wiki

ÜNZİR BİN MÂLİK

Tâbiînin büyüklerinden. Adı, Münzir bin Mâlik bin Kuta’a, künyesi Ebû Nadra el-Abdî’dir. Basra’da yetişen âlimlerden olduğu için “el-Basrî” de denilmiştir. Eshâb-ı kirâm ile görüştü ve ilim aldı. Doğumu hakkında bir bilgi yoktur. 108 veya 109(m. 727) tarihinde, Hz. Hasan’dan önce vefât etti. Namazını, Hz. Hasan’ın kıldırmasını vasiyet etti, ömrünün sonuna doğru felç olmuştu. Vefât jettiği zaman Hz. Haşan namazını kıldırdı. . Eshâb-ı kirâm’dan Talha (f.a.) ile
görüştü. Ondan ilim aldı. Bundan ve Hz. Ali bin Ebî Tâlib, Ebû Mûsâ el-Eş’arî, Ebû Zer el-Gıfârî, Ebû Hureyre, Abdullah İbni Abbâs, Abdullah ibni Zübeyr, Abdullah ibni Ömer ve daha pekçok sahâbiden (r. anhüm) hadîs-i şerif rivâyet etmiştir. Tâbiînin büyüklerinden Imrân bin Husayn, Semure bin Cündeb, Kays bin Ibâd ve daha birçoklarından rivâyette bulunmuştur. Kendisinden de, Süleymân-ı Teymî, Ebû Müslim Saîd bin Yezîd, Abdü- laziz bin Sahîb, Hamîdü’t-Tufeyl, Katâde bin Diâme ve daha birçok kimse hadîs-i şerif nakletmişler ve ilim almışlardır. Münzir bin Mâlik’in büyüklüğünü, ilimdeki üstünlüğünü birçok âlim haber vermiştir. Sâlih bin Ahmed, babasının: “ Ondan daha hayırlısını, iyisini bilmiyorum” dediğini bildirdi. İshâk bin Mansûr da, İbn-i Maîn’in: “O sika (güvenilir, sağlam) bir râvidir” dediğini haber verdi. Ebû Zur’a, İmâm-ı Nesâî ve Ebû Hâtim de böyle söylemişlerdir. İbn-i Sa’d da: “O, sika bir râvi olup çok hadîs-i şerif rivâyet etmiştir” dedi. İbn-i Hıbbân da, “Kitâbüs-sikât”ında, onu sika râviler arasında zikretmektedir. Ahmed bin Hanbel, sika bir râvi olduğunu söyledi. O, insanların en fasih konuşanlarından idi. Sözleri açık ve te’sirliydi. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden ba’ zıları şöyledir: Abdullah İbni Abbâs bildiriyor ki: Resûlullah (s.a.v.), namazda rükü’a eğildiği zaman mübârek sırtları dümdüz olurdu. Eshâb-ı kirâmdan Câbir (r.a.) şöyle bildirdi. Resûlullah efendimiz, Vedâ Haccı’n- da iken teşrik günlerinde bize şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Dikkat ediniz! Şüphesiz Rabbiniz birdir. Dikkat ediniz! Rabbiniz birdir. Bir Acemin Araba, bir siyahın kırmızıya, bir kırmızının siyaha üstünlüğü yoktur. Üstünlük, ancak takvâ iledir, ya’nî Allahtan korkup haramlardan sakınmak iledir. Sizin, Allah katında en üstününüz, takvası ençok olanınızdır. Dikkat ediniz, size tebliği mi yaptım mı?” “İnsanlardan korkmak, bir kimsenin gördüğü ve bildiği doğruyu söylemesine aslâ mâni olmasın!” “Ey Kureyş gençleri! Zinâ etmeyiniz. Ferclerinizi (nâmuslarınızı) koruyunuz. Dikkat edin! Kim fercini zinadan korursa, ona Cennet vardır. ” “Hangi müslüman çıplak bir müs- lümana bir elbise giydirirse, Allahü teâlâ ona Cennetin yeşil elbiselerinden giydirecek, hangi müslüman aç • olan bir müslümana yemek yedirirse Allahü teâlâ ona Cennet meyvaların- dan yedirecek ve hangi müslüman
MÜSLİM BİN YESÂR
susayan bir müalümana su verirse, Allahil teâlâ onu Cennet şarabıyla sulayacak. ” Hikmetli sözleri çoktur. Buyurdu ki: “Bir kimsenin, Kur’ân-ı kerîmden “O memleketlerin kâfir olan halkı, geceleyin uyurken azâbımızın kendilerine inivermesinden emin mi oldular.” A! raf sûresi 97. âyet-i kerîmesini okuyunca sesini yükseltmesi, müstehab olur.” “Biz îslâmın ilk zamanlarında, birbirimize şu dört şeyle nasîhatta bulunurduk: 1- Boş zamanında, meşgûliyetin arttığı zaman için çalış! 2- Sıhhatli iken, hasta olduğun zaman için hazırlık yap! 3- Gençliğinde, ihtiyarlığın için hazırlan! 4- Daha hayatta iken, ölümden sonra sana lâzım olacak işleri yap!” “Bir kimse, bir gecede Kur’ân-ı kerîmden bin (1000) âyet-i kerime okursa, sayıla- mıyacak kadar çok sevapla sabahlamış olur.” “İçindeki yazılan bozuk olan bir kitabın okunmasından daha çok kalbe haşvet (ağırlık ve sıkıntı) veren bir şey yoktur.”
1) Tehzîb-üt-tehzîb cild-10, sh-302 2) Hilyetil’l-evliyâ cild-3, sh-97

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir