İsmail Hakkı, Bursalı
Türk şairi ve yazarı (Aydos 1653-Bursa 1725). Öğreni-mini bitirince (1673) celveti şeyhi Osman Fazli’nin çağ-rısına uyarak İstanbul’a gelen Bursalı İsmail Hakkı, cel-veti tarikatını yaymak için vaaz vermek amacıyla Üs- küp’e gitti. Sonra, uzun yıllar kalacağı Bursa’ya giderek Osman Fazli’nin onayıyla celveti tekkesine şeyh oldu (1685). Şam’a gittiyse (1717) de, yurt özlemine dayana-mayarak İstanbul’a dönüp (1720), Üsküdar’daki celveti tekkesinde iki yıl kadar kaldı (bu nedenle Üsküdarlı İs-mail Hakkı diye de anılır). Sonunda kesin olarak Bur-sa’ya döndü (1722). Bütün kitaplarını bağışlayarak bir kütüphane kurdu; mallarını mirasçıları arasında bölüş-türdü; elinde kalanla bir cami (Camii Muhammedi) ve birtekke yaptırarak, son yıllarını kitap yazmakla geçirdi.
Bursalı İsmail Hakkı, usta hattatlığının yanı sıra, tasav-vuf, Islâm felsefesi, ahlâk ve tefsirle ilgili manzum ve düzyazı yüzden çok yapıt bırakmıştır. Yapıtlarında aklın tek başına gerçeğe ulaşamayacağını, kesin bilginin Tan- rı’ya özgü olduğunu ileri sürerek, bilim ile Tanrı’yı öz¬deşleştirmiş, bilime Tanrı aşkıyla ulaşılabileceğini ileri sürmüştür. Şiirlerinin çoğu Yunus’a naziredir ya da Yu¬nus tarzını izler.
Başlıca yapıtları: Ruh ül-Beyan (Kur’an tefsiri, 4 cilt, Arapça, 1859), Muhammediye Şerhi ya da Ferah ٧٢- Ruh (Yazıcızade Mehmet Bican’ın yapıtının şerhi,
1842), Silsilename-i Celvetiye (Celveti silsilesini,؛ bu ta-rikatın özelliklerini konu alır, 1874), Divan-ı İsmail Hak¬kı (Kahire, 1841; İstanbul, 1877).
İsmail Hakkı, Bursalı
19
Haz