Yakındoğu’da İ.Ö. 3000 dolaylarından İ.S. I. yy’a kadar
kullanılmış yazı sistemi. Adı karakterlerinin (daha doğrusu
ideogramlar) çiviye benzer biçimlerinden kaynaklanan
çivi yazısı ilk olarak Mezopotamya’da ortaya çıkmış,
kil, taş, metal, vb. sert gereçler üstüne yazılmıştır.
En son, İ.Ö. VI. yy’da eski Farsça’nın yazımı için Akamanış
Persleri tarafından benimsenmiştir.Çivi yazısı, İ.Ö. 3000’e doğru Mezopotamya’nın güney
kesiminde, Sümerler tarafından bulunmuştur. Resimyazı
da denen karakterlerle yazılmış bu ilk çivi yazısı,
Uruk kentinde ortaya çıkarılmış kil tabletlerden tanınmaktadır.
İ.Ö. III. binyılda Akkadların ve komşuları
Kenanlılar ile Elamlıların benimsedikleri çivi yazısı, daha
sonra Babilliler ve Asurlular tarafından da kullanılmış,
ünKi Hammurabi yasaları, çivi yazısıyla yazılmıştır.
En zarif çivi yazılı tabletlerden birkaçı, Asurbanibal’in
(İ.Ö. 168-İ.Ö. 621) Ninova kentinde kurdurmuş olduğu
kitaplıkta bulunmuştur.
Çivi yazısı daha sonra, Kassitler, Hititler, Hurriler, Mitanniler,
Urartulular ve Persler tarafından kullanılmıştır.
Sir Henry Geswiche Ravvlinson’un çalışmaları sonucunda
çivi yazısının XIX. yy’da okunması, Yakındoğu
arkeolojisinde büyük gelişmeler sağlamıştır. Ravvlinson’un,
Pakistan’da Dara l’in diktirmiş olduğu kayadaki
üçdilli metnin eski Persçe yazılmış bölümünü çözmesi,
daha sonra Babil çivi yazısının da çözülmesini sağlamıştır.
Eski Sümer ve Elam dillerinde çivi yazılarının okunabilmesi
için çalışmalar sürdürülmektedir.
çivi yazısı
09
Eki