wiki

BİNİCİLİK

Binicilik, bütün dünyada heyecan ve zevkle izlenen yaygın bir spordur.

B İN İC İL İK ; Aim. Reitsport (m), Fr. Equitation (f), İng. Riding, equitation. Ata biniş ve çalıştırma kurallarını içine alan bir eğitim sporu. İnsanla at arasındaki yakınlık binlerce yıl önce başlamıştır. Bu yakınlık, bir sanat hâlini almış, günümüzde teknikleşen zamânımız insanını heyecanla bu asil spora bağlamıştır. Binicilik en eskf ata sporlarımızdan biridir. Türkler atı, yük taşımakta, araba çektirmekte, avda ve savaşta kullanmışlardır. Bilhassa harplerde kullanılan atlar özel bir eğitimle yetiştirilirlerdi. Orta Asya’daki Türklerden Osmanlılara gelinceye kadar bütün devletlerin vaz geçilmez harp vâsıtalarından olmuştur. Türklerin terk etmedikleri üç hasletinden biri attır. Darbımesel olarak dillerde dolaşan, “At, avrat, silâh bırakılmaz.” sözü hâlâ kullanılmaktadır. Günümüzde Anadolu köy düğünlerinde oynanan cirit, oğlak gibi oyunlar, Türklerin çok eskiden beri yaptıkları atlı sporlardan bâzılandır. Osmanlılar at terbiyesine çok önem verirlerdi. Sulh zamânı uzun süren eğitimler, atları, savaş alanlarının korkusuz yiğitlerinin candan arkadaşı yapardı. Zafer nağmelerinin göklere yükseldiği mehteran marşları ile atlar şaha kalkar, düşman üzerine hücumda sabırsızlık gösterirlerdi. Tâlimlere o kadar dikkat edilirdi ki, kulağı hassas olan bu hayvanlar mehteran susunca tedirgin olurlar, geriye çekilmenin olacağını sezerek huysuzlaşırlardı. Binicilik, binici ve atının seviyesi ve tekniği bakımından sâhib oldukları kâbiliyeti ortaya koyan bir spor gösterisidir.

Binicilik yarışmaları üçe ayrılır:

Binicilik, bütün dünyada heyecan ve zevkle izlenen yaygın bir spordur.

Binicilik, bütün dünyada heyecan ve zevkle izlenen yaygın bir spordur.

Engelli yarışma: Gerek yürüyüş, gerek sıçrama yönünden çok dikkat ve kesinlik isteyen bir yarışmadır.

Eğitim yarışması: Bu yarışmada atın eğitim durumu ölçülür. Piste giriş, hakemleri selâmlama, yan, omuz içeri ve sağrı içeri yürüyüşler, “adetâ”, “tırıs”, “dörtnala” stilindeki yürüyüşler, binicinin ayak değiştirmesi, yaslanma, mecburî geçişler ve sonunda bitiş duruşu gibi atın durumunu kontrol eden çalıştırma hareketleridir.

Komple yanşma: Bu yarışmalarda, engel aşma, eğitim derecesi, binicinin ustalığı, yokuş tırmanış ve iniş, duvar, ağaç kütüklerini aşmalar yapılır. Yarışmalar komple spor gösterileri hâlinde olduğundan çok zevklidir. Bu yarışmalar için gerek at, gerekse binici yönünden çok yüksek niteliklere ihtiyaç vardır.

Jokey, jokey yamağı (apmti), centilmen biniciye verilen isimlerdir. Jokey, para karşılığı ata binen; jokey yamağı, at sâhibi veya antrenöre bağlı ve en az üç yıl süre sözleşmeli jokey adayı; centilmen, biniciliği meslek kabûl etmemiş amatör kişidir.

Bedenleri küçük olan jokeyler, pantalon, çizme, bluza benzer jokey ceketi ve takviyeli miğfer taşırlar. Bunların rengi at sâhibine âit renklere uyar. Eğerlerin ağırlıkları çok azdır (yaklaşık 1/2 kg).

Üzengileri çok kısaltılmıştır. Bundaki gâye jokeylerin öne doğru eğilmelerine kolaylık içindir. Tozluk ve bandajlara izin verilir. Yarışta en geç 15 dakika evvel jokey (eğer, üzengi, kayışlar, örtü, kura ile seçilen numara örtüsü ve kurşunla takviye edilmiş ağırlık örtüsü) tartılır. Bundaki maksat, îlân edilen ağırlığa uyup uymadığının tesbiti içindir. Biniciliğin en önemli kâidesi ata binmesini bilmektir. Binicinin yapması gereken hareketleri kolaylıkla icrâ edebilmesi için ata çok iyi oturması lâzımdır. Göğüs hafifçe öne eğik, baş dik, bel hafif çukur, bacaklar yere dik, dizler eğere yapışık, üzengilere sağlam basması gereken ayaklarının topukları ise atın kamına yapışık olmalıdır. Binici, dizgin, ağırlık ve baldırları sâyesinde ata yardımcı olacak bâzı hareketler yapar. Meselâ sola dönüş yaparken binici ağırlığım sol yana vererek ata yardımcı olur. Kırbaç ve mahmuz yardımıyla da at istenildiği yönde hareket ettirilir. Gereksiz, kırbaç, dizgin ve mahmuz darbeleri atı huysuzlaştırır ki, bu da istenmeyen durumlar meydana getirir.

Engelli atlama (konkurhipik): Binicilik birinciliklerinde güç sınıfa göre belirlenmiş sayıda yüksek ve genişlikte bulunan engellerden sıralanmış zaman içinde atla atlama yapılır. Atlama yarışları açık sâhada, kapalı hâllerde tek ve ekipler olarak gerek erkek, gerekse bayanlar tarafından (karma olarak da) yapılır. Burada atlama kâbiliyeti, atların dayanma güçleri ve binicilerin bilgileri değerlendirilir. Binicilikte atlamada en az hatâ yapan ve zamânı aşmayan binici önemli rol oynar. Dört köşe olan çimenli saha dışında seyirciler için tribün, hakemleri için kule, ahırlar ve hoperlörler bulunur. Parkurun uzunluğunca çıkış yerinden hedefe kadar muhtelif şekillerde engeller bulunur. Standartlara göre en az zaman dakikada 350 metredir. Bu zamânın gecikmesinde biniciye zaman kaybı puanı verilir. Belirlenmiş, en az zaman iki katma çıkarsa, binici yarışmadan ihrâc edilir. Yarışlara kaydı bulunan atların başları yanında bulunan kayışa, yarış programı numarası bağlanır. 6 yaş sınıfındaki atların ağırlığı en az 75 kg (biner ve eğer takımı ile), bayanlarda ise 70 kg olmalıdır. Erkek binicilerin elbiseleri kırmızı veya siyah renginde olan ceket,, beyaz pantolon, siyah çizme, beyaz gömlek, beyaz kravat veya plastran, siyah yarış kasketinden ibârettir. Bayan biniciler ise, yuvarlak siyah şapka, kırmızı veya siyah çeket yerine yeşil, mavi veya kahverengi elbise kullanabilirler.

Türkiye’de konkurhipik: Yurdumuza ilk girişi 1910’dan sonradır. 1913 yılında İstanbul’da kurulan Sipâhi Ocağı bu yolda atılan en büyük adımı teşkil eder. Ocağın faâliyeti ordu tarafından finanse edilmiştir. Biniciliğin gelişmesinde en büyük rolü, Türk ordusu oynamış ve uzun yıllar Türk binicilik sporunu her yönüyle ordumuz destekleyip başarıyla yürütmüştür. 1911’de Süvari Binicilik Okulu, Balkan Harbinde; Karma Okul sonra açılmasına rağmen, Birinci Dünyâ Savaşı ve İstiklal Harbinden sonra; Konya II- gın’da açılan okul bir müddet sonra kapanmış, Cumhuriyetin ilânından sonra ise İstanbul’da Orhaniye kışlasından ve Harp Okulu ile Sipâhi Ocağının tesislerinden istifâde edilmiştir. Sonra bugünkü yeri olan Ayazağa tesislerine taşınmıştır. Türk binicilerin milletlerarası müsâbakalarda kendilerini göstermeleri 1931 yılında başladı. 1-4 Ekim 1931 yılında Sofya’da Bulgaristan binicileri ile karşılaştılar. Bir sene sonra Avrupa’nın en büyük atlı yarışması olan Nis Konkurhipiklerinde ilk büyük başarıyı gösterdiler. Bu müsâba- kaya Avrupa’nın yedi milletine mensup seçkin biniciler katıldı. Mülâzım (Teğmen) Sâim Bey, Kısmet isimli atıyla ikincilik kazandığı gibi, “Belçika Mükâfâtı” yarışmasında aynı atıyla üçüncülüğü kazandı. 1934 yılında Viyana Konkurhipiklerinde Mülâzım Cevat Bey, Güdük isimli atıyla iki birincilik kazanarak bayrağımızı ilk defâ şeref direğine çektirdi. Bundan sonraki senelerde yapılan konkurhipiklerde Cevat Kula, Cevat Gürkan, Sâ- im Polatkan, Eyüp Öncü kazanılan başarıların en büyük isimleridir. 1 Mayıs 1938 yılında Roma’da yapılan milletlerarası yarışmalarda “Cevat Kula, Cevat Gürkan, Saim Polatkan ve Eyüp Öncü”den kurulu ekibin dünyânın en büyük yarışlarından biri olan Mussolini kupalarını kazanması Türk binicilik târihinin en büyük zaferlerindendir. İkinci Dünya Harbi ile duraklamaya giren binicilik sporu, 1948’den sonra yeniden başladı. Sâlih Koç, Ziyâ Azak, Alpaslan Güneş, Nâil Göneli, Kemal Öz- çelik, Bedrettin Böke ile Fethi Gürcan milletlerarası binicilik alanında yeni başarılar kazandılar. 1960 yılından sonra sivil ve asker binicilerin müşterek çalışmalan yeni şampiyonların çıkmasını sağladı. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki yarışmalarda Türk binicilerinden Fevzi Atabek’in 1973’te Balkan ikinciliği, 1980’de bir birincilik, iki ikincilik gibi yeni başarılar kazandılar. Bunlardan İbrâhim Murat, Ateş Dağlı, İsmâil Samsa, Levin Okçuoğlu, Ergin Mirel, Kemal Öncü, Atıf Kaçıl, Nûrettin Yaran, Tunç Çapa son dönemin büyük isimleridir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir