Ameli kaideler; koruyucu hekimlik ve tedavi olmak üzere iki kısma ayrılır

AMELİ KAİDELER
Ameli kaideler; koruyucu hekimlik ve tedavi olmak
üzere iki kısma ayrılır, önce, koruyucu hekimlikle
söze başlamak istiyoruz:

Bil ki, ihtiyaç anında gıda almak sağlığı korumak
için bir sebeptir. Koklama duyusunun keskinleşmesi
ve tükrük azalarak ağzın kuruması gıdaya ihtiyaç duyulduğunun
belirtileridir. Bu sırada idrar bollaşır, kokusu
keskinleşir. Yemek arzusu artar, işte o zaman
gıda almak gerekir. Buna karşı koymak vücudu zayıflatır,
mizacı yakar. Bunun gibi, gereksiz yere gıda
almak ise, insanı aptallaştırır. Hastalık etkenlerinin
biri de budur.
Muvaffak Abdüllatif diyor ki: Hindlilerin şöyle bir
âdeti vardır: Yemek yiyecekleri zaman yıkanır, güzel
elbiselerini giyerler. Koku sürünürler. Aşırı hareketten
kaçınırlar. Cimadan da çekinirler. Daha sonra yemek
yerler. İleride bunları bol bol anlatacağız.
Yiyeceklerin sıcak olanlarını soğukla, tatlılarını
ekşi ile, zifirlilerini tuzlu ile, kabız yapanlarını yağ ile,
ıslah etmelidir.
Tatsız yemekler iştahı azaltır, insanı tenbelleştirir.
Çok ekşi yemek, insanı çabuk ihtiyarlatır. Tatlı
yemeye alışmak iştahı açar, vücudu korur. Tuzlu yemek
ise, vücudu kurutur ve zayıflatır.
Biraz daha iştah varken yemekten kalkmalıdır.
Devamlı perhiz vücudu tahrip eder ve zayıflatır. Hatta
perhiz, bir bakıma, sağlık içinde hastalık demektir.
Alışılan şeye devam etmek iyidir. Ancak, kötüsü müstesna.
Onu yavaş yavaş bırakmalıdır. Belli yiyeceklere
alışanlar bunu değiştirmemelidirler. Çiğ yiyeceklerden
ve kokuşmuş meyvelerden sakınmalıdır. Yemek kabını
sıyırmak, hazma yardım eder, iştahı açar, Peygambe­
PERHİZ, SAĞLIK İÇİN DE HASTALIK DEM EKTİR 19
rimiz S.A.V. yemekten sonra parmaklarım yalar ve
şöyle derdi:
«Yemek kabım sıyıranlann günahı affolunur.»
Sütle balığı, sirkeyle sütü, meyve ile sütü, marulla
balığı, sarımsakla soğanı, pastırma ile taze eti, ekşi ile
buruğu, sumakla sirkeyi, sirke ile pirinci, nar ile
kavrulmuş unu birlikte yemek men’edilmiştir. însan
iki soğuk veya iki sıcak veya iki gaz yapıcı yiyecekleri
birlikte yememelidir.
Eğer, sirke ile yağ, bakır bir kabın altında bir gece
kalmışlarsa, bundan uzak durmalıdır. Peynirle kebap
da böyledir. Sıcak yemek veya ekmek vs. de aynı hükme
tabidir. Ölü etinin (kesilmemiş) haram olmasının
bir sebebi de budur. Ağzı açık kaptaki yemekten ve
sudan kaçınmalıdır. Çünkü, içine zehirli bir hayvan
düşebilir, yiyeni veya içeni öldürebilir. Bunu Peygamberimiz
S.A.V. de men’etmiştir. Bir hadisi şerifte:
«Kapların ağzını kapatımz, kırbaların ağzını bağlayınız.
Çünkü senede bir gece vardır ki o gece gökten
veba iner, ağzı açık kaba o vebadan bulaşır.» buyurulmuştur.
Bunun sebebini doktorlar izah etmişler, vahiy de
daha fazla açıklamıştır. Hadisi, Müslim rivayet etmiştir.
Kırk gün soğan yiyenin yüzünde çiller oluşur.
Bunun sorumlusu da yalnız kendisidir. Az da olsa
tuzlu yiyenlerin derisinde abraşlık veya uyuz hastalıkları
belirirse kendisinden başkasını suçlamasınlar.
Balıkla yumurtayı birlikte yiyenler ve tok karnına hamama
girip de felç olanlar kabahati nefislerinde aramalıdırlar.

Hamamcı olup da yıkanmadan cima edenlerin
çocukları deli veya bozuk şuurlu doğarsa, bunun
da vebali sadece kendilerine aittir. Bir kimse geceleyin
aynaya bakar da ağzı eğilirse suç kendinindir.
Hz. Enes, Peygamberimiz S.A.V.’den şunu rivayet
ediyor:

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*