Amerikalılar, siyah
Amerika Birleşik Devletleri’inde yaşayan, ataları Afrika
kökenli kişileri belirten terim. Siyah Amerikalıların bü-
kaldırılmasına yolaçtı. Oysa Güney eyaletlerinde, tü
tün üreticileri ve pamuk çiftçilerinin ucuz işçi çalıştırma
gereksinmeleri nedeniyle, kölecilik sistemi gün geçtik
çe güçlendi. 1850’de, Kuzey Amerika’daki siyah nüfu
sun % 92’si Güney’de toplanmıştı ve bunların yaklaşık
% 95’i köleydi.
Tarlalarda yaşam güçtü ve siyahların kültür gelenek
lerini sürdürmelerine izin verilmiyordu. Köle pazarla
rında, erkekler karılarından, çocuklar annelerinden ay
rılıyordu. Ailesel ve kabilese! bağlar kopmuştu. Kölele
rin yüzde 50’si, 385 000 köle sahibinin yüzde 10’unun
malıydı. Tarım alanlarındaki bu yoğunlaşmanın, pek
çok siyahın yaşamı için önemli sonuçları vardı. Çiftlik
sisteminde, genel davranış biçiminin sonucu olarak, si
yah işçilerin çalışmasını denetlemekle görevli “göz
cüler, acımasız davranıyor, siyahlara “hayvan” gözüy
le bakıyorlardı. Ceza, kölenin sahibinin ya da sahibinin
vekilinin insafına kalmıştı. Köleler, köle sahibi tarafın
dan bağışlanmadıkça mülk edinemiyorlardı; bir başka
sının dişi kölelerinden birinin ırzına geçmek, başkasının
mülkiyet hakkının çiğnenmesi dışında cezai sonuç do
ğurmuyordu. Köleler, mahkemede beyazlara karşı ta
nıklık yapamıyorlardı. Konut, giyecek ve yiyecekleri en
düşük nitelikliydi ve ancak kölelerden istenen işi yap
malarına yetecek kadar veriliyordu . Bu kuralları uygula
mayan köle sahiplerine de katı cezalar verilmekteydi.
Güney’in büyük kesiminde, bir siyaha okuma-yazma
öğretmek yasaktı.
Siyahların muhalefeti.
Bütün Güney eyaletlerinde köle
leri denetim altında tutmayı ve herhangi bir muhalefeti
önlemeyi amaç alan yasalar vardı. Bununla birlikte,
1800’deki Prosser ve Bowler ayaklanması, 1822’de
Denmark Vesey’in öncülük ettiği ayaklanma, 1831’de
Nat Turner ayaklanması, vb. birçok küçük başkaldırı ol
du. Ama, yasaların siyahlara karşı yaptırımları daha da
artırmasından başka işe yaramadı. Siyahların silah taşı
maları ve yanlarında beyaz biri bulunmadıkça biraraya
toplanmaları yasaklandı,
Güney’de ya da Kuzey’de yaşayan özgür siyahlarsa,
Güneyli siyah kölelerin karşılaştıklarından biraz farklı
tepkilerle ve hareketlerle karşılaşıyorlardı. Oy verme
ve eğitim gibi toplumsal-ekonomik etkinlikler başlamış
tı. 1857’de ABD Yüksek Mahkemesi’nde görülen Dred
Scott-Sandford davası, eyaletlerde siyahlara yapılan
davranışları anayasal güvence altına aldı. Dava sonu
cunda varılan karar şöyle özetlenebilir: “Özgür de olsa
lar, siyah Amerikalılar, Bağımsızlık Bildirisi’nde tanımla
nan yurttaş sözcüğünün kapsamına alınmayacak, bu
10 AMERİKALILAR, SİYAH
bildiriyle sağlanan hiçbir hakkı isteyemeyecek, bu bil
dirinin sağladığı yurttaş ayrıcalıklarından yararlanama
yacaklardır”.
Siyahlar, kölelik durumuna çeşitli yollarla karşı çıktı
lar. Prosser, Vesey ve Turner gibi kölelik sistemine açık
ça karşı çıkanların yanı sıra, binlerce siyah köle kaçıp,
ABD’nin kuzey kesimine ya da Kanada’ya yerleşti. Ba
zıları, güç koşullar altında bireyselliklerini korumaya ve
içlerinde Afrikalı atalarından izler bulmaya çalıştılar.
Geri kalanlarsa, beyaz Amerika’nın onlara benimsettiği
rolü kabul ettiler. Bazı alanlarda, bu durum, beyazların
siyahlardan üstün olduklarına tanıklık eden “Tom Am-
ca”ya da “Sambo” kişilikleri gibi siyahların doğmasıyla
sonuçlandı. Yasal statünün yokluğuna ve yerel köle ti
caretinin olumsuz etkilerine karşın, siyah aile, yetişkin
ler ve çocuklar arası ilişkileri düzenlemedeki gelenek
sel işlevine yeniden kavuştu. Afrikalı dinsel uygulama
lardan etkilenen ve kölelerin, kendilerini köle sahibinin
gözlerindekinden farklı biçimde algılamalarını sağlayan
dinsel etkinlikler yaygınlaştı. Siyahlar, Güney dışında,
Protestanlık içindeki mezhepleri ve birçok vaftize i kili
seleri içeren ayrı kiliseler kurdular. Bu arada, Philadelp-
hia’da, Richard Ailen, Özgür Afrika Toplumu adı da ve
rilen Afrika Metodist Piskopos Kilisesi’ni kurdu.
Ayrılık Savaşı.
Ulusal siyasette, kölelik konusu, ulusun
oluşma günlerinden başlayarak yer aldı. 1820’de, Mis-
souri Uzlaşması, Kongre tarafından belirlenen bir öl
çüyle, Missouri eyaletinin kuzeyinde kalan topraklarda
köleciliği yasakladı. 1850’lerde, kölecilik konusu, ülke
yi bölgesel sınırlara böldü; bununla birlikte, pek çok
bölgede, hem kölecilik, hem de kölecilik karşıtlığı, si
yahlara karşı olma duygusunu da içermekteydi. Köleli
ğin kaldırılması yandaşları dışındaki Kuzeyliler, kölelik
kurumunun ardından, özgür işgücünün ortaya çıkma
sından çok, düne kadar köle olan siyahların, insan hak
larından yararlanmalarının getireceği toplumsal sonuç
ları düşünüyorlardı.
Lincoln’ün seçilmesiyle farkına varılan tehlikeler yü
zünden Güney ayrıldığında, Kuzey, iç savaşı hızlandı
ranın kölecilik değil, ayrılma olduğunu açıkladı. Başkan
Lincoln, Güney eyaletlerinde köleciliğe federal koru
ma verilmesini öngören bir anayasa değişikliğini des
tekledi: Kaçan köleler, savaşın ilk döneminde, federal
birlikler tarafından sahiplerine geri götürüldü.
Daha sonra, savaşın insanlarda yarattığı etkinin so
nucu olarak, köleliğin kaldırılması yandaşlarını destek
leyenlerin sayısı arttı. Başkan.Lincoln de tutumunu de
ğiştirip, 1862’de yayınladığı “Azat Bildirisiyle, 1 Ocak
Köle alıcılarına mezatla satılan siyah aileler
;
genellikle
parçalanırdı. Köleciliğin Amerika’da gelişmesinin nedeni
;
Güney’in toprağın işlenmesine dayalı tarım sistemi
dolayısıyla ucuz işgücüne duyulan talepti (Chicago Historical
Society).
yük çoğunluğu, Kuzey Amerika’ya zorla getirilmiş köle
lerin soyundan gelmektedirler. Siyah Amerikalı nüfus
aynı zamanda, Siyah Afrika, Batı Hint Adaları ve Latin
Amerika’dan yakın dönemdeki göçlerle artmıştır.
ABD’deki siyah nüfus, 1790’Iarda yaklaşık 750
000’ken, 1990’da 30 milyona yaklaşmıştır. Toplam nü
fusa oranlandığındaysa, 1790’da siyah nüfus toplam
nüfusun % 19,3’üyken, 1930’da % 7,9’una düşmüş,
artış, 1930’dan sonra gerçekleşmiştir. Siyah Amerikalı
nüfusunun tam olarak ne kadarının Afrikalı ataların so
yundan geldiği bilinmemektedir. Bunun nedeni, son
300 yılda ABD’de, Afrika soyundan gelenler ile beyaz
Avrupalılar ve Kızılderililer arasında, büyük bir ırk karış
ması yaşanmış olmasıdır.
Siyah Amerikalılar arasındaki fiziksel farklılıklar,
ABD’deki öbür ırk gruplan içinde gözlenen farklılıklar
kadar sivridir. Ten renginin tonları koyu kahverengiden
fildişine kadar değişir. Beden biçimi açısından da siyah
Amerikalılar kısa ve şişmandan, uzun ve zayıfa kadar
farklılık gösterirler. Burun biçimi, gaga burundan, enli
ve düz buruna, saç rengi açık kestaneden koyu kahve
rengiye, saç yapısı kıvırcıktan, yumuşak ve düze kadar
değişir.
Tarihsel olarak, ABD’de bağlı olunan ırkın belirlen
mesi açısından baskın görüş, siyah Afrikalıların soyun
dan gelenlerin siyah sayılması yönündedir. ABD’nin
bazı kesimlerinde, özellikle Ayrılık Savaşı’ndan önce
Güney’de, bağlı olunan ırk grubunun belirlenmesini ta
nımlayan yasalar çıkarılmıştır. Irk kavramı, ABD’de si
yah azınlığa uygulandığı biçimiyle biyolojikten öte, top
lumsal ve siyasal bir kavramdır.
ABD’DE SİYAH NÜFUS
KÖLELİK DÖNEMİNDE SİYAHLAR: 1600-1865
Yeni Dünya’ya ilk Afrikalılar, İspanyol ve Portekizli sö
mürgecilerle birlikte geldiler. 1600’de Orta Ameri
ka’da, Güney Amerika’da ve Antil adaları bölgesinde
özgür ve köle yaklaşık 275 000 Afrikalı vardı. 1619’dâ,
günümüzde ABD’yi oluşturan bölgeye Afrikalılar, Hol
landalI bir gemi kaptanının Jamestovvn’da sattığı köle
lerle ayak bastılar. Sonra, toprağın bol, işgücününse
çok az olduğu ülkeye, işçi eksikliğini doldurmak için
gün geçtikçe daha çok siyah köle getirildi. XVII. yy’ın
sonunda, ortalama 1 300 000 Afrikalı Yeni Dünya’ya
yerleşmişti. 1701-1810 arasında bu sayı 6 00Ö 000’a
ulaştı: 1810’dan sonraysa, 1 800 000 siyah köle getiril
di. Bunların bazıları doğrudan doğruya Kuzey Ameri
ka’daki İngiliz kolonilerine götürüldüler. Öbürlen, ön
ce Batı Hint Adaları’nda köle olarak çalıştırıldılar; sonra
yeniden satılıp, yarı kıtaya götürüldüler.
ABD’de kölecilik.
İlk getirilen Afrikalılara, Avrupa kö
kenli hizmetkârlarla aynı biçimde davranılıyordu. Ama
bu eşitlik uzun sürmedi. XVII. yy’ın ilk yarısında siyah ve
beyaz hizmetkârlara çok farklı davramimaya başlandı.
1662’de Virginia yasalarında Afrikalıların ömür boyu
hizmetkâr kalacakları yolunda bir madde .yer.aldı.
1667’deyse “vaftizci tarikatından olmanın, kişinin köle
ya da özgür olma durumunu değiştirmeyeceği” belirtil
di. 1740’ta, Kuzey Amerika’daki kolonilerde kölecilik
sistemi iyice gelişti. Virginia’da o yıl çıkarılan bir yasada,
kölelerin “bütün amaçlar… için … sahiplerinin malı ol
dukları” açıklandı. Afrikalı ataların soyundan gelenle
rin, Kuzey Amerika’daki öbür insanların kişisel mali ol
dukları ilkesi, ilk Afrikalının Kuzey Amerika’yaıulaşma-
sından sonra geçen üç buçuk yüzyılın üçte ikisi boyun
ca geçerli oldu. Etkileri, İngiliz kolonilerinin bağımsızlı
ğa kavuşmalarına ve köleciliğe karşı ulusal ülküler geliş
tirilmesine karşın, artarak şürdü; Çeşitli ideolojik muha
lefete karşın, ABD’de kölelik sistemi 1865’e kadar yü
rürlükte kaldı; üstelik, o tarihten sonra da, siyahlar karşı
tı akımın etkisi sürdü.
Amerikan Bağımsızlık Savaşı’ndan önce bütün kolo
nilerde, kölecilik geçerliydi. Bağımsızlığın ülküleri ve
köleciliğin getirdiği kazançların sınırlı olması, Kuzey
eyaletlerinde XVHI. yy’ın son çeyreğinde köleciliğin
AMERİKALILAR, SİYAH
9
Nat Turner, 1831’de bir grup köle arkadaşını köleliğe karşı
ayaklanmaya kışkırttı. Virginia’daki bu ayaklanma, Turner’m
ve arkadaşlarından on altısının asılmasıyla sona erdi. O
tarihten sonra Güneyli yasa koyucular
,
kölelerin denetimini
elde tutmak için
,
yasaları sertleştirdiler.