wiki

EBÛ LEHEB

EBÛ LEHEB; Peygamber efendimizin amcalarından.
Adı Abdüluzza idi. Künyesi Ebü’l-Utbe’dir.
Resûlullah efendimize çok eziyet edip, kin beslemesi
ve alay etmesi sebebiyle “Alev Babası” yâni
cehennemlik mânâsına “Ebû Leheb” lakabıyla
meşhur oldu. Bu lakabı Kur’ân-ı kerîmde zikr
edildi.
Resûlullah efendimizin amcası olduğu hâlde
Müslüman olmadı. Müslümanların büyük düşmanıydı.
Kimsenin Müslüman olmaması için gecegündüz
uğraşırdı. Resûlullah dünyâya geldiği sabah
cariyesi Süveybe; “Kardeşin Abdullah’ın oğlu
oldu.” diyerek kendisine müjde getirince sevinerek;
“Ona süt vermek şartıyla seni âzâd ettim.”
demişti. Böylece Resûlullah’ın ilk süt annesi Süveybe
oldu. Bunun için Ebû Leheb’in azâbı her
Mevlid gecesinde biraz hafiflemektedir. Mevlid gecesine
sevinen, o geceye kıymet veren müminlere
pekçok sevap verileceği buradan anlaşılır.
Ebû Leheb, Resûlullah’a olan düşmanlığını
hiçbir zaman bırakmadı. Resûlullah sallallahü
aleyhi ve sellem Kurfân-ı kerîmi okuyarak rast
geldiği kimseleri Müslüman olmaya çağırırken,
0 arkasından dolaşır; “Sakın O’na aldanmayınız,
sözüne inanmayınız.” derdi. Resûlullah efendimizin
yakın komşusu olduğu için, her sabah Hâne-
1 Saâdetin önüne ve yoluna çalılar ve dikenler yığarak
eziyyet verirdi. Karısı Ümmü Cemil, Ebû
Süfyân’ın kız kardeşiydi. Kocası gibi o da eli ve dili
ile çok eziyet ederdi. Ebû Leheb’in iki oğlu Utbe
ve Uteybe de ana-babası gibi kâfir ve Resûlullah’ın
büyük düşmanı idiler.
Resûlullah efendimiz insanları Cehennem azâbı
ile korkutarak dîne çağırmaya memur olunca,
Safâ tepesine çıktı. Mekkelileri toplayarak; “Şu
dağın arkasında düşman var, size hücum edecek
desem inanır mısınız?” buyurduğunda, hepsi;
“Evet!” dediler. Peygamberimiz; “Öyle ise, sizi başınıza
gelecek olan Kıyâmet gününün azâbı ile
korkutmak için Rabbimden emir aldım, îmân
ediniz!” buyurdu. Orada bulunan Ebû Leheb çok
kızdı, ağzını bozdu ve; “Bizi bunun için mi çağırdın?”
diyerek azarladı. Çirkin sözler söyledi. Bu esnada
azâb göreceğini bildiren Tebbet sûresi nâzil
oldu. Zevcesine bu sûrede odun, diken hamalı denildi.
Resûlullah’ın kerîmelerinden Rukiyye, Utbe’ye;
Ümmü Gülsüm de Uteybe’ye nikahlanmış,
fakat düğünleri yapılmamıştı. Ebû Leheb, Peygamber
efendimizin geçim yükünü ağırlaştırmakiçin oğullarına boşamalarını emretti, onlar da boşadı.
Orada bulunan Uteybe hâini, yalnız boşamakla
kalmayıp, Resûlullah’a gelip; “Senin dînine
inanmıyorum, seni sevmiyorum, sen de beni
sevmezsin, onun için kızını boşadım.” diyerek
Resûlullah’ın üzerine hücum etti. Mübârek yakasından
çekti, gömleğini yırttı. Efendimiz; “Yâ
Rabbî! Buna canavarlarından birini musallat
et.” diye duâ buyurdu. Cenâb-ı Hak, Habıb-i ekremin
duâsını kabul etti. Nice bir zaman sonra
Uteybe Şam’a giderken Zerka denilen bir yerde, bir
aslan gelip onu parçaladı.
Ebû Leheb, bütün ömrünü kin ve düşmanlıkla
geçirdi. Hicretin ikinci yılı, Bedr Harbindeki
müşriklerin yenilgisini görüp kahroldu. Dünyâ
başına yıkıldı. Yedi gün sonra “adese” denilen bulaşıcı
çiçek hastalığından öldü. Kimse yanma yaklaşamayıp,
koktu. Ebû Leheb’in kızkardeşi Atîke,
Bedr Harbinden birkaç gün önce korkunç bir
rüyâ görüp bir felâket gelecek demişlerdi. Ebû
Leheb bu yüzden Bedr muhârebesine katılmadı, parayla
Ebû Cehl’in kardeşi As bin Hişâm’ı kendi yerine
gönderdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir