YIRTICI KUŞLARIMIZ

Sayılan Giderek Azalan

YIRTICI KUŞLARIMIZ

9

Doç.Dr.İlhami KİZİNOĞLU *

Y

ırtıcı kuş türleri için çok önemli bir kuluçkalama böl­gesi olan yurdumuz yırtıcı kuş türlerinin göç yolları üze­rinde bulunmaktadır. Özellikle Boğazlar (İstanbul ve Çanak­kale) Kuzey Anadolu’daki Zigana Geçidi ile Güney Anadolu’­daki Belen ve Külek Boğazları, yırtıcı kuşların göç için kul­landıkları yollar üzerindeki önemli geçitlerdir.

Yırtıcı kuşlar, Anadolu’yu ister kuluçkalama alanı, ister­se göç yolu olarak kullansınlar, burada çok yönlü tehlikeler­le karşı karşıya bulunmaktadırlar. Yırtıcı kuşların Anadolu’­daki populasyon yoğunlukları, yapılan çeşitli tüketici baskı­lar nedeni ile gittikçe azalmaktadır. Bu nedenle her geçen gün bir varoluş kavgası vermektedirler. Yırtıcı kuşların po­pulasyon yoğunluklarını azaltan faktörleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

  1. insanımızın, onların doğal yaşam alanlarını değişti­rerek, yoğunluklarını azaltıcı baskılarını artırmaları,
  2. Ormancılık ve ziraatçilikte pestisitlerin kontrolsüz olarak kullanımlarının yol açtığı, doğayı bozucu önemli etkiler,
  3. Kontrolsüz ve bilinçsiz olarak yırtıcı kuşların yakalan­ması,

i ‘Miti ymissm \ıbıM ‘m ^ toret. amacıyla meta kabul edilip, Araplara satılması sonucu, tah­rip şiddetinin arfMSı.

YIRTICI KUŞUM TANIYALIM

Yırtıcı kuşlar iki grup altında incelenir. Bunlar, gündüz aktif yırtıcı kular (Falconiformes) ve gece aktif olan baykuşlar­dır (Strigiformes). iki grubun bazı ortak ve farklı özelliklerini, •:saca aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:

Ortak Özellikler

  • -as • jrup da monogam (tek eşlilik) dır,

« «uuoa yaparlar,

? arar ¿smjlar, uçma büyüklüğüne gelinceye _ nca kalırlar, ra* ~ t kİ eşey tarafından yürütülür, «kenen;.efi tüy, kıl, kemik vs. gibi, bazı atık maddeler, fc.w şeonde dışarıya atılmaktadır,

  • Besinlerini kuvvetli gaga ve keskin pençeler ile sağlarlar.

Farklı Özellikler

  • Gündüz yırtıcı kuşları aydınlıkta aktif olup, yemlerini ve yön­lerini görerek; baykuşlar ise işiterek ve dokunarak bulur­lar,
  • Gündüz yırtıcılarının dar, gagaya kama gibi bağlanan ve

Fare ile beslenen bir kerkenez.


 

hareketli gözlerini taşıyan bir kafaları vardır; gece yırtıcıla­rı (baykuşlar)nın kafası yuvarlak ve oldukça büyük olup, 180°’den daha fazla dönebilir; gözler hareketsiz ve başın ön kısmında yer alırlar; yüz bir peçe ile çevrelenmiştir.

  • Gündüz yırtıcılarında yavrular yumurtadan gözleri açık; bay­kuşlarda ise kapalı çıkarlar,
  • Gündüz yırtıcılarında erkek, birçok türde dişiye göre 1/3 oranında daha küçük olduğu halde, baykuşlarda eşeylerin büyüklükleri farklı değildir.
  • Gündüz yırtıcılarının kusuklarında kemik (sindirildiği için) bulunmadığı halde, baykuşlarda dalma vardır.
  • Gündüz yırtıcılarında kot püskürtülerek yuva dışına atılır. Bu nedenle her tarafa bulaşan pislikten, orada bir yırtıcı kuş yuvasının varlığı anlaşılır; baykuşlar İse pisliklerini yu­vadan aşağı bırakırlar, püskürtmezler.

Baykuşlar gece avlanırlar. Onların bu davranış şekilleri bazı yörelerde uğursuzluk damgası yemelerine neden olmuş­tur. Oysa bu zavallı ve son derece yararlı kuşların uğursuz­lukla ilgileri yoktur. Onlar geceleri, bazan yem bulamayınca ışığın geldiği yerlere doğru uçarlar ve oralarda avlanmak is­terler. Özellikle kırsal kesimde, geceyarısı ışık yanan evlerin çoğunda bir hasta olma olasılığı vardır. Eğer ışığa gelen bay­kuş, bir de öterse, bu durumu hasta sahipleri, baykuşun has­taları için geldiği şeklinde yorumlarlar.

KAPAKTAKİ RESİM:

Bıyıklı Doğan (Falco biarmicus)

TÜRKİYE’DE YAŞAYAN ÖNEMLİ YIRTICI KUŞ TÜRLERİ

Yurdumuzda, özellikle bilinçsizce ve ticari amaçla avla­nan ve yakalanıp satılan bazı kuş türlerinin sayıları gün geç­tikçe azalmaktadır. Bu durum böyle devam ederse, çocukla­rımıza, hayatımızın bir parçası olan yırtıcı kuşlarımızı ancak resimlerinden göstermek zorunda kalmamız kaçınılmaz ola­caktır.

Bizim için geleneksel önemi de olan bazı yırtıcı kuşları­mızı tanımak son derece gereklidir:

ŞAHİN (Buteo buteo)

Genellikle açık alanlarda avlanırlar; belli bir yerde otu­rup avını bekleyen; ama bazan havadan süzülerek süratli bir şekilde avının üzerine atılıp, onu yakalayan avcı bir kuşumuz- dur.

Şahin, havada ağır bir tempo ile uçar. Geniş kanatları ve kısa kuyruğu tipiktir. Renk varyasyonu fazladır; beyaz tüylü örneklerden, koyu kahverenkli olanlara kadar da rastlanır; ama kural olarak üst kısımları koyu kahve ve hafifçe lekeli, alt kısmı beyaz, hatta kaymak renklidirler. Göğüsde düzensiz lekeli; karında kahverenginde enine bantlar taşırlar.

Bir şahinin ortalama ağırlığı 900-950 gr’dır. En önemli besinini tarla fareleri oluşturur. Günlük besin ihtiyacı 150 gr’dır. Bu 3-4 tarla faresine eşdeğerdir.

Şahinler yuvalarını şubat ortasından mart ortasına ka­dar yapar; 2-4 adet yumurtayı nisan ortasında bırakırlar. Yu­murtadan 35 gün sonra yavruları çıkar. Kuluçka başarısı bes­lenmesine bağlıdır, örneğin tarla faresinin az olduğu yıllarda


 

Siyah omuzlu çaylak (Elanus caeruleus)


 

şahinin kuluçka bile yapmadığı bilinmektedir: Tarla faresi dı­şında kurbağa, kertenkele, gelincik, köstebek ve yılanı da be­sin olarak yiyen şahin en fazla 25 yıl yaşayabilmektedir.

ÇAKIR KUŞU (Accipiter gentilis)

Çakır kuşu kapalı orman bölgelerinde yaşar. Yaşama ala­nının bu özelliği nedeni ile oldukça çevik ve hareketli olup, uzun bir kuyruğu vardır. Üst kısmı, koyu kahveden kül ren­gine kadar değişir; alt kısmı beyaz renkli olup, siyah-kahve bantlar bulunur. Gençken sarı olan gözlerin rengi, ileri yaş­larda kırmızı-sarı olur.

Dişi çakır kuşu 1200, erkek 800-850 gr’dır. Günlük be­sin ihtiyacı 160 gr’dır. Bu, bir meşe kargasına eşdeğerdir. Besinin büyük bir kısmını fareler, genç tavşan, kara tavuk, meşe kargası ve diğer küçük kuşlar oluşturur.

Şubat-mart aylarında yuvasını yapan çakır kuşu, mart sonu-nisan sonu arasında sayıları 2-4 olan yumurtalar bıra­kır. Yumurtalardan 38-40 gün sonra yavrular çıkar. Uçurdu­ğu yavru sayısı ise genelde 1-2’dir. Yavruları toplanarak eğitilip avda kullanıldığı için, yurdumuzda son derece azalan çakır kuşları en fazla 23-25 yıl yaşayabilmektedirler.

GEZGİNCİ DOĞAN (Falco peregrinus)

Doğanlarımız arasında en iri olan türdür. Kanatlar açık iken yarım ay şeklinde tutulurlar. Kuyruk dar ve uç kısmı yu­varlaktır. Uçarken avlanır; pike uçuşunda saatteki hızı 300-325 km’yi bulur. Erkek bireyler, dişinin 1/3’ü büyüklüğündedir. En tipik özelliği koyu renkli geniş yanak bantlarıdır.

Gezginci doğanın besininin önemli bir kısmını diğer kuş türleri oluşturur. Sayıları 2-4 olan yumurtalardan 30-32 gün sonra yavruları çıkarlar. Doğal şartlarda en fazla 15, tutsak iken 25 yıla kadar yaşayabilmektedir.

KERKENEZ (Falco tinnunculus)

En küçük doğan türü olup, yurdumuzda en sık rastla­nan bir yırtıcı kuş türümüzdür. Günde 50 gr besin tüketir. En önemli besini, fare türleri ve diğer küçük memelilerdir. Avını yerde avlar.

Kerkenezin erkeğinin sırt kısmı kırmızı pas renginde olup, siyah renkli lekeler taşır. Kafa ise mavi-gri; kuyruğun ucun-


 

Kaya kartalı (Aquila chrysaetos)

da siyah renkli enine bir band vardır. Dişinin sırt kısmı ise kahve-kırmızımsı olup, büyük lekelidir. Çok dar bir yanak çiz­gisi taşırlar.

Nisan ortasından itibaren 4-6 yumurta bırakılır; 28-30 gün sonra yavrular yumurtadan çıkarlar. En fazla 16 yıl ya­şayabilirler.

KAYA KARTALI | (Aquila chrysaetos)

Bu kartal, yurdumuzdaki en güçlü yırtıcı kuş türüdür. Ha­vada yavaş ve süzülerek tempolu uçuşu ilgi çekicidir. Ormanlık alanlarımızın üs kısmında kendisini hava akımına bırakıp, tüm görkemi ile uçan kartalları gözlemeye doyum olmaz.

Kaya kartalı koyu kahverenkli olup, kafanın üst kısmı al­tın sarısıdır. Gençlerin rengi koyu siyah, kuyruk rengi beyaz­dır; kuyruğun uç kısmında açık renkli bir band taşırlar. Ka­natların alt kısmında, erginleşince kaybolan beyaz renkli le­ke vardır. Kanat açıklığı 200-230 cm’dir. Ayakları, pençele­rine kadar tüylerle örtülüdür.

Daha çok kemirici hayvanlar, tavşan, karaca hatta tilkiyi bile avlayabilen kaya kartalı beş yaşında eşeysel olgunluğa ulaşır. Kaya kartalının mart ayında bıraktığı 2 yumurtadan 44 gün sonra yavrular çıkarlar. Tutsak iken en fazla 40 yıl yaşarlar.

YURDUMUZDAKİ YIRTICI KUŞ TÜRLERİNİN DAĞILIŞI VE TEHLİKE DERECELERİ

Yapılan gözlem ve literatür çalışmalarına göre, yurdu­muzdaki yırtıcı kuş türü sayısı 47’yi bulmaktadır. Bu sayının 39’unu gündüz aktif yırtıcı kuş (falconiformes) türleri oluş­turmaktadır. Bu ise dünyada şimdiye kadar saptanmış olan 287 Falconiformes türünün % 13.6’sı demektir. Falconifor­mes tür sayısının Avrupa’da 41 olduğu düşünülürse, yurdu­muzun bu açıdan ne kadar zengin olduğu ortaya çıkar; ama yukarıda değinilen ve doğal dengeyi bozucu etmenler nede­ni ile yırtıcı kuş populasyonlarının yoğunluklarında sürekli bir gerileme söz konusudur.

Yurdumuzda belirlenen 39 Falconiformes türünün 34’ü yerel veya yurdumuzu sadece kuluçka alanı olarak kullan­makta, 5’i ise transit göçerdir.

Yurdumuzda soyları tükenme tehlikesi ile karşı karşı­ya bulunan 7 yırtıcı kuş türünün 4’ü yerel, 3’ü ise yurdu-

MAYIS 1986 muzda kuluçkaladıktan sonra göçmektedir. Bu türlerden yı­lan kartalına (Circaetus gallicus) bütün bölgelerde, balık karta­lı (Pandion halietus) ve ulu doğana (Falco cherrug) ise Güney doğu Anadolu dışındaki bütün bölgelerde rastlanmıştır. Ge­riye kalan step, bozkır ve atmaca kartalı ile Eleoner doğanı (Aquila nipalensis, Açuila rapax, Hieraaetus lasciatus ve Falco ele- onorae) ise başta Karadeniz olmak üzere, Ege, iç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde izlenmiştir. Anılan 7 türden Eleoner do­ğanı dışındakilere Doğu Anadolu bölgesinde rastlanmıştır.

Büyük tehlike altında bulunan, yırtıcı kuş türlerinin sa­yısı ise 9’dur. Bunlardan; şah küçük ve ak kuyruklu kartal (Aquia heliaca, Hieraaetus pennatus ve Haliaetus albicilla) kızıl şahin (Buteo ruünus) bıyıklı ve gezginci doğan (Falco biarmicus ve Falco peregrinus), yurdumuzun yerel kuşlarıdır; kırmızı ayaklı ker­kenez (Falco vespertinus), bozkır doğanı (Circus macrourus) ve küçük bağırgan kartal (Aquila pomarina) ise kuluçka sonrası yurdumuzdan ayrılan türlerdir. Bu listede yer alan 9 türden 6’sına yurdumuzun bütün bölgelerinde rastlandığı halde, ak kartala Akdeniz, bozkır doğanına Ege ve G.Doğu Anadolu ve küçük bağırgan kartala da G.Doğu Anadolu dışındaki bölge­lerde rastlanmıştır.

Yurdumuzda tehlike altında bulunan, yırtıcı kuş türü sayısı 11 ’dir. Bunlardan çakır kuşu (Accipiter gentilis), kaya kar­talı ıAquila chrysaetos) Şahin (Buteo buteo), kırmızı doğan (Cir­cus aerugirıosus), gök delice (Circus cyaneus) adlı türler yerel, kısa ayaklı atmaca (Accipiter brevipes) çayır doğanı (Circus pygar- gus), kızıl kerkenez (Falco naumanni), delice doğan (Falco sub- buteo) ve arı yiyen çaylak (Pernis apivorus) adlı türler, yurdu­muzu kuluçka alanı olarak kullandıktan sonra göçmekte ve geriye kalan bir tür; yani paçalı şahin (Buteo lagopus) ise yur­dumuzu kışın ziyaret etmektedir. İncelenen bu türlerin 5’i yur­dumuzun bütün bölgelerinde, 4’ü (kısa ayaklı atmaca, çakır kuşu, saz delicesi ve gök delice) ise Güneydoğu Anadolu dışındaki bölgelerde saptanmıştır. Paçalı şahin Karadeniz, Ege, iç Anadolu ve Doğu Anadolu’da izlenmiştir. Diğer tür olan çayır doğanına ise Ege ve Güneydoğu anadolu dışındaki böl­gelerde rastlanmıştır.

Yurdumuzda yaşayan ve gizli bir tükenme tehlikesi ile karşı karşıya bulunan yırtıcı kuş türü sayısı 7’dir. Bunlardan kara, sakallı ve kızıl akbaba (Aegypius monachus,Gypaetus bar- batus ve Gyps fulvus),doğu atmacası (Accipiter nisus), kerkenez (Falco tinnunculus) ve siyah çaylak (Milvus migrans) yerel; Mı-

 

Yuvasına dönen Balık Kartalı (Pandion haliatus)

 

 

sır akbabası (Neophron percnopterus) ise göçmendir. Bu tür­ler, günümüzdeki tahripkâr baskı bu şekilde devam ettiği tak­dirde, tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceklerdir. Bu gruptaki 5 tür bütün bölgelerde, iki tür ise (kara akbaba ve doğu atmacası) Güneydoğu Anadolu dışındaki bölgelerde iz­lenmiştir.

Yurdumuzda kuluçkaya yatmayan ve Anadolu’yu sade­ce göçleri sırasında göç yolu olarak kullanan 5 tür yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bunlardan ak band kuyruklu kartala (Haliaeelus leucorypus) sadece Doğu Anado­lu’da, büyük bağırgan kartal (Aquila danga), güvercin doğanı (Falco columbarius) ve kızıl çaylağa (Milvus milvus) Güneydo­ğu Anadolu dışındaki bütün bölgelerde, siyah omuzlu çayla­ğa (Elanus caeruleus) Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Ana­dolu’da rastlanmıştır.

Yırtıcı kuşların bir başka grubunu oluşturan baykuş (stri- giformes)ların, yurdumuzda bulunan tür sayısı 8’dir. Bun­lardan puhu kuşu (Bubo bubo), alaca baykuş (Strix aluco) ve balıkpuhu kuşu (Ketupa zeylonensis)nun soyları tükenme teh­likesi ile karşı karşıyadır. Kulaklı orman baykuşu (Aslo otus) ve peçeli baykuş (Tyto atba) ise oldukça büyük bir tehlike al­tındadır.

Cüce baykuş (Otus scops), kukumav (Athene noclua) ise tehlike altındadır. Bataklık baykuşu (Asio flammeus) yurdumuzu göçerken kullanmakta ve büyük tehlike altında bulunmakta­dır. Anılan türlerden balıkpuhu kuşu sadece Akdeniz bölge­sinde, peçeli baykuş Akdeniz ve Ege bölgesinde yerel olarak bulunmaktadırlar. Yurdumuzu göçerken kullanan bataklık bay­kuşuna Güneydoğu Anadolu dışındaki bütün bölgelerde rast­lanmıştır. Diğer baykuş türleri ile yurdumuzun tüm bölgele­rinde yerel kuş olarak belirlenmişlerdir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*