in, devesine fazla yük vuran bir taşımacıyı hisbe memuru sıfatıyle cezalandırdığını bütün ügili kaynaklar kaydetmektedir. (İbnu’l-uhuvve Muhammed b. Ahmed el-Kuraşî (v. 729/1329), Me’âlimu’l-kurbe, Mısır, 1976, s. 11; 277-323, H. Karaman, Islâmın Işığmda Günün Meseleleri, C. II.). Muhtesib adı verilen hisbe görevlileri stokçuluk, tekelleşme, toptan işi bırakma gibi amme menfaatine ve ihtiyacına aykın davranışlarla da ilgilenmiş, bunlan önlemiş, gerek iş sahibi ve gerekse çalışanların haklanın vermek şartıyle onlan işe zorlamış, çahşmaya mecbur etmişlerdir. İbnu’l-Kayyim’in kitabmda konumuzla ügili çok önemli ifadeler yer almaktadır: «Hisbe görevlisi, fiat ve ücretleri yükseltmek için kurulan ortaklıklara mani olacaktır… Halkın arazîsini taksim işini görenlerin, ücreti yükseltmek için kuracaklan ortaklıklan engellediğine göre, belli bir fiattan aşağı satış yapmamak üzere sözleşen tüccarlara elbette mani olacaktır. Alım ve satımda serbest rakabeti önleyen, ucuza alıp, değerinden pahalıya satmak ve aradaki farkı paylaşmaya yönelik bulunan birleşme ve anlaşmalar da böyledir; muhtesib bütün bunlan engelleyecektir; çünkü bunlara dokunmamak zulüm ve düşmanlığı desteklemek olur… Bir de insanların, çiftçilik, dokumacılık, inşaat gibi belli bir zanaatın icrasına ihtiyaçları bulunursa Devlet, görevlisi vâsıtasıyle bunlan, emsal ve raiç ücretle bu işleri yapmaya mecbur eder… (s. 226). Toplum içinde bu işleri yapanlar, toplumun ihtiyacına denk, yahut ondan daha az olursa bu işleri yapmak, becerenlere farz-ı kifaye olur. Bu sebeple devlet bunları, mezkûr işleri yapmaya, emsal ve raiç ücreti verdirerek mecbur kılar. Bu işleri yapanlar halktan fazla ücret talep edemiyecekleri gibi, halk da (işveren de) bunlara hak ettiklerinden daha azını vererek zulmedemez; devlet bunları engellemekle yükümlüdür…» (s. 228). İşçi ile işveren arasındaki anlaşmazlıklar, taraflardan birinin haksızlığından, hakkı teslim etmemekte direnmesinden, gücüne dayanarak karşı tarafa zulmetmesinden kaynaklanıyorsa devlet ve onu temsilen hisbe görevlileri duruma müdahale etmek, haksızlığı gidermek ve böylece anlaşmazlığı çözmekle yükümlüdürler. Bugün işçi-işveren anlaşmazlıklarının sürüncemede kalmasının sebeplerinden biri de -hisbe teşkilatı gibi- hakkın ve adaletin tarafını tutan, taraflarla birlikte amme menfaatini de gözeten, tam mânasıyle tarafsız ve güvenilir bir kuruluşun bulunmamasıdır.
3. Hisbe teşkilâtı:
13
Ara