Zekâ (ve nasıl ölçüleceği) belki de insanı diğer yaratıklardan ayıran birincil yetenek olduğu için, psikologların ve diğer uzmanların ilgisini çekmekte devam ediyor.
Kevin Mckean
B |
ilim adamları arasında zekâ testlerine ilişkin fikir ayrılıkları Washington Üniversitesi’nden Eari Hunt, “IQ “telligent Quatation-Zeka Bölümü) testlerinin kavrama yeteneğini gerçekten yansıttığına dair bilimsel deliller söz ko- ■„su” diyor: “Zekâ testi, psikolojinin en büyük teknolojik- <atılımı denilebilir.” Bu görüşün karşısındakiler ise, IQ’nun D.rçok kusurunun, onu yararsızlaştırdığını öne sürüyorlar. Söz Selimi, biyolog-yazar Stephan Jay Gould, kafa çevresini ölçmekle bir insanın zekâsının belirlenebileceğini iddia eden on- Ookuzuncu yüzyıl bilimine benzetme yaparak, “zekânın ba- bir sayı olarak ölçülmesi, kranijometrinin (Kafatasının iç güdü ve yeteneklerle olan ilgisini inceleyen bilim dalı) yirminci ,.:zyıl uyarlamasıdır.” diyor. Sinir hastalıkları uzmanı Norman Geschwind, kişiliği, hareketleri, kavrama yeteneği bütünüyle yıkıma uğrayan, beyin hasarı geçirmiş kişilerin bile üredeyse dahilerin IQ derecelerine ulaşabildiklerine işaret ediyor ve IQ metodunun iflas ettiğini kanıtlamaya çalışıyor.
Bazı genç kuramcılar da, zeki olmanın ne anlama geldiğine ilişkin yeni ve daha gerçekçi tanımlar yaparak IQ’nun tarihe karışmasını sağlamaya çalışıyorlar.
Yeni kuramların ortak noktaları insancıl bir bakış açılarının olması. Yeni kuramcılar IQ’nun tuzaklarını unutmayarak Vammsai QSİk.olo\i ve sinirbilimden aklı, karmaşık bir yetenek ağı biçiminde tanımlamak için ödünç aldılar: gerçekçi problemleri kullanarak, yeni zekâ testleri yarattılar. Zeka tanımında ülkesel, kültürel farklılıkları gözönünde bulundurdular. Zekânın genlerle çevre arasındaki ilişkilerin sonucu olduğunu tartıştılar. Ve zekânın çoğunun öğrenilmiş yeteneklerden oluştuğunu öne sürdüler. Şimdi de birçok kuramcı, bu saptama doğrultusunda, onu öğretmek için programlar tasarlıyor.
Çağdaş zekâ anlayışının kökleri, bir avuç bilim adamının bu terim için tanımlar aradığı yirminci yüzyıl başlarına dayanıyor. Francis Galton, zekâyı basit tepki süresi testleri kullanarak ölçmeye çalıştı. Franız psikolog Alfred Binet, 1905’de özel olarak eğitilmeleri gereken zekâ özürlü okul çocuklarının ayırımında yönetime yardım etmek için ilk çağdaş IQ benzeri testi yayımladı.
testi, kendisine IQ testi
uygulananlara tanıdık gelecek problemleri içeriyordu: Söz- cük soruları, mantık, akıl yürütme, bir sayı dizisini tamamlama soruları gibi. Binet’in skalası “zekâ yaşı” terimiyle ad-
landırılan bir ölçü oluşturdu. Terman ise, kendi yarattığı ölçüyü zekâ bölümü (IQ) diye adlandırdı. IQ, öznenin zekâ yaşının, fizkisel yaşına bölünüp, yüzle çarpılmasıyla elde ediliyordu (Böylece altı yaş düzeyinde başarı gösteren bir altı yaş çocuğu 100 lû’ya sahip olacaktır; eğer dokuz yaş düzeyinde başarı gösterirse lû’su 150 olacaktır.) Binet, testini bir eğitim aracı olarak anlamlandırırken, Terman’ın, erişkinlerin yaygın testlendirilmesine yönelik sınırsız tutkuları vardı. Ona göre, zekâ testlerinde binde on gibi büyük oranda yetersizlik gösterenler, gözetim altında tutulmalı; böylece toplumun korunması sağlanmalıydı. Bu uygulama eninde sonunda geri zekâlılığın çoğalmasını önleyecek, aşırı boyutlardaki suç, fakirlik, endüstriyel verimsizliğin ortadan kalkmasıyla sonuçla-
Terman’ın toplum taraması rüyası kısa zamanda anlaşıldı. Bu rüya Harvvard’da psikolog olan Robert Yerkes’i, Birinci Dünya Savaşı sırasında, ordudaki 1.75 milyon ere test uygulamaya yönlendirmişti. Koşulların zorluğundan (testlerin yapıldığı yerler o kadar kalabalıktı ki, arkada oturan askerler açıklananları güçlükle duyuyorlardı) ya da erlerin yeteneklerinin yetersizliğinden ortalama zekâ yaşı 13 çıkmıştı. Testi oluşturanlar böylesine düşük puanlar karşısıda dehşete düştüler. Fakat ırksal ve ülkesel başarısızlıkların günün önyargılarına uyduğunu görüp cesaretlendiler: Yerkes’in yandaşı Cari Campbell Brigham, Kuzey AvrupalIların 13,28; Orta AvrupalIların 11,67; Akdenizlilerin 11,43; Siyahların 10,41’İlk zekâ yaşlarını hesapladı.
Böyle bir IQ testinin kendisine ilk uygulanışını anımsayan Psikolog Harward Gardner, “Belki de bu testlere ilişkin
Gardner, Harvvard’ı bitirdikten sonra felsefe ve sosyoloji öğrenimi için İngiltere’ye gitti. Döndükten sonra doğuştan