Bisikletin Tarihçesi

Bisikletin Tarihçesi

bisikletin tarihçesi

bisikletin tarihçesi

Dirsekli pedallarla yürütülen bisikletler 1860’larda ortaya çıkmış, ve o zamandan bu yana tüm dünyada özellikle İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda ve öteki Avrupa ülkelerinde halkın benimsediği bir araç olmuştur. Birinci Dünya Savaşında ve daha sonra Vietnam savaşında bisikletli birlikler yeralmıştır.
İlk Bisiklet

Bisikletin tarihi 1700 sonlarında Fransa’da geliştirilen araçlarla başlar. 1791’de Comte de Sivrac celeri-fere’ini (ilkel bisiklet) yaptı. Bu, aynı büyüklükte iki tekerlekten oluşan tahtadan yapılmış bir araçtı. Oturma yeri tekerlekleri birleştiren çubuğun üzerine yerleştirilmişti. Sürücüler, çubuğu bacakları arasına alarak oturuyor ve aracı ayaklarıyla iterek yürütüyorlardı. Buna benzer araçlar 1816’da J. Nicephore NiĞpce (1765-1833) (bir fotoğraf basma yönteminin de bulucusu) ve bir yıl sonra da Alman Baron Kari Von Drais tarafından yapıldı. Drais’in yaptığı araç kısa zamanda İngiltere ve Almanya’da «draisine- yada eğlence atı adıyla yaygınlaştı.

1839’da İskoçyalı Kirpatrick Macmillan pedallı bir bisiklet yap-
tı. Pedal ileri geri çalışarak, birleştirme çubuklarını harekete geçirip, arka tekerleği döndürüyordu. Ön tekerleği doğrudan döndüren pedal dirsekleri, 1861’de Fransız Pierre ve Ernest Michaux kardeşler bulmuştur. Araçlarına Vélocipèdes (velespit) adını verdiler ve dört yıl sonra yılda 400 bisiklet üretmeye başladılar. 1869’a gelindiğinde Fransa yollarında bisiklet yarışları yapılıyordu.

«Sıradan» yada «Peni-çeyrek peni» adı verilen bisikletin doğrudan pedal dirsekleriyle çevrilen büyük bir ön tekerleği ve küçük bir arka tekerleği vardı. 1871’de İngiliz James Starley (1831-1881) tarafından yapılan bu bisiklet, en yaygın bisiklet tipi oldu. Ön tekerleğin büyüklüğü sürücünün bacak uzunluğuna göre seçiliyor ve çapı 1 m ile

1,5 m arasında değişiyordu.
Zincirle İşleyen Bisikletler

İlk zincirle işleyen araç 1874 yılında H.J. Lavvson tarafından yapıldı. Çerçeveye bağlı pedal dirsekleri zincir dişlisini çeviriyor, bu da arka tekerleğe takılı daha küçük bir zincir dişlisinin çevresinde sonsuz zinciri döndürüyordu. Bisikletlerin
tekerlekleri gene hemen hemen aynı büyüklükteydi. 1885’in Rover güvenlik bisikletleri toptan üretilmiş ve birkaç yıl içinde «peni-çeyrek peni»nin yerini almıştır. Bu ilk bisikletlerin tümünde, üstüne dolgu lastik geçirilmiş, çelik kenarlı tekerlekler vardı.
Modern Araç

1888’de John Dunlop’un (18401921) hava dolu yada şişirilmiş lastiği buluşu, bisiklet tarihinde dönüm noktası oldu. Baklava biçimli iskelet standart oldu ve daha sonraki 70 yıl içinde bisiklet modelinde önemli bir değişiklik yapılmadı. 1960’larda çeşitli üreticiler (bazıları araba bagajına konulmak üzere katlanabilen) şehir içi kullanımı için küçük tekerlekli bisikletler yaptılar. Daha önceki garip modeller arasında, uzun iskeletli iki kişilik bisiklet ve 1885’de Kari Benz (18441929) ve Gottlieb Daimler’in (18341900) ilk otomobili yapmak üzere, içine benzinli motoru yerleştirdikleri araç tipi olarak önem kazanan üç tekerlekli bisiklet bulunmaktadır.

Modern bisikletlerde çamurluk-
2) Dursley Pedersan

bisikleti 1893’de M. Pederson tarafından tasarlanmış ve Ingiltere’de Dursley’de yapılmıştı. iskelet kısımları, sağlam olması için yan yana yerleştirilmiş, hafif, dar kesimli ikiz borulardı.
5) İtalya’da ‘(930 ortalarında yapılan Ve-locino bisikletinin yapımında ana amac. korunma ve taşınma kolaylığıydı. Bulucuları acil bir durumda bu bisikletten intnenii de daha kolay olduğı nu savunuyorlardı.
4) 1926 modeli Swift

kız bisikletinin, iskelet üstündeki birleştirici borusu yoktu. Hafif iskelet daha önceki bisikletlere göre üstün bir nitelikti.
1) Burada görülen

bisiklet 1885’lerde Lind-ley ve Briggs tarafından tasarlanmıştı. Direksiyon, sele ve pedal ları, iskeletin geri kalan kısmından ve tekerleklerden ayırmak için düzenlenmiş, eksenli ve yaylı bir iskeleti vardı.
3) 1901’İn Raleigh

Güvenlik bisikleti, birleşme noktaları erimiş pirince batırılıp, İskelet borularına kaynaklanmış, preslenmiş çelikten yuvalara lehimleme işlemiyle birleştirilen çelik bir iskelete sahiptir.
6) 1962 de İngiltere’de yapılan Moulton bisikleti küçük tekerleklere, kauçuk süspansiyona ve alçak bir ağırlık merkezine sahipti. İskelet hemer her sürücünün yapısına uyacak biçimde ayarlanabiliyordu;

r, pil yada dinamoyla çalışan farr ve iki tekerleği birden frenle-ın manivelalı yada pergelli fren-r bulunur (7). Değiştirilebilir vi-sleri ve zincirle vitesi örten bir ıruyucusu da olabilir. Aksesuarlar asında, fazladan bir taşıma yeri arak arkaya ve öne takılan sepet ! arka tekerleğin iki yanına asın çantalar bulunabilir.

İskelet genellikle lehimlenmiş ıda kaynak yapılmış, bağlantı yer-ri olmayan çelik borulardan yapı-

Sarı kaynak işleminde, önceden’ ¡silmiş belirli uzunlukta borular, ,ık yuvalara yerleştirilir ve erimiş rinçle yerlerine tutturulur. Kayık yapmada yuvalar yoktur ve jrular, kendilerinden daha güçlü r birleşme yeri oluşturacak bicim-î erimiş çelikle birleştirilir. Özel ifif alaşımlar kullanarak, üretici-r 7 kg gibi hafif yarış bisikletleri ıpabilirler.

Tekerlek göbeğini janta 24-40 kerlek teli birleştirir. Her telin nta birleşen ucu inceltilir ve gern durması için üstüne bir vida so-unu geçirilir. Jant, alüminyum aşımdan, paslanmaz çelikten yada •om kaplı paslanmaz çelikten yapı-bilir. Manivelalar (üzengi) yada srgellerle (tekerleği iki yandan sı-Ştıran kerpeten) çalışan sert kau-
çuktan fren balataları, fren sırasında jantı sıkıştırırlar. Başka bir fren tipi de arka tekerlek göbeğine baskı yapar ve pedallar geri çevrilerek harekete geçirilir.

Bir bisikletin arka tekerleği, pedalla çevrilen büyük zincir dişlisinden daha hızlı döner. Genellikle büyük zincir dişlisinde 43, aradaki küçük dişlide ise 18 diş bulunur. Bu 1/2,66’lık bir vites oranı sağlar. Değiştirilebilir vitesler, pedala uygulanan eşit güçten değişik hızlar elde etme olanağı bağışlar. Başlıca iki tip vardır. Bir dérailleur vitesinde değişik büyüklüklerde altı kadar arka zincir dişlisinden başka, dirseklerdeki üç kadar dişli, vites oranları sağlar.

Sturmey ve Archer tarafından geliştirilen episiklik vites daha karmaşıktır. Günpş tekerleği adı verilen ve arka kolda bulunan küçük bir dişli çark, arka zincir dişlisi tarafından döndürülür. Göbeğin iç kısmında bir dişli halka bulunur ve bunlar bir dizi tekerlek dişlisi aracılığıyla güneş tekerleği tarafından harekete geçirilir. Bundan üç değişik vites oranı elde edilebilir. Sürücüye sekiz seçenekli bir vites sağlamak için Sturmey-Archer ve dérailleur tipleri bir göbekte birleştirilebilir.
ayrıca bak:
«Peni-çeyrek peni»

yada sıradan bisiklet 1870 basında James
Starley tarafından bulundu. Sürücü, aracı yönetmek için de dön-
dürdüğü büyük ön tekerleğe bağlı dirsek-leri,pedalla çeviriyordu.
108 Motosikletin tarihçesi 122 Küçük teknoloji ve ulaşım
l Modern bir yarış

isikletinde aracın olayca manevra ya-abilmesi için, teker-ıği araca bağlayan atallar kısa tutulur, u tür bisikletler ha-f alaşımlardan ya-ılır. Biri [1] arka öbekte öteki ana işlide [2] olmak üze-
re 28 farklı vites oranı sağlayan iki takım dérailleur vites düzeni vardır. Vites, iskeletteki iki manivela [3] ile değiştirilir, ûn turşlar [4] hemen hemen düzdür, ama yay işi görmeye yetecek kadar eğimleri vardır. Hem gidon [5] hem
de sele [6] ayarlanabilir. Selenin gidona uzaklığı, sürücünün dirseğiyle parmak uçları arasındaki mesafe kadardır. Selenin pedalın en alçak noktasından yüksekliği, ideal olarak, binenin iç bacak uzunluğundan %9 daha uzundur. Ar-
ka göbekteki dérailleur vites [A] hızlı salıverme düzeninde bir göbeğe [7] tutturulmuş, sayısı altıya varan dişliye sahiptir. Küçük dişliler büyük vitesleri, büyük dişliler küçük vitesleri verir. Zincir [8], bir dişliden ötekine bir
yay tarafından yan durumda gerilimli olarak tutulan paralelkenar bir düzenle [9] geçirilebilir. Modern bir bisikletin direk ve çatal düzeni [BJ. ağırlığın çoğunu yüklenir ve aynı zamanda bisikleti yönetebilmek için rahatça
dönebilmesi gerekir. Gidon, kadro tepesindeki bir açılı dişli [10] üstüne yerleştirilmiştir. Bir bilyalı yatak [11] dirençsiz dönme sağlar. Modern araçların çoğunda bowden kablosu [13] tarafından çalıştırılan bir pergel
[12] fren vardır. Kab-

lo çekildiğinde, pergel fren balatalarını [14] tekerlek jantına bastırır. Lastik [15] sentetik kauçukla kaplı bezle çevrilidir. Tekerlek telleri [16]

nipellerle [17] gergin tutulur.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*