Kuzey Avrupa’da devlet. İzlanda’dan sonra İskandinav
ülkelerinin en küçüğü olan Danimarka, batıda Kuzey
denizi ile güneydoğuda Baltık denizi arasında yeralır;
Norveç’ten Skagerrak, İsveç’ten de Kattegat ve Sund
boğazlarıyla ayrılır. Güneyde Almanya’yla 68 km’lik bir
sınırı vardır. Faerö adaları ve Grönland da, XIX. yy’dan
bu yana Danimarka’ya bağlıdırlar ve günümüzde iç işlerinde
özerk iki birim oluştururlar.
Danimarka adı (“Danmark”: Danların sınır ili anlamına
gelir) metinlerde ilk olarak IV. yy’da geçer. O tarihten
sonra Danimarka, İskandinavya’nın büyük bölümüne
egemen olmuş ve İskandinavya’da ortak bir Kuzey
kültürü gelişmiştir. Danimarka, Almanya’ya yakınlığı
nedeniyle, Alman kültürünün de etkisinde kalmıştır.
Günümüzde, tarım ve sanayi ürünlerinin çoğu yurt
dışına satılan Danimarka’nın dengeli ekonomisi, halkına
dünyanın en yüksek yaşama düzeylerinden birini
sağlamaktadır. Ayrıca, devletin aldığı yüksek vergiler
sayesinde, ülkede dünyanın devlet yönetimindeki en
ileri sosyal yardım ve hizmetler sisteminden biri kurulmuştur.
YÜZEYŞEKİLLERİ VE DOĞAL KAYNAKLAR
Danimarka topraklarının büyük bölümü, Kuzey denizi
ile Baltık denizi arasında yeralan Jutland (ya daJylland)
yarımadasında yayılır. Yüzölçümü 29 766 km2 olan Jutland,
Danimarka topraklarının yaklaşık % 70’ini oluşturur.
Ülkenin geri kalan kesimiyse Jutland kıyıları açığındaki
Bornholm, Sjaeland, Falster, Fyn, Lolland gibi adalar
ile 400 kadar ıssız küçük küçük ada üstünde yayılır.
Jutland kıyılarının son derece girintili çıkıntılı olması ve
çok sayıda ada bulunması nedeniyle, Danimarka’nınkıyılarının uzunluğu 3 379 km’yi bulur.
Danimarka topraklarının % 75’inden çoğunun yükseltisi
100 m’nin altındadır. Bu düz ya da hafif dalgalı
topraklar üstünde, pek az yerde kayaç blokları yükselir.
Yüzeyşekillerinin büyük bölümü buzul kökenlidir;
Dördüncü Zaman’da (son 2 milyon yılda), Danimarka
en az dört kez kısmen ya da bütünüyle buzul örtüleriyle
kaplanmıştır. Buzulların en son ilerlemesinin sınırı Jutland’da,
yarımada boyunca kuzey-güney doğrultusundu
uzanan bir dizi alçak tepe oluşturan bir son buzultaştır.
Jutland’ın batı kesiminin büyük bölümüyse, buzların
son ilerleyişinin dışında kalmıştır ve burada daha eski
buzulların döküntülerinin oluşturduğu yer yer dalgalı,
geniş düzlükler uzanır. Yarımadanın, buzulların en son
ilerleyişi sırasında buzullarla kaplanmış olan doğu kesiminde
ve adalardaysa, arazi daha dalgalıdır; çok sayıda
da küçük buzul gölü yeralır. Ülkenin en yüksek noktası
(73 m) Yding Skovhoj, doğu-orta Jutland’dadır.
Toprak. Danimarka’da çok çeşitli topraklar görülür. Batı Jutland’da doğal verimliliği az olan podzolleşmis
kumlu topraklar ağır basar. Yüzyıllar boyunca fundalıklarla
kaplı olan bu topraklar, tarımda son yüzyılda gerçekleştirilen
ilerlemeler sonucunda tarıma açılmıştır.
Danimarka’nın geri kalan kesimleriyse ülkedeki en verimli
topraklar olan kahverengi toprakların çeşitleriyle
örtülüdür. Ayrıca, eskiden batakçayırlar ve bataklıklarla
kaplı pek çok alan, kurutularak tarıma elverişli kılınmıştır.
İklim. Danimarka’da, bulunulan enleme göre yumuşak
sayılabilecek bir deniz iklimi egemendir. Kuzey Atlas
okyanusu akıntısının, bir ölçüde de Golfstrim’in ısıtıcı
etkisinden yararlanan ülkede, en soğuk ay (şubat) sıcaklık
ortalaması -0,4 °C, en sıcak ay (temmuz) sıcaklık
ortalaması 17 °C, yıllık yağış ortalaması 664 mm’dir. En
yağışlı aylar temmuz ve ağustos, en kurak aylarsa ilkbahar
aylarıdır. Danimarka, denizden gelen hava kütlelerinin
de, kıtadan gelen hava kütlelerinin de etkisi altında
kalır ve esen rüzgârın yönüne bağlı olarak, bir günden
öbürüne büyük hava değişiklikleri gözlenir.
Irmaklar ve göller. Danimarka’nın buzul kökenli yüzeyşekillerinde
çok sayıda küçük akarsu ve göle raslanır. En
uzun akarsu olan Jutland’daki Gudena’nın uzunluğu
158 km, en büyük göl olan kuzey Sjaelland’daki Arreso’nun
yüzölçümü 41 km2’dir. Ayrıca, ülkede körfezler,
koylar, denizkulakları gibi çok sayıda az tuzlu su
kütlesi bulunur. Batı Jutland’daki, üstlerinden buzulların
geçmiş olduğu ovalarda büyük miktarda yeraltı suyu
vardır. Pek çok yerde tarıma toprak kazanmak amacıyla,
suların akışı düzenlenmiştir.
Bitki örtüsü ve hayvan topluluğu. Danimarka, Avrupa’nın
ılıman yapraklarını dökmeyen ağaç ormanları
kuşağında yeralır. Ülkenin büyük kesiminde eskiden
doğal bitki örtüsünde kayın ağaçlarının ağır bastığı karma
ormanlar yayılırken, günümüzde hemen her yeri tarıma
açılmıştır ve varolan ormanların tümü insan eliyle
dikilmiştir. Batı Jutland’daki eski fundalıklar kozalaklılarla,
kumul alanlarıysa köknar ve çamlarla ağaçlandırılmıştır:
Ormanlar günümüzde Danimarka’nın % 12’sini
oluşturmakta ve bu oran sürekli artmaktadır.
Tarım alanlarının yaygınlaşması nedeniyle, hayvan
topluluğunda köklü değişiklikler olmuştur. Günümüzde
Danimarka’da 500 kadar memeli türü, 300 kadar da
kuş türü yaşamaktadır.
Yeraltı gelir kaynakları. Danimarka’nın yeraltı gelir kaynakları
azdır: Bununla birlikte pek çok yerde kalker, kil
ve kum çıkarılır. Kuzey Jutland’da İkinci Dünya Savaşı’ndan
bu yana tuz yatakları işletilmektedir. Bornholm
adasında da granit ve kaolin çıkartılmaktadır. Kuzey denizinin
“Danfield” diye adlandırılan Danimarka’ya aitkesiminde, 1972’den bu yana petrol ve gaz yatakları işletilmektedir.
NÜFUS
Danimarka’da İskandinavyalIlardan oluşan, etnik bakımdan
türdeş bir halk yaşar. Ayrıca önemli sayılabilecek
bir Alman azınlık vardır. Resmî dil Danca’dır (ya da
Danimarkaca). Faerö adalarında konuşulan Faeröce de
Danca’ya yakın bir dildir. Grönland’da, bir Eskimo dili
olan Grönlandca konuşulur. Nüfusun % 95’e yakını
protestandır (evanjelist). En büyük dinsel azınlık olan
katoliklerin sayısı 280 000 kadardır.
Nüfus. Nüfusun % 85’e yakını kentlerde, toplam nüfusun
% 38’i de dört büyük kentte (Kopenhag, Âlborg,
Odense ve Ârhus) yaşar. XIX. yy.’ın sonlarına doğru,
bütün sanayileşmiş Avrupa ülkelerinde olduğu gibi,
Danimarka’da da kırlardan kentlere ve büyük kentlere
doğru önemli bir göç olayı yaşanmış, ama bu akın, günümüzde
durmuştur. Nüfus artış hızı, çok düşüktür.
Eğitim ve sağlık. 1814’ten bu yana Danimarka’da ilköğrenim
zorunludur ve yetişkinlerin tümü okuma-yazma
bilmektedir. İlk öğretim 7-16 yaş arasında dokuz yıllık
bir süreyi kapsar. Yüksek öğrenim görmek isteyenlerin,
ilköğretimden sonra lisede okumaları gerekir.Ülkede 5 üniversite (Kopenhag [1479], Âlborg [1974],
Ârhus [1928], Odense [1966] ve Roskilde [1970] üniversiteleri)
ile çok sayıda teknik enstitü vardır. Ayrıca
Danimarka eğitim sistemine özgü yüksek halk okulları
(ilk olarak XIX. yy’da kurulmuşlardır) bütün yetişkinlere
açıktır; jbu okullarda özellikle Danimarka tarihi ve kültürüyle
ilgili dersler verilir.
Dünya sosyal yardım programlarının geliştirilmesinin
öncülerinden biri olan Danimarka’da, uzun süredir
tıbbi hizmetler ücretsizdir. Hastalık, sakatlanma ya da
doğum nedeniyle geçici olarak çalışamayan işçilere
devlet tarafından ödeme yapılır. Hamile kadınlar ve küçük
çocuklar için sunulan özel hizmetler sayesinde, bebek
ve çocuk ölüm oranı iyice düşmüştür. Bununla birlikte,
1980 yıllarında bütçenin yaklaşık % 30’unu oluşturan
sosyal programların maliyetinin yükselmesi sorunlar
yaratmış, 1984’te yapılan denetimlerden sonra,
birçok kişiye yapılan sosyaİ yardımlar kısıtlanmıştır.
Sanatlar. Ulusal edebiyat ancak XVIII. yy’da gelişmeye
başlamıştır; kurucusu Ludvig Holberg’dir. Ülkenin ünlü
heykelcisi, Bertel Thorvaldsen’dir. Romantik besteci
C.E.F. YVeyse (1774-1847), Danimarka ulusal müziğine
ilk kez olarak gerçek bir anlatım kazandırmıştır. Öbür
önemli DanimarkalI besteciler arasında XIX. yy’da Johann
Kuhlau (1786-1847) ve Niels W. Gade, XX.
yy’daysa Cari Nielsen ve Ruel Langgaard sayılabilir. Sinema
yönetmeni Cari Dreyer de, uluslararısı ün kazanmıştır.
(Bk. İSKANDİNAV SANATI VE MİMARLIĞI; İSKANDİNAV
MÜZİĞİ.)
EKONOMİ
Danimarka’nın refahı, pek çok küçük ülkeninki gibi, dış
ticaretten kaynaklanmaktadır. Danimarka, kişi başına
toplam ticaret değeri bakımından, dünyada başta gelen
ülkelerdendir. 1880’den önce başlıca dışsatım ürünlerini
Almanya’ya ve İngiltere’ye satılan tahıl türleri oluştururken,
1870 yıllarında söz konusu ülke Avustralya ve
Kuzey Amerika’dan daha ucuza tahıl getirtmeye başlamalarıyla, Danimarka bu pazarları yitirmiş, bunun üstüne
1880’den sonra tarım üretimini yemlik bitki üretimine
yöneltmiş ve hayvancılığı geliştirerek, gene Almanya
ve İngiltere’ye satılan, çok daha kârlı jambon, tereyağı,
peynir, yumurta ve et üretimine başlamıştır. Bu
arada XIX. yy. sonlarından başlayarak çeşitli sanayi de
hızla geliştirilmiştir (sanayinin gelişmesinde 1840 yıllarında
başlanarak çok sayıda yüksek nitelikli teknik işçi
yetiştirilmesinin de önemli rolü olmuştur). Günümüzde
etkin nüfusun gün geçtikçe artan bir bölürrfü de hizmetler
kesiminde çalışmaktadır.
Sanayi. Danimarka’daki etkin nüfusun yaklaşık %
21 ‘inin çalıştığı sanayide, en gelişmiş dal besin sanayisidir:
Jambon, tereyağ, peynir, bira, vb. fabrikaları.
1990’da besin sanayisi toplam sanayi üretiminden elde
edilen GSMH’nin % 35’ini sağlamıştır. Öbürsanayi kollarındakullanılan
hammaddelerin çoğu yurtdışındangetirtilerek,
Danimarka’da tüketim ve dışsatım mallarına
dönüştürülmektedir. Sanayi tesisleri Kopenhag ve dolayları
ile öbür büyük kentler çevresinde toplanmıştır.
Enerji. Danimarka’nın elektrik üretimi 1950 yıllarından
bu yana 10 kattan çok artmıştır; bu üretimin büyük bölümü,
yurt dışından getirtilen petrolla sağlanmaktadır.
1980’de nükleer enerjiyi geliştirmeme kararı alan Danimarka
yönetimi, çabalarını Kuzey denizindeki petrol
ve doğal gaz rezervlerinin daha büyük boyutlarda işletilmesine
yöneltmiş, bu rezervlerin çoğu devlet denetimi
altına alınmıştır ve günümüzde ülkenin enerji gereksiniminin
% 60’tan çoğu, Kuzey denizindeki yataklardan
karşılanmaktadır.
Tarım. Danimarka topraklarının yaklaşık % 65’inde tarım
uygulanmakta,buna karşılık etkin nüfusun yalnızca
% 6’sı tarımda çalışmaktadır. Tarım yapılan alanların
yaklaşık % 30’unda arpa, % 20’sinde yemlik bitki yetiştirilir.
Tarım gelirlerinin yaklaşık % 90’ı hayvansal ürünlerden
elde edilir. 1991 verileriyle ülkede yaklaşık 15,5
milyon piliç, 9,8 milyon domuz ve 2,2 milyon sığır vardır.
Danimarka’daki çiftlikler genellikle küçüktür; büyüklükleri
10-50 hektar arasında değişir. Çiftliklerin çoğu
aileler tarafından işletilir. İlk olarak 1880’lerde kurulan
kooperatifler, çiftlik ürünlerinin işlenmesinin ve pazarlanmasının
büyük bölümünü gerçekleştirirler. Çiftçilerin
çoğu kooperatiflere üyedir.
Balıkçılık. Etkin nüfusun çok az bir bölümünün (% 0,5)
çalıştığı balıkçılık, Jutland’ın batı kesiminde başlıca etkinliktir;
Faerö ve Grönland’da da önemlidir. Avlanan
başlıca türler yılanbalığı,) ringa, morinadır. 1950’den bu
yana tutulan balıkların değeri 10 kat artmış, ama aşırı
avlanma, balık tutmaya bazı sınırlamalar getirilmesine
yol açmıştır.
Ulaşım. Denizcilik, Danimarka’da Ortaçağ’dan bu yana
önemli rol oynamıştır (Kuzey denizinden Baltık denizine
geçen gemilerden, haraç alınırdı). 1991 verileriyle
Danimarka’nın ağırlığı 20 tonu aşan 1 000’den çok
gemiden oluşan bir ticaret filosu vardır. Danimarka
adalarının çoğu köprülerle birbirine bağlanmış olduğu
halde, adalar arasında çalışan feribotlarla 43 milyon kişi
taşınır. İlk demiryolu hattı 1847’de Kopenhag ile Roskilde
arasında döşenmiş, yakın dönemde demiryollarının
modernleştirilmesi sayesinde, taşınan yolcu sayısı yeniden
yükselmeye başlamıştır. Demiryollarının % 80 kadarı
devletindir. Kopenhag’ın Kastrup’daki uluslararası
havalimanı, Kuzey Avrupa’nın en büyük havalimanıdır.
Danimarka ile öbür İskandinav ülkeleri arasında uçak
bağlantısı SAS’la (İskandinav Havayolları) sağlanmaktadır.
Dış ticaret. Danimarka XIX. yy’dan bu yana, serbest ticaretin
başlıca yandaşlarındandır. Günümüzde de İskandinav
ülkeleri arasındaki ticareti geliştirmeyi amaçlayan
Kuzey Konseyi’nin ve Avrupa Topluluğu’nun
(1973’ten bu yana) üyesidir. Günümüzde tarım ürünleri,
değer olarak dışsatımların yalnızca % 29’unu, üretimleri
1950 yıllarından bu yana hızla artmış olan sanayi
mallarıysa, % 70’inden çoğunu oluşturmaktadır. Almanya
ve Birleşik Krallık hâlâ Danimarka tarım (hayvancılık)
ürünlerinin en çok satıldığı pazarlardır. İsveç’se,
sanayi ürünlerinin başlıca alıcısıdır. Danimarka’nın
dışalımlarında başlıca yeri petrol ve kâğıt ürünleri
tutmaktadır. Ülkede yaşama düzeyinin yüksekliği ve
yakıt ile öbür hammaddelere bağımlılık, çoğu yıl dışalımların
dışsatımdan fazla olmasına yol açmakta, dış
ticaret dengesindeki bu açığın bir bölümü genellikle
denizcilik ve turizm gelirleriyle kapatılmaktadır. Ama
son bir kaçyıldır, ¡dışsatımlar dışalımlardan fazla olmuştur.
DEVLET YAPISI VE KURUMLAR
Danimarka, meşruti monarşiyle yönetilen bir ülkedir.
Günümüzdeki hükümdarı kraliçe Margaret II, 1979’da
tahta çıkmıştır. Üstünde değişiklikler yapılmış olan
1953Anayasası’nagöre,tahta kral ailesinin kadın üyeleri
de çıkabilir ve tek meclisli (Folketing) bir parlamento
vardır. Yasama ve yürütme güçleri hükümdardadır; hükümdar
bu güçleri Folketing’e karşı sorumlu olan başbakan
ve hükümet aracılığıyla uygular. Folketing’in
temsil sistemiyle seçilen 179 üyesinden ikisi Grönland’dan,
ikisi Faerö adalarından gelir. Faerö adaları
1948’den, Grönland da 1979’dan bu yana iç işlerinde
özerktirler. Millet meclisi üyeleri 4 yıl için seçilirlerse de
1945’ten bu yana ülke koalisyon hükümetleriyle yönetildiğinden,
seçimler genellikle 4 yıldan önce yenilenir.
Başbakan genellikle, milletvekili sayısı en yüksek partiden
seçilir. Başlıca siyasal partiler Sosyal Demokrat Parti,
Muhafazakâr Halk Partisi, Liberal Parti ve SosyalistHalk Partisi’dir. 1978’de seçmen yaşı 20’den 18’e indirilmiştir.
1955’ten bu yana Danimarka’da, hükümetin davranışlarını
ve yönetimin kararlarını gözeten ombudsman
adlı bir görevli vardır. Her yurttaşa” yönetim in uygulamalarını
bu görevliye şikâyet etmehakkıltanmmıştır.Yerel
yönetim, seçimle iş başına gelen belediye meclisleri
tarafından uygulanır.
TARİH
Danimarka’da Taş, Tunç ve Demir devirlerinden kalıntılar
bulunmuştur.jVikingler döneminden (yaklaşık]800-
1050) kalma çok sayıda mezar da, DanimarkalIların Vikinglerin
seferlerine etkin biçimde katılmış olduklarını
ortaya koymaktadır. 878 dolaylarında DanimarkalIlar
İngiltere’nin kuzeyini ve doğusunu ele geçirmişler, XI.
yy ‘da! kral Canute günümüzün Danimarka, İngiltere,
Norveç, İsveç’in güney kesimi ve Finlandiya’nın bazı
kesimlerini kapsayan geniş bir krallığı yönetmiştir
(1014-1035). Ama ölümünden sonra, imparatorluğu
parçalanmıştır.
XIII. yy’da Valdemar II (1202-41), günümüzün
Schleswig-Holstein, Pomeranya, Mecklenburg ve Estonya
topraklarını ele geçirerek, Danimarka’yı yeniden
Kuzey Avrupa’nın en güçlü devleti haline getirdi. Ama
kısa süre sonra, soylular ile kral arasındaki yetki çekişmeleri
iç savaşla sonuçlandı ve Christopher II (1320-
32), soylulara ve din adamlarına önemli ödünler vermek
zorunda kaldı. Hansa Birliği’ne bağlı Alman tüccarlarının
etkisi de, krallık yetkilerini yıprattı. Valdemar
IV döneminde (1340-75), krallık otoritesi yeniden sağlandı
ve kızı Margaret I döneminde (1387-1412) Danimarka,
Norveç, İsveç, Faerö adaları, İzlanda, Grönland
ve Finlandiya’nın bir kesiminden oluşan Kalmar Birliği
kuruldu. 1520’de İsveç ve Finlandiya’nın ayaklanarak
1523’te ayrılmalarına karşın, Kalmar Birliği 1814’e kadarayakta kalmayı başardı.
1448’de Christian l’le Oldenburg sülalesinin tahta
çıktığı|ülkede,Christianen döneminde!(1534-59)Reform
hareketinin yayılması sonucuhda ulusal lutherci kilise
kuruldu. Sonraki yüzyılda Christian IV, protestanlığın
başlıca savunucularından biri olarak Otuz Yıl Savaşları’na
(1618-48) katıldı. İsveç’le bir dizi savaş sonucunda
toprak yitirdiyse de, 1700-1721 arasındaki Büyük Kuzey
Savaşı’yla Danimarka, Baltık denizindeki gücünün
bir bölümünü yeniden elde etti. Ayrıca XVIII. yy. bir iç
reformlar dönemi oldu; toprak köleliği kaldırıldı ve toprak
reformları uygulandı.
İngiltere’nin 1801 ve 1807’de Kopenhag’a saldırılarından
sonra Napolyon Fransası’nın yanında yer alan
Danimarka, Napolyon Savaşları sonunda, Norveç’i İsveç’e,
Helgoland’ı da İngiltere’ye bıraktı ¡(1814).
1848’de Schleswig – Holstein’da Prusya’nın kışkırttığı
bir ayaklanma bastırıldıysa da, 1864’te Prusa’yla
yeni bir savaşta, Schleswig-Holstein ve Lauenurg
yitirildi. Bu önemli toprak kayıplarına karşın, Danimarka
XIX. yy’da ekonomik açıdan refaha kavuştu ve iç
reformlar sürdürüldü. 1849’da kral Frederik VII (1848-
1863) temsilî yönetim sistemine olanak tanıyan yeni bir
Anayasa kabul etti. Ayrıca geniş kapsamlı toplumsal ve
eğitsel reformlar yapıldı.
Danimarka’nın tarafsız kaldığı Birinci Dünya Savaşı
sonunda yapılan bir halkoylaması sonucunda kuzey
Schleswig’in Danimarka’ya dönmesiyle, Almanya’yla
günümüzdeki sınır oluştu. 1933’te yeniden büyük toplumsal
reformlar yapılması, Danimarka’da modern refah
toplumu aşamasını başlattı.
İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında tarafsızlığını
ilan etmiş olmasına karşın, 9 Nisan 1940’ta Alman birlikleri
tarafından işgal edilen Danimarka, 5 Mayıs
1945’te işgalden kurtuldu. Bu arada, 1944’te İzlanda
tam bağımsızlığına kavuşurken, Faerö adalarına
1948’de özyönetim hakkı tanındı. 1953’teki yeni Anayasa
uyarınca Danimarka’nın bir parçası olan Grönland’a da, 1979’da iç işlerinde özerklik tanındı. Danimarka
1973’te Avrupa Topluluğu’na katıldı ve
1982’den bu yana süre gelen azınlık hükümetlerini yöneten
Muhafazakâr başbakan Poul Schlüter yönetiminde,
1990’dan başlayarak Avrupa’nın bütünleşmesine
gün geçtikçe daha etkin biçimde katıldı (seçmenlerin
“hayır” oyu verdikleri 1992’deki halkoylamasından
sonra, 1993’te evet oylarının çoğunlukta olduğu bir
halkoylamasıyla, siyasal birlik ve para birliğiyle ilgili Meastricht
Antlaşması onaylandı). 25 Ocak 1993’te, en
çok (72) milletvekili çıkaran Sosyal Demokrat Parti’nin
başkanı Poul Nyrup Rasmussen’in yönetiminde, yeni
bir koalisyon hükümeti kuruldu
Danimarka
10
Eki