Yeryüzündeki Günlük

Yeryüzündeki günlük işlerimize dalmış olan biz dünyalılar hazan çeşitli tarihlerde uzaya fırlatılıp dünya çevresinde bir yörüngeye sokul­muş olan insan yapısı uyduların varlığını bile farketmeden yaşıyoruz. Ancak bu uydular ilgisiz­liğimize herhalde kızmış olacaklar ki arasıra varlıklarını yüreğimizi hoplatacak şekilde bize hatırlatıyorlar. Geleceğin uzay istasyonlarının öncülerinden sayılan Amerikan uzay laboratuvarı “Skylab” geçenlerde dünyamıza yeniden dön­meğe karar verdiği zaman dünyanın beş kıtasın­daki insanlar bu davetsiz misafirin önünden kaçacak yer aradılar. Bereket versin ki Skylab bir dereceye kadar yakıtı hemen hemen tükenmiş yönleme roketlerinin yerden idaresi sayesinde geniş ölçüde de şans eseri olarak 11 Temmuz 1979’da Hint Okyanusu üzerinde tken atmosfere girerek parçalandı. Bu yüzden parçaları kısmen okyanusa, kısmen de Avustralya’nın batısındaki hemen hemen ıssız bir bölgeye düştüğü için bu seferlik kimsenin burnu kanamadı!

 

Bu olaydan sonra herkes birbirine: “Skylab neden uzaya fırlatılmıştı, uzay istasyonu nedir, bunların masraf ve riskine değer mi?” diye sormağa başladı. Yazımızda bu soruları kısa da olsa cevaplandırmağa çalışacağız, işe önce uzay istasyonlarına neden gerek duyulduğunu açıkla­makla başlayalım: Bunun için meselâ insanoğlu­nun ilk defa Ay’a ayak basmasını sağlayan Apollo projesini ele almak yararlı olur. Apollo projesi bilimsel açıdan büyük bir başarı, fakat mâlî açıdan Amerika Birleşik Devletlerinin bile belini bükecek muazzam bir masraf kaynağı idi. Apollo araçları ancak bir defa kullanılabiliyordu. Bu gibi bir uzay projesini bir havayolu işletmesi ile karşılaştırmak için şunu diyebiliriz: öyle bir işletme düşünün ki uçakları yalnız bir sefer yapsın, yolcular dışında bir kargo taşımasın, gitmesiyle dönmesi bir olsun, yanaşacağı mun­tazam bir alan olmasın ve yolcuları dönüşte paraşütle uçaktan atlayarak onu kendi hâline bıraksınlar! Böyle bir havayolları işletmesinin yolcularına uçak yetiştiremiyeceği ve kısa za­manda iflas edeceği muhakkaktır. Ancak ilk uzay gemileri ile yolculuk aşağı yukarı bu şekilde idi! Sovyetler Birliğinin Vostok ve Soyuz projeleri için de başlangıçta aşağı yukarı aynı düşünceler ileri sürülebilirdi Araçların tekrar kullanılamaması bir problem teşkil ediyordu.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*