Hava kuvvetleri
Bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin, başlıca ateşli silah olarak uçak, füze, vb. öğeleri kullanan birimi. Hava kuvvetlerinin barıştaki görevi, düşman saldırısı olasılığına karşı caydırıcı görev yapmak, savaş sırasındaki göreviyse ülke topraklarını korumak, düşman kuvvetlerini yok etmek ya da etkisiz bırakmak, dost ve müttefik ülke silahlı kuvvetlerine destek vermektir. Hava kuvveti, düşman hedeflerini yok etmek, düşman kuvvetlerinin araç-gereç ve cephane ikmal yollarını kesmek, dost ve müttefik kara ve deniz kuvvetlerini desteklemek, genel ve yerel hava üstünlüğünü sağlama ve sürdürmeyi amaç alır; dost kuvvetlere cephane, vb. ikmali yapımının yanı sıra, keşif, kurtarma, vb. hava görevlerini yerine getirir. Bu hedefleri gerçekleştirmek amacıyla, muharebe ve destek birliklerini örgütler, eğitir ve donatır; uçaklar, füzeler ve her türlü yeni silahlı savaş sistemleri geliştirir, dener ve üretir; hava üs ve tesisleri kurar; bun- larm kalıcılığını sağlar ve savunur.
Dünyadaki en gelişmiş hava kuvvetleri ABD ve Rusya’dadır. Bu iki ülkenin hava kuvvetleri güçlü, uzun menzilli bombardıman uçakları ve füzeleriyle uluslararası bir hava ve uzay savaşı yürütebilecek güçtedir. En güçlü taktik ve hava savunması kuvvetleri de gene ABD ile Rusya’dadır. İngiltere, Fransa ve Çin Halk Cumhuriyetindeyse kısa menzilli stratejik silahlar ve taktik hava birlikleri vardır. Vietnam, Küba, Güney Kore, bazı Doğu Avrupa ülkeleri, Almanya, Japonya, İsrail ve Ortadoğu ülkelerinin güçlü taktik hava kuvvetleri bulunmasına karşılık, stratejik yetenekleri yok denecek kadar azdır.
Bu i sayfadaki havacılık resimleriyle ünlü Keith Ferris’in yaptığı üç resimde, ABD hava kuvvetlerinin üç önemli aşaması canlandırılmıştır. (Solda) Teğmen Benjamin D. Foulois, 2 Mart 1910’da, Wright tipi uçağıyla, havalanmaya hazırlanırken. (National Bank, Sam, Houston.)
(Sağda) 1944’te ABD yapımı B-17 uçankaleleri Alman uçaklarının saldırısı altında Almanya’da Wiesbaden’¡ bombalamaya hazırlanırken. Uçankaleler, ABD hava kuvvetlerinin İkinci Dünya Savaşı’ndak i başlıca stratejik bombardıman uçaklarıydı.
(Ulusal Havacılık ve Uzay müzesi, Smithsonian Institution.)
HAVA KUVVETLERİNİN GELİNMESİ
Çağdaş askerî havacılık, XVIII. yy. sonunda balonun bulun^sıylabadadı, ^ansa’verilenirilen başarı İl balonla uçuş denemeleri, dünyadaki ilk askerî hava kuvveti sayılabilecek kuvvetlerin oluşmasına yol açtı (1794): □evrim dönemi Fransa’sında hava keşif görevi yapan “Aerostatik Kolordu”. Balona itici güç öğesi eklenerek gerçekleştirilen hava gemileri ve daha ileri bir adım olan tek pervaneli uçaklarla, havacılığa motor gücü girdi ve hava kuvvetlerinin gelişmesine önemli katkılarda bulundu.
İlk hava filoları, örgütlenmiş askerî havacılık, ilk olarak Avrupa’da Birinci □ünya Savaşı’nda başladı. Savaşın başında, çarpışan devletlerin askerîgücü son derece sınırlıydı ve öncelikle keşif amacıyla kultanıldı. Savaş ilerledikçe, karşıt güçle uçaklardafi^ilaharve makinelitüfekler kullanmaya başladılar; makinelitüfeğin gelişmesi ve hava savaşlarında kullanılmaya başlanması, geniş ölçekli hava çarpışmalarına yol açtı ve kısa sürede, gelişmiş hava savaşı taktikleriyle donanımlı büyük hava filoları oluşturuldu. Hava birlikleri yalnızca hava üstün- lüğünü ve denetimini sağlamak amacıyla değil, düşman kuvvetlerini, cephane, vb. tesisleri bombalamakla gö- revlendirildi: Büyük ölçüde başarısız kalmasına karşın, Almanların Londra’yı uçak ve füzelerle hedef alması, ilk stratejik bombardıman sayılmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı, hava çatışmalarının ilkelliğine kısa menzilli, güvenlik öğesi yetersiz operasyonlarla sınırlanmış olmalarına karşın, askerî uzmanların, hava kuvvetinin olanaklarının bilincine varmalarını sağladı.
İtalyan askerî uzmanı Giulio Douhet’nin görüşlerini temel alan hava kuvveti kuramları, silahlı kuvvetlerin öbür birimlerinden bağımsız hava kuvvetlerinin kurul-ması sonucunu doğurdu. O dönemde, yalnızca kara ve deniz kuvvetlerine bir destek öğesi olmaktan çıkan ha-va birliklerinin öncelikli hedefi, düşman hava kuvvetle-rinin saldırılarını püskürtmek, daha sonra da cephe ge-risine sızarak düşman teslim oluncaya kadar bombardı-manlar gerçekleştirmekti.
Bağımsız hava kuvveti. Bağımsız bir hava kuvveti oluş¬turulmasına karşı çıkanlar bulunmakla birlikte, hava öğesinin ayrı bir kuvvet olarak gerçekleştirilmesi düşün-cesi, gün geçtikçe yerleşmeye başladı. İlk olarak İngilte-re’de, kara ve deniz kuvvetleriyle eşit nitelikler taşıyan Royal Air Force (Krallık Hava Kuvvetleri; RAF) kuruldu (1918); İngiltere’yi hemen Kanada ve Avustralya izlediler. İtalya bağımsız hava kuvvetlerini 1923’te, Fransa 1934’te, Almanya, 1935’te kurdular. Bununla birlikte İtalyan Regia Aeronautica’sıyla, Fransız Armée de l’Air’i ve Alman Luftwaffe’si başlangıçta, stratejik bombardıman öğesi olmaktan çok, kara kuvvetlerine taktik destek görevi yapıyorlardı; bağımsız bir kuvvet olma özellikleri uygulamada pek geçerli değildi. İkinci Dünya Savaşı öncesinde, üç büyük devletin bile (ABD, SSCB ve Japonya) bile henüz bağımsız hava kuvvetleri yoktur.
Savaş ilerledikçe, yalnızca ABD ve İngiltere güçlü ve bağımsız bir hava kuvvetini cepheye sürebildiler. Bu arada ABD uçak gemileri, Büyük Okyanus savaşında temel rol oynadılar. Savaşa katılan öbür hava kuvvetleriyse, kara ve deniz kuvvetlerine destek görevi yapmaktaydılar. Alman Luftvvaffe’sinin İngiltere’ye karşı stratejik bombardıman harekâtının başarısızlığa uğraması, büyük ölçüde savaş öncesi taktik harekât kuramının gelişmemiş olmasından, Luftwaffe’nin bu konuda deneyimsizliğinden kaynaklandı. Buna karşılık sağlam teknik ve taktik eğitim görmüş olan ABD ve İngiltere hava kuvvetleri, düzenli, uzun erimli bombardımanlar gerçekleştirdiler.
Hava kuvvetlerinin İkinci Dünya Savaşı’ndaki egemen rolü, nükleer silahların devreye girmesiyle öylesine arttı ki savaş sonrasında girişilecek yeni düzenlemeler kaçınılmaz oldu ve hava kuvvetleri birçok ülkede, stratejik bombardımanın yanı sıra kara kuvvetlerine taktik ve lojistik destek sağlama konusunda yoğunlaştı. Türkiye’de, hava kuvvetlerinin çekirdeğini, 1 Haziran 1911’de Hava Komisyonu’nun kurulması oluşturdu. Balkan Savaşı sırasında 17 uçağı ve iki pilotu (yüzbaşı Selahattin Bey ve üsteğmen Fesa Bey) bulunan Osmanlı İmparatorluğu, 1 Alman ve 4 Fransız pilotuyla anlaşarak ikişer pilotlu iki müfreze kurdu. Birinci Dünya Sava- şı’nda Almanların yönetimine verilen Osmanlı uçaklarından savaş sona erdiğinde arda kalanlar, büyük ölçüde hasar görmüşlerdi. Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvayı Havaiye Şubesi kurularak, birkaç uçakla başarılı keşif uçuşları yapıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra, Hava Müfettişlik Teşkilatı çeşitli ülkelerden savaş uçakları alırken, Diyarbakır, İzmir ve Eskişehirde hava grupları kuruldu. 1928’de hava bölükleri üç tabur halinde örgütlenip, 1939’da bir hava tugayı, 1943’te bir hava tümeni oluşturuldu ve bütün birliklerin biraraya getirilmesiyle, 4 Şubat 1944’te Hava Kuvvetleri Komutanlığı kuruldu. Türk hava kuvvetleri o tarihten bu yana her geçen yıl geliştirilerek, özellikle 1964’ten sonra, F-104, F-5, F-105 ve F-16 uçaklarının yanı sıra, çok gelişmiş helikopterlerle de donatıldı.
Vietnam Savaşı sırasında, ABD F-105′!erinin Kuzey Vietnam’ın başkenti Hanoi’deki Paul Doumer köprüsüne saldırdıktan sonra, uçaksavar toplarından ve SAM (yerden havaya) füzelerinden kurtulmak için yükselişleri.
(ABD Hava Kuvvetleri Sanat koleksiyonu, Fairchild Republic Company.)