havalimanı
Hava taşıtlarının iniş-kalkış, bakım, park, yakıt ikmali, yolcu ve yük indirip bindirme gibi işlemlerinin yapılmasını sağlayan tesis. Havalimanları ilk zamanlar, çevre sorunları hiç dikkate alınmaksızın, yerleşme bölgelerinin ve büyük kentlerin yakınındaki geniş alanlarda yapılırdı. O günlerde, sivil havacılığın böylesine gelişeceği ve bu gelişmeye paralel olarak, havalimanları ile yolcu ve kargo servislerinin karmaşık bir hal alacağı düşünülmüyordu. Günümüzdeyse, kentlerin sürekli büyümesi ve hava taşımacılığının her geçen gün gelişmesi nedeniyle, havalimanlarının yapımında, çevre sorunlarının, havacılık sorunlarıyla birlikte düşünülüp tasarlanması gerekmektedir.
Büyük bir havalimanının, kent merkezine kara ve demiryolu bağlantılarının bulunması gerekir. Yolcular, otomobillerini, uçağa binecekleri çıkışa yakın bir park yerine bırakabilmelidirler. Hiçbir yolcu, otomobilini terminal binasının uzağındaki otoparka bırakıp, elinde bagajlarla kar, yağmur altında yürümekten hoşlanmaz.
Havayolu şirketleri, havalimanı işletmesi, gümrük memurları gibi örgütler, uçağa binecek yolcular için bilet satış ve denetim gişeleri, bagaj gişeleri ile uluslararası uçuşlar için pasaport denetim noktaları, büfeler, lokantalar ve gümrüksüz satış yapan (duty-free) mağazalar, vb. hizmetleri sağlamak zorundadırlar. Bir uçaktan inen yolcu, aktarma yapacağı başka bir uçağa hemen binmek ya da terminal binasından en kısa zamanda ayrılmak ister. Yolcular, aktarma yapacakları uçaklara gitmek için, uzun yollar yürümek ve bagajlarını taşımak istemezler. Bütün bu gereksinmelerin, gelen ve giden yolcular arasında herhangi bir kargaşalığa yol açmadan karşılanması zorunludur.
Kentten havalimanına ya da havalimanından kente trenle (ya da metroyla) gidecek yolcular da, benzer kolaylıklardan yararlanmak isterler. Havalimanları ile kentler arasında çalışan trenlerin ve metroların, bekleme salonlarının yakınına kadar gidebilenleri en elverişlileridir.
Havalimanı planı çizen mühendisler, yolcu gereksinimlerinin yanı sıra, havayolu işletmelerinin gereksinmelerini de düşünmek zorundadırlar. Sözgelimi, Avrupa’nın en büyük havalimanlarından biri olan Londra’nın Heathrovv havalimanında yolcu ve bagajlarla ilgilenme, uçakların bakım ve ikmalleri ile hava trafik denetimi gibi çeşitli hizmetlerde yaklaşık 50 000 personel çalışmaktadır. Bu personel her gün, alandan kente, kentten de alana gelip, gider. Bunların da, hem kendi araçlarını bırakacak park yerlerine, hem de servis arabaları için özel kapılara gereksinmeleri vardır.
Havalimanlarında uçaklar da büyük alanlar kaplar. Büyük jet yolcu uçakları için, yaklaşık 3-4 km uzunluğunda ve 45 -50 m genişliğinde beton uçuş pistleri gerekmektedir. Uçuş pistlerinin, rüzgâr yönlerine göre iki tane olması, ayrıca uçakların, terminalden pist başına ve inişten sonra terminale en kısa yoldan gitmesini sağlayacak ara yolların bulunması gereklidir.
Bir jet yolcu uçağının park edebileceği normal bir alan, 90 m genişliğinde olmalıdır. Hava trafiğinin yoğun olduğu saatlerde, büyük bir havalimanının park yerinde yaklaşık 50 uçak bulunabilir. Bu uçakların park etmeleri içinse, yaklaşık 4-5 km uzunluğunda bir alan gerekir. Ayrıca 350 koltuklu bir uçağın havalimanına yaklaşık 100 araç çekeceği düşünülürse, sözgelimi 5-6 uçağın yolcu aldığı ya da getirdiği küçük bir havalimanı için bile 500-600 araçlık bir otopark alanının yapılmasının zorunlu olduğu ortaya çıkar.
Modern havalimanlarında, uçakların gece kalmaları ve bakımlarının yapılması için de geniş alanlar gereklidir. Günümüzde yolcu uçaklarının bakım ve onarımları kısa sürede, uçak parktayken yapılabilmektedir.
Uçakların, uçuştan önce ya da sonra yerde bekleme sürelerini kısaltma amacıyla, denetimin çok kısa sürede tamamlanması zorunludur. Varış noktasına gelmiş bir uçaktan yolcuların inmesi, kargo ile bagajların boşaltılması, yakıt ile yolcu ikram malzemelerinin yüklenmesi, uçağın temizlenmesi ve gidecek yolcuların binip bagajlarının yüklenmesi için geçecek süre, bazı havayolu işletmeleri tarafından yirmi dakikaya kadar düşürülebilmektedir. Ancak, herhangi bir karışıklığa ya da yangına yol açmamak için, bütün bu hazırlıkların belirli bir plana göre gerçekleştirilmesi zorunludur.
Söz konusu gereksinmelerin yanı sıra, havalimanı planlarının, gelecekte yeni terminal ve servis binalarının yapılması sırasında, varolan çalışmaların aksatılmadan yürütülmesine izin verecek esneklikte olması istenir.
Günümüzün yolcu uçakları, inişlerini çoğunlukla İLS sistemiyle (aygıtlı iniş sistemi) yaparlar. Havalimanında bulunan İLS donanımı, alana yaklaşan uçaklara, baş (uçuş yönü) ve süzülüş açısı sağlar. Bu sistemde uçak, alandan 8-10 km uzaklıkta aldığı bilgilere göre pistle aynı hizada uçar ve inişe kadar kılavuz sinyalleri izler. Günümüzün havacılığında bu yöntemler, her geçen gün daha da geliştirilmekte ve tam otomatik hale getirilmektedir. Artık uçakların çoğu, hiçbir pilot denetimine gerek kalmadan son yaklaşmayı ve inişi, otomatik olarak yapabilmektedir. Ne var ki, otomatik iniş, ancak havalimanlarında bulundurulan yeni donanımla gerçekleştirilebilir. İLS sistemi, başlangıçta yalnızca kötü hava koşullarında kullanma amacıyla yapılmışken, günümüzde, büyük havalimanlarında sürekli olarak kullanılmak-
Radar, İLS sisteminin en değerli yardımcısıdır. Havalimanlarında bulunan gözetleme radarları, alan çevresindeki kilometrelerce karelik bölgeyi sürekli olarak tarar. Alana yaklaşan bir uçak, radar ekranında parlak, ışıklı bir nokta olarak görülür. Bu nokta, hava trafik denetim görevlisinin, uçağı İLS sistemine yaklaştırmasını
Trafiği yoğun olmayan havali inanlarındaysa, iniş yardımcısı olarak VOR (VHFOmni Range: Çokyüksekfre- kanslı omni menzil) sistemi kullanılır. VOR sistemi, yaklaşan uçağa yalnızca yaklaşma bilgisi verdiği için, İLS kadar yetkin değildir.
Havaalanlarında, görüntülü iniş yardımcıları da hâlâ önemlerini korumaktadır. Gece gündüz çalışan alçalış göstergesi, İLS sisteminin yerine kullanılabilen bir donanım değildir. Bu sistemde, pistin iki yanında yeralan kırmızı ve beyaz ışıklı çubuklar, özel açıyla yerleştirilerek, pilotun, süzülüş hattının altına indiğinde kırmızı, üstüne çıktığında beyaz, tam üstünde olduğundaysa hem kırmızı, hem beyaz ışıkları görmesi sağlanır.
Uçağın piste yaklaşması, üstünde beyaz bir merkez çizgisi ile buna dikey beş beyaz küçük çizgi bulunan ve yaklaşmayla gittikçe daralan Calvert yaklaşma ışığıyla belirtilir.
Pistin üstünde ayrıca, iniş yerinin belirlenmesi için, tam ortada beyaz ışıklardan (gündüz için beyaz kesik çizgiler) oluşan bir çizgi bulunur. Pistin sonunda merkez çizgisi kırmızıdır. Pistin iki kenarı da, beyaz ışıklarla işaretlenmiştir. Yeni yapılan ara yollarda, daha önce kullanılan mavi kenarlı ışık çizgilerinin yerine, yeşil orta çizgi bulunmaktadır.
Pist üstünde bulunan ışıklar, iniş yapan uçakların ağırlığını (yaklaşık 300 ton) çekecek biçimde yapılır ve uçak için hiçbir engel oluşturmaz.) Bunlar, yaklaşık 200 W gücünde tungsten-halojen ampulleridir.
Kalkış ve iniş pistlerinin, taş ve uçak parçası gibi yabancı maddelerden arındırılmış olması gerekir. Uçak tekerleklerinde patlamalara neden olabilecek bu gibi maddeler, güçlü vakum temizleyicilerle sık sık temizlenir. Temizleme aygıtları, günün aşağı yukarı her saatinde çalıştırılır.
Pistlerin ve ara yolların kardan temizlenmesiyse, fır- çalı ve püskürtücülü kar makineleriyle yapılır. Bu türte- mizleme makinelerinin sayıları, havalimanının bulunduğu bölgeye yağan karın miktarına göre ayarlanır.
Karın bazı yıllar hafif yağdığı, bazı yıllardaysa 2 m yüksekliği bulduğu Kuzey Avrupa ülkelerinde, bu tür donanımlara büyük görevler düşer.Bir havalimanı trafik kulesinin içinden görünüş. Bu kulede radar 20-50 km çaplı bir alanı taramakta, radardan gelen veriler bilgisayar ekranına dökülmektedir.
Havalimanlarında ayrıca, yangın, kaza ve kurtarma araçları bulunması gerekir. Büyük yolcu uçaklarının ortaya çıkması, köpük gibi yangın söndürme maddeleri ile yangın araçlarında büyük bir artışı gerekli kılmıştır. Uçak yangınlarında, yolcu ve uçuş ekiplerinin kurtarılması için, çok büyük miktarda yangın söndürme maddesinin kısa sürede püskürtülmesi gerekir.
Her havalimanında, içlerinde kesiciler, oksijen aygıtları, merdivenler ve baltalar gibi çeşitli kurtarma donanımının bulunduğu kurtarma araçları da, bir kaza anında hemen yetişebilmek için, sürekli olarak alarmda bekletilir.
Uçakların park ettiği alanlarda görülen en önemli kurtarma donatımlarından biri de, ağırlığı 750 tona kadar olan bütün uçakları çekip itebilen, çekici araçlardır. Havalimanlarında sık sık rastlanılan bir başka araç da, yaklaşık 90 000 litrelik yakıt taşıyabilen yakıt tankeridir. Bir Boeing 747 uçağı, bunun iki katı yakıt aldığından, büyük havalimanlarının uçak park alanlarına, yeraltı yakıt tanklarına uzanan yerealtı boruları döşenmektedir.
Queens’te (New York) John F. Kennedy havalimanının havadan gorunuşu. Dünyanın en işlek hava limanlarından biri olan John F. Kennedy, 5 geniş otoparkla çevrili 1oterminal binasından oluşmaktadır.John F. Kennedy havalimanı, New York-New Jersey yerleşme alanına hizmet veren 4 havalimanından biridir. Öbürleri iç hat uçuşlarının yapıldığı La Cuardia havalimanı, Newark uluslararası havalimanı ve Teterboro havalimanıdır.
Kargo için gerekli yeri havaalanı örgütü, servis ve donanımıysa genellikle havayolu işletmeleri sağlarlar. Günümüzde aşağı yukarı bütün havalimanlarında, standart arabalar kullanılmaktadır. Kargoları yer araçlarından, uçak kargo bölümüne yükleme işlemi, yalın çatallı istifleyicilerle yapıldığı gibi, otomatik konveyörlerle de yapılır. Kargo bölmeleri yerden çok yüksek olan büyük kargo uçaklarına yapılacak yüklemelerde, treyler ya da kamyon üstüne monte edilmiş büyük kaldırma araçları ve çatallı yükleyiciler kullanılır. Kargo taşımacılığında standart taşıma sistemi olan konteynerler, gene bu tür kaldırıcılarla, uçak kargo bölmelerine yerleştirilir.