1. Vurmak eylemi ve biçimi.
—2. Darbe: Bir vuruşta^ adamı devirdi.
—3. Esk. Kavga, dövüş.
—Ask. Bir mermi ya da bombanın atıştan
sonra yöneltildiği hedefe ya da arazi üzerindeki
herhangi bir yere çarpması.
—Balist. Vuruş açısı. Düşüş* Açısı nın
eşanlamlısı.
—Gökbil. Saat vuruşları, doğrudan doğruya
bir sarkacın balansıyla kumanda edilen
ve gökbilim saatleri ile kronometreleri
uzaktan duyarlı bir biçimde, çakıştırma
yöntemiyle denetlemeye yarayan, özel telsiz
işaretleri. (Bu vuruşlar, saniyenin 1/300′
ü oranında bir yaklaşıklıkla doğrudur.
Özellikle boylamları belirlemede de telsiz
vuruşlarından yararlanılır.)
—Oy. Bilardoda oyuncunun kendi topuyla
hedef aldığı topu vurması.
—Res Ressamın boyayı uyguladığı yüzey
üzerine fırçayla sürme biçimi; fırça darbesinin
sonucu: Rengi geniş vuruşlarla uygulamak.
Zarif bir vuruş.
—Saatç. Bir saat makinesinde, eşapman
çarkının bir dişinin geçişi sırasında çıkan
gürültü.
—Spor. Topa vurma biçimi. || Kürek ya da
pagayın hareket devri. || Alçak vuruş,
boksta kemerin hemen altına yapılan ve
yönetmelikle yasaklanmış olan vuruş. ||
Başlama vuruşu, oyunun başlangıcında
ya da bir devre başında topun oyuna sokulması
için gerçekleştirilen vuruş. || Düz
vuruş, tenis ve masatenisinde topa raketi
tutan el yönüyle yapılan vuruş. (Karşt.
TERS vuruş.) || Kale vuruşu ya da atışı, futbolda
topun rakip oyuncular tarafından
auta gönderildiği koşulda, topu oyuna
sokma amacıyla kaleci ya da aynı takımdan
başka bir oyuncu tarafından 6 pas
çizgisi üzerinde gerçekleştirilen vuruş. ||
m Serbest vuruş, çeşitli top oyunlarında (futbol,
rugby, basketbol), oyunculardan birinin
kural dışı vuruşu nedeniyle verilen
ceza atışı. || Seri vuruş, boksta, iki rakip
arasında birbirini izleyen karşılıklı yumruklar
VURUŞ
07
Ağu