AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ DENİZ GÖZLEMEVİ
(Üstte)
Üç büyük caz şarkıcısı (Sarah Vaugharı, Pearl Bailey
ve Ella Fitzgerald),
980’li yıllarda özel bir televizyon
programında. Özellikle Vaughan ve Fitzgerald
enerjileri
zamanlamaları
zekâları ve taklit edilemez
üsluplarıyla, caza olağanüstü bir parlaklık kazandırmıştır.
ning, Gordon Mumma, Morton Subotnick ve Vladimir
Ussachesvky’dir.
î’948’de Kerıtucky’deki Louisville kenti, çağdaş
ABD’li bestecilere, Louisville orkestrası tarafından veri
lecek konserlerde ilk kez çalınacak yeni yapıtlar ısmar
lanması için para sağlayan Lousville Orkestra Commis-
sioning Projesi’ni kurdu. Oniki yılı aşkın bir süre içinde
proje, hem tanınmış bestecilere, hem de Ned Rorem
ve Lukas Foss gibi daha genç sanatçılara, 120’ye yakın
orkestra yapıtı ile birkaç opera ısmarladı. Böylece ABD
müziğini yaratıcılığa iten önemli bir güç haline geldi.
Başka bir önemli fon kaynağı da, kuruluş yılı
1965’ten başlayarak her tür müzik grubuna bağış niteli
ğinde yardımda bulunan National Endowment for Art
(Sanata Ulusal Bağış) kuruluşu oldu. Sonuç olarak, üni
versitelerde ya da müzik kuruluşlarının ve belediyelerin
koruyuculuğu altında birçok küçük profesyonel toplu
luk (sözgelimi* oda orkestraları) kuruldu. Bu yeni toplu
luklar, çağdaş ABD müziğinin işlevini geliştirmeye yar
dımcı oldular. Gunther Schuller, John Corigliano, An-
drew İmbrie, Leon Kirchner, George Rochberg, vb.
besteciler, bu kuruluşların siparişiyle besteler yaptılar.
Opera alanı uzun süre AvrupalIların elinde kaldı.
ABD operası Gershwin’in
Porgyand Bessf
i (1980’e ka
dar gerçek bir opera sayılmadı), Mark Blitzstein’ın sol-
protest operaları, daha sonra da Gian Carlo Menotti’nin
popüler, İtalyan üslubunda yapıtlarıyla sınırlı kalmışa
benziyordu. Ama sonraki yıllarda büyüklü küçüklü yeni
opera bestecileri ortaya çıktı: Dominick Argento, Ma-
rio Davidosky, Norman Dellojoio, Douglas StuartMo-
ore, vb.’Önemli sayılabilecek kadın opera bestecileri
arasındaysa, Libby Larsen, Joan Tower, Vivian Fine ve
Pulitzer ödüllü Ellen Taaffe Zvvilich sayılabilir. Bütün bu
besteciler, ayrıca John Adams ile Philip Glass, hem
opera alanında, hem de müziğin öbür türlerinde aynı
ölçüde başarıyla yapıtlar vermeyi sürdürdüler.
Bütün ABD müziği türleri içinde, en başarılısı, müzi
kal komedidir. Victor Herbert ve George M. Cohan’la
başlayan bu türde bir dizi ünlü besteci yetişmiştir: Jero-
me Kern, Cole Porter, İrving Berlin, George Gershvvin,
Richard Rodgers, Alan Jay Lerner, Stephen Sondheim,
hem orkestra şefi, hem de “ciddi” müzik bestecisi ola
rak aynı derecede ün kazanmış olan Leonard Bernste-
in.
ABD orkestraları, operaları ve öbür ciddi türler serpi
lip gelişirken, ABD’li izleyicilerin Amerikan müziğine
gösterdikleri ilgi pek fazla değildir. ABD’li dinleyiciler,
genellikle Avrupa “klasikleri”ni yeğlemektedirler
ABD’li dinleyicilerin gerçekten beğenip dinledikleri az
sayıda ABD’li besteci (İves, Gershwin, Thomson, Cop
land) de, büyük ölçüde halk müziği geleneklerinden
yararlanmış bestecilerdir.
Sonuç olarak, günümüzde ABD’de, gişe hasılatıyla
kendini ayakta tutmayı başaran tek tür, pop müziğidir.
Rock müziği, ortaya çıkışından bu yana, ABD’de yaşa
mın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş ve dinleyicileri
dünyanın dört bir yanından derlenmiş, her tür müzikte
kullanılan müzik üsluplarına açmıştır. Bu geniş kapsam
lı seçip toplama eğilimi, Afrikalı Zulular ile İrlandalı Kelt-
ler kadar farklı kültürlerin müzik dillerini bir araya getir
me ya da geçmişin ABD’ye özgü üsluplarını yeniden
keşfetme yolundaki bu isteklilik, pop müziğe enerji ver
mekte ve sürekli yenilenmesini sağlamaktadır.
Aralarında en çok Philip Glass, Steve Reich ve John
Adams’m tanındığı bir grup besteci de, “ciddi” müzik
için çekici yeni diller bulmuş durumdadırlar ve yapıtla
rının, ABD halkında çağdaş ciddi müziğe ilgi uyandır
maya başlayacağı umut edilmektedir