Haçlı Seferleri

• Altıncı Haçlı seferi. Bu seferde haçlı orduları Friedrich II tarafından yönetildi. Papa Honorıus III onu Latin krallığının vârisi olan kızla evlendirmişti. Friedrich II işi gevsekten aldı ve gecikti. Bu durumu papa tarafından afaroz edilmesine sebep oldu. Bunun üzerine Friedrich 1228’de deniz yoluyle Akkâ’ya geldi. Bu sırada Melik Kâmil, Suriye Eyyubîleri ile savaş halinde olduğundan haçlıların serbestçe Kudüs’te oturmalarını kabul ederek Friedrich II ile on yıllık bir antlaşma yaptı (1229). Fakat bir süre sonra Harizm Türklerinin haçlıları yenmesi üzerine .Kudüs tekrar Eyyubîlerin eline geçti.
• Yedinci Haçlı seferi. Türkler tarafından Kudüs’ün tekrar zaptı ve Latin krallığı ordusunun yenilmesi üzerine 1245‘te Lyon konsili yeni bir sefer kararlaştırdı. Bu sefer Fransa kralı Saint Louis tarafından yönetildi. Büyük bir kuvvetle yola çıkan Louis, Dimyat’a geldi ve şehri aldı (1249), Daha sonra Kahire üzerine yürüdü. Son Eyyubî hükümdarı Turanşah tarafından Mansûre’de yenilgiye uğratılarak esir edildi (1250). Dimyat’ı geri vererek kurtuldu ve memleketine döndü. Bu suretle batılı hı-ristiyanlar Yedinci Haçlı seferiyle de isteklerine ulaşamadılar.
• Sekizinci Haçlı seferi. 1268 ’de Antakya’nın düşmesi ve buna eklenen yeni bozgunlar Sekizinci Haçlı seferine yolaçtı. Fransa kralı Saint Louis tekrar haçlı elbiseyi giydi. Fakat bu sonuncu sefer Kudüs’e yapılamadı. O sırada Tunus’tan kalkan arap korsanları Sicilya kıyılarını vuruyorlardı, Saint-Louis, Sicilya kralı olan kardeşine uyarak seferini Tunus üzerine yapmağa karar verdi. Şehri kuşattı, fakat burada çıkan bir salgın yüzünden öldü (1270); ordusu Fransa’ya döndü. Bu arada İngiltere kralı Edward yönetimindeki başka bir grup Filistin’e gitti ve çarpışmaların son bulmasını sağladı (1272).
Sekizinci Haçlı seferinden sonra avrupalıların zaman zaman haçlı elbiseyi giyerek yola çıktıkları oldu. XIV. yy.da Türkler üzerine yapılan haçlı seferleri, 1344’te İzmir’in zaptı ile sonuçlanan seferle, 1365’te İskenderiye’yi talan eden Kıbrıs kralınmki-dir. özellikle XIV, yy.da Türklerin büyük bir gelişme göstermesi ve Avrupa’ya geçmesi üzerine bazı seferler düzenlendi. Bu seferlerin gayesi türk gelişmesini durdurmak ve Türklerİ Avrupa’dan atmaktı. OsmanlIlara karşı düzenlenen Sırp Sındığı (1364), Birinci Kosova (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), ikinci Kosova (1448) gibi bozgunlarla sonuçlanan bu savaşlar da hıristiyan haçlı seferleridir. 1453 Tarihinde İstanbul’un fethi hıristiyan dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Bu tarihten sonra Kıbrıs’ın fethi, Viyana kuşatması gibi olaylar karşısında da yine kutsal ittifaklar yapıldı.
• Haçlı seferlerinin sonuçları. Uzun süre devam eden haçlı seferleri çok önemli sonuçlar doğurdu: savaşlarda her iki taraftan da yüzbinlerce insan öldü. Anadolu’nun Suriye ve Filistin’in birçok yerleri harap oldu. Bununla birlikte bu akınîarm sonucunda bazıları olumlu birtakım sosyal, siyasî ve İktisadî değişiklikler de oldu.
Bu savaşların belli başlı sonuçlan şunlardır; dinî sonuçlar: haçlı seferleri esas itibariyle -dinî amaçlarla yapılmıştı. Müslü-manlara karşı yapılacak savaşları organize etmek ve dinî heyecanı arttırmak amacıyle hıristiyan dünyasında çeşitli tarikatlar kuruldu, Yapılan büyük vaatlere ve çekilen sıkıntılara rağmen haçlı seferleri amacına ulaşamadı. Bu durum papaların ve kilisenin otoritesinin sarsılmasına sebep oldu. Bu savaşlarda hıristiyanlarla müslümanlar birbirlerini daha yakından tanımak imkânını buldular, özellikle haçlılar Doğu’da cesur, merhametli, konuksever müslümanları gördükleri zaman daha önceki düşüncelerini ta-mamıyle değiştirdiler. Haçlı seferlerinin şöhreti, papalara, İslâm’a karşı Ispanya’da çarpışanlara da, «hoşgörü» kazandırdı. Keza,
baltıklılara karşı Prusya ve Litvanya’daki hıristiyanlan koruyanlar da bundan faydalandılar. İstanbul (Bizans) latin imparatorluğu veya Moğolların hücumuna uğrayan polonyalı ve Macarların, hattâ Timur’un tehdidi altındaki Kafkasya hıristiyanlarımn yardımına koşanlar dahi bu hoşgörüden nasip aldılar. Hıristiyan âlemi içinde din dışına çıkanlara (Albi’liİer, daha sonraları Hus’cülere karşı Roma kilisesini korumak amacıyle) veya bazı hükümdarlara karşı (mesélâ, kilisenin vasalı Sicilya’yı 1285’te Charles d’Anjou’dan almakla suçlanan Aragon kralına karşı) haçlı seferleri yapıldı.
Haçlı seferlerinin masraflarını karşılamak üzere papalık ruhanî görevleri için vergi almak usulünü koydu. Savaşlardan sonra dom in iken . ve fransisken misyonerleri kutsa J yerlerden dağılarak Asya ve Afrika’daki milletlerle, özellikle Moğol İmparatorluğu ile ilişkiler kurdu. Oralarda birtakım dinî faaliyetler gösterdiler. –
Gerek seferlere verdikleri maddî yardım, gerek yaptıkları yemini (andı) satın alanlara hoşgörü teşmili, hoşgörü doktrininin geleceği üzerinde hayli ağır bastı.
Siyasî alanda, haçlı seferlerinin başlıca sonucu, Doğu ve Yunan’da latin devletlerinin doğuşu oldu. Derebeylik rejimi çerçevesi içinde ve karşılıklı bir hoşgörü sayesinde, çeşitli cemaatlerin yaşantılarını teminat altına almak için, Özellikle «Assises de Jeru-salem»de öngörülen yeni kurumlar hazırlandı. Medeniyet temasları başladı. Söylendiği kadar batılılarm yaşantılarını değiştirmiş oldukları kesin değildir. Fakat Batı’nın bizans ve arap sanatıyle edebiyatını tanımasına yardımcı oldular. Haçlılar, zaptettikleri yerleri şatolar (Şövalye kmrak’lan), roma ve gotik kiliseleriyle imar ettiler. Batı kültürü, Kilikya Ermeni krallığını derinliğine etkiledi. Dominiken ve fransisken misyonerler, kutsal yerlerden dağılarak Asya ve Afrika milletleriyle, özellikle Moğol imparatorluğu ile ilişkiler kurdular, öte yandan, haçlı seferleri, hacıların deniz yolu ile gelmesi ve batı kumaşlarının baharat, ipekli ve pamuklu dokumalarla değiştirilmesi sayesinde, kıyı şehirlerinin ticarî faaliyetine geniş bir alan açmış oldular. Pisa, Ce-nova, Venedik, Asya kıyılarında siyasî bakımdan muhtar ticaret merkezleri kurdular. Derebeyliğin kuvvetten döşmesi üzerine kralların otorite ve hâkimiyetleri arttı. Millet şuuru, birlik ve beraberlik duyguları uyandı. Birçok köylü, efendilerinden toprak satın alarak mal mülk sahibi oldular. Böylece sınıflar arasındaki uçurum ve farklar azalmağa yüz tuttu.
Fakat bu savaşlar İslâm dünyası. Özellikle Türkler için son derece zararlı oldu. Çünkü o sıralarda Anadolu’nun fethini tamamlayarak Avrupa’ya geçmek emelinde olan Türklerin bu arzuları iki yüzyıl kadar geri kaldı.
Haçlı seferleri AvrupalIlar için İktisadî bakımdan da kazançlı oldu; Venedik, Cenova, ■ Marsilya gibi Akdeniz limanlarının önemleri arttı. İslâm dünyasındaki medeniyeti avrupalılar yakından tanıdılar. Bu savaşlardan sonra senyörlerin şatolarının duvarları dogu tipi kumaş, halı ve nakışlarla süslenmeğe başladı. Çeşitli kumaşlar, güzel halılar, ipek ve pamuklu dokumalar Avrupa’ya girdi. Avrupalılar kültür ve medeniyet yönünden çok ileride olan müslümanlardan sanat ve teknik alanda birçok icat ve keşifleri öğrendiler ve kendi memleketlerine götürdüler (-> Bibliyo.) [mİ Haç nişanları. Haç, birçok şövalyelik nişanında ayırıcı işaret olarak bulunur. Çeşitli ülkelerin nişanları için haç deyiminin kullanılması buradan gelir: Yıldızlı Haç (Sternkreuzorden) [Avusturya, 1668]; Askerî Haç (Croix Militaire) [Belçika, 1885]; Fransız Kurtuluş Haçı (Croix de la Libération Française); Demir Haç (Eisern Kreuz) [Prusya 1813]; Victoria Haçt, (Victoria Cross) [İngiliz, 1896] v.b. (l)
Haçova Meydan savaşı, OsmanlIların Almanya ile Haçova’da (Macaristan) yaptığı savaş (26 ekim 1596). OsmanlIların Almanya ile olan savaşı 1593’te başlamıştı. Meh-med III kesin bir sonuç almak gayesiyle sefere çıktı. Kuzeydoğu Macaristan’daki Eğri önlerine geldi. Almanların elinde olan bu kaleyi fethetti (1596). Mehmed III ile savaşacak olan Almanya ve müttefiklerinin or-
307
Kaçlı örümcek
HAÇ

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*