Amerika Birleşik Devletleri
Kuzey Amerika kıtasının ortasında yer alan Amerika Birleşik Devletleri’nin (kısaltılması ABD) , birbirine bitişik 48 eyaleti, doğuda Meksika Körfezi dahil 6 000 km uzunluğunda kıyı şeridi bulunan Atlas okyanusundan, kıyı uzunluğunun 2 100 km’yi bulduğu Büyük Okya- nus’a kadar uzanır. Yalnızca iki ülkeyle sınırdaştır: Kuzeyde sınır, enlemesine hem Kanada, hem ABD, hem de Alaska (19. eyalet) ile Kanada arasında 8 900 km boyunca uzanır; güneyde Meksika ile olan nispeten daha kısa sınır 3 111 km uzunluğundadır. Büyük Okyanus’ta bir adalar öbeğinden oluşan Hawaii (50. eyalet), San Francisco’nun yaklaşık 3 400 km güneybatısında yer alır. Alaska, Büyük Okyanus’ta ve Kuzey Buz Deni- zi’nde 10 700 km kıyı şeridiyle, Kuzey Amerika’nın kukatlandı. 1990’ların başlarında halk bir gerilemenin acısını çekti
ve genel olarak ekonomik duraklamanın başlıca nedenlerinden biri olan enerji fiyatları. Körfez bunalımı sırasında tırmandı. Dünya sorunlarında önemii bir rol oynayan ABD, Birleşmiş Milletler (merkezi New York City’de) ve Dünya Bankası (merkezî Washington, D.C.’de) gibi çokuluslu örgütlerin etkili bir üyesidir. Kapitalist bir ülke olan ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası döneminin büyük bir bölümünde, en güçlü komünist ülke SSCB’yle karşıtlaşmış, ama 1980 yıllarının ortalarından başlayarak SSCB’de gerçekleştirilen reformlardan ve 1991’de Gorbaçov’a karşı düzenlenen başarısız darbeden sonra Sovyet Komünist Partisi’nin hızla çökmesi, iki ülke arasında büyük bir işbirliğini hızlandırmıştır. ABD, Bağımsızlık Savaşı’nın (1775-1783) bir sonucu olarak ortaya çıktı. Savaş ilk on üç eyalet, İngiltere’ye karşı ilan ettikleri bağımsızlığı savaş sonunda onaylatmayı başardılar. XIX. yy’da Avrupa devletleri dünya genelinde imparatorluklar kurarken, ABD, çabalarını Kuzey Amerika yarı kıtası boyunca genişleme ve iç gelişme üstünde odakladı. Bu arada ülke zamanla, topluca “ABD’nin Denizaşırı Toprakları” diye adlandırılan ve hâlâ yönetiminde bulunan bazı deniz aşırı topraklar elde etti: Guam ve Porto Riko (her ikisi de 1899’da ele geçirildi), Amerikan Samoası (1900’de ele geçirildi), Pa
açığı, dış ülkelerde doların değer yitirmesi, yüksek devlet harcamaları ve enflasyon yüzünden ekonomik güçlüklerle karşı karşıya kaldı. 1980’lerde enflasyonun denetim altına alınması ve vergi kesintisinin sağlanması sonucu bazı kesimlerde, öbürlerinde durgunluğun sürmesine karşın ekonomik büyüme
canlandırıldı. Ancak, ticaret açığı giderilemedi ve devlet borçları nama Kanalı Bölgesi (1903’te ele geçirildi; ama 1999 sonunda Panama’ya geri verilmesi kararlaştırılmıştır), Virgin adaları (1917’de ele geçirildi). 1947’de kurulan Büyük Okyanus Adaları Güvenlik Bölgesi’ndense, günümüzde ABD’nin elinde yalnızca, Caroline adalarındaki Palau kalmıştır. YÜZEYŞEKİLLERİ VE DOĞAL KAYNAKLAR ABD, her biri yüzeyşekilleri, yerbilim ve kaynakları açısından birkaç büyük doğal bölgeye ayrılan 9 372 575 km2/lik bir alanı kaplar. Doğu eyaletleri. Meksika körfezi ile Atlas okyanusu kıyıları boyunca kuzeye doğru Long İsland’a kadar uzanan bir kıyı düzlüğü vardır. Bu kıyı ovasının aşağı yukarı her yanında yüksekliği 100 m’nin altında, ortalama genişlik 160-320 km’dir. Kıyı ovası, ülkenin toplam
yüzölçümünün yaklaşık % 10’unu barındırır. Ovanın kıyı kesimleri, Mississippi ırmağının çamurlu deltası dışında kumluktur. Rüzgârın yığdığı engelleyici kum tepeleri ya da acı sığ ve çamurlu haliçler her yanı kaplar. Ayrıca bu kesim, “yaş topraklar” diye adlandırılan bataklıklar da içerir. Bataklıklar, bölgede yaşayan tüm yüksek düzeyli canlılara çok çeşitli ilkel bitkileri ve hayvanlarıyla temel besin sağladıklarından, biyolojik açıdan önemlidirler. Kıyı ovası Meksika körfezinin ve Atlas okyanusunun altında bazı yerlerde 320 km’den çok uzanarak kıtanın
deniz suları altında kalan bölümünü oluşturur. Long İs- land, Martha’s Vineyard, Nantucket adası ve Blok adası, aslında kıyı ovasının su altındaki kesiminin, yüze çıkmış yüksek noktalarıdır. Kıyı düzlüğünün iç kesimlerinde, Atlas okyanusu kıyısına aşağı paralel uzanan Apalaş dağlan yer alır. Alabama ve Georgia’dan Kanada’nın kuzey kesimine kadar uzanan bu dağların yaşlı bölümleri, New Eng- land’da kıyıya uzanarak kayalık kıyılar oluştururlar. Apalaş dağları doğal bölgelere ayrılır. Doğuda, Atlas okyanusu kıyı ovasını sınırlayan bir geçiş bölgesi bulunur: Piedmont yaylası. Yayla, deniz düzeyinin
yaklaşık 100 – 300 m üstüne yükselir. Piedmont ile kıyı ovası arasındaki sınır, bir eğik yüzeydir. Bu eğik yüzeyden daha aşağıdaki kıyı ovasına ırmaklar çavlanlarla dökülürler. Bu çavlanlar çizgisi, ırmak ulaşımının başlangıç noktasını oluşturur ve iki yanında Trenton, Philadelphia, Wil- mington, Baltimore, Washington, Richmond gibi kentler kurulmuştur. New England’da Green dağları, White dağları, Berkshire tepeleri uzanır. Kuzey Carolina’daki Mitchell dağında yükselti 2 037 m’yi bulur (Mississippi ırmağının doğusundaki en yüksek nokta). Blue Ridge dağlarının batısında, yaklaşık 40 120 km genişliğinde bir tepeler bölgesi uzanır. Daha batıda, zengin kömür yatakları bulunan dağlık ve çok
parçalanmış Apalaş yaylası yer alır. Yüksekliği 300 – 1 000 arasında değişen, en doğu ucundaki parçasını oluşturan Allegheny dağları (ya da Yayla), bölgesinden başlayarak Apalaş yaylası boyunca, genellikle yükseklikler 500 nVnin altına düşmez. Ayrıca, sarp dağ yamaçları güvenli olmadığından, kö
mür çıkarma çok güç koşullarda yapılır. Tepeler bölgesi Great Smokey dağlarını Cumberland yaylasından ayırır. Ortabatı. Apalaş dağları, bir orta ovaya açılır. Büyük Ovalar diye adlandırılan bu uçsuz bucaksız bölge, Kayalık Dağİar’ın batısına doğru 1 600 km uzanarak, Kanada’dan körfez kıyı ovasının güneyine kadar yayılır. Ortabatı’da yer alan dağlık alanlar arasında Arkansas ve Missouri’deki Ozark dağları, Arkansas ve Oklaho- ma’daki Ouachita dağları, Minnesota’daki Mesabi dağları ve Güney Dakota’daki Black Hills sayılabilir. Bölgenin en alçak (yaklaşık 300 m) kesimi, Mississippi ırmağı
boyunca yayılır. Irmağın batısında düzlükler, batı yönünde Kayalık Dağlar’ın eteklerine doğru 1,6 km yükseltiye ulaşırlar. Orta ovaların kuzey kesiminde, bir ölçüde buzulların taşıdığı döküntü yüzünden, yüzeyşe- killeri daha düzensizdir. Kayalık Dağlar ve Büyük Havza.Nevv Mexico dan kuzeye doğru Kanada’nın içlerine uzanan Kayalık Dağ- lar’da, 3 000 m’den yüksek pek çok doruk vardır; hattâ birçok doruğun yükseltisi 4 250 m’yi aşar. Kayalık Dağ- lar’ın ABD kesimindeki en yüksek noktası olan Elbert dağının (Colorado) yükseltisi 4 399 m’yi bulur. Kayalık Dağlar, Colorado’daki çarpıcı sarp, doğuya bakan bir engel oluşturur. Bu, ABD’nin batı yönünde genişlemesini önleyen başlıca engellerdendir. YVyoming’de Ka
yalık Dağlar, dağlar arası havzalarla ve ovalarla birbirlerinden ayrılırlar. YVyoming havzası, eskiden, batıya giden araba kervanlarının KayalıkjDağlar’ı aşmak için kullandıkları başlıca geçitlerden biri olmuştur. Kayalık Dağlar’ın arkasında yüksek yaylalar uzanır. Güneyde, yükseltisi ortalama 1 500 m’yi bulan Colorado yaylası, Colorado ırmağının oluşturduğu Büyük Kanyongibi göz alıcı kanyonlarla kesilir. Kuzeye doğru,Snake ve Columbia ırmakları kıyılarında daha alçak lav yaylaları bulunur. Colorado yaylasının batısında ve lav yaylalarının güneyinde Büyük Havza (Great Basin) yer alır. Büyük Havza, çok kısa ömürlü göller (“playa’lar) içeren yüzlerce kapalı çöl havzasından oluşur. Bunlar özellikle kuzey-
güney doğrultusunda, kayalık ve dağlık çıkıntılarla birbirlerinden ayrılırlar. Havzaların çoğunun yükseltisi 1 200-1 500 m arasında değişir. Büyük Havza’nın güneyi daha alçak bir alandır ve dışa akışı yoktur. Ayrıca, her ikisi de deniz düzeyinin altında olan Ölüm Vadisi (Death Valley) ve Salton denizini içerir. Colorado ırmağının doğusunda daha başka çöl havzaları ve dağlar, doğuya, Büyük Ovalar’a (Great Plains) doğru uzanırlar. Güneybatı Colorado’da doğan ve New Mexico’dan geçerek güneye akan Grande ırmağı (Rio Grande), bu havzalardan birkaçını birleştirir. Batı kıyısı. Çok daha büyük havzalar ve dağlar Büyük Okyanus dağlarını oluştururlar. Kaliforniya’da, büyük bölümü granit bir kütle olan Nevada
dağlarının (Sierra Nevada) en yüksek doruğunda (Whitney dağı) yükselti 4 418 m’yi bulur. Kaliforniya’nın en kuzeyinde, Oregon ve Washington’da Cascade dağlarıyla birleşen Rainier doruğunun yükseltisi de 4 392 m’dir.Cascade dağlarının batısında geniş, uzun havzalar yer alır: Kaliforniya’nın iç kesimindeki Büyük Vadi, Oregon ve Washington’da Wiltemate ırmağının vadisi, PugetTrough. Alçak bölümleri deniz düzeyinden ancak biraz daha yüksek olan bu havzaların batisında, Kaliforniya’dan Alaska’ya kadar uzanan Kıyı Dağları (ya da Sıradağları) yer alır. Nevada ve Cascade dağlarının ancak yarı yüksekliğinde olan bu dağlar, Büyük Okyanus’a uzanan kayalık burunlar oluştururlar. Burunlar, arasındaki girintilerde ve korunaklı bazı küçük körfezlerde, kumullar vardır. Büyük Okyanus kıyısını hemen hiçbir kıta sahanlığı sınırlamaz. Alaska ve Hawaii. Yüzölçümü aşağı yukarı 48 eyaletin yüzölçümünün altıda birine eşit olan Alaska, Alaska körfezinin çevresini dolanıp, bir yay biçiminde batıya uzanarak Aleut adalarını oluşturan dağlardan oluşmuştur. Kuzey Amerika’nın en yüksek noktası McKinley doruğu (6 194 m), Alaaka dağlarının bir parçasıdır. Bu dağların kuzeyinde, Yukon ırmağının ikiye böldüğü geniş bir yayla, onun kuzeyinde de Brooks dağları yayılır. Brooks dağlarının kuzey tabanı, zengin petrol yatakları bulunan Prudhoe koyu alanı dahil, Kuzey Buzdenizi’ne sarkar. Büyük Okyanus’un ortasına yakın bir yerde bulunan 50. eyalet Hawaii, kuzeybatı doğrultusunda sıralanmış yanardağ kökenli adalardan oluşur. Hawaii’de, adanın güneydoğu ucunda Kilaus ve Mauna Loa gibi etkin yanardağlar vardır. Yerbilim.
Kuzey Amerika yarı kıtasının, öbür kıtalar gibi, “kalkan” adı verilen bir orta çekirdeği vardır. “Kanada kalkanı” adı verilen bu kalkanın büyük bölümü Kana- da’dadır; ama Superior gölünden güneye doğru uzanarak ABD’ye girer. Kalkanı oluşturan kayaçlar 1 milyar yıldan yaşlıdır (bazıları 4 milyar yaşında). Orta ovada ve Apalaş dağları bölgesinde, kalkanı kuşatan sağlam bir platform vardır. Altından kayalarla desteklenen, ama üstü daha genç çöküntü kayaçlarıyla kaplı olan bu platformun kalınlığı, ortalama 1 700-3 000 m aasında değişir. Bu tortul kayalıklar 1 milyar ile 225 milyon yıl arasında değişen bir yaştadır (Prekambriyen’in son dönemi ve Birinci Zaman). Platformun batı kesimi, 60-150 milyon yaşları arasında olan daha genç (İkinci Zaman) tortul kayaçlarla kaplıdır. Bu tortul kayaçlar oldukça düzdür; Black tepeleri, Kayalık Dağlar’ın güney kesimlerini oluşturan dağlar, Oklahoma ve Arkansas’taki dağlar dışında, pek dağa rastlanmaz. Platformun doğu ve batı kenarlarında sıralanan binlerce kilometre uzunluğunda ve yüzlerce kilometre genişliğindeki çöküntüler daha sonra denizlerle kaplanmışlardır. Platformun doğu kenarı boyunca uzanan çöküntü (günümüzde Apalaş dağlarının bulunduğu yer), yaklaşık 12 000 m kalınlığında çökelti yığmıştır. Platformun batısında, günümüzde Büyük Havza’nın bulunduğu yerde, çökme olayları daha uzun sürmüş ve sonuçta çökeltiler 30 500 m’yi (100 000 ft) aşan bir kalıntılıkta yığılmışlardır. Çöküntülerin oluşumuyla, kenarlar biraraya sıkıştırılmış ve çöküntüler katlanarak ve kırılma geçirerek yukarı kaldırılmış, sonunda aşınma etkisiyle biraztemizlene- rek, yarı kıtanın doğu ve batı kıyıları boyunca uzanan dağları oluşturmuştur. Son 60 milyon yılda (Üçüncü Zaman) Atlas okyanusunun ve körfezin kıyı ovaları sular altına gömülürken,
ABD’nin batı kesimi, Mississippi ırmağından Büyük Ok- yanus’a kadar uzanan bir bölgede geniş bir kıvrım biçiminde yükselmiştir. Havzalar ve dağsıraları ortaya çıkmış, yerkabuğunun bu hareketlerine eşlik eden aşırı yanardağ etkinliği Snake ve Columbia ırmakları boyunca lav yaylaları oluşturmuştur: Cascade dağları, Ore- gon’daki Kıyı Dağları; Colorado yaylasının güney ve güneybatı kenarları çevresindeki yükseltiler, Büyük Havza’daki tek tek yanardağlar, vb. Yüzey tortullan ve topraklar. ABD’nin güneybatı kesiminde, özellikle 30 m’den derin yerlerde, toprak killi ve kalındır. Kil, hava değişikliklerinin etkisiyle sert kayalardaki minerallerin -granitin bile- kil minerallerine dönüşmesi sonucu oluşmuştur. İçine işleyen demir onu kırmızıya boyamış ve bu tür toprağın özelliklerini kazandırmıştır. ABD’nin çok yağışlı kuzeybatı kıyıları boyunca da benzer bir toprak oluşmuştur. Ülkenin daha az yağışlı bölgelerinde, hava koşulları etkisiyle oluşan değişiklik bu kadar yoğun değildir. Çoğu yerde bir metreden daha az bir derinlikte toprak az miktarda kil içerir. Apalaş dağları gibi yağışlı bölgelerde dağ yamaçlarının % 95’i hava değişiklikleri etkisiyle oluşmuş gevşek kaya döküntüleriyle kaplıdır. Kayalık Dağlar’da bile, döküntülerin yağışlı bölgelere oranla daha ince olmasına karşılık
tortullar taşlıktır. New England tarlalarından temizlenen taşlar, bu bölgenin özelliğini yansıtan taş duvarları yapmakta kullanılmıştır. ABD’nin iç kesimi buzul döküntüleriyle, güney doğrultusunda da ülkenin büyük bölümü, rüzgârın getirip yığdığı sarımsı-gri renkli ince toprakla (lös) kaplıdır. Bu tortullar ABD’de tarıma en elverişli bazı alanları oluşturmuştur. Son derece verimli olmalarına karşın, bu topraklar rüzgâr aşındırmasının, sel ve yağmur sularının etkisine açıktırlar. Rüzgârlar ayrıca, yalnızca batı çöllerinde değil, Büyük Göller havzası dahil, birçok göl kıyısında kum tepecikleri yığmışlardır. Vadi tabanlarındaki alüvyonlu taşkın ovaları kirliliğe yatkın olmalarına karşın, verimli topraklar oldukları gibi, önemli yeraltı suyu kaynaklarıdır. Ayrıca alüvyon yelpazeler gibi, su taşkınlarına da açıktırlar. Buzul alanlarında pek çok göl oluşmuştur. Ancak en yoğun olarak çöllerle kaplı kurak Büyük Havza’da bulunurlar. Bu anormal duruma, dağlardaki buzulların erimesiyle akan sular yol açmıştır. Yıllık ortalama yağışın yalnızca yaklaşık 38 mm olduğu Ölüm Vadisi’nde bile,eskiden 180 m derinliğinde bir göl vardı. Büyük Havza’nın doğu kesimi bir Pleyistosen gölü olan Bonnevil- le’i içeriyordu. 52 000 km2’lik bir alanı kaplayan bu gölün en derin yeri 300 m’ydi. BüyükTuzGölü de Pleyis- tosen’deki uçsuz bucaksız bir gölün kalıntısıdır. Ölüm Vadisi’nde şimdi, göl yoktur. 40 yıldır doğal kaynakları koruma eğitimi verilmesi, vb. çabalara karşın, ABD’deki tarıma elverişli alanların ancak % 25’i, onaylanmış toprak koruma uygulamaları uyarınca yönetilmektedir. Bu yüzden de ABD’de, toprak kaynaklarının aşınma etkisiyle azalmaları ve organik maddelerini yitirmeleri sürmektedir. İklim. ABD’nin büyük bölümünde, mevsimler arasında büyük sıcaklık farklılıkları gözlenen kara iklimi egemendir. Okyanusların etkisiyle iklimin yumuşadığı kıyı bölgelerinde, sıcaklık farkları daha azdır. Alaska’nın bir bölümü yağışılı ve soğuk, bir bölümü kurak ve soğuk iklimin etkisinde, kuzey bölümünün yarısı sürekli donmuş durumdadır; bazı yerlerde buz kalınlığı 300 m’yi bulur. ABD’nin yıllık ortalama yağışın 500 mm’den yüksek olduğu doğu kesimi, yağışlı iklim etkisindedir. Ülkenin batı kesiminde, yaklaşık 100 0 batı boylamından başlayarak, dağlar ve Büyük Okyanus kıyıları dışında, genellikle yarı kurak iklim gözlenir; yıllık ortalama yağış 250 – 500 mm arasında değişir. Ama bazı yerler yıllık ortalama yağışın 250 mm’nin altında olması sonucu kuraktır. Batı dağları yıllık yağışın yaklaşık 500 mm’sini alırlar. Kuzeybatı kıyısı her yıl 2 500 mm’den çok yağış alır.ABD’de doğudan başlanarak boydan boya çekilecek verev bir çizgi, yağışlardaki mevsimlik değişikliklerin önemini vurgular. Büyük Okyanus kıyısı boyunca yağışlar genellikle kışın düşerler. ABD’nin iç kesimiyse en çok yazın, ekinlerin büyüme mevsiminde yağış alır; bölgenin tarım üretimine (verimli topraklarla birlikte) büyük katkıda bulunur. Doğu eyaletleri, bütün yıl boyu bol yağış alırlar. Verevine çizgi ayrıca, dağlarda en çok yağışın rüzgârlara açık, en az yağışın da rüzgâ- raltı kesimlere düştüğünü gösterir. Sıcaklıklarda da, en az yağışlar kadar farklılık gözlenir. Sıcaklıklar, büyük ölçüde bulunulan enleme bağlıdır. Sözgelimi, en kuzeyde kışlar daha uzun ve daha soğuk olur. Hava sıcaklıklarını ayrıca, okyanuslara olan yakınlıkları da etkiler. Ülkenin kuzeydoğu kesiminde, New York’ta yıllık ortalama sıcaklık 130 °C’tır. Daha güneyde astropikal iklimli bir kuşak yayılır: Charles- town’de yıllık ortalama sıcaklık 19 °C’tır. ABD’nin tek tropikal iklim kuşağı güney Florida’da görülür: Miami de ortalama sıcaklık 24 °C’tır. ABD’nin iç kesimi kara iklimini yumuşatacak okyanus etkilerine uzak olduğundan, mevsimler arası sıcaklık değişiklikleri çok daha aşırıdır. Minneapolis’te ortalama hava sıcaklığı 7 °C (45 °F) olduğu halde, daha batıda Tulsa’da ancak 2 °C’tır. Ama 1 030 km güneyde, ortalama sıcaklık 16 °C’a yükselir. Okyanus’un yumuşatıcı etkisindeki batı kıyısı boyunca sıcaklık ortalamaları yumuşaktır; Portland’da 12 °C, Akdeniz iklimi tipi bir iklim etkisindeki Los Angeles’te 17 °C.
ABD’de iklim kökenli doğal yıkımlarla karşı karşıya birçok bölge vardır: Körfez ve Atlas okyanusu kıyıları boyunca kasırgalar; güneydoğu ve iç eyaletlerde hortumlar; batı ovalarında sık sık yoğun dolu; batı dağlarında orman yangınlarına yol açan kuru elektrik yüklü fırtınalar; kışın Büyük Okyanus kıyısı boyları ile iç ve doğu eyaletlerde su baskınları; batı eyaletlerinde sık sık aşırı kuraklık. Irmaklar ve göller. İç sular yaklaşık 200 000 km2’lik bir alanı, yani bir başka deyişle ABD’nin toplam yüzölçümünün % 2’sini kaplar. ABD sınırının doğu yarısı boyunca güneye akan Mississippi ırmağı, hem uzunluğu (3 779 km), hem debisi (saniyede 18 200 m3) açısından ülkenin en büyük ırmağıdır. Mississippi ırmak sistemi uzunluğunun yaklaşık üçte biri kadar olan Colarodo ırmağının yıllık ortalama debisi, Mississippi’ninkinin ancak % 2’si kadardır. Colorado ırmağı havzasından yalnızca biraz daha büyük olan, Atlas okyanusu boyunca uzanan alanda, Connecticut, Delavare, Hudson ve Susquehanna ırmakları dahil 20 ırmak vardır; bunların her birinin uzunluğu Colorado’nunkinin üçte biri kadar olmakla birlikte, debileri topluca Colorado ırmağınınkinin 20 katından fazladır. Debileri açısından Mississippi dışındaki büyük ırmaklar şöyle sıralanırlar: Saint Lawrence ırmağı Ohio ırmağı, Missouri ırmağı, Columbia ırmağı, Snake ırmağı. Alaska’nın başlıca ırmağı da, Yukon ırmağıdır. Yıllık ortalama yağışın 500 mm’den az olduğu yerlerde, yalnızca yağışlı mevsimlerde ya da yerel fırtınalarda akan dereler bile çok kısa ömürlüdür. Bu alanlarda su gereksinmesinin bülük bölümünün yeraltı sularından edinilmesi gerekir. Kurak güneybatı eyaletlerinin bazı kesimlerinde artezyen kuyularıyla su çekilmesi (genellikle sulama için), yeraltı su düzeylerinin tehlikeli biçimde alçalmasına yol açmıştır. Hattâ bazı yerlerde bundan kaynaklanan yerel toprak kaymaları, bazı yapıların çökmesine yol açmıştır. ABD’nin eskiden buzullarla kaplanmış kesimlerinde, özellikle Minnesota’da, pek çok göl ve turbalık vardır. Bu göller küçük olduklarından, kıyıları genellikle sayfiye yerleri olarak kullanılır. Ama Büyük Göller taşımacılığın önemli etkenlerden biridir. Florida’da da, Okeechobee gölü gibi, kireçtaşı çöküntülerinde birikmiş göller ve turbalıklar vardır. Büyük Havza’nın yamaçlarında kısa ömürlü göllere rastlanır. Nevada dağlarının doğu eteğindeyse, birkaç kalıcı göl bulunur. Sal- ton denizi ve Büyük Tuz Gölü tuzludur ve tuzla olarak kullanılır. Bu göllerin çoğu, özellikle batıda, baraj gölleridir. Aralarında kapasitesi en yüksek olan, Mead gölüdür. Bitki örtüsü. Böylesine farklı iklim ve yüzeyşekli koşullarıyla, ABD’nin doğal bitki örtüsünün de aynı oranda çeşitli olması hiç şaşırtıcı değildir. Florida’da astropikal bitki örtüsü mangrovlar ve palmiyelerden oluşur. Daha kuzeyde, güneydoğu eyaletlerinde sarı çam ve fıstık çamı ormanları, kuzeyde Tennessee ırmağı yakınlarında meşe ve ceviz ağaçlarından oluşan sert tahtalı ağaçlar
ormanıyla birleşir. Büyük Göller bölgesinde değişik bir çam ormanı (akçam) görülür. Bunun kuzeyinde, köknar ve ladin ormanları başlar. Alaska’da, ladin kuşağının kuzeyindetundra vardır. Kuzey doğrultusunda, bu bitki örtüsü değişiklikleri, sıcaklıkların azalmasına eşlik ederek değişirler. Yağışlı doğu ile kurak batı arasında daha çarpıcı değişikliklere rastlanır. Sert tahtalı ağaçlar ormanı, Mississippi ırmağının ötesinde batıya doğru uzanarak, ovalar bölgesinde yerini otlaklara bırakır. Kayalık Dağlar ormanları çam ve tabana yakın yerlerde gümüşselvi ile ladin, yukarı orman sınırına kadar uzanan (Güney Kayalık Dağlar’da 3 500 m) kesimlerde de köknarla genellikle kozalaklılardan oluşur. Orman sınırının üstünde ağaç yetişmez; yetişse bile çok kısa ömürlü olur. Kayalık Dağlar’ın batısında, yaylalarda ve Büyük Havza’da, tek tek dağlar üstündeki ormanlar dışında her yer çalılıklarla kaplıdır. Batıdaki bu tek tek dağlarda, iki orman sınırı gözlenir: Biri soğuk nedeniyle doruklar yakınında, öteki doğu eteği yakınında. Ormanlar, Kayalık Dağlar’da da olduğu gibi,Nevada dağlarının ve Cascade dağlarının özellikle doğu yamaçlarında yetişir. Batıya bakan yamaçlarda da yapraklarını dökmeyen meşe ve köknarlar ile sekoyaya (Nevada dağlarında) rastlanır. Kıyı dağlarının içe bakan kesimleri kuzeyde Kıyı Sıradağları’nda köknar ve ladin, güneyde “çaparal” da denen cılız ve bodur bir bitki olan kırmızı serviyle kaplıdır. Doğal kaynaklar. ABD tarımı son derece verimlidir: Bir çok ürün, gereksinmelerden fazla yetiştirilerek dışsatıma yöneltilir. ABD’nin üçte ikilik doğu kesiminin büyük bölümü tarıma elverişlidir. Batı toprakları genellikle otlak olarak kullanılırsa da, tarıma elverişli geniş alanlar da vardır. Körfez kıyıları boyunca, batının sulanan alanlarında ve doğuda kentler yakınında çeşitli meyve ve sebze ile pirinç ve şekerkamışı dahil uzmanlaşılmış ürünler yetiştirilir. Güneydoğu eyaletlerinde ve batıdaki bazı sulanan topraklarda pamuk, Atlas okyanusunun kıyı ovasında ve Apalaş dağlarının doğu kesiminde tütün, yerfıstığı ve çeşitli tahıllar, kuzey eyaletlerinde günlük bitkiler ve ovalarda mısır, buğday ve soya fasulyası ülkenin başlıca ürünlerini oluşturur. Büyükbaş hayvanların toplam sayısı 100 milyon sığırı aşar; ayrıca ülkede milyonlarca domuz ve koyun, yüzlerce milyon tavuk ve hindi de beslenir. Ama hayvancılığın ülkeye dağılışı, iklim farklılıklarına bağlı olarak, dengesizdir. Ülkenin yağışlı yarısında her 193 km2’de yılda 500 kadar inek beslenirken, yarı kurak ve kurak batı yarısında her 40 km2’de 100 hayvandan az beslenir. Ticari yönden değer taşıyan ormanlar, özellikle kuzeybatı, kuzey ortabatı ve güneydoğu eyaletlerinde 2 000 000 km2/den fazla bir alana yayılır. Bu ormanlardan kerestenin yanı sıra kâğıt hamuru, reçine ve akça- ağaç şurubu, vb. elde edilir. Yılda kesilen ağaç miktarı, genellikle yeni yetişmiş ağaçlardan azdır; ama su ve toprak aşındırmasının yolaçtığı yitimler, tehlikeli bir durum almaya başlamıştır. Bununla birlikte, son yıllarda, kullanılmış kâğıtları yeniden işleyip yenileme yöntemlerinin artması, kâğıt hamuru tüketimini, dolayısıyla da orman kesimini azaltmaktadır. Su kaynaklarının kullanımında tarih boyunca değişiklikler olmuştur. Önce, taşımacılık için duyulan gereksinim, XIX. yy. başlarında doğu eyaletlerinde Erie kanalı gibi kanalların yapımına yolaçmış, daha sonra, özellikle Mississippi ırmağı boyunca, su baskınlarını denetim al
New Mexico’daki Taos, Pueblo Kızılderililerinin yerleşim alanlarından biridir. Biri dört katlı, öbürü beş katlı bu köy topluluğunun malı iki yapıda, yaklaşık 1 800 kişi barınır: Pueblolar, geleneksel kültürlerini korumayı sürdürmektedirler.
tına alma dönemi başlamıştır. Bunun ardından, XX. yy’ın başlarından sonra, batıda sulama sistemlerinin büyük ölçüde geliştirilmesi dönemi yaşanmıştır. En son, 1930’lardan başlayarak hidroelektrik santrallarını geliştirmeye yönelik bir dönem gelmiştir. Günümüzün başlıca ilgi odağı, su kirlenmesini denetim altında tutmaktır. Gelecekte yeraltı sularını kullanım için aşırı derecede çekmenin engelleneceği bir dönemin gelmesi beklen- mekedir. Maden üretimi, GSMH’nin % 5’inden azını oluşturmasına karşın çok önemlidir. Maden açısından hiçbir ulus kendi kendine yeterli değildir ve ABD’de pek çok yeraltı gelir kaynağı bulunmasına karşın, birçok metalin iç üretimi talebi karşılamadığından, dışalım yapmak gerekmektedir. Ayrıca, fosil yakıt sıkıntısının yüksek düzeyde taleple birleşmesi. ABD’yi ciddi ekonomik sorunlarla tehdit etmektedir. Güneş enerjisi, jeotermal
enerji ve rüzgâr enerjisi gibi seçenek enerji kaynakları, henüz emekleme evresindedir. NÜFUS Yeni Dünya’nın Kristof Kolomb tarafından keşfedilmeden (1492) önce, günümüzde ABD’yi oluşturan alanda, nüfus yoğunluğu 13-26 krrr’ye ancak 1 kişi düşen seyrek bir Kızılderili nüfusu vardı. 1790’da, George Washington başkanlığa seçildiğinde nüfus 4 000 000’a yükselmişti; ama nüfusu 10 000’i aşan yalnızca 5 kent vardı. Geçen 100 yıl içinde, nüfus 2 kat artarak (1815’te yaklaşık 8 milyon, 1840’ta 16 milyon, 1861 ‘de 32 milyon, 1890’da 64 milyon) 1990’da 250 milyona yaklaştı. Etnik bileşim. 1990 verileriyle ABD’nin yerli halkının nüfusu toplam 1,9 milyondan biraz fazladır. Bu halkların büyük çoğunluğunu oluşturan Kızılderililerin yaklaşık yarısı, 300 kadar rezervde (Kızılderililere ayrılmış alanlar) ya da yakınında yaşarlar. Çiftçilik ve hayvancılığın yanı sıra, çömlekçilik, halı dokumacılığı ve sepet örme, gümüş üstüne kuyumculuk, boncuktan kenar süsü yapma vb. el sanatlarıyla geçimlerini sağlarlar. Rezervlerin çoğu Arizona, New Mexico, Utah, Güney Dakota, Washington ve Montana’dadır. Rezervler dışındaki Kızılderili nüfusunun yarısı özellikle kuzey, iç, batı eyaletlerinde ve Alaska’da, genellikle kentlerde yaşar. Toplam nüfusun yaklaşık % 12,1 ‘ini (29 986 060 nüfus; 1990) aşağı yukarı tümü eski kölelerin torunları olan Afrika kökenli Amerikalılar (Bk. AMERİKALILAR, SİYAH) oluşturur. Yarısından biraz çoğu güney ve güneydoğu eyaletlerinde yoğunlaşmıştır. Geri kalanlar özellikle kuzeydoğu, iç kuzey ve Büyük Okyanus kıyısı eyaletlerinin kent merkezlerinde yerleşmişlerdir. Kuzeydeki sanayi merkezlerinden kaçma biçiminde gelişen 1980’lerdeki “siyah göç”, Güney ve batıdaki büyük kentler çevresine olmuştur. Amerikalıların büyük çoğunluğu ABD’ye dinsel ve siyasal özgürlük, ekonomik fırsatlar dolayısıyla göçmüş AvrupalIların torunlarıdır. Amerika’nın sömürgeleştirilmesi döneminde göçmenlerin çoğu Britanya Adala- rı’ndan gelerek doğu kıyıları boyunca, Fransızlar da St. Lawrence vadisinde yerleşmişlerdir. İlk büyük göç dalgasında, 1820’den 1860’a kadar 5 milyonu aşkın “Yeni Amerikalı” gelmiş bunların da % 90’ı İngiltere, İrlanda ve Almanya kökenli olduğundan, XIX. yüzyılın ortalarında, kıyıdan kıyıya ABD’ye Batı Avrupa uygarlığı ve görenekleri damgasını vurmuştur. ABD’de Ayrılık Savaşı’ndan (iç savaş) sonra, göç olayı çarpıcı biçimde arttı. 1860-1920 arasında yaklaşık 29 milyon göçmen geldi. Ayrıca, göçmenlerin bileşimi de oldukça değişmişti; çoğu Rusya, Polonya, Balkanlar ve İtalya gibi Doğu Avrupa ve Güney Avrupa’dan gelmişlerdi. Daha önceki göçlerin büyük bölümün tersine, bunlar doğu eyaletlerinde ya da Michigan ve İllinois gibi sanayileşmiş ortabatı eyaletlerinde kalarak, batıya doğru ilerlemeyi sürdürmek yerine, genellikle kentlere yerleştiler. Gene aynı dönemde, sayıları gün geçtikçe artan Asyalı (özellikle Çinli ve Japon) göçmenler Büyük Okyanus kıyılarına ve Hawaii’ye yerleştiler. Bunlar, egemenliği tartışılmaz Batı Avrupa kökenli topluluklarının içinde, kendi dışa kapalı çıkar alanlarını kurmayı denediler. Bu arada, “beyaz” göçmenler de, önceden gelmiş Batı Avrupalı ırklarla önemli ölçüde kaynaşarak, “Amerikan eritme potası” diye adlandırılan akımı başlattılar. Parasız resmî okul sistemi de bu kaynaşma yöntemini kolaylaştırdı. Ancak, siyahların çoğunun yaşadığı ülkenin güney kesiminde, XX. yy’ın ortalarına kadar ırk ayrımı sürdü: Irk ayrımı gerçeği, günümüzde bir öl
çüde azalmış olmakla birlikte, ciddi ulusal sorunlardan biridir. ABD’deki İspanyol kökenlilerin toplam nüfusu 22 354 059’dur (1990). 1980-1990 arasında İspanyolların nüfusu % 53 oranında artmış ve % 107,8 oranıyla artan Asyalı nüfustan sonra İspanyollar en çabuk yayılan ikinci etnik grup haline gelmişlerdir. Güney Teksas’ta, New Mexico’da, Arizona’da ve Güney Kaliforniya’da yaşayan nüfusun önemli bir yüzdesi Meksika kökenlidir. Her yıl, çoğu yasadışı yollardan daha binlercesi ABD’ye giriş yapmaktadır. Bunun başlıca nedenleri Meksika’daki aşırı nüfus yoğunluğu ve ABD’deki daha büyük fırsatlardır. Bu yasa dışı göçmenler, yalnızca sınır boyukentlerinde yerleşmekle kalmayıp, iç kesimlere, özellikle kent alanlarına göçerler. Doğu eyaletlerine ayrıca, Orta Amerika ve Antil adalarından, özellikle Porto Riko ve Küba’dan çok sayıda İspanyolca konuşan göçmen gelmiştir: Bunların çoğu kentlerde, özellikle New York ve Miami’de yaşarlar. Din. Amerikalıların yaklaşık % 56’sını çok sayıda alt gruba (vaftizler, methodistler, lutherciler, presbiyter- yenler, vb.) ayrılan protestanlar oluşturur. İkinci büyük din topluluğu, toplam nüfusun yaklaşık % 28’ini oluşturan katoliklerdir. Çok daha küçük oranlı iki öbek de or- tadokslar ve Yahudilerdir (% 2). Buddhacılık, Hindu dini, İslâm gibi dünyadaki öbür büyük dinlerin ve özellikle Afrika kökenli bazı kabile dinlerinin temsilcilerinin sayısı çok azdır. Nüfus yapısı ve dağılımı. ABD’de yıllık nüfus artış oranı yaklaşık % 1 ‘dir (1980-1990). 1990’da toplam nüfusun yaklaşık dörtte üçü, metropoller dahil, kent alanlarında yaşamaktaydı. Metropol alanlarında, 39 kentin nüfusu 1 milyonun üstündeydi ve 24 kentin merkezinde 500 000’den çok kişi yaşamaktaydı: Baltimore, Boston, Chicago, Cleveland, Columbus (Ohio), Dallas, Detroit, El Paso, Houston, İndianapolis, Jacksonville, Los Angeles, Memphis, Milwaukee, Nashville, New York, Philadelphia, Phoenix, San Antonio, San Diego, San Francisco, San Jose, Seattle ve Washington, D.C. Beyazların varlıklı kesiminin kent merkezlerinden banliyölere taşınmaları sonucunda, ABD’nin birçok kentinde kentsel sorunlar başgöstermiş, çok sayıda hafif sanayi, vb. iş kolu da beyazları izlemiştir. Böylece pek çok büyük kent, merkezlerinin ve konut semtlerinin boşalması sonucuyla karşılaşmış, bunun bir sonucu olarak birçok kentin vergi tabanı kemirilmiş ve yaklaşık her büyük kent, parasal sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. 1990 verileriyle ülkenin genel nüfus yoğunluğu km2/ye 27 kişidir;ama yoğunluklar arasında büyük bölgesel farklıklar vardır: 50 eyalet arasında New Jersey, yoğunluğu en yüksek eyalettir. Alaska’nın bütün eyaletler arasında en düşük yoğunluklu eyalet olmasına karşılık, Alaska dışındaki 48 eyalet içinde en düşük yoğun- luklusu, Wyoming’tir. 1980 yıllarında İowa, Kuzey Dakota, Batı Virginia ve Wyoming nüfus kaybına uğrar
ken, öteki çeşitli eyaletlerde (çoğu kuzeydoğu ve orta- batı bölgelerinde) yalnızca çok az bir nüfus artış hızı gözlenmiştir. Nevada, Alaska, Arizona, Florida, Kaliforniya ve New Hampshire’se, en hızlı büyüyen eyaletler olmuşlardır. ABD’de doğum oranı 1 000’de 15’tir. Bu oran Kanada’nınkine eşit olmakla birlikte, Batı Avrupa ülkelerinin çoğundan yüksektir. 1 000 canlı doğumda 9 olan ölüm oranı, öteki sanayileşmiş ülkelerinkine eşitya da biraz daha düşüktür. Sağlık ve eğitim. 1988 ABD’de 6 800’den çok hastane vardı ve her 1 000 kişiye ortalama 5,3 hastane yatağı düşmekteydi. 612 000 hekim vardı. ABD’de kadın vatandaşların ortalama ömür uzunluğu 79, erkeklerinki 72 yıldır. Beyazlar için ortalama ömür uzunluğunun 75,5 yıl, siyahlar içinse 69,5 yıl olmasına karşılık, 1920’deki 45 yaştan günümüze, siyahların ortalama ömrü de önemli bir artış göstermiştir. Çocuk ölümü 1 000 canlı doğumda 10’dur: Bu oranın dünyanın en düşük oranlarından biri olmasına karşın, birkaç Avrupa ülkesinde, özellikle İskandinav ülkelerinde çocuk ölüm oranı daha düşüktür. ABD’de okur-yazarlık sorunu önemli ölçüde çözülmüştür. 1988 verileriyle ABD vatandaşlarının (25 yaşında ve daha büyük yaşta) tamamladıkları orta dereceli okul süresi 12,7 yıldır. Amerikalıların yaklaşık % 20’si, 4 yıl ya da daha çok yüksek öğrenim görmüştür. 5-16 yaş arasında eğitim zorunludur. Parasız ilk ve orta öğretim, genellikle yerel yetkililerin denetiminde- dir; 1988 verileriyle parasız ilk ve orta dereceli okullara 42 milyon öğrenci gitmekteydi; 6,1 milyon öğrenci özel okullara devam etmekteydi. Ülkenin yüksek öğretim kurumlarından yaklaşık % 60’ı 4 yıllık, geri kalanları da 2 yıllıktır. Özel eğitim kuruluşlarına ülkedeki pek çok en ünlü üniversite ve kolej de dahildir. Özel eğitim kuruluşlarında öğrenim gören öğrencilerin % 20’si, devlet kuruluşlarında da öğrencilerin yaklaşık % 80’i öğrenim görmekte, her eyalet kendine özgü bir üniversite sistemiyle çalışmaktadır. 1960 yılları boyunca 2 yıllık eğitim veren yÜKsek öğretim kuruluşlarının sayısı büyük ölçüde artmıştır. İletişim. ABD’nin ilk gazetesi New England Courant, Boston’da 1921’de yayımlanmaya başladı. 1990’da ABD’de 1 626 günlükgazete yayınlamaktaydı (bunların bir bölümü İngilizce’den başka dillerden basılır). Gazetelerin toplam tirajı, 62 500 000’ dir (1989). Tirajı 500 000’i aşan en tanınmış günlük gazeteler arasında Chicago Tribune, New York Times, Washington Post ve Los Angeles Times, St. Louis Post-Dispatch, Atlanta Constitution, Miami Heralds/e Toledo Blade sayılabilir, Christian Science Monitor, Wall Street Journal ve Usa Today se ülke çapında dağıtılan başlıca günlük gazetelerdir. 4 932 AM ve 4 155 FM radyo istasyonu ülkenin hizmetindedir (1988). ABD’de yaklaşık 200 milyon televizyon alıcısı ve yaklaşık 1 100 özel televizyon istasyonu vardır. Birkaç ulusal yayın ağının denetiminde olan özel televizyon yayınlarının yanı sıra, 9 050 kablo sistemi (1989) ve çalışır durumda 305 (1986) devlet televizyon istasyonu vardır. EKONOMİ Ekonomik gelişme. Kıtaya beyaz sömürgecilerin yerleşme döneminde, ilk gelen göçmenler, Atlas okyanusu kıyıları boyunca aile çiftlikleri kurduktan sonra, bir deniz ticareti ve gemi yapım sanayisi geliştirdiler. Gemiler ve evler için gerekli keresteyi ormanlar sağlıyordu. XIX. yy. ortalarına kadar odun ayrıca ulusun başlıca yakıt kaynağıydı ve odun küllerinden potas üretiliyordu. New England kıyısının Georges Bank yöresi açıklarındaki kıyı ovasının sulara gömülü kesimi, dünyanın en büyük balıkçılık alanlarından biriydi (hâlâ öyledir). Özellikle ringa, uskumru ve morina tutuluyor, ayrıca kıyılarda İstakoz, yengeç, vb. kabuklu deniz hayvanları avlanıyordu. Sömürgeleştirme sürecinde balinacılık da önemliydi ama, XIX. yy. ortalarından sonra geriledi. ABD’nin doğu kesiminde o dönemdeki su taşımacılığıyla ilgili öbür ekonomik etkinlikler buharlı gemilerin geliştirilmesini ve Apalaş dağlarına, Ohio ırmağına su yoluyla ulaşımı sağlamak için çağlayanların çevresine kanallar yayılmasını içerir. XIX. yy. başlarında, Sanayi Devrimi’nin ilk evrelerinde, çağlayanlar ayrıca fabrikalara enerji sağlamak için de kullanılmıştır. Doğu kıyıları boyunca bulunan mineral kaynakları yetersizdi. Tuz, havuzlarda buharlaştırılan deniz suyundan üretiliyordu. Demir filizi bataklıklardan elde edilmekteydi. Kömür, Richmond yakınlarında çıkarıl
maktaydı. Yolların, kanalların gelişmesi ve batıya göçü izleyen dönemde yeni demiryollarının yapımı sonucunda kömür bollaşınca sanayiler giderek önem kazandı. Demir ve kömürün ekonomik olarak birleştiği Pittsburgh ve Chicago’nun batısı gibi yerlerde, dev bir çelik sanayisi gelişti. Siyasal ve toplumsal değişiklikler de ekonomiyi etkiledi. Ayrılık Savaşı, köleleri özgürlüğe kavuşturdu; ama pamuğa biçilen yüksek fiyatlar, işgücünün ücrete bağlanmasına yolaçtı. Pamuk pazarının apansızın çöküşü, eski büyük çiftlikler sistemini de yıkarak, küçük çiftlikler dönemini başlattı. Yerleşme merkezleri ve ulaşım yolları iç eyaletler boyunca yayıldıkça, Superior gölü yöresinde bakır ve demir filizi çıkarılmaya başlandı. Ancak, ABD’nin iç eyaletler bölgesi, günümüzde de olduğu gibi tarıma bağlı kaldı. Biçerdöğer makinesi, bu bölgedeki geniş tarlaların ürünlerini kaldırmak gereksinmesi sonucunda bulundu (1873). 1860’larda demiryolları frigorifik vagonlar kullanmaya başladılar. Ortabatı’dan gelen tarım ürünleri, Minneapolis ve Milwaukee’deki un fabrikaları gibi besin maddeleri işleyen tesislerin temellerini attı. Kayalık Dağlar eyaletleri, Ayrılık Savaşı’ndan 20 yıl kadar önce, kürk tüccarları tarafından keşfedilip ticarete açıldı. Kürk toplama işi önce Fransızlar, sonra İngiltere için kürk toplayan Hudson Bay Şirketi, daha sonra da bazıları John Jacob Astor’un Amerikan Kürk Şirketi gibi kuruluşlar için çalışan Amerikalı tuzakçılar ve tüccarlar tarafından, New England’den başlayarak Büyük Göller bölgesi boyunca batıya doğru yayıldı. Kaliforniya’da altın bulununca (1848) tuzakçılar iş değiştirdiler. Kayalık Dağlar’daki yaygın ve çeşitli mineral yatakları, Kaliforniya’daki altına “hücum”un hemen ardından keşfedildi. (Bk. ALTINA HÜCUM.) Günümüzde ABD’nin batı kesiminde ekonomi hayvan yetiştiriciliğine, sulu tarıma, keresteciliğe, metal madenciliğine (özellikle bakır ve molibden), enerji kaynaklarına (petrol, gaz, kömür, uranyum ve hidroelektrik dahil), demiryolları, otoyolları, hava, boruhattı ulaşımına, Büyük Okyanus kıyısı boyunca gemiciliğe, imalat sanayisine, dalyancılığa ve çarpıcı eğlence gösterilerine dayanır. Ülke ulusal parklarının üçte ikisinden çoğuda Batı’dadır. Alaska’nın ekonomisi başlıca dalyanlara, petrola ve eğlence yerlerine bağımlıdır. Ananas, şekerkamışı ve ceviz üreten Hawaii, özellikle büyük askeri kara ve deniz üsleri ile turizmden gelir sağlamaktadır. Çağdaş ekonomi. 1980’lerin sonlarında ABD’nin GSMH’si, dünyanın en yüksek miktarı olarak, 5 trilyon doların üstünde olmuştur. 21 000 doların üstünde olan kişi başına gelir de dünyanın en yüksekleri arasındadır. Tarım, balıkçılık ve ormancılıkta, toplam etkin nüfusun % 3’ten azı çalışır ve GSMH’ye yaklaşık % 2 katkıda bulunurlar. Başlıca tarım ürünleri değer sıralamasına göre mısır, soya, buğday, saman, pamuk, tütün, süpür- gedarısı ve patatestir. Çiftlik hayvanlarının çoğu Batı’da ve Ortabatı’da üretilir. Dünyanın bir numaralı soya ve mısır üreticisi olan ABD, başlıca et, buğday, tütün, domuz ve sığır üreticileri arasında da yeralır. Etkin nüfusun yaklaşık beşte biri imalat sanayisinde çalışır; çeşitli sanayi GSMH’ye aşağı yukarı aynı oranda katkıda bulunur. 1989 verileriyle imalat sanayisinin ürettiği değer 1 trilyon doların üstündedir. Değer sıralamasına göre başlıca sanayiler şunlardır: Ulaşım araçları, elektrikli ve elektronik makinalar; besin sanayisi ve bağlı ürünler; elektrikli olmayan makinalar ve kimyasal maddeler; metalürji ürünleri; kâğıt, vb. ürünler; lastik ve plastik ürünler. ABD imalat sanayi sektörüne büyük şirketler egemendir: 1988’de 100 en büyük sanayi firması, imalat sanayisi mal varlıklarının yaklaşık % 75’ini elinde tutmaktaydı. ABD çeşitli türde makinaların üretiminde ve dışsatımında dünyada birincidir. Büro ve telekomünikasyon cihazları, otomobil gibi ulaşım araçları, sanayi hammaddeleri ve kimyasal maddeler bunların başında gelir. Ormanlar yaklaşık 2 960 000 km2’lik bir alanı kaplar; bunun yaklaşık üçte ikisi, kereste üretimi amacıyla işletilir ve yılda yaklaşık 1 milyar dolar değerinde gelir getirir. ABD’nin balıkçılık sanayisinden elde ettiği gelirse, 1988’de 3,5 milyar dolar olmuştur. Büyük Okyanus eyaletleri, özellikle Alaska ve Kaliforniya, balık avı değeri açısından önde gelirler. Louisiana da önde gelen üreticilerden biridir.1987’de ABD, dünya birincisi olarak, 2,7 trilyon kWs elektrik üretmiştir. Bu toplamın % 57’si kömürden, daha az miktarı petrol, doğal gaz, nükleer enerji ve hidroelektrik santrallerinden elde edilmiştir. Madencilik GSMH’nin yalnızca yaklaşık % 2’sini oluşturmakla birlikte, 1987’de 123,8 milyar dolarlık üretimde bulunmuş, bunun yaklaşık % 80’i kömür, doğal gaz ve petrol gibi yakıtlardan elde edilmiştir. Değerlerine göre başlıca mineraller şöyle sıralanır: Petrol, doğal gaz, kömür, portland çimentosu, kum ve çakıl, bakır, altın, demir filizi, balçık, fosfat, kireç, tuz, soda, bor mineralleri, kükürt, uranyum, gümüş, duvarcı çimentosu, kurşun ve çinko. Öteki çok gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ABD’de de, hizmetler kesiminde etkin nüfusun büyük bir bölümü çalışır (yaklaşık % 70) ve GSMH’nin en büyük yüz- desini üretir (yine % 70 kadarını). 80.3 milyonu aşkın kişi ulaşım ve kamu hizmetlerinde, toptan ve perakende ticaretinde, finans, sigorta ve emlak işlerinde, otel hizmetlerinde, iletişimde, sağlık bakımında ve hükümet dairelerinde çalışır (1988). Bunlar hep birlikte 3.25 trilyon dolar üretmişlerdir. Turizm de önemli bir sanayidir. 1988’de, 12,5 milyon yabancı turist ülkeyi ziyaret etmiştir. Yabancılar gibi, Amerikalılar için de, 50 ulusal park ve 79 ulusal anıt içeren Ulusal Parklar Servisi yerleri en gözde yerlerdir. Büyük kentler -New York, Los Angeles ve Miami başta- de önemli turizm merkezleridir. 1975 gibi yakın bir dönemde ABD’nin dışsatımları dışalımlarından % 10 fazlaydı. Bu uluslararası ticaretin yaklaşık % 20’si Kanada’yla, % 17’si öbür Batı yarıküre ülkeleriyle, % 25’i Batı Avrupa ülkeleriyle yapılırdı. Japonya’yla ticaret toplamın % 10’undan daha az yer tutardı. Ancak, 1980’lerde, petrol dışalım fiyatlarının oldukça yükselmesi sonucu ticaret dengesi tersine döndü. Petrol ve petrol ürünlerinin dışsatım değerleri 1970’teki 1.3 milyar dolardan 1980’de 62 milyar dolara tırmandı. 1990’da ABD’nin ticaret açığı yaklaşık 122,7 milyar doları buldu. Petrolün yanı sıra, otomobil, elektrikli olmayan makinalar, elektrik malzemeleri, tüketim malları ve besin ürünleri başlıca dışsatım maddeleridir. Makinalar, ulaşım malzemesi ve kimyasal maddeler başlıca sanayi dışsatım mallarını oluştururken, soya ve mısır başlıca tarım dışsatım ürünleridir. 1988 verileriyle ABD’nin toplam karayolları, 88 000 km’den çoğu otoyol olan 6,2 milyon km’dir. Demiryollarının toplam uzunluğu 278 245 km’dir. 1988’de toplam yolcu trafiğinin % 81’i özel otomobillerle, % 18’i havadan,ancak% 0,7’si trenle yapılmıştır. Ancak,yine aynı yıl malların % 37’si demiryollarıyla, % 25’i motorlu araçlarla taşınmıştır. New York, New Orleans, Houston ve Baton Rouge, ABD’nin başlıca deniz limanlarıdır. Pittsburgh ve St. Louis başta gelen iç limanlarıdır. YÖNETİM ABD demokrasiyle, yani “halk tarafından halk için seçilenler” aracılığıyla yönetilir. Her yetişkinin (18 yaş ve daha büyük) oy kullanma hakkı vardır, ancak oy kullanma hakkı bulunan seçmenlerin yalnızca yaklaşık % 55’i bu hakkı kullanmaktadır. Seçmenler genellikle, ABD siyasetine egemen iki siyasal parti arasında tercihlerini yaparlar: Demokrat Parti, Cumhuriyetçi Parti. Ülkenin federal bir yönetim sistemi vardır. Dolayısıyla iktidar, ulusal ya da federal yönetim ile 50 eyaletin yönetimleri arasında paylaşılır. Belediye ve ilçe yetkilileriyle, yerel düzeyde üçüncü derecede bir yönetim sağlanır. Kuramsal olarak, çeşitli düzeylerin sorumlulukları (aslında sorumluluklar birbirine karışmıştır) Federal Anayasa’da ve eyalet anayasalarında açıkça belirtilmiştir. Federal yönetim ve 50 eyalet yönetimlerinin her biri üç kola ayrılmıştır: Yürütme, yasama ve yargılama. Federal yönetimin yürütme gücünün başında 4 yılda bir seçilen bir başkan ile başkan yardımcısı bulunur. Yürütme gücünün yönetsel görevleri 14 bakanlık arasında bölünmüştür: Dışişleri, Maliye, Savunma, İçişleri, Adalet, Tarım, Ticaret, Çalışma, Sağlık ve Sosyal Güvenlik, İmar ve İskan, Ulaştırma, Enerji, Eğitim ve Emeklilik İşleri. Çok sayıda federal hükümet dairesi, özel kesimi düzenlemek için çalışanlar başta, bu bakanlıkların etkinliklerine katkıda bulunur; her bakanlığın başındaki bakan, başkanın başlıca danışmanı olarak, kabinede yera- lır. Federal yönetimin yasama organı -ABD Kongresi- her eyalet başına 2 senatörle toplam 100 üyeli ve her 560 000 kişi için 1 kişi hesabıyla seçilmiş 435 üyeli Temsilciler Meclisi’nden oluşur. Senatörler 6 yıllık bir dönem için, milletvekilleri2 yıl için seçilirler. Tüm bütçe görüşmeleri Temsilciler Meclisi’nde karara bağlanır; ama Senato’da onaylanması gerekir. Başkan adayları Senato tarafından onaylanır. Senato’nun ayrıca yabancı devletlerle yapılan antlaşmaları onaylama sorumluluğu da vardır. Nebraska’nın 49 üyeden oluşan tek meclisi bulunmasına karşın, öbür eyaletlerin 2 yasama organı vardır. Her eyaletin yürütme kurulu, seçimle işbaşına gelen validir. Ülkenin en yüksek yargı organı, ABD Yüksek Mah- keme’sidir. Başyargıç ve öbür sekiz üyesi Senato’nun tavsiye ve onayıyla başkan tarafından atanır. Bu yargı organının, 90 bölge mahkemesi (her eyalette en az bir tane) vardır. Bunlar federal yasaların çiğnenmesine ve değişik eyaletlerde kişilerle ilgili insan haklarının ihlaline ilişkin davalara bakarlar. Kararlar, 12 Temyiz Mah- kemesi’ne başvurularak temyiz edilebilir. Her eyaletin federal sisteme paralel olarak özel bir yargı sistemi vardır. Eyaletler ve yerel yönetimler, su dağıtımı, çöplerin kaldırılması, polis ve yangına karşı korunma, hastaneler ve sağlık, parklar ve eğlence yerleri, okullar ve kütüp- hanelergibi yerel hizmetlerden sorumludurlar. Ama bu etkinliklerin her birinin önemli bir bölümü, federal yönetim başta, yönetimin bütün düzeyleri tarafından paylaşılır. Ulusal savunmadan yalnızca federal yönetim sorumludur. Ama bu sorumluluk bile bir ölçüde eyaletlerle paylaşıldığı için, her eyaletin kendine göre de ulusal muhafızları (milis kuvvetlen) vardır.