçan gözyaşları, göz? şı-burun kanalıyla burun boşluk rina ulaşır.
Gözlerin kan dolaşımı göz ‘atarı marları ve göz toplardamarları! dallarıyla, sinirlendirilmesiyse du; salüçüzsinirin(5.kafasmîrçifti)ğç ilgili dalıyla sağlanır. Gözün harek liliğiyse 3.,4.ve 6. kafa sinir çiftler bağlıdır.
GÖZÜN YAPISI
Göz, çevreden merkeze doğru gözi damar tabaka ve ağtabakadan c şur. Kıkırdak yapısında koruyucu zar olan gözakı yaklaşık 11 kalınhğındadır: Öndeki böl saydam tabakadır (kornea). Gö: besleyici zarı olan damar tabî (koroyit) damar bakımından zeng dir; düz ön bölümü, saydam tabi ların (sözgelimi, ahtapot) tek ve İNSANDA GÖZ arkasında bir diyafram olan ve ir
büyük boyutlu, aşağı yukarı omurga- kezinde değişebilen boyutlarda
lılarınkiyle karşılaştırılabilecek ba- İnsanda gözler, düzensiz küre biçı- açıklığı, yani gözbebeğini sınırla? sit bir gözü vardır. Karmdanbacakli- minde yaklaşık 25 mm çapında ve her irisi oluşturur. İris kalınlığı içir ların gözleriyse ya doğrudan bağlıdır biri 7-8 gr ağırlıkta olan organlardır, gözbebeğini genişleten ya da daral ya da salyangozunkiler gibi dokunaç- Gözçukurları içinde, koruyucu bir ve göze giren ışık miktarını düzeı lar tarafından taşınır. yağ yastıkçığı üstünde yerleşmişler- yen, dairesel ve ışınsal olarak 2
Omurgalılarda, dolayısıyle insanda, dir. Hareketleri belli sayıdaki hare- düz kas içerir. Gözlere’rengim ve gözün embriyobilimsel kökeni, sinir ket ettirici kaslar tarafmdan.sağlanır. iristir. Damar tabaka, çevresi boy tübünün ön beyin keseciğindedir. Bu, Dört düz kas, bir uçlarıyla gözçukuru ca kirpiksi bölge adı verilen ve bi; üstderiye doğru, ilkel görme kesecik- boşluğunun dibine, öbür uçlarıyla, cismin tutunduğu kas liflerini içe leri olan 2 çıkıntı gönderir. Her biri _ dikey düzlemdeki bir çevre boyunca, halka biçiminde bir şişkinlik oluş üstderinin yanında bir çeşit çift gözyuvarma tutunurlar. Bu kaslar- rur. Saydam tabakayla billur ci: çeperli, kıvrık cep oluşturur: Ağta- dan biri gözün üstündedir: Kasılması arası, duru bir sıvı olan sayd baka taslağı, İç tabaka sinirsel gözü kaldıran ve bakışı yukarı çevi- sıvıyla (ön oda sıvısı), billur cisı bölümü oluştururken, dış tabaka pig- ren üst düz kas. Gözün altına yapışan arkasındaki göz boşluğuysa koyu ment tabakasına dönüşür. Bir görme alt düz kas, gözü indirir ve bakışı aşa- sıvı olan camsı cisimle dolud siniri ağtabakayı beyne bağlar. ğıya yöneltir. Gözün her iki yanında Gözün başlıca zarı olan ağtaba
Üstderinin ağtabakamn karşısına bulunan iç ve dış düz kaslar, gözü damar tabakaya yapışıktır; öı
Yukarıdan aşağıya ve soldan sağa: Ahtapotun gözü; dişi senegal galagosunun gözü; büyük sülük salyangozunun gözü; bir balığın gözü; perde ayaklı bir su kuşu olan kara gerdanh dalgıç kuşunun gözü; puhu kuşunun-gece açık olan gözleri ve yeşil mambamn gözil
: bir çocuğun görme
tayı bilmediği için isine çizim ve iimler gösterilmekledir.
camsı zarla kaplıdır. Gözbebeğinin karşısında özellikle duyarlı olan ve görüntülerin en net oluştuğu sarı benek bulunur. Hemen yakınında görme siniri ve ağtabakanın kan damarlarının göze girdiği nokta vardır. Bu bölgeye kör nokta adı verilir; duyusal öğeleri olmadığı için ışık . uyarılarına duyarsızdır.
Ağtabakanın (iç tabaka) yapısı karmaşıktır. Önde, pigment epitelinden, yani, koyu renkte pigmentle dolu tek katlı hücrelerden oluşur; arkada üç hücre tabakasından meydana gelir: Görme hücreleri;iki kutuplu hücreler; çok kutuplu hücreler. Görme hücreleri iki çeşittir: Koniler ve çomaklar. İnsanda, yaklaşık 4 milyon koni ve 125 milyon çomak vardır. Bu hücreler düzenli olarak yayılmamışlardır. Kör noktada hiç bulunmazlar. Sarı benekte yalnız koniler vardır; sonra, bu bölgeden başlayarak, çomaklar ortaya çıkar, bunların sayıları artarken, konilerin sayısı azalır (omurgalılarda ağtabakanın yapısında bazı değişikliklere raslaıiır: Sürüngenlerin ağtabakasında yalnız koniler vardır; gündüz yırtıcıları-nınki birçok koni ve az çomak, gece yırtıcılarınınkiyse pek az koni içerir). Görme hücrelerinin gövdesi iki uzantı gösterir. Pigment epiteliyle bağlantısı olan birinin yönü, damar tabakaya doğrudur; gözıin içine yönelik olan öbürüyse kendisinden sonra gelen iki kutuplu hücrenin bir uzantısıyla bağlantılıdır ve böylece öbür uzantısı çok kutuplu hücrenin bir uzantısıyla ilişkide olan bir ara sinir hücresi (nöron) oluşturur. Bunlar göz sinirinin başlangıcındaki hücreleri meydana getiren çok kutuplu hücrelerin aksonlarıdır: Kör noktada çeperi geçen siniri oluşturmak için tümü bir araya gelirler. Sonra, daha ileride, iki gözden gelen lifler yer yer çaprazlaşır ve çapraz şeritçiği adıyla görme tabakalarına doğru uzanırlar. Son nöronların (sinir hücrelerinin) silindir eksen ya da aksonları beynin artkafa lobunun gri maddesindeki görme merkezine ulaşır.
Göz kabaca diyaframı (gözbebeği), merceği (billur cisim), karanlık odası (gözyuvarmın çeperi) ve duyarlı levhasıyla (ağtabaka) birf otoğraf makinesine benzetilebilir. Normal görme, bu görme sisteminin bütünlüğüne bağlıdır ve herhangi bir eksiklik bunu bozar. Bozunlar sinir yolları (sinirler ya da merkezler) veya damarlar ya da gözyuvarmın hareket kaslarına yerleşebilir.
GÖZ HASTALIKLARI
Şeker hastalığı, alkoliklik, frengi, merkezi sinir sistemi hastalıkları, urlar gibi bazı genel hastalıklar
görme yeteneğini etkileyebilir. Yerel bozunlar arasında yanıklar, ezilmeler ve yaralar hiçbir zaman ihmal edilmemelidir. Gözün kılıflarının hastalıkları da çoktur: Sümüksel zar iltihapları (trahom, bir virüsün neden olduğu bir sümüksel zar iltihabıdır [konjonktivit]); gözakı iltihabı; iris-iltihabı; saydam tabaka iltihapları (ama saydam tabakada iltihaplı olmayan göz lekesi ve yara izi gibi bozunlar da görülebilir); billur cisim tam ortada bulunmayabilir ya da saydamsızlaşabilir (katarakt); ağtabaka, bir iltihap: (retinit) ya da bir damar hastalığı (arterit; atardamar ya da toplardamar tıkanması; yüksek tansiyon) tarafından etkilenebilir. Ağtabakada urlar ve bazen travma kökenli kopmalara da raslanabilir. Görme siniri ve görme yollarının bir hastalığı da görmeyi etkileyebilir ve görme alanını değiştirebilir; gözün bazı kaslarının felce uğraması, iris hareketlerini engelleyebilir; öbür kasların işlevlerini yerine getirememesi, anormal hareketler, bakışın tek ya da çift yanlı sapmasına (yakınsak ya da ıraksak şaşılık) yol açar. Gözkapağı düzeyinde, bir gözkapağı düşüklüğü (ptozis) ya da gözkapakla-rındaki çembersi kasların istenmeyerek kasılıp büzülmesi (blefaro-spazm); iyicil(kistler) ya da kötücül (kanserler) urlar; çeşitli mikroplara, ama özellikle de stafilokoka bağlı (çakmak, çıban, arpacık) enfeksiyonlar görülebilir. Camsı cisim düzeyinde, kanamalar ve göziçi basıncında bir artma (en belirgin biçimi, genellikle körlüğe neden olan ivegen ya da süreğen glokomdur [karasu]) olabilir.
Gözlerin ve görme aygıtının muayenesi, göz hekiminin ilgi alanına girer.
GÖRME
Görme, gözlerimizin önündeki ayd latılmış bir cismi önce algılar sonra da tanımamızı sağlar .Işık ı meti gözbebeğinden girer, sayd tabakayı, ön oda sıvısını ve bil cismi geçerek, görüntüleri kaydet ağtabaka üstünde toplanır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*