Bütün canlılarınki gibi insan vücudu da binlerce kimyasal maddeden oluşur. Bu maddelerden bazıları, örneğin tırnakların, saçların ve kılların yapısındaki maddeler ölüdür ve vücuttaki hiçbir etkinlikte rol almaz. Oysa öbür maddelerin hemen hepsi sürekli değişiklik geçirir, insan soluk alırken, hareket ederken, yemek yerken, büyürken ve vücuttaki hücreler ile dokular yenilenirken bu kimyasal maddeler her saniye parçalanıp yeniden oluşur. Canlılardaki kimyasal tepkimelerin incelenmesine biyokimya denir (bak. BİYOKİMYA). Eğer enzimler olmasaydı, biyokimyasal tepkimelerin çoğu ya hiç olmayacaktı ya da son derece yavaş gerçekleşecekti. Kısacası enzimler, vücuttaki kimyasal tepkimeleri gerektiği anlamda hem erkek, hem dişi, bir anlamda da ne erkek, ne dişiymiş. Biyologlar, erkek ve dişi cinsin bütünleşmiş ilk örneği olan bu efsane kahramanından esinlenerek çift eşeyli canlılara hermafrodit derler. Dilimizde bir zamanlar Arapça’dan alınma “ hünsa” terimiyle karşılanan bu kavram için bugün erdişi terimi benimsenmiştir. Solucanların çoğu, örneğin yersolucanları ile sülükler, ayrıca salyangoz, sümüklüböcek gibi bazı yumuşakçalar erdişidir. Bu hayvanlar bazen kendi yumurta hücrelerini kendi sperma hücreleriyle dölleyerek başka bir bireyin katkısı olmadan kendi kendilerine üreyebilirler. Ama “ kendini dölleme” ya da “ özdöl- lenme” denen bu olaya pek sık rastlanmaz. Daha çok, bir birey kendi türünden başka bir bireyle çiftleşir; çiftleşme sırasında her biri öbürünün yumurtalarını döller ve böylece her ikisi de yavrulayabilir. Solucanlar ve salyangozlar gibi yavaş yavaş sürünerek ilerledikleri için birbirleriyle karşılaşma şansı fazla olm ayan hayvanlarda erdişi- liğin ürem e açısından bir üstünlük olduğu sanılıyor. Karşı cinsten bir bireye rastlayınca- ya kadar beklem ektense, kendi türlerinden ilk karşılaştıkları herhangi bir bireyle çiftleşm eleri kuşkusuz daha kolaydır.
ENZİM
15
Haz