ateşli silahlar
Patlayıcı maddelerin çıkardıkları gazların itici gücü yardımıyla mermi atabilen silahların genel adı. Ateşli silahlar, ikiye ayrılırlar: Tabanca, tüfek, hafif tanksavarlar, hafif piyade havanları, vb. silahları içeren hafif ateşli silahlar; havan topu, toplar, roketatarlar, güdümlümer- miler, vb. silahları içeren ağır ateşli silahlar. Burada yalnızca, hafif ateşli silahların “küçük silahlar” da denen 0,60 kalibreye (namlu açıklığının genişliği) kadar olanları incelenecek, geri kalanlar ilgili maddelerde anlatılacaktır.
Hafif ateşli silahlardan yivli tüfek; ve tüfek, uzun erimli atışlar için kullanılan uzun namlulu silahlardır; tabancanın namlusu daha kısadır ve daha kısa uzaklıklarda etkilidir. “Revolver” ya da “toplu tabanca”|diye adlandırılan tabancanın, ardarda ateş etme olanağı sağlayan, “top” adı verilen silindir biçimi bir mermi yatağı vardır.
İlk ateşli silahlar. XIV. yy. başında kullanıldıkları ve yüzyılın ortalarına doğru Avrupa’da oldukça yaygınlaştıkları biliniyorsa da, ilk ateşli silahların kesin ortaya çıkış tarihi bilinmemektedir. Bu ilk silahlar, dövme demir ya da dökme tunçtan bir ucu kapalı, öbür ucundan içine barut ve mermi yerleştirilen geniş kalibreli borulardı. Namlunun üstüne delinmiş bir deliğe yanan bir fitil koyularak barutun ateşlenmesiyle mermiyi fırlatıyorlardı. Barutun tutuşmasını kesinleştirmek için, deliğin çevresine ek -birinciye- barut dökmek amacıyla küçük bir oyuk da oyulmaktaydı.
Ateşleme mekanizmaları. Hafif ateşli silahlarda ilk önemli gelişme, mekanik ateşleme mekanizmasının, yani tüfek çakmağının bulunmasıdır. Bir tetiğin çekilmesiyle çakmağı barut deliğine kadar getiren bu tüfeklerde, tüfek çakmağı, ateş edenin dikkatini, çakmağın birinci barut deliğine gitmesiyle uğraşmaktan çok, silahı hedefe yöneltmeye toplamasını sağladığından, etkinliği artırmıştı. XV. yy’ın başında kullanılan çakmaklı silahlar, savaşın gidişinde önemli etki yapan ilk küçük silahlardandır. Çakmak mekanizması, bundan sonraki iki yüzyıl boyunca gün geçtikçe daha karmaşıklaşmıştır; ama bütün bu modellerde, birinci barutu tutuşturmak için kullanılan tüten bir çakmak vardır. Kendiliğinden tutuşma ilkesi, XVI. yy’ın başında, barutu mekanik olarak üretilen kıvılcımlarla ateşleyen çarklı çakmağın bulunmasıyla sağlanmış, çarklı çakmaklı silahlar o dönemde özellikle süvari birlikleri tarafından kullanılmıştır.
Birinci barutun ateşlenmesini kolaylaştırırken yağmurdan da koruması sorunu, birinci barutu tutan küçük bir örtülü plaka olan şimşek çanağının geliştirilmesiyle bir ölçüde çözülmüştür. Çakmaktaşlı çakmağın bulunmasıyla bu model daha da iyileştirilmiştir. Çakmaktaşlı çakmak, bir tetik tarafından hareket ettirilen çakmakta- şının, çanak kabının metal sapına çarptığı, aynı zamanda da barut kıvılcımları alsın diye kabı geriye doğru ittiği, kıvılcım üreten bir mekanizmadır. Çakmaktaşlı çakmak XVII. yy’ın ilk yarısının başlıca ateşleme sistemi olmuş, İngiliz “Brovvn Bess”in 1690’a doğru bulduğu misket tüfeği de 1840 yıllarına kadar önemli bir değişiklik geçirmeksizin kullanılmıştır.
Yiv. Yivsiz olan miskettüfeklerinin (ya da misketli tüfekler) erimleri az, etkileri zayıftı. Silah yapımcıları bu sorunu, namlunun içine sarmal yollar, yani yivler açmakla çözdüler. Yivler mermiye bir dönüş kazandırarak,yörüngesinden (mermi yolundan) sapmamasını sağlıyordu.
Yivli tüfekleri avcılar çok beğendilerse de, doldurulmaları güç olduğundan orduda pek tutulmadılar. 1849’da Fransız ordusundan yüzbaşı Claude Minié, koni biçimi mermiyi buldu. Bunlar yivli tüfeklerin namlularına kolayca düşüyor, silah ateşlenince de genişleyerek yivlere çarpıyorlar ve dönmeye başlıyorlardı. Genişleyen mermileri kullanan yivli tüfeklerin erimleri ile etkilerinin dört kat artması ve savaşlarda kullanılmaya başlanmaları, savaş tarihinde yeni ve kanlı bir çağın başlangıcı oldu.
Metal fişekler. XIX. yy. başında bulunan kapsül kabı, önceki ateşleme mekanizmalarından çok daha güvenliydi. Küçük bir çekiç (sonraları bir ateşleme iğnesi) tarafından çarpıldığında ateş alan bir patlayıcı madde taşıyan küçük bir bakır kaptı. Kapsül kapları çokgeçmeden doğrudan barut taşıyan metal fişeklere bağlandı böyle- ce, ateşleme sistemi, patlayıcı ile mermiyi birleştirdi.
Metal fişekler namludan gaz sızdırmayacak biçimde kapalı olduklarından, barutun patlaması sonucu oluşan bütün gaz, fişeği ileri itmeye yönlendirildi; böylece hem itiş gücü arttı, hem de bir bölümünün geri kaçarak atıcının yüzüne gelmesi engellendi. XIX. yy. sonlarında birçok mermiyi biraraya getiren şarjörlerin ve atışı hızlandıran mekanizmaların bulunması (seri ateşli tüfekler), tüfeklerej hızlı ve güvenli biçimde ateş sağladı.
Makineli tüfekler. Mermi yükleme ve ateşleme süreçlerini otomatikleştirme girişimleri, 1860 yıllarında ilk makineli tüfeklerin üretilmesini sağladı. 1884’te Hiram S. Maxim doldurma, ateşleme ve silahın geri tepme enerjisini kullanarak boş fişekleri atan bir silah yaptı. Tetik düşer düşmez ateş alan ve mermileri birbirini izleyen Maxim tüfeği, ilk gerçek otomatik silah oldu. 1890 yıllarından başlayarak güçlü, dumansız barutlu patlayıcılar kullanılması, makineli tüfeğin bozulmadan art arda ateş etmesini sağladı ve daha küçük kalibreli mermilere doğru gelişmeyi hızlandırdı.
Askerî ateşli silahların evrimiseçilmiş tarihsel silahların incelenmesiyle görülebilir. XVI. yy’da kullanılan çakmaklı tüfek (A), tetiğin hareket ettirilmesiyle yanan çakmağın birinci baruta değmesiyle ateş alıyor, eğimli kabza geri tepmeyi yavaşlatmaya yardımcı oluyordu. XVIII. yy’da kullanılan İngiliz tabancasında {S), görülen çarklı çakmak, dönemin süvarileri için gereğinden fazla hassastı. Bir parça demir pirite çarparakibirinci baruta kıvılcımlar gönderen bir yaylı çark yerleştirilmişti. Uzun namlulu, ağızdan dolma Kentucky tüfeği (C), Pennsylvania Dutch tarafından geliştirilmiş, önce çakmaktaşlı modelisonra da çarpmalı ateşleme mekanizması kullanılan modeli yapılmıştır. ABD’de Ayrılık Savaşı sırasında Kuzeyli süvarilerin yaygın biçimde kullandıkları 1860 modeli Spencer {D), ard ard a atış yapılabilen ilk başarılı karabinadır. İlk pratik revolver Colt Potterson (E), 1836’dan 1842’ye kadar üretilmiştir. Sürekli atış yapabilen 73 Model Winchester (F), çok amaçlı bir silahtır. Hiram S. Maxim tarafından üretilen Maxim makineli tüfeği (G), 1908’den başlayarak Alman ordusunda kullanılmıştır. Dakikada 450 mermi atan bu makinelii, ilk başarılı otomatik makineli tüfektir.
Otomatik makineli tüfek, Birinci Dünya Savaşı’nda ordularda büyük kayıplara ve düz hatlı saldırı taktikleri bırakılarak siper savaşına yönelinmesine yol açtı. Makineli tüfeklerle donatılmış savunmalara saldırabilmek için yeni taktikler ve yeni teknolojiler geliştirmek zorunda kalındı. Sorun bir ölçüde, saldırılarda tek kişi tarafından kullanılabilecek kadar hafif otomatik silahlar yapılmasıyla çözüldü. Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru birçok taşınabilir hafif makineli tüfek yapıldı. Saldırıda kısa erimli tabanca mermisi ateşleyen yarı makineli tüfekler de kullanıldı.
Saldırı tüfekleri. Hafif makineli tüfeklere ve otomatik tüfeklere olan ilgi, İkinci Dünya Savaşı’nda da sürdü. Ama silahlar hafifledikçe, otomatik ateşleme sırasında denetim altında tutulmaları, dolayısıyla da hedefin vurulması güçleşti. 1943’te Almanlar, orta boy mermiler kullanan ve bunlarla standart tüfek mermisinin erimine yaklaşan, ama çok daha az geri tepmeli ilk gerçek saldırı tüfeğini ürettiler.
Günümüzde Rus yapımı Kalaşnikoflar (AK-47) ve ABD yapımı M-16’lar çağdaş saldırı tüfeklerinin en gelişmişleridir: Tam ve yarı otomatik ve hem hızlı hemde isabetli atış sağlarlar.
Dünya jordularının çoğu’ otomatik (tüfekleri benimsemiştir. Günümüzde araştırmalar, silah ağırlıklarının düşürülmesine ve bir tetik çekişinde ateşlenen mermi sayısını azaltacak patlama sınırlayıcı mekanizmaların geliştirilmesine yöneliktir. 450 mermi atan bu makineli, ilk başarılı otomatik makineli tüfektir.