Osmanlı Devletinin
Hazret-i Osman-ı
Zinnûreyn(ra) Efendimize hürmeti
kerîmesiyle evlenme nimetine mazhar olduğu için Peygamber Efendimizin ıkı kerımeı .
kendisine. iki nur sahibi manasına gelen Zinnûreyn denildi . hicretin dokuzuncu yılında Hazret-i Ümmü Gülsün, (r.anhâ) da vefa, edince Peygamber Efendimiz
Yâ Osman, bir kızım daha olsaydı, onu da sana verirdim.” buyurdular.
Bakî veya Bakî’u’l-Garkad kabristanı, Medîne-i Münevvere’nin güneydoğusunda Mescid-i Nebevî’nin yakınında bulunmaktadır. Bakî’, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri tarafından kabristan olarak kullanılmasına karar verilmeden önce “gar-kad“ ağacı ile kaplı bir yerdi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), ashabından vefât edenlerin defnedilmesi için Bakî’ mevkiini mezarlık olarak kararlaştırdı. Milletimiz arasında Cennetü’l-Bakî’ adıyla meşhur olan bu mezarlığa Muhacirlerden ilk defnedilen Hazret-i Osman b. Maz’ûn (r.a.), Ensar’dan ise Es’ad b. Zürâre (r.a) Hazretleri’dir. Peygamber Efendimiz (s.a.v )’in oğlu Hazret-i İbrahim; kızlar, Hazret-i Rukıyye Haz ret-, Zeyneb ve Hazret-i Fâtıma; amcası Hazret-i Ab-bas, halası Hazret-i Safiye binti Abdülmuttalib, torunu Hazret-i Haşan bu kabristanda medfundurlar
Ayrıca Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sel-lemin: “Benim ikinci annem.“ buyurduğu Hazret-i Ali (k.v.)’nin annesi Hazret-i Fâtıma binti Esed ile sütannesi Hazret-i Halîme; zevcelerinden Hazret-i Âi-şe, Hazret-i Hafsa, Hazret-i Ümmü Seleme, Hazret-i Zeyneb binti Huzeyme, Hazret-i Zeyneb binti Cahş, Hazret-i Safiye ve Hazret-i Mâriye dahi bu kabristandadır. Sahâbîlerden burada medfun olanlardan bazıları arasında Hazret-i Abdurrahman bin Avf, Hazret-i Sa d bin Ebî Vakkâs, Hazret-i Abdullah bin Mes ûd, Hazret-i Suheyb bin Sinân ve Hazret-i Ebû Hureyre radıyallâhu anhüm zikredilebilir.
Ashâb-ı Kirâm’ın büyüklerinden ve ilk Müslüman olanların beşincisi Hazret-i Osmân bin Affân (r.a.) da Cennetü l-Bakî’ kabristanlığında medfundur. Dünyada iken cennetle müjdelenen on sahâbîden (Aşere-i Mübeşşere) biri olan Hazret-i Osmân-ı Zinnûreyn, aynı zamanda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in damadı ve üçüncü halîfesidir. Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, onu kerimesi Hazret-i Ru-kiyye (r.anhâ) ile evlendirdi. Onun vefâtından sonra diğer kızı Hazret-i Ümmü Gülsüm’ü (r.anhâ) ona nikahladı. Böylece Peygamber Efendimiz’in iki kerîmesiyle evlenme nimetine mazhar olduğu için kendisine, iki nur sahibi manasına gelen “Zi’n-nûreyn* denildi. Hicretin dokuzuncu yılında Hazret-i Ümmü Gülsüm (r.anhâ) da vefat edince Peygamber Efendimiz: “Yâ Osman, bir kızım daha olsaydı, onu da sana verirdim.* buyurdular.