Walcott ile Keeton ilk olarak bazı deneyler :?tılar ve güvercinlere küçük mıknatıslar :-ir;:nca kuşların yönlerini tamamen şaşırdığını gördüler. Ondan sonra bu alandaki araş- trmalar çoğaldı. Deneyciler gene Kramer’in ¿¿resine baş vurdular ama bu sefer onu bir Helmholtz bobinin yani bir manyetik alan ^’dükleyici sisteminin merkezine yerleştir- r .er. Bu sistem sâyesinde genliğini değiştir- meksizin alan yönünü değiştirmek olanağı sağlandı. Bunun üzerine saka kuşlarının de- £:;mez şekilde kendilerini manyetik alana iöre yönelttikleri görüldü. Bu yetenek bütün kuşlarda varmış gibi görünmektedir. Ancak jeçilen yol ve aşılan uzaklık her kuş türüne ;öre değişmektedir. Ayrıca, manyetik alan yeryüzünün bütün noktalarında aynı şiddette değildir; çünkü kutuplar ile ekvator arasında farklılık göstermektedir. Nasıl olup ta her kuş türü bu duyusal yeteneği kendi özel amacı için değerlendirebilmektedir ? Şimdilik bu sorun henüz kısmen çözülebilmiştir, çünkü manyetik alana göre yön bulma konusundaki deneyler ancak az sayıda kuş türü üzerinde yapılabilmiştir. Princeton Üniversi- tesi’nden James Gould, göçmen güvercinlerin yön bulma yeteneğini denedi. Yaptığı deneylere bakarsak; güvercin, sadece kuzey yönüne göre coğrâfı durumunu değerlendirmekle kalmamakta, yörüngesinde de bulunduğu yerin manyetik alanına bağlı olarak gereken düzeltmeleri yapabilmektedir. Böylece uçuş hatası 2 ilâ 5 kilometreyi aşmamaktadır.
Bundan sonra sıra, bu duyarlığı sağlayan iç mekanizmayı araştırmaya geldi. Bu iç yapıyı çok kısa bir süre önce Walcott Presti ve Pettigrew çok zayıf manyetik alanları sapta- yabilen supra-kondüktör izleyicileri (SQUID ya da supra-kondüktör kuantum interferans cihazı) kullanarak ortaya çıkardılar. Eksi 196 derecelik azot içerisinde dondurulmuş olan güvercinler bu çok duyarlı izleyici ile tarandı. Bütün deneylerde manyetometrenin iğnesi güvercinin beyninin alt bölümündeki bir bölgeye doğru yöneliyordu. Bu buluş ilk adım idi. Daha sonra kafanı« bu bölümü elektron mikroskopu altında incelenince sinir liflerinde mikro-mıknatıslara çok benzeyen ince uzun cisimcikler görüldü. Röntgen ışınları ile yapılan difraksiyon (kırınım) deneyleri, bu küçük iğnelerin bileşimini belirledi. Bunlar demir açısından zengin bir filiz olan manyetit’ten yapılmıştı; ayrıca az miktarda nikel, bakır, çinko ve kurşun içeriyordu. Yerin manyetik alanı içinde, manyetit kendi alanını yerinkine göre yönlendirir; böylece yer manyetik alanının yönü de bt-
lirlenmiş olur. Manyetit, aynı etkiyi bu sinir lifleri içinde de göstermektedirr. Başka türlü söylersek, güvercinlerin kafasının içinde bir pusula vardır. Bunun sayesinde bütün yol boyunca dünya manyetik alanının kuvvet çizgilerine oranla, kendi durumlarını belirleyerek doğru yönü bulurlar. Manyetitin ayrıca, şiddet belirleyici liflerle bağlantılı olması mümkündür, ancak sinir kaslarının iletim biçimlerini henüz bilmiyoruz.
RADARLA İZLENEN GÖÇLER
Göçmen kuşların yön belirleme düzeneklerini henüz yeni anlamaya başladık, ancak göçlerin kendisi hakkında çok daha ayrıntılı bilgilere sahibiz. Gözlem