XVIII. YÜZYILDA AVRUPA
KONUNUN ANA ÇİZGİLERİ
1 — Devletler Tablosu, 2 — XVIII. Yüzyılda Avrupa’nın önemli Siyasal Olayları, 3 — Fransız İhtilâli, 4 — Fransız İhtilâli Savaflan, S — XVIII. Yüzyılda Avrupa Kültür ve Uygarlığı.
KONUNUN tŞLENMESf
1 — Devletler Tablosu :
1 — XVIII. yüzyılda Avrupa devletlerinin genel durumları nedir?
2 — Bu yüzyılda Avrupa’da hangi devletler önem kazanmışlardır?
î — XVIII. Yüzyılda Avrupa’nın Önemli Siyasal Olayları :
1 — XVIII. yüzyılda Avrupa devletleri arasında çıkan Veraset savaglaı
nedenleri nelerdir? Bu yüzyılda hangi Veraset savaşları olmuş ve bu nasıl sonuçlanmışlardır?
2 — Yedi yıl savaşlarının gerçek nedenleri nelerdir? Bu savaşlar hangi devli
arasında olmuş ve nasıl sonuçlanmıştır?
3 — Lehistan neden ve hangi devletler arasında ve kaç kez paylaşılan
Lehistan’ın paylaşılması karşısında Osmanlı devleti ve Fransa nasıl tutum takınmışlardır?
S — Fransız ihtilâli :
1 — Fransız ihtilâlinin nedenleri nelerdir?
2 — Fransız ihtilâli ne zaman ve nasıl başlamış ve nasıl bir gelişme gösteri»
3 — Fransız ihtilâli hangi dönemlerden geçmiştir? Bu dönemlerde ne gibi
dış olaylar olmuştur?
4 — Fransız ihtilâli dünyaya ne gibi yeni fikirler ve prensipler getirm
Fransız Vatandaş ve İnsan Hakları Bildirgesinin temel ilkeleri neler
4 -r. Fransız ihtilâli Savaşları:
1 — Fransız ihtilâli savaşlarının başlıca nedenleri nelerdir? Bu savajUr I
devletler arasında olmuş ve nasıl sonuçlanmıştır? 1
5 — XVIII. Yüzyılda Avrupa Kültür ve Uygarlığı :
— XVIII. yüzyıl Avrupasında bilim alanında ne gibi ilerlemeler Oİailt Bu yüzyılda yetişen başlıca bilginler kimlerdir, bunlar, ne gibi bu yapmışlar ve hangi eserleri bırakmışlardır?
2 — XVIII. yüzyıl ekonomistleri ne gibi prensipler ortaya
3 — XVIII. yüzyıl Avrupasmın en ünlü filozofları kimlerdir?
İNCELEME VE ARAŞTIRMA İÇİN BAŞLICA KAYNAKLAR
1 — Klasikler arasında yayınlanmış bulunan Volter, Jan Jak Ruso. Monteskivü’aM ««rlprlnl İnceleyiniz, 2 — Fransız İhtilâli Tarihi (Michelet), 3 — Avrupa ve Fransa İhUflH (Albert Sorel), 4 — Milletlerin Zenginliği (Adam Smith), 5 — Fransa İnkılâbının SijjHH Tırihl (T. T. Kurumu), 6 — Kanaat Kütüphanesi yayınlarından Fransa Tarihi, tnkilflbi, Büyük Fransız İhtilâli adını taşıyan kitaplar, 7 — İran Mekuplarj ( Monte skiSM Ç#vlren Muhiddin Göklü (İnkılap ve Aka Kitabevleri). ‘Jfl
1 — DEVLETLER TABLOSU 1 — Batı Avrupa Devletleri: 1
a) Fransa: XVII. yüzyılda Avrupa’nın en kuvvetli devleti olan Frann bu yüzyılda da gene Avrupa’nın en büyük devletlerinden biri olarak kaltnışdM Fransa’yı XVIII. yüzyılda XIV. XV. ve XVI. Lui yönetmişlerdir. Frantflj bu yüzyılda Avrupa’nın bütün siyasal sorunlarına karışmış, önce İspanya n Lehistan Veraset savaşlarına girmiştir. Bu savaşlar Fransa’yı maddeten çolu »arşmış, malî bakımdan iflâsa götürmüştür. ji
XVIII. yüzyılda Fransa gene koyu bir mutlakıyetle yönetilmiştir. Yüzyılyjl ikinci yansında kral olan XVI. Lui (1774- 1793) devrinde Fransa’da büyü® bir ihtilâl olmuş, bu ihtilâlin sonunda krallık yönetimi yıkılarak demokra<f| esaslarına dayanan yeni bir devlet rejimi kurulmuştur. Fransa ihtilâli, öncel Fransa’da, daha sonra diğer Avrupa memleketlerinde eski mutlak ve sosyali rejimlerin değişmesine yol açmıştır. |
b) Ingiltere; Bu yüzyılda İngiltere çok büyümüş ve Fransa ile tspanya| aleyhine genişleyerek büyük bir sömürge imparatorluğu kurmuştur. Avrupa’da | ise siyasal dengenin bozulmamasına çalışmış, bu amaçla Veraset savaşlarına. J Yedi Yıl savaşlarına girmiştir. XVIII. yüzyılda İngiltere’de demokrasi rejim» I daha çok kuvvetlenmiştir.
e) İspanya: XVIII. yüzyıl Ispanya’nın gerileme devri olmuştur. Bu yüzyılın ilk yarısında Veraset savaşları yüzünden Avrupa’daki topraklarından bir kısmını kaybettiği gibi, Amerika’daki sömürgelerinde de Ingilizlere ticaret hakkı tanımak zorunda kalmıştır. İspanya, XVIII. yüzyılın ikindi yansında. Avrupa siyasetindeki önemini büsbütün kaybederek silik bir devlet haline-gelmiştir.
2 — Orta ve Güney Avrupa Devletleri:
a) Almanya: Avrupa’nın en büyük imparatorluğu olan Almanya, bu yüzyılda da parçalanmış bir halde kalmış, coğrafî ve siyasal durumu gereği, Avrupa’nın bütün siyasal sorunlarına karışmıştır. Bir taraftan da Rusya ile bir olarak Osmanlı ve Lehistan topraklarından bazı parçalar eîde etmiştir.
b) Prusya? XVII. yüzyılda Vestfalya antlaşmasıyla kurulan Prusya devleti, XVIII. yüzyılda Avrupa’nın birinci derecede devletleri sırasına gir
ntiftir. Kral I. Giyom ve özellikle II. Frederik, Prusya’nın kurucuları olmı Urdır. II. Frederik, Prusya’yı askerî bir devlet haline getirmiş, Avuttur Varaset savaşlarına ve Yedi Yıl savaşlarına girerek toprak bakımından bı kazançlar sağlamıştır. Daha sonra Avusturya ve Rusya ile birleşerek Lehista paylaşmış ve bu suretle daha çok büyümüştür. Yüzyılın sonunda Fransa tavaşa girerek eski gücünü kaybetmiştir.
c) Lehistan: XVII. yüzyılda gerilemeye başlayan Lehistan, XVIII. yi yılda büsbütün zayıflamış ve nihayet komşuları olan Prusya, Avusturya Rusya arasında üç defa pay edildikten sonra, Avrupa haritasından silinmişi
ç) İtalya: Ortaçağdan beri ayrı ayn bağımsız devletler ve şehirler halin yaşayan İtalya, XVIII. yüzyılda da bu durumunu korumuştur. Bu yüzyıl İtalya’nın en büyük cumhuriyeti olan Venedik eski önemini kaybetmiş, bun yerine Sardunya krallığı kuvvet kazanmıştır. Bu krallık daha sonraki yüzyıl bugünkü İtalya’nın kurucusu olmuştur.
3 — Kuzey v© Doğu Avrupa Devletleri:
a) Uveç: XVIII. yüzyılın başlarında Avrupa’nın en kuvvetli devletler den biri olan İsveç, XII. Şarl’ın. (Demirbaş) ölümünden sonra eski önem kaybetmeye başlamıştır. Isveç bu yüzyılda Baltık denizindeki üstünlüğü Rusya’ya kaptırmıştır.
b) Rusya: XVII. yüzyılda Romanof soyunun iş başına geçmesiyle kı vetlenmeye başlayan Rusya, XVIII. yüzyılda ilerlemesine devam etmiştir, yüzyılda Osmanlı devleti, Lehistan ve İsveç zararına büyüyen Rusya, yüzy ikinci yarısında II. Katerina devrinde Avrupa’nın en sözü geçen devletlerine birisi olmuştur.
2 — XVIII. YÜZYILDA AVRUPA’NIN SİYASAL OLAYLARI
4 — İspanya Veraset (Kalıtım) Savaşları (1702 -1714):
XVIII. yüzyılda Avrupa devletleri arasında akrabalık bağlan yüzüne birçok siyasal sorunlar çıkmış ve bu yüzden zaman zaman taht kavga olmuştur. İşte bunların birincisi lspaıiya tahtı yüzünden çıkan savaştır.
XVIII. yüzyılın başlarında Ispanya kralı bulunan II. Şart’ın erkek evi yoktu. Kral, ölümünden sonra, memleketinin parçalanmasını istemediğine! tahtını, yakın akrabası bulunan Fransa Kralı XIV. Lui’nin torunu Fiil vasiyet etmişti. XIV. Lui, II. Şarl’m bu vasiyetini Fransa siyasetine çok uyı bulduğundan, kral ölünce, torununu, V. Fîlip adıyla İspanya tahtına olu (179®).
II. Şurl’nı diğer yakın akrabaları olan Bavyera elektörü, Avusturya ifl ratorıı ve Savua dükü bunu kabul etmediler. Fakat XIV. Lui, ispanya ta| dan vnz geçmedi. Bunun üzerine Avusturya, Bavyera, İngiltere, Hollanda ‘Savun hükümetleri birleşerek Fransa ve Ispanya’ya karşı cephe aldılar,,!) •uretle İspanya Veraset (Kalıtım) savaşlan başladı (1702). XIV. Lui, devlete karşı savaştığından, kuvvetlerini dağıtmak zorunda kaldı. Buna ka bağlaşıklar kuvvetçe ve komutaca daha kuvvetliydiler. Fransızlan her yenerek onları Almanya, İtalya ve Hollanda’dan çıkardılar. XIV. Lui iatemek zorunda kaldı. Fakat bağlaşıklar pek ağır koşullar ileri sürdükle den, savaş yeniden başladı. Bu ikinci dönemde XIV. Lui bir – iki zafer kat diktan ssnra Utraht (1713) ve Rastad (1714) antlaşmalarıyla savaşa verildi.
Bu antlaşmalara göre:
Avusturya; Belçika’yı, Milano dukalığını ve Napoli ile Sicil; adasını aldı.
Savua dukası; Sardunya adasını ve üstelik kral sanını aldı, suretle bugünkü İtalya’nın temelleri atıldı.
İngiltere; Fransa’nın Kanada’da bulunan sömürgelerinden Ternc adasıyla Hudson körfezi kıyılarını ve Ispanya’dan Cebelitank’ı Minorka adalarını aldı.
Fransa; XIV. Lui’nin daha önceki savaşlarda aldığı Alsas, Strai burg, Artuva, Flandr, Franş Konte ve Rosiyon’u elde etti.
XIV. Lui’nin torunu V. Filip’in İspanya krallığı kabul olundu. Brandenburg elektörü, Prusya krah oldu.
1)
2)
3)
4)
5)
6)
5 — Lehistan Veraset (Kalıtım) Savaşları (1733-1738):
Lehistan XVI. yüzyıldan beri ismen cumhuriyetti. Fakat krallıkla yönetilmekte idi. Krallar, soylular tarafından seçilirdi, öteden beri Lehistan kral seçimlerine Avrupa’nm uzak ve yakın bütün devletleri kanşırlar, kendi adaylarının kral olmasını isterlerdi. XVIII. yüzyılın başında bu yüzden bir savaş, olmuş, Saksonya elektörü, II. Ogüst adıyla, Lehistan kralı olmuştu.
1733’te II. Ogüst ölmüştü. Yerine iki aday ileri sürüldü. Bunlardan biri îl. Ogüst’ten daha önce bir ara Lehistan kralı olan ve Fransa Kralı XV. Lui’nin feayınbabası bulunan Stanislas Lehçinski adında bir Leh soylu kişisi, ötekisi de ölen kralın oğlu olan III. Ogüst idi. Leh soylu kişilerinden bir kısmı He Fransa, Stanislas’ı, Avusturya ile Rusya ise III. Ogüst’ü tutuyorlardı. Bu yüzden Leh «oylu kişileri iki parti olmuşlardı.
önce Mili! Parti duruma hâkim olduğundan, Stanislas kral seçildi. Fakat Avusturya ve Rusya işe kanştılar. Kuvvet kullanarak III. Ogüst’ü kral seçtirdiler. Bunun üzerine Fransa ile Avusturya’nın arası açıldı. İspanya ve Savua.
Miiftn’mn yanında yer aldılar. Savaşlar daha çok ATmanyn, İtalya ve X,£m Imt’da oldu. Fransa bu savaşta Osmanlı kuvvetlerinden de faydalanmak intec Osmanlı devletini Avusturya ile savaşa kışkırttı. Fakat Osmanlı devla |‘‘ıaıı«a‘ya güvenemediğinden, yazılı bir bağlaşma yapılmasını teklif etti. I •Jn, Fransa’nın işine gelmediğinden Osmanlı devleti başlangıçta bu sava katılmadı. Fakat bir süre sonra, 1736’da başlayan Rus savaşı dolayısıyla Avı lurya ile savaşa başladı. Kuvvetleri dağılan Avusturya, sonunda Fransa im&1 aşıklarına karşı yenildi. Barış istemek zorunda kaldı. Bağlaşıklarla Avt turya arasında Viyana’da bir antlaşma imzalandı (1738). Bu antlaşma göre:
1) IH. Ogüst’ün Lehistan krallığı kabul olundu.
2) Stanislas Lehçinski’ye ölümünden sonra tekrar Fransa’ya geçm koşuluyla, Loren dukalığı verildi.
3) Avusturya, İtalya’da bulunan topraklarından bir kısmım* Sav kralına terk etti. Napoli ile Sicilya adasını da iki Sicilya kralı boraktı.
6 — Avusturya Veraset (Kalıtım) Savaşları (1740-1748):
Avusturya imparatoru IV. Şarl’ın erkek evlâdı yoktu, ölmeden öı tahtını kızı Mari Terez’e bırakmıştı ve bunu Pragmatık Sanksiyon (b Terimler ve Deyimler) denilen bir kanunla papaya ve sonra Viyana ve Belg antlaşmalarında bütün devletlere kabul ettirmişti. Fakat kendisinin 174( anî olarak ölümünden sonra, Avusturya tahtında hak iddia eden Bavy elektörü ile Ispanya kralı, Mari Terez’in kraliçeliğini tanımak istemedi Buna, Prusya Krah II. Frederik de itiraz etti. Fransa, öteden beri Avustuı nm zayıflamasını kendisi için değişmez bir siyaset olarak kabul ettiği için karıştı. Sonunda Bavyera, Ispanya, Fransa, Prusya, Lehistan ve Saksonya N Terez’e karşı bir bağlaşma yaptılar. Buna karşılık Ingiltere, Rusya, Hollaı ve Sardunya hükümetleri Mari Terez’in tarafını tuttular.
Bu suretle bütün avrupa devletlerinin katıldığı Avusturya Veri (Kalıtım) savaşları daha çok Almanya, Fransa ve Peyiba (Felemenk) denizaşırı sömürgelerde olmak üzere sekiz yıl sürdü. Sonunda Fransa
II. Frederik’in üstün gelmeleri ile bitti. 1748 tarihinde Ekslaşapel «ntlaşr imzalandı. Buna göre:
1) Mari Terez’ın Avusturya kraliçeliği kabul olundu.
2) Prusya krah II. Frederik Süezya’yı aldı.
3) Fransa bu savaşta almış olduğu memleketleri tekrar sahiple verdi.
4) Ingiltere ile Fransa bu savaşta sömürgelerde birbirlerinden a oldukları yerleri tekrar birbirlerine geri verdiler.
7 – Yadl Yıl Savaşları (1756 • 1763):
Eknluşttpel antlaşması her iki tarafı da memnun etmemişti. Antlaşıxty| inuaıııuUtt sonra iki taraf da yeni savaş için hazırlıklara giriştiler. Bu af Avusturya Kalıtım savaşma katılan bağlaşıklar arasında dahi bazı değişikli oldu, Prusya krah II. Frederik, Ingiltere ile anlaştı. Fransa ise Avusturya,i ■Rusya ile bağlaşma yaptı.
Sava* 1756’da gene II, Frederik’in saldırısı ile başladı. II. Frederik ■ps’ela Avusturya, Fransa ve Rusya’ya karşı tek başına savaşmak zorunda kt) Yedi yıl süren savaşlar, Prusya’nın aleyhine gelişti. Frederik birçok kayjjpî verdi. Ingiltere ise Fransa’nın bazı sömürgelerini elde etti Bu arada FranaızM ‘Hindistan’dan çıkararak oraya kendisi yerleşti.
Savaş, Avrupa karasında Prusya’nın aleyhine gelişirken yeni Rus İH. Petro’nun, II. Frederik tarafına geçmesi üzerine durum değişti. Savaşî çok yorulan Fransa, İngiltere’den barış istedi. Paris’te, Ingiltere ile Fim arasında müzakereler başladı (1762). Bu sırada yalnız kalan Mari Terez iıarışa razı oldu (1763). İngiltere ile Fransa arasında Paris, Avusturya •Prusya atasında ise Hubertsburg antlaşmaları yapıldı.
Paris antlaşmasına göre:
1) Fransa, Amerika ve Hindistan’daki s ömür geler ini İngiltere’) bıraktı.
2) Avrupa’daki arazi durumu savaştan önceki haline getirildi.
Hubertsburg antlaşmasına göre de:
1) Prusya, Silezya’ya kesin olarak yerleşti.
2) Avrupa haritası savaştan önceki duruma konulu.
Yedi yıl savaşları sonunda Fransa zayıfladı. Ingiltere Fransa’nın zararına^ toprak bakımından çok genişledi. Fakat mâliyece sıkıntıya döştü ve bundan dolayı Amerika’da bulunan 1 3 kolonisi ile arası açıldı. Prusya ise Avrupa’nın -en kuvvetli kara devleti haline geldi.
6 — Lehistan’ın Paylaşılması (1772-1795):
XVI, yüzyıla kadaT Yagelon soyu tarafından yönetilen Lehistan, bu soyun l572’de yıkılmasından sonra bir daha bir soyun eline geçmedi. Bundan sonra Lehistan’a Lehistan Cumhuriyeti adı verildi. Buna rağmen, gene bir kral tarafından yönetildi.
Lehistan’da kral, soylu kişiler tarafından seçilirdi. Devleti kral ve Diyet
MecIIıi yönetirdi. Fakat Leh Anayasaaına göre UTyet Meclisinin * arananı
oybirliği ile verilmesi gerekmekte idi. Şayet Meclia üyelerinden birisi veril lcıtr«ra itiraz eder, yani Veto ederse, o karar yürürlüğe giremezdi. Bu l
l.rhiatan’ın en zayıf tarafıydı ve daima yabancıların Lehistan’ın iç iğleri karışmasına yol açardı.
Bazı Leh soylu kişileri Anayasanın bu maddelerinin değiştirilmesini iı yorlardı. Oysa XVIII. yüzyılda Lehistan’ın zararına genişleyen komşu] Prusya ile Rusya, Lehistan topraklarına göz dikmişler, bu memleketi ti ortadan kaldırmaya niyet etmişlerdi. Bu yüzden Lehistan’da yapılan her (karışıyorlar ve bu memleketin mahvına çalışıyorlardı. Buna karşılık, Osma devletiyle Fransa, Lehistan’ın, varlığını korumak istiyorlardı. Hatta bu ama Fransa 1733’te Lehistan Kalıtım savaşlarını, Osmanlı devleti ise Prusya’ı Lehistan işlerine karışmasına engel olmak için 1768 seferini yapmışlardı. Fal bu iki devletin tüm çabalarına rağmen, Lehistan’ın varlığı korunamadı. Nil yet Rusya ve Prusya, Osmanlı devletinin 1768 seferinde yenilmesinden fay< Sanarak, Prusya krah II. Frederik’in teklifi üzerine, Avusturya’yı da aralar alarak. Lehistan’ı paylaşmaya karar verdiler. Bu suretle Lehistan toprakları! bir kısmı ilk kez 1772’de bu üç devlet arasında paylaşıldı. Lehistan Di; Meclisi bu paylaşmayı kabul etmedi. Fakat bağlaşıklar Lehistan’a girer paylaşmayı Diyet Meclisine zorla kabul ettirdiler.
Lehliler, vatanlarım tehlikede görünce, anayasada esaslı bir değişil yaparak Lehistan krallığını tekrar babadan oğula geçer bir hale getirdi] Veto hakkım kaldırdılar. Ordularını kuvvetlendirdiler. Lehistan’ın yaptığı ıslahat hareketi, onun topraklarında gözü olan II. Katerina’nın işine gelr diğinden, anayasada yapılan bu değişikliğe itiraz etti. Buna II. Frederik katıldı. Rusya ve Prusya orduları Lehistan’a girdiler. Bazı Leh soylu kişi de, eski rejimi istediklerinden, vatanlarının düşmanlarıyla işbirliği etti Bundan faydalanan Rusya ve Prusya Lehistan topraklarından bir kısmım dı kendi ülkelerine kattılar (1793).
ikinci paylaşmadan sonra Lehistan’da milliyetçiler, Rusya ve Prusya karşı silâha sarılarak, vatanlarını kurtarmaya çalıştılar. Fakat Rus, Avuatu ve Prusya orduları tekrar Lehistan’a girerek, milliyetçileri ezdiler ve LeJıiatı egemenlikleri altına aldılar (1794). Bunun üzerine üç devlet tekrar aralanı anlaşarak Lehistan’ı üçüncü ve son defa olarak bir daha paylaştılar (179
t
Lehistan üçüncü paylaşmadan sonra Avrupa siyasal haritasından *111 ve ancak Birinci Dünya savaşından sonra (1918) yeniden kuruldu. Fi ikinci Dünya savaşında Almanların istilâsına uğradı. Sovyet Rusya ve Alin ya, Lehistan’ı tekrar paylaştılar. Bu suretle Lehistan gene ortadan kal Savaşın sonunda, Almanya’nın yenilmesi üzerine Lehistan (Polonya) ba| sızlıgma yeniden kavuştu (1945).
_________w — rn«l*5IZ İHTİLALİ
(1789 -1804)
9 — Prantıı İhtilâlinin Nedenleri;
PÜıiya tarihinin en büyük siyasa] ve sosyal olayı olan F ra »siz İh tik dünyada yani bir devrin açılmasının, yeni bir devlet rejiminin doğmasının •Oiyal dlUani değiştiren yeni birtakım düşünce ve prensiplerin yayılmasın •n ttnamll bir nedeni olmuştur.
Fran«u ihtilâli; her şeyden önce, mutlak krallık rejiminin Fransa da yıllardan beri yaptığı kötülüklerin, haksızlıkların, zulüm ve istibdadın doğu duftıı büyük ve kanlı bir olaydır. Cihan tarihinde bir eşine daha rastlanmadı bu büyük ihtilâlin birçok nedenleri vardır:
a) Krallık Rejiminin İstibdadı: Fransa XVI. yüzyıldan beri ksyu mutlakıyetle yönetilmekte idi. Krallar, memleketin sahibi ve efendisi sayıhı Utek ve emirleri birer kanun hükmünde idi. Kralın Tanrı’dan başka Mmsej hesap vermeyeceği kabul olunurdu. Halk, krahn emirlerine körü körüne it&| etmekle yükümlü idi. Savaş açmak, barış yapmak kralın isteğine bağlıydı,
Fransa kralları, Paris yakınında XIV. Lui tarafından milyonlarca alt •arfıyla yaptırılan, Versay Sarayı’nda lüks ve eğlence içinde, gayet gösteriş bir hayat yaşarlardı. Halktan bin bir zorlukla toplanan paralar krahn key| ve zevki için hesapsızca sarf olunurdu. Fransa kralları — özellikle XV. Lui Fransa halkının nasıl yaşadığını asla düşünmezlerdi. Vergiler adaletsiz bil şekilde ve gereğinde zora baş vurularak toplanırdı. Memlekette söz. yazi hatta vicdan özgürlüğü bile yoktu.
b) Sosyal Durum, Halkın Çeşitli Sınıflara Ayrılması: İhtilâlden önc« Fransız milleti eşitsizlik üzerine kurulmuş sosyal bir bünyeye sahipti. Halk.f birbirlerine eşit olmayan ve başka hak ve imtiyazlara sahip bulunan d/İrt ayrı iinıfa bölünmüştü: 1 —■ Soylu kişiler, 2 — Rahipler, 3 — Burjuvalar
4 — Köylüler.
Bunlardan memleketin en ileri gelenleri soylu kişilerle rahiplerdi. Soyluî kişilerin büyük arazileri ve malikâneleri vardı. Fransa topraklarının dörtte üçü bunların elinde idi. Soylu kişiler, devlet memurluğu ve askerlikle uğraşırlar, î arazilerinin geliriyle geçinirler ve lüks bir hayat yaşarlardı. Devlete vengi ver- < mezlerdi. Köylüleri tarla ve malikânelerinde çalıştırırlar, onlara gayet kötii davranırlardı.
XVII. yüzyıldan itibaren krallık istibdadının artması birçok soylu kişilerin kralın maiyetine girmesine yol açmıştı. Bunlar, Versay sarayının etrafında yaptırdıkları villalarda otururlar, kralın hizmetinde çalışırlar, ona danışmanlık yaparlardı. Bu yüzden XVIII. yüzyılda Versay çok büyümüş, kalabalık
bir «ehiı haline gelmişti. Rahipler dr soylu kişiler gibiydi. Onların «İn birçok arazileri ve mallan vardı. Oin bakımından papaya bağlıydılar, devlete vergi vermezlerdi. Devlet ve halk üzerinde dinse} bir otoriteleri vardı. Üçüncü sınıfı tenkil eden burjuvalar, şehir ve kasabalarda oturan, i; ve ticaret bayatıyla uğraşan kimselerdi. Memleketin aydınlan bunlar arasındaydı. Doktor, mühendis, avukat, tüccar, fabrikatör ve sanatçı olan burjuvaların «iyaaaî haklan yoktu. DeVlete vergi verirlerdi. Köylüler ise Fransa halkının çoğunluğunu meydana getirmekte idiler. Memleketin bütün yükünü bunlar çekerlerdi. Vergi verirler, askerlik ederler, soylu kişilerin ve rahiplerin tarlalarında çalışırlar, gerektiğinde onların angaryalarını görürlerdi. Hiç bir siyasal haklan yoktu. Okumak, yazmak bilmezlerdi. Çoğu hâlâ ortaçağda olduğu gibi serf hayatı yaşamaktaydı.
c) Fransız Aydınlarının Etkileri: XVIII. yüzyılda Fransa’da birçok aydın yetişti. Bunlara genel olarak Filozof denirdi. Bu yüzyılda Fransa’da yetisen filozoflar yalnız bilimle değil, siyasetle de uğratmışlar, özellikle devlet memleket sorunlarını, sosyal durumu incelemişler, bu husustaki fikirlerini yazılarıyla millete duyurmaya, onları aydınlatmaya çalışmışlardı. Bu bakımdan Fransız filozofları, Fransız ihtilâlinin hazırlayıcısı ve yapıcıları olmuşlardır.
XVIII. yüzyılda yetişen Fransız filozofları içinde Fransız ihtilâline yazıları ve düşünceleriyle en çok etki yapanla* Monteskiyö, Vol-ler, Didero ve Jan Jafe Ruso olmuştur.
Monteskiyö, soylu bir ailedendi (bkz. Resim: 75). îlk ünlü eseri olan Iran Mektupla» adlı kitabında Avrupa’da gezen bir Iran büyüğünün ağzından o zamanki Fransa’nın devlet ve memleket rejimini, sosyal durumunu incelemiş ve devleti eleştirmiştir. Bu arada saray, kilise ve hiifeümetle eğlenmiş ve hükümetin yaptığı suiistimalleri, soylu kigi-
Tarih Lise III
F. -14
lerin yalayışlarım ve kötülüklerim göstermiştir (bkz. İran Mektupları çeri inkılâp Kitafaevi).
Monteskiyö’nün Fransız ihtilâline etki yapan büyük eseri onun uzun çalışarak meydana getirdiği (Kananların Rı^o Üzerine) adlı kitabıdır. M teskiyö bu ©serinde dünya yüzündeki bütün devlet rejimlerini incelemiş i en sonunda en iyi devlet rejiminin Kanından yapan kuvvetle (yasama), î eden kuvvetlerin (yürütme) birbirlerinden ayrıldıkları rejimler elduğ’1 kanaat getirmiştir (bkz. Fransız Klasikleri, Kanunların Ruhu Üzerine, çevir Fehmi Baldaş).
Volter, Fransa’nın yetiştirdiği en büyük düşünürdür. Felsefeye, tari* edebiyata, sosyolojiye ve dine ilişkin olmak üzere 9 cilt eser vücuda getir tir. Yazdığı bütün eserlerinde her türlü ozgSrfâğe ve özellikle vicdan ö^gürt ğüne taraftardı. Bu yüzden yazılarında daha ç®k kâfise ve papazlara çatmışt Voltet, mezheplerin serbest olmasını isterdi. Bir yazısında: «İnsan nasıl zevki göre yerse, arzu ettiği inanca göre de Allah’a ibadet etmelidir» demiştir.
Voîter, yazılan yüzünden hükümetçe izlenmiş, onun için uzun zama İngiltere ve Prusya’da dolaşmış, devrin büyük kral ve prensleri ve devi adamları tarafından saygı görmüştür. O da, demokrasi yönetimin» isterdii Hele Injfîk ere’deki özgürlüğe hayrandı (bkz. Resim: 74).
XVIII. yüzyılın en büyük ansiklopedisi »lan Didero, Fransizlan kültü! yoluyla yükseltmeye çalıştı. Arkadaşı DalamİMr ile birlikte ilk B%üfe Fransız
Mnpodisini yayınladı. Didera, o zamanki devlet yönetiminin yetersizliğini ‘yor. bu rejimin değişmesini istiyordu. Bu yüzden izlemlere uğradı.
Jan Jak Ruto’ya gelince: XVIII. yüzyılda yetisen filozofların en tanın-ve düşünceleri bakımından Fransız ihtilâline en çok etki yapan Jan Jak
o olmuştur. Ruso, birçok eser yazmıştır. Bunlar içinde Emil adlı eğitsel rnıı ile Sosyal Mukavele (Coatrat Social) adlı eseri çok ünlüdür. Jan Jak e bu eserinde: «İnsanın hür olarak doğduğunu, fakat her yerde zincire tu.* bîiisaduğunu, hakları çiğnenen insanların bu haklarını geri simaları ihtilâl» meşru W vasıta olduğunu» ve «Hükmetme hakkıma yaimz mil-buliffianasî lâzım geldiğim» söylemiştir. Ruso, insanların her bakımdan İDİrletfeie eşrt oldukları tezini savunmuştur (bkz. Resim: 76).
ç) İngiltere ve Amerika’nn Etkileri: Ingiltere daha XVIL yüzyılda
8 ydtada Meşrutî krallık rejimine kavuşmuştur. Ingiltere’de her türlü “tlük vardı. Fransızlar, komşuları olan lngilizlerin sahip olduklara kak ve “rllsldeısî görüyorlar ve kendileri de İngilizler gibi meşrutî bâr yönetime yaşmak istiyorlardı. Hele Monteskiyö ve Volter gibi İngiltere’yi gören SÖnür!«r bu memleketteki insan haklarını yazılarıyla Fransız milletine yurmuşlardı.
XVIII. yüzyıl sonlarında Fransız ihtilâlinden biraz önce Amerika’da lunan i 3 İngiliz kolonisinin Fransa’dan gördükleri maddî yardım yüzünden ğımsuslıklanna kavuşmaları d a Fransızlara bir örnek olmuştur.
Fransızlar, Amerikalıların özgürlükleri için kanlarını döktükleri halde, adi vatanlarında bir esir hayata yaşıyorlardı. Amerika ihtilâline katılmış olan ransız gönüllüleri, Fransa’nın da Amerika gibi özgürlüklerine kavuşmasını tiyor ve bunun için çalışıyorlardı.
d) Mail Zorluklar, Vergilerin Ağırlığı: Fransız ihtilâlinin en büyük edeni, Fransa’nın XVIII. yüzyılda çektiği malî zorluklar ve para sıkıntısıdır.
Fransa kralları müstebit oldukları kadar da savruk insanlardı. Fransa’da ıraf daha XIV. Lui zamanında başlamıştı. Lui milyonlarca altm harcayarak ’ersay sarayını yaptırmıştı. Yerine geçen XV. Lui de çok savruktu. Versay’da (ika ve eğlence içinde yaşar, lüzumsuz yere para harcardı. Yalnız gözdelerinden birisinin yıllık tuvalet masrafı üç milyotı franktı. XVI. Lui’nin karısı Mari Antavanet de çok savruk bir kadındı. Fransa bu devirde müthiş bir para sıkıntısı çekerken, Amerikalılara bağımsızlık savaşları sırasında paraca ve askerce yardım etmişti.
Fransa XVHL yüzyılda birçok savaşlara girişti. Bu savaşlar çokça Fransa* nın yenilgisiyle sonuçlanmış ve paraca ziyanına yol açmıştır. Bu yüzden vergiler fazlalaşmış, kalk ve hele köylüler bu vergilerin ağırlığı altında ezilmişlerdi. Bu arada yapılmak istenen malı ıslahat — bizde de olduğu gibi — sarayın (ikalarına dokunduğundan, bir türlü uygulanamamışta. O sırada hükümet,
Afilimi İtmpnmak amacıyla, Pnriı’in linlü bankerlerinden çok borç aİM PftİMt W«ı paralar da lüzumsuz yere israf edilmişti. Devletten alacaklı • toplanan paraların Derelere sarf olunduğunu gördükçe üzülüyorlar, hüktt kutılrul »liilıtifMİni istiyorlardı.
XVI, l.tıi’nin krallığı zamanında (1774-1793) Fransa’da malî b •rtmtfU Kr«li(« Mari Aıvtuvanet mağrur, güzel ve çok hoppa bir ka» Kral )*■ lıavnriİMİz ve âciz bir kimseydi. Onun için memleket kraliçenin V» MVUMiın kalmıştı. Onun istediği kimseler iş başına getiriliyor, iste®ne< Atılıyordu l inik, Avusturya Kraliçesi Mari Terez’in kızı olan Mari Antuv hİQ Mvmiyor va bütün malî bozuklukların onun yüzünden ileri geldiğiaî yordu XVI. Lui devletin malî durumunu düzeltmek için Türgo’yu ri bakanlığına getirmiş, fakat Turgo kraliçenin işe karışması yüzünden, esa<
‘
ıslahat yapamamıştı. Bundan sonra iş başına getirilen maliyeci Neker isö, borç alarak mâliyeyi düzeltmek yoluna saptı. Devlet gelirini fazla gösfc«| halkı kandırmak istedi. Onun da yaptığs iş sarayca hoş görülmediği makamından atıldı. Kendisinden sonra gelen maliye bakanlarından hiç : bütçe açığına çare bulamadılar. Bunun üzerine kral, milletten yeni bir II almaya karar verdi. Bunun için de 1614 yılından beri toplanmayan Etaje» jru toplamaya karar verdi. İşte Fransız ihtilâli, Etajenero’nun bu toplarrti|| başladı ve hızla gelişerek Fransız devrimini meydana getirdi. |
|
i
10 — İhtilâlin Başlaması ve Dönemleri: .’■$
1
Fransız ihtilâli, Etajenero nun 5 mayıs 1789 tarihinde Versay saraji büyük tiyatro salonunda toplanmasıyla başlamış, birçok dönemlerden geç4 1804 yılmda Birinei imparatorluğun kurulmasına dek sürmüştür. Bu süre iça Fransız ihtilâli şu dönemlerden geçmiştir: ^
a) Etajenero, Miüî Meclis ve Kurucu Meclis Devri, b) Meşrutî KmJ Meclisleri Devri, e) Millî Konvansiyon Meclisi Devri, ç) Direktevar d) Komilik Devri.
Şimdi bu dönemlerdeki olayları kısaca gözden geçirelim:
a) Etajenero, Millî Meclis ve Kurusu Meclis Devri (1789 – 1791
5 mayıs I 789’da toplanan Etajenero’nun daha ilk toplantılarında bu met seçilmiş olan köylü ve burjuva milletvekilleriyle, soyluların ve rahiplerin letvekilleri arasında, anlaşmazlık çıktı. Köylü milletvekilleri bütün Etajen üyelerinin hep bir arada toplanmasını istediler. Soylu ve rahip milletvek* bu tekBfi reddettiler. Eskiden olduğu gibi, her sınıf milletvekillerinin ayrı salonlarda toplanmasını ileri sürdüler. Bunun üzerine Mee*’ çoğunluğunu meydana getiren köylü ve burjuva milletvekilleri bir ar gelerek müzakerelere başladılar ve Meclisin bu haliyle milletin % 96′
ın«it rtti&ini ileri türe-
li Eta,jonero’ya Millî •clis (Aasamblee Na-#»ale) adım verdiler.
Kral XVI. Lui, soyların kışkırtmalany-Meclisin bu kararını bul etmedi. Kendinin de Kazır bulunuşu bir genel top-ntıda her sınıf mil-etvekillerinin kendile-fine ayrılan salonlarda oplanmalanm emretti.
Fakat köylü ve burjuva milletvekilleri kralın bu emrini dinlemediler ve Meclisi terk etmediler. Kralın emrini tekrarlamaya gelen t&ray bakanına, milletvekillerinden hatip ve avukat Mirabo: «Gidiniz, efendinize söyleyiniz, biz buraya milletin arzusu fle geldik. Onun için bizi buradan ancak süngü kuvveti çıkarabilir» dedi (bkz. Recim: 77).
Kral, Millî Meclis in bu karan karşısında ne yapacağını şajırch. Bazı soylu ve rahip milletvekillerinin Millî Meclis’e katılmaları üzerine bütün milletvekillerinin Millî Meclise gelmelerini emretti. Fakat, ıslahat istemeyen soylular ve rahipler» krala zor kullanmasını, iş başında bulunan ıslahatçı bakanların atılmasını tavsiye ettiler. Kral, bunların gözlerine uyarak Paris yakınlarına yabancı milletlerden teşkil edilen alaylar getirtti ve bu arada Etajenero’nun toplanmasından bir süre önce ikinci kez maliye bakanlığına getirmiş olduğu Neker’i de makamından attı.
XVI. Lui’nin bu hareketleri Paris halkının ayaklanmasına yol açtı, isyan, az samanda büyük ve kanlı bir ihtilâle döndü. Halk silâhlandı, siyasal hükümlülerin hapsedildikleri Bastil hapishanesine yürüyerek muhafızlara Öldürdüler. İçindeki hükümlüleri kurtardılar. Sonra, tekrar hapishaneye gelerek şimdiye değin bir zulüm ve istibdat sembolü olarak gözlerinin önünde duran bu tarihî kaleyi yakıp yıktılar (14 temmuz 1789). (Bu tarih, Fransız Millî Bayramı
günü olmuştur.)
Bastâ’ in yıkılması haberi Versay’a geldiği zaman vakit geceydi. Bir soyla kişi durumu krala bildirdi. XVI. Lui, bu haber karşısında şaşırdı. Kekeleyerek:
Beftm: 77 — Mirabo
«Fakat, bu bir uyan damaktır» <)«
kiıji ine: «Hayır, hafmetpaaah, iı büyük bir ihtilâldir.» cevabını vendi.
Gerçekten bu, büyük bir Bastil’ in yıkılması; Fransa’ca i: yıkılması, hak ve özgürlüğün kas demekti. Haber, bütün Fran*a’< yankılar uyandırdı. Halk, baŞ silâha sanldı. önce, biitön m «Büyük Korka» meydana geldi, ellerinde silâh olan köylüler bu yararlanarak soylu kişilerin %ı kilise malikânelerine »aldırarak i yakıp yıktılar. Köylülerin bu bar haberi Versay’a geldiği zaman MUÜ heyecanlı bir toplantı yaparak soylu ; rin ve rahiplerin derebeylik devrisıd ma bütün ayrıcalıklarını kaldıran bir kabul etti (4 ağustos 1789). Bu suretle ihtilâlin ilk büyük ve tema4 kazancı »ağlanmış oldu. Fransız milleti arasındaki sınıf ve zümre ay lan tarihe kanıştı. İhtilâlin ilk büyük ilkesi olan eşitlik kabul olundu.
4 ağustos 1 789 kararından sonra Millî Meclis, Fransa’nın alaca ği rejimi belirtmek için bir anayasa yapmaya başladı. Bu ilk anayasanı^ tarafına 1 7 maddeden ibaret olan bir İnsan ve Vatanda; Haklan B3 koydu. Yaptığı anayasa üzerinde Mülî Meclis’e Kumcu Meclis (Assa” Constituant) adı verildi.
Millî Meoîiş’ in, Kurucu Meclis adını almasından sonra, yeni ya ‘ anayasaya gere Fransa meşrutî bir krallık olmuştu. Bu ilk anayasaya kanunları yapma görevi (Yasama Hakkı) meclise verilmiş, yürütme gü ise, kral taralından seçilecek bir bakanlar kuruluma bırakılmıştı. Ancak, k kanunları Veto hakkı tanınmıştı. Buna göre kral, isterse, kanunları dört ; için yürürlüğe koymayabilirdi.
Kurucu meclis devrinde kral ve meclis hâlâ Versay’da otumyorla Parisli kadınların Versay’a yürüyüşlerinden sonra kral ve Meclis Paris’e
Bu sırada Parisliler, siyasetle ve memîektet sorunlarıyla uğraşmak i kulüp admı verdikleri birtakım siyasal partiler kurmuşlardı. Bu partiler iç en önemlisi Jakobenler KufSbii admı taşıyandı. Bu kulübün de ea ünlfi üy avukat ve rahip Robespiyer (Robespiene) idi (bkz. Resim: 80),
Kurucu Meclis zamanında rahiplerin devlet memuru sayılmalarını
Resim: 78 — XVI. imi.
nyhğa bağlanmalarım öngören bir kanun yüzünden rahiplerle meclisin aralan açıldı. Bazı rahipler bu kanana uymadılar ve papaya bağlı olduklarını ileri lürerek Fransa’dan çıktılar. Kral, rahipler hakkındaki kanunu kabul etmiş, fakat onlara yapılan işlemlerden dolayı memnun olmamıştı. Ayrıca, Kurucu Meelis’te® de kurtulmak istiyordu. Bunun üzerine kral ve Kraliçe Mari Antu-vanet, Fransa’dan kaçarak akrabaları olan Avusturya kralının yanına gitmeye, oradan alacakları kuvvetle ve kraldan yana olanlarla birlikte tekrar Fransa’ya dönerek eski rejimi yeniden kurmaya karar verdiler. Bir gece, çocuklarıyla birlikte, gizlice Paris’ten kaçtılar. Fakat, yolda Varen (Varennes) kasabasında yakalandılar.
Kralın kaçması olayından yararlanmak isteyen ihtilâlci liderlerden Avukat Danton (bkz. Resim: 79) ve arkadaşları Fransa’da cumhuriyet rejimini kurmak istediler. Fakat, Kurucu Meclis buna razı olmadı. Ancak, krala anayasa’ya sadık kalacağına dair yemin ettirildi ve kaçma olayı bu suretle | kapatıldı.
Kurucu Meclis, bu olaydan sonra yeni bir anayasa yaptı. Bu yeni anayasa da Fransa devlet rejiminin meşrutî krallık elmasım öngörmekte idi. Bu yem kanunun kabulü üzerine Fransa’dan kaçarak yabancı memleketlere sığınan soylu kişiler ve rahipler yeni rejim aleyhine çalışmaya başladılar, öteki Avrupa devletleri de, özellikle Avusturya ve Prusya, yeni rejimden çekindikleri işi», Fuansa’ya karşı c«phe aldılar. Bu karışık durumda Kurucu Meclis
3t «ylUl 1701 tarihindin. (İyelerinin hiç biri milletvekili olmamak koşııl kanili k««tliı\t dağıttı. Ynıi l>n »nçım yapıldı ve yeni milletvekillerind Un Meşruti Krallık M~ * ’ *
indisi toplandı, k) Meşruti KraJlık Meclisi Devri
(1791 – 1792) : Yeni Anı
a’ya
■>»«ıun rvınniK morum, ^Asaamblee Nationale Legislative) kanunları yapa
kral Um madia dışından seçeceği bakanlarla bu kanunları yürütecekti. F«
bu yani anayuııarıııı birçok eksik yanlan vardı. Millete tam bir seçim M
lAnmmaiMiyd. Seçmen olmak için belli bir gelire sahip olmak gerekmaytJ
Bu •urallo Fransa’da kandan gelen soyluluk kaldırılmış, fakat onun y^j
x«n|in vr fakir ayrımı ortaya çıkmıştı. Bundan dolayı halk ve özellikle «I
huriyalten yana olanlar yeni anayasadan hiç memnun olmamışlardı. Üatfl kral — ı–k—……
yo kraliçeden de nefret ediyorlardı. Meşruti Krallık Meclisi zamanında
„ __________„ .____eski rejim tekrar kurula bilecekti.5
düşünceyle kral ve özellikle kraliçe akrabaları bulunan Avusturya impastİ runa şifreli mektuplar yazarak Fransa’nın savaş planlarını bildirdiler. J yüzden Fransız orduları Belçika’da yenildi. Bunun üzerine Danton ve a^j daşları 20 haziran 1792 günü Paris’te kral aleyhine büyük bir göateci yapMİ Fakat bir sonuç elde edemediler. Bu sırada Avusturya ile birlikte hara eden Prusyalılar büyük kuvvetlerle Fransa sınırlarım tehdit etmeye başlanjl lardı. Bu durum karşısında Fransızlar büyük bir vatanseverlik örneği ver «ti derhal silâhlandılar. 14 temmuz 1792 günü Paris’e gelen gönüllüler içind bulunan Marsilya gönüllü taburu çok heyecanlı bir savaş şarkm söyleyaM şehre girdi. Parisliler, bu şarkıyı ilk kez Marsilyalılann ağzından duyduMİİ için buna Marseyeas (Marseillaise) adını verdiler. Bu savaş şar kısmî, Kp ordusunda hizmet eden Rtsje dö Lfl (Rouget de Lisle) adında bir subay Rij ordusu için bestelemişti. Parislilerin çok beğendikleri Marseyez, bundan seni Fransız millî marşı olarak kabul olundu.
Bu heyecanlı günlerde cumhuriyetçiler, halkın bu heyecanından yaıaj
Ianarak, başta gene Danton ve arkadaşları olmak üzere, halk ve Paris’e gelini
olan gönüllülerle birlikte 1 ağustos 1792 günü bir gösteri yaptılar, Pari
belediye dairesini işgal ederek, kraldan yana olan belediye meotisâni dağıttı
lar. Komün adını verdikleri yeni bir belediye meclisi kurdular. Daha som
hep birlikte kralın oturduğu Tüİlöri sarayına yürüdüler. Kral, ailesi Üe bi
likte meclise sığındı. Bu »ırada saray muhafızlarıyla halk ve gönüllüler arasınd kanlı çarpışmalar oldu.
Komün tarafından meclise gönderilen bir kurul, krahn ■ini —-: — ■■’ – ■* ” * ‘
Vo Dnııton’un bulunduğu Komiin’ün eline geçti. Krallık yıkıldığı içi« 170J Anayasası nın da bir hükmü kalmadı,
ç) Millî Konvansiyon Meclisi Devri (1792-1795): 750 Milletvekilin-
i den kusr«lan Millî Konvansiyon Meclisi (La Convention Nationale) <umhuriye! rejimini kabul etti. Fakat bir cumhurbaşkanı seçilmedi, iktidar, 10 »ğustoa ihtilâlini yapan liderlerin elinde kaldı.
Konvansiyon Meclisi zamanında mecliste Jirondenler (Bunlar, vilâyet
Ierden seçilmiş olan milletvekilleri olup mecliste çoğunlukta idiler), Montan-yarlar (Paris milletvekillerinden olup meclisin yüksek yerinde’ oturdukları içia kendilerine Dağlılar demek olan bu i«im verilmişti) ve MtrtediMer (Meclis’in ortasında otururlardı) olmak üzere üç siyasal parti kurulmuştu. Bunlardan Jirondenler. ihtilâlle kazanılan hakların kan dökülmeden yürütülmesini ve uygulanmasını, Montanyarlar ise cumhuriyetin ve kazanılan hakların kanla ve şiddet (Terör) le korunmasını öngörüyorlardı. Ünlü ihtilâlcilerden Rsbespi-yer, Danton, Mara, Herder bu düşüncede olanların başında idiler. Mutediller partisi ise her iki yanı kollamaya çalışan ve duruma göre hareket edon bir kararsızlar partisi idi.
Bu üç partiden önce, çoğunlukta oldukları için, Jirondenler yönetimi ellerine geçirmek istediler. Fakat başaramadılar. Bir süre sonra Jirondenlerle Montanyarlar birbirlerine girdiler, aralarında kanlı bir kavga başladı.
Konvansiyon Meclisi zamanında kral ve kraliçe yargılanarak idama mahkûm edildiler, önce kral giyotinle idam olundu (21 ocak 1793). Bir süre sonra Kraliçe Mari Antuvanet de aynı şekilde giyotinle idam edildi. Bunun üzerine Fransa dışında bulunan kralcılar, XVI. Lui’nin oğlunu XVII. Lui olarak kral ilân ettilerse de genç prens ölünceye dek hapishanede kaldı.
Kralın yargılanması sırasında bazı Jirondenler kralın idamı için oy kullanmamışlardı. Bundan yararlanan Montanyarlar, Jirondenleri kralcılıkla suçladılar. Bu suretle iki partinin arası açıldı. Danton, iki partiyi barıştırmak istedi ise de başaramadı. Montanyarlar, bazı Jirondenleri giyotine verdiler. Cumhuriyeti korumak ve kralcılarla mücadele etmek amacıyla bir Genel Kurtuluş Komitesi (Comite de ealut Public) ve tbtilâl Mahkemeleri kurdular. Bundan sonra her yerde şiddete (Terör) baş vurarak haklı, ya da haksız yere binlerce insanı idam ettirdiler. Bu suretle ihtilâl çok kanlı bir aşamaya girdi ve Danton’un dediği gibi «Evlâtlara** yemeye başladı». Bununla birlikte M®nfcanyarlar terör sayesinde Fransa’da iç güvenliği sağladılar, sınırlarda düşman kuvvetlerini durdurdular.
Brr süre sonra Mor tanyarlar arasında da ikilik çıktı. Danton, terörün kaldırılmasını istedi. Bu yüzden ihtilâlciler birbirlerine düştüler. İktidarı elinde tutan Robespiyer, Danton ve arkadaşlarını giyotinle idam ettirdi. Nihayet Konvansiyon Meclisi de Robeapiyer’in diktatörlüğüne dayanamadı. Tutuk-
Ha
—–»mıh 1»ICL113I zamanında daha önce Fransa’dan ka^M
Almanya’da yerleşmiş bulunan Kaçaklar Sorunu yüzünden iki devlet arasın •avaş başladı (5 nisan 1792). Kral ve kraliçe bu savaştan memnun Zira bu savaşta Fransa yenilecek olursa düşünceyle kral ve özellikle kraliçe akr runa şifreli mektuplar yazarak Fransa ısız orduları dağlan 20 hararsa 1792
tahtından indiril di. Bunu» üzerini yönetimi bağlatında Robespiyef
meşini istedi, istekleri yerine’ getirilerek kral ve ailesi hapsedildi. Buimui üzerini Meşrutî Krallık Meclisi dağıldı. Memleketin
anmasına karar verdi. Fakat, Komün ondan yana olduğu için )ir isyan çıktı. Meclis bu kez askerî kuvvete baş vurarak Röb«aj4; İaşlanm yakalattı ve idam ettirdi. Bu suretle teröre son vertkU. temeleri ve Genel kurtuluş Komitesi dağıldı. Konvansiyon Mm tir anayasa yaparak, kendi kendisini da;n!U.
Ç) Direlstevar Devri (1798 – 179S): Yeni anayasaya göre ejimi gene cundıuriyet oluyordu. Fakat bu kez iki meclisle jr8 ‘asama hakkı, biri 500 öteki 250 Hailletvekömden kurulan iki zn liştı. Bunlardan. Beşyüzler Meclisi kanunları hazırlayacak, 250 ki yi
iuş olan meclis, ki bunlara İhtiyarlar Meclisi de denirdi. 8eşyüjrf«r aztrlaıtuş olduğu kanunları onaylayacaktı, Kantıtel&n da, iki meclis îçıleoek Eeş MrtteSr yürütecekti. Bundan d«l»yı bu yeni rejime -?ı verilmiştir.
Direlstuvar devrinde içte kralcılar ve raiâplerle mücadele od t; Avınrorya, Prusya ve Hollanda ile savaşa devam olunda. Napa *rt adli genç bir general İtalya’da AvusturyalIlara karşı parlak «•tındı. Bu genç generaH» Direktuvar’a sunduğu bir plan ga>t|in ferine karar verildi ve bu seferin komutanhğana da kendisi atandı »kz. Birimci BiMürn, parça İS).
Fakat, birçok kimseler Direktuvar yönetiminden mımnun «»p…….
Kınlar, bu yeni rejimi devirmek istiyorlardı. Bu mrada Mısır’da ba|antııb|a iftrayan Napolyon, oradan gizlice kaçarak Fransa’ya gelmişti. Yeni yttnstim-jen memnun almayanlarla anlaşan Napolyon, Beşyüzler Meclisinin toplantıdr yulunduğu sırada askerî kuvvetlerle meclisi basarak bütün üyelerini tutukladı. İhtiyarlar Meclisi de kendi kendini dağıttı. Bu suretle Direktuvar devri de kapandı.
d) KoBsuUtfe Devri (1799-1804) : Jirektuvar devrinin »ona ermen üzerine, anayasayı yeniden düzenlemek için iki komisyon kuruldu. Yürütme Ve yönetme işlerine bakmak üzere de üç geçici Konsül sefildi. Bu konsüllerin birincisi Napolyon Bonapart’b. Ba suretle Napolyon, Fransa’n» en kuvvetli, •darra ©krnıştu.
Napolyon’un yazdığı anayasaya göre üç konsül, on yıl süreyle hâkümef İllerini yürüteceklerdi. Kanunları ise. Senato ve Tribuna adlarıyla anılan meclisler yapacaklardı.
Napolyon, iktidarı kesin olarak elde edince ihtilâlin sona erdiğini ilân •tti. İçteki isyanları bastırdı. Kaçakların tekrar Fransa’ya denmelerine izin verdi. Fransa’da malî ve İdarî ıslahat yaptı. Tülâri sarayına yerleşerek eski krallar gibi yaşamaya başladı. Bir süre sonra kendisini ölünceye değin makamda kalmak üzere konsül seçtirdi. Bunun üzerine «umhuriyetçi general ve subaylar Napolyon’a suikastlar düzenlediler. Fakat ölümlerden kurtuldu. Kendisine : rakip gördüğü general ve subaylardan boalarını idam ettirdi, hazflarını da Amerika’ya sürdü. Sonra, meclislerden konsül Uiğiin kendisinden sonra çocuk-larına da geçmesinin kabul edilmesini istedi. Üyelerden biri Napolyon’un imparator olmasını teklif etti. Bu teklif kalk oyuna sunuldu. Franaralar, onun korkusundan Napolyon*un imparator olmasını kabul ettiler. Bu suretle ihtilâlin ton <iönemi de kapanmış oldu ve Fransa’da Birinci İmparatorluk devri [ başladı (1804).
i
f
11 _ Fransız İhtilâlinin Sonuçları ve Dünyaya Getirdiği Yeni Prensipler:
Fransız ihtilâli, önce Fransa’da başlayan ve daha sonra bütün dünyaya yayılan yem bir devlet rejiminin doğmasına yol açmıştır. Bugün adına Demok-r rasi dediğimiz bu rejim, halkın kendi kendisini yönetmesi, devlet ve memleket -itlerine kanaması ve ba işlerde göz sahibi olması demektir.
Fransız ihtilâlinin, bundan başka, dünyaya getirdiği en büyük yenilik, ihtilâlden önee bilinmeyen birtakım düşünce ve prensiplerdir. Bunların en önemKleri milliyet, eşitlik, hürriyet, adalet ve kardesKk gibi demokrasinin an» ^prensip vs haklarıdır.
Fakat, birçok kimseler Direktuvar yönetiminden mımnun «»p…….
Kınlar, bu yeni rejimi devirmek istiyorlardı. Bu mrada Mısır’da ba|antııb|a iftrayan Napolyon, oradan gizlice kaçarak Fransa’ya gelmişti. Yeni yttnstim-jen memnun almayanlarla anlaşan Napolyon, Beşyüzler Meclisinin toplantıdr yulunduğu sırada askerî kuvvetlerle meclisi basarak bütün üyelerini tutukladı. İhtiyarlar Meclisi de kendi kendini dağıttı. Bu suretle Direktuvar devri de kapandı.
d) KoBsuUtfe Devri (1799-1804) : Jirektuvar devrinin »ona ermen üzerine, anayasayı yeniden düzenlemek için iki komisyon kuruldu. Yürütme Ve yönetme işlerine bakmak üzere de üç geçici Konsül sefildi. Bu konsüllerin birincisi Napolyon Bonapart’b. Ba suretle Napolyon, Fransa’n» en kuvvetli, •darra ©krnıştu.
Napolyon’un yazdığı anayasaya göre üç konsül, on yıl süreyle hâkümef İllerini yürüteceklerdi. Kanunları ise. Senato ve Tribuna adlarıyla anılan meclisler yapacaklardı.
Napolyon, iktidarı kesin olarak elde edince ihtilâlin sona erdiğini ilân •tti. İçteki isyanları bastırdı. Kaçakların tekrar Fransa’ya denmelerine izin verdi. Fransa’da malî ve İdarî ıslahat yaptı. Tülâri sarayına yerleşerek eski krallar gibi yaşamaya başladı. Bir süre sonra kendisini ölünceye değin makamda kalmak üzere konsül seçtirdi. Bunun üzerine «umhuriyetçi general ve subaylar Napolyon’a suikastlar düzenlediler. Fakat ölümlerden kurtuldu. Kendisine : rakip gördüğü general ve subaylardan boalarını idam ettirdi, hazflarını da Amerika’ya sürdü. Sonra, meclislerden konsül Uiğiin kendisinden sonra çocuk-larına da geçmesinin kabul edilmesini istedi. Üyelerden biri Napolyon’un imparator olmasını teklif etti. Bu teklif kalk oyuna sunuldu. Franaralar, onun korkusundan Napolyon*un imparator olmasını kabul ettiler. Bu suretle ihtilâlin ton <iönemi de kapanmış oldu ve Fransa’da Birinci İmparatorluk devri [ başladı (1804).
i
f
11 _ Fransız İhtilâlinin Sonuçları ve Dünyaya Getirdiği Yeni Prensipler:
Fransız ihtilâli, önce Fransa’da başlayan ve daha sonra bütün dünyaya yayılan yem bir devlet rejiminin doğmasına yol açmıştır. Bugün adına Demok-r rasi dediğimiz bu rejim, halkın kendi kendisini yönetmesi, devlet ve memleket -itlerine kanaması ve ba işlerde göz sahibi olması demektir.
Fransız ihtilâlinin, bundan başka, dünyaya getirdiği en büyük yenilik, ihtilâlden önee bilinmeyen birtakım düşünce ve prensiplerdir. Bunların en önemKleri milliyet, eşitlik, hürriyet, adalet ve kardesKk gibi demokrasinin an» ^prensip vs haklarıdır.
Anrçyan barışı ile XVIII. yüzyıl Avrupa siyasal olaylar? asara ermiş oldu. Fakat Fmnsa ile Avrupa devletleri ar atındaki savaşlar bir stre soura yaniden başlamak üaere 1815 yılma kadar siirdü (bltz. XIX. ve XX. yiiayjlierda
AvTFKVpa).
5 — XVIII. YÜZYILDA AVRUPA KÜLTÜR VE UYGARLIĞI
13 — Ellim Alanında İ(erteme:
XVII. yüzyılda bilim alanında banlayan Rönesans, XVIII. yüstyılda geKş-mesins devam etti. Bu yüzyılda Avrupa’da özellikle kimya» fizik, tabiat bilgisi, tıp @&s bilgilerde ve felsefede büyük ilerlemeler oldu. Bugünkü modern
bilknietia temelleri atıldı.
a) Kimya Alanında tleıime: XVIII. yüzyılda Ingiliz Priesliey il* Fransız L&vaazigre, modem kimyanın kurucular! oldular. Bunlardan Prieadey, oksijeni buldu. Lavuaziye suyun analizini yaptı. Havanın oksijen ve ax»ttan ibaret elduğuau ispatladı. Bundan bagka solunum alayımı» bir yanma ®idu-ğunu a^dbladı. Nihayet tabiatta mevcut bütün elemanların aacak şekil d«|8§-tirdîîibsimi ve ağırlıklarından bir şey kaybetmediklerini ispat ederek şa ünlü
famttmı kt.vtlu! «T»b»*Ua hiç bir I«y kaybolma» ve hiç bir »oy do yr y MKİIİMHMI»,
b) Fulk Alanında İlerleme: Bu yüzyılda özellikle ısı ve elektrik üz da bUyllk W* »d lor v« deneylet yapıldı. İngiliz Fahrenhayt (luhrenh FnhMU Kaomür (Keaumur), İsveçli Seiaiyik (Celcius) termometrenin •«klinl, 1 Mongoifiye kardeşler ilk balonu buldular (1773). Isko Vat (Wat), I rııiMz Döni Papen (Deniş Papin) buhar kuvveti üzerinde ça Kttnyo (L’ugnot) ve Marki dö Jufrua (Jouffroy) buhar kuvvetinden gemi ant balarda Uy dalandılar. Hollandalı Leyd (Layd) elektrik şeraresini i dana gatiıdi. Amerikalı Franklen (FrancÜn) şimşeğin de bir elektrik şar olduğunu düşünerek paratoneri buldu (170@).
c) Tabiat Bilgisi Alanında İlerleme: XVIII. yüzyılda en çok geli bilimlerden birisi de Tabiat Bilgisi olmuştur. Bu alanda Fransız Kont Bitfon (Buffon) vın büyük hizmetleri dokunmuştur. Büfon 29 cilt kıtan Tabiat Tarihi yazarak hayvan, bitki ve madenlerin tabiat ve niteliklerini lemiştir. ölümüne yakın en ünlü eseri olan Tabiatın Devirleri (Epoques !a N»t«re)’ni yayH*ladı. Paris’te büyük bir botanik bahçesi vücuda getirdi. ‘*
c) Felsefe: Bu yüzyılda gerek Fransa ve gerek Avrupa’nın diğer m~ «ketlerimde felsefe, niteliği ve incelediği kontlar bakımından çok gelişti »aşta Fransız filozofları almak üzer®, bu yüzyılda yetişen filozoflar, topluî um sorunlarıyla uğraştılar, özellikle siyaset, din, ahlâk üzerinde ya azdılar. XVIII. yâzyılda yetişen filozofların en ünlüleri Fransa’da yaş • ‘üzydm ilk yansımda Monteskiyö, Volter, ikinei yarısında Jan Jak Ruso lidero ve Dalajtnber değerli eserler yassdılar (bkz. Parça: 9, Bölüm 3, Fra lasikleıi serisi 3).
d) Matematik ve Astronomi: Bu yüzyılda matematik ve astrono anında büyük bir ilerleme oldu. Matematikçiler içinde Paskal (PascaJ Kgranj (L’Agrange) ve Lallaş (Laplaee) çok ün kazandılar. Gene bu >
1 içinde dünyanın yuvarlaklığı üzerinde incelemeler yapıldı. Niyîon’ <ewt»n) danyamn kutuplarda basık, ekvatorda şişkin olduğuna dair il rdüğü tez üzerinde tartışmalar oldu. Fransız Kasini (Cassini) Fransa’ ptığı deneylere dayanarak, Niyton’un bu tezin; reddetti. Bunun üzerine t yeniden, ele alındı. 1735’te bir fen kurulu bir derecelik meridyeni olçrr^ ere Peru’ya gönderildi. Bu kurul on yıl orada kalarak çalışmalarına devit i. Gene bu amaçla diğer bir kurul Laponya’ya gönderildi. Bu ikinci kural tü matematikçi Pascal da bulunuyordu. Bunların yaptıkları deneyi rt*n’u*ı ilari sürdüğü tezin doğruluğunu ispat etti.
e) Tıp: Bu yüzyılda tıp alanında da büyük bir gelişme oldu. Anato hele fizyolojide büyük ilerlemeler kaydedildi. Hastalıkların ıted rine duruktu. Cerrahlık gelişti, tik defa bu yüzyılda Avrupa’da çiçek
pildi. İngiltere’de Jener (Jenner) ineklerden elde ettiği bu ağıyı hayvanlar erinde uyguladı (*). Gene bu yüzyılda Avrupa’da delilerin de bir hasta Iduğu fikri kabul olundu ve tedavilerine önem verildi. Oysa Türkler çok k eskiden beri delileri hasta olarak bilirler ve onlan iyilik ve şefkatle, hatta (izikle tedavi ederlerdi. Avrupa’da ise, bu yüzyıla gelinceye kadar delilere ır işkenceler yapılır ve dayak atılırdı (**).
f) Coğrafya Keşifleri: XVI. yüzyıldan beri coğrafya alanında büyük ir ilerleme olmuş, dünyanın birçok yerleri keşfoJunmuştu. XVII. yüzyılda a coğrafya keşiflerine önemle devam olundu. Bu işte sömürgeciliğin büyük ir etkisi olmuştur. Bu yüzyılda İngiliz Ceymi* Kuk (James Cook) Güney
kutbuna yaklaştı. Büyük Okyanus’ta yeni keşifler yaptı. Yeni Zelanda adalarım ve Avustralya’nın bir kısmını keşfetti. Dünyayı doğu taraftan dolaştı.
g) Ekonomi Alanında İlerleme: Bu yüzyılda Avrupa’da ekonomiyle uğraşan birçok düşünür yetişti. Bunların en başta gelenleri Fransız Güme (Gournay)’dir. Gurne: «Hükümet saaatçılan ve tacirleri işlerinde tüm serbest bırakmalıdır. Zira onlar kendi çıkarlarını hükümetten daha iyi düşünürler» demiştir. Onun, bunu belirten (Laitser faire, laitaer passer) düsturu ünlüdür. Kesna (Quesnay) ise, bütün servetlerin birçok kaynağının toprak olduğunu söylemiştir. Bundan dolayı verginin yalnız topraktan alınması tezini ileri »ürmüştür.
XVIII. yüzyılda yetişen ekonomistlerin en büyüğü ve ünlüsü Iskoçyalı Adam Simit’tir. Bu büyük bilgin bütün ekonomik doktrinleri (Milletlerin Zenginliği) adlı eserinde toplamıştır (bkz. Klasik eserler çevirileri).
14 — XVIII. Yüzyılda Edebiyat ve Güzel Sanatlar:
XVIII. yüzyılda edebiyat alanında Fransa çok ilerledi. Bu yüzyılda yetişen Fransız edipleri siyasal, dinsel ve sosyal sorunlarla uğraştılar. Bundan dolayı XVIII. yüzyılın psikolojik edebiyatı yerine bu yüzyılda Fransa’da siyasal nitelikte bir edebiyat türü doğdu. Bu devrin yazarları daha çok insanı konu olarak aldılar; onun devlet ve toplum içindeki yerini incelediler. Siyasal ve dinsel sorunlarla uğraştılar. Şekle değer vermediler. Yazılarıyla zulme ve haksızlığa ve müstebit rejimlere karşı savaş açtılar. Bu suretle XVIII. yüzyılda Avrupa’da bir savaş edebiyatı vücuda geldi. Bu alanda en ileri gelenler Fransız yazarları oldular. Bunlann başlıcalannın adlarını ve eserlerini daha önce okuduğunuz için burada tekrara lüzum görmüyoruz.
(*) Çiçek ağısı bizim memleketimizde Avrupa’dan daha önce bulunmuş ve uygulanmıştır. İstanbul’da bulunan İngiliz sefirlerinden birisinin karısı olan Leydi Montegü, Türkiye’de gördüğü çiçek asısını memleketine yazmıştı (bkz. Ahmet Refik, Sark Mektupları).
(**) Bilimin tarihsel gelişimi üzerinde daha esaslı bir bilgi edinmek isteyenler Dr. Adnan-Adıvar aralından yazılan «Tarih Boyunca İlim ve Din» adlı değerli esere baksınlar (Remzi Kitabeyi — İstanbul).
Tarih Lise m
F. 15
bu ytUryılda İlk Romantikler g&rüUİU. Fransız Abb4 Pr tarafında» ya*ılaıı Manan Lesko bunların en »nemlisidir. İngiltere’de ise h«t rwnnnlnM yağıldı. Bunların da en Ünlüsü Dan yel dö Fo (Daniclle de tarafındım yaaılan Robensoıt Kruzoe ile Swift tarafından yazılan Gü” 8«yakatlari adlı romanlardır. Bu yüzyılda Almanya’da edebiyat ala L«Mİlt« va Herder ba»ta gelirler.
XVIII. yüzyılda güzel sanatlar daha çok Fransa’da gelişmesine d •ttl. Mimaride dı$ kısımlarda yapılan süse çok önem verilen Barok kullanıldı. Bu tarzla Paris’te birçok güzel binalar ve kiliseler yapıldı. Re Franıu Vato (Watteau), heykeltıraşlıkta Hudoa (Houdon) büyük ün k dılar. Bu yüzyılda güzel sanatlardan en çok musiki gelişti. Bu alanda öz* Almanya ve Avusturya birinciliği aldı. Bu ülkelerin XVIII. yüzyılda ye dikleri beş büyük kompozitör; kilise musikisinde ün kazanan Hendel ile (Baoh), opera müziğinde Gluk (Ghıck) ve Haydan (Haydn) ve bu yü; en büyük müzik dehası olan Mozart’tır.
DEĞERLENDİRME SORULARI VE ÖDEVLER
1 — XYin. yüzyılda başlıca Bala Avrupa
devletlerinin siyasal durumları nasıldı?
2 — Orta ve Güney Avrupa devletlerinin
siyasal durumları nasıldı?
3 — Kuzey ve Doğu Avrupa devletlerinin
siyasal durumları nasıldı?
4 — İspanya Veraset (kalıtım) savaşları
nasıl bağlamış ve hangi antlaşma ile soea ermiştir? Bu antlaşmanın başlıca koşallan nelerdir?
5 — Lehistan kalıtım savaşlarının neden-
leri nelerdir? Bu savaşlar nasıl bağlamış ve hangi antlaşma ile sona ermiştir?
6 — Avusturya Kalıtım savaşları nasıl ol-
möş ve hangi antlaşma iie bitmiştir?
7 — Yedi yıl savaşları neden cıkmıy va
nasıl sona ermiştir?
8 — Lehistan nasıl ve kimler tara
pay edilmiştir?
9 — Fransız ihtilâlinin başlıca nede
nelerdir?
10 — Fransız İhtilâli nasıl başlamıştır?
rucu meclis devrinde neler o’ tur?
11 — Fransız İhtilâlinin başlıca döne
hangileridir?
12 — Fransız İhtilâlinin sonuçları ve
yaya getirdiği prensipler nelerdir?
13 — Fraasıa İhtilâli savaşlarının nede
nelerdir ve bu savaşiar nasıl sona, miştir?
14 — XVIII. yüzyılda toiiim alanında
gibi ilerlemeler otaıuştar?
15 — XVIII. yüzyılda güzel sanatlar al
da ne gibi ilerlemeler olmuştur?