Yakası Açılmamış

Yakası Açılmamış1

Kimsenin bilmediği, gün yüzü görmemiş manasında kullanılan bu tabir eski bir Osmanlı âdetine dayanır. Eskiden pantolonlar, gömlekler, şalvar, urbalar, çarşaflar, peşkirler hep evlerdeki el tezgâhlarında dokunurdu. Evlerde genellikle câmedanlık denilen çamaşır torbası duvarda asılı durur veyahut sandıklarda saklanırdı. Duvardaki bohçada birkaç sene yetecek çamaşır, urba, çarık, çedik, ok, yay, tüfek hazır bulunurdu. Bir seferberlik oldu mu, câmedanlığını alan, asker ocağına koşardı… Bunun gibi; analarımızın, ninelerimizin sandıklarında ise ev tezgâhında dokunmuş kıvratılmış, dikilmiş gömlekler deste deste bulunurdu. Yalnız bunların yakaları açılmamış olurdu. Giyileceği zaman makasla kesilip açılırdı. Kadınlar birbirleriyle konuşurken “Benim sandığımda yakası açılmamış şu kadar gömleğim var.” diye övünürlerdi. Bazı yaşlı ve tecrübeli kimseler konuşurken etrafındakiler “Susalım da dinleyelim, bakalım ne yakası açılmadık sözler söyleyecek.” derler.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*