ÖZBEKİSTAN
DEVLETİN ADI……….Özbekistan Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ…………… …. …………… ……… Taşkent
NÜFÛSU… ………………………. …………..21.000.000
YÜZÖLÇÜMÜ…;…………. u .. …. ………447.400 km2
RESMÎ DİLİ………………………….Özbek Türkçesi
DÎNİ…………………. ………………………….. İslâmiyet
PARA BİRİMİ……………………………………. Ruble
Orta Asya’da yer alan bir Türk Devleti. Kuzey
ve kuzeybatısında Kazakistan, doğu ve güneydoğusunda
Kırgızistan ve Tacikistan, güneybatısında
Türkmenistan, güneyinde ise Afganistan yer
alır. Amuderya (Ceyhun) ile Siriderya (Seyhun) ırmakları
arasında kalan toprakların büyük bölümünü
içine alır.
Târihi
Özbek halkının târihinin ilk dönemlerine âit
bilgi yoktur. Özbeklere bu ad, ilk olarak 1313-
1340 yılları arasında hüküm süren Altınordu Hükümdarı
Gıyâseddîn Muhammed Özbek tarafından
verildi. Tîmûr Hanın ölümü üzerine zayıflayan
Timur İmparatorluğu topraklarının Aral Gölü
ve Seyhun Irmağının kuzeyindeki bölgede dağınık
olarak yaşıyan Özbekler, Ebü’l-Hayr’m idaresinde
toplanarak, 1428’de onu kendilerine han
îlân ettiler. Kısa zamanda kuvetlenerek çevredeki
diğer boyları da hâkimiyetleri altına aldılar.
Ceyhun Irmağı kıyısındaki Sığnak, Arkuk, Suzak,
Özkent gibi şehirleri ele geçirdiler ve bunlardan
Sığnak’ı başşehir yaptılar. Türkistan taraflarına
düzenlenen seferlerde Kalmuklara mağlup olunca,
bu durumdan istifâde eden Kanay ve Canibek
adlı başbuğlar bâzı Özbekleri de yanlarına alarak
Çağatay Hanına sığındılar. Bölgeden ayrılan bu
Özbeklere Kazak veya Kırgız kazakları adı verildi.Ebü’l-Hayr’m vefâtından sonra Özbekler, Çağatay-
Moğol hükümdarı Yunus Hana yenilerek
dağıldılar. Ebü’l-Hayr’m oğlu Şah Budak, Yunus
Han tarafından öldürüldü. Dağılan Özbekler Şah
Budak’ın oğlu Muhammed Şeybek’in (Şeybânî)
etrafında toplandılar. Bu târihten îtibâren Şeybânîler
adıyla da anılan Özbekler 1500 yılında Tîmûroğulları
Devletindeki iç karışıklıktan istifâde
ederek Buhara’yı zabtedip, Tîmûr Hânedanma
son verdiler. Harezm ve Hive’yi ele geçiren Özbekler,
Çağatay Hükümdârı Bâbür’ü mağlup ettiler.
Belh, Herat ve Taşkent’i zapteden Özbekler, Orta
Asya’nın en güçlü devleti hâline geldiler.
Özbekler bir ara Safevîlere karşı yenildiler
ve bâzı bölgeler ellerinden çıktı ise de 1512’de
buraları geri aldılar. Özbek hâkimiyeti 16. yüzyıl
boyunca Mâverâünnehr’de devam etti. 1598’de
İkinci Abdullah Hanın vefat etmesinden altı ay
sonra oğlu Abdülmü’min de kendisine bağlı taraftarlarca
öldürülünce, Özbekler ülkesinin hâkimiyeti,
Şeybânîlere akrabâ olan Canoğullarına
(Astırhan Hanları) geçti.
Özbekler on altıncı asır boyunca İran’daki Şiî-
Safevîlerle devamlı olarak savaştılar. Ehl-i sünnet
olan Osmanlılar ve Hindistan’daki Bâbürlülerle
iyi münâsebetler kurmaya çalıştılar. 17 ve 18. yüzyılın
ortalarına kadar Astırhanlar Hanlığının hâkimiyeti
altında kaldılar. 1740’ta Nâdir Şah tarafından
Astırhanlar Hanlığı yıkıldı.
Nâdir Şahın vefâtından sonra, hâkimiyet Canoğullannm
yerine Mangıthanlar Sülâlesine geçti.
Bu sülâle hâkimiyetlerini 1860’a kadar devam ettirdi.
1860’tan îtibâren Türkistan içlerine doğru ilerleyen
Rusların himâyesinde yan bağımsız olarak devâm
eden Buhârâ Hanlığının hâkimiyetinde kalan Özbekler,
Rusların çeşitli baskılan altında yaşadılar.
Bugün Özbekistan’ın bulunduğu toprakların
büyük bir kısmı 19. asırda Hive, Buhara ve Hokand
hanlıklarının idâresi altında bulunuyordu. 1917Sovyet Devrimi ardından, bölgede Özbeklerin ve
diğer Müslümanların hemen hiç söz sâhibi olmadığı
bir geçici hükümet kuruldu. Aralık 1917’de
Hokand’da bir millî kongre toplayan Müslümanların
Mustafa Çokayev başkanlığında kurdukları
hükümet 1918’de gönderilen Rus askerleri tarafından
devrildi. Darbeden sonra yeni yönetime
karşı Basmacı ayaklanması olarak bilinen bir direniş
hareketi başladı. Harezm ve Buhara Sovyet
Halk Cumhûriyetlerinin kurulması Basmacı Ayaklanmasının
yayılmasına sebep oldu. Türkistan Komisyonunun
1922’de başlattığı reformlar neticesinde
ayaklanma etkisini kaybetti.
1924’te Orta Asya ve Kazakistan’da sınırları etnik
temellerde tekrar belirleyen düzenleme ile Harezm,
Buhara ve Türkistan cumhûriyetleri dağıtılarak
bölge topraklan Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan,
Türkmenistan ve Kazakistan arasında
paylaştırıldı.
Sovyetler Birliğinde 1989’da başlayan yenileşme
hareketleri neticesinde, Özbekistan 1991
Ağustosunda bağımsızlığını îlân etti. Daha sonra
kurulan Bağımsız Devletler Topluluğuna bağlandı.
Fizikî Yapı
Düz ve kurak batı kesimi Özbekistan topraklarının
büyük kısmını meydana getirir. Kuzeybatıda
yer alan alüvyonlu Turan Ovası, güneyde Kızılkum
Çölü ile birleşir. Batıda yer alan Üstyurt
Yaylası hafif dalgalı düz bir yüzeye sâhiptir. Bölgenin
en büyük özelliği alçak sıradağlar ve tuzlu
bataklıklar, düdenler ve mağaralarla kaplı kapalı
havzalardır. Ceyhun Deltası alüvyonlu topraklarla kaplıdır. Kızılkum Çölünün büyük bölümü ülke
toprakları içinde kalır. Özbekistan’ın doğusu ise
dağlıktır. Tanrı Dağlarının batı kesimlerini meydana
getiren dağ silsileleri bölgeyi engebelendirir.
Bunlar Ugam, Pskem, Çatkal ve Kuramin sıradağlarıdır.
Orta Asya’nın en büyük vâdisi olan
Fergana bu bölgededir.
En önemli gölü Aral Gölüdür. Amuderya (Ceyhun)
ve Siriderya (Seyhun) nehirleri dışında irili
ufaklı 600 akarsu vardır.
İklimi
Özbekistan’da çok kurak kara iklimi hüküm sürer.
Senelik ortalama yağış miktarı 200 mm’dir.
Yazlar uzun, kışlar ise kısadır. Yazın sıcaklık sıkolarak 40°Cnin üzerine çıkar. Kışın ara sıra don
görülür.
Tabiî Kaynaklar
Madenler: Özbekistan yeraltı zenginlikleri
yönünden önemli bir ülkedir. Gazlı, Carkak, Mubarak’ta
doğalgaz, Fergana Vâdisi ve Aşağı Surhan-
Derya’da petrol, Angran’da kömür, Almalık ve
Kaytaş’ta bakır, çinko, kurşun, molibden ve Muruntau’da
bol miktarda altın yatakları vardır. Nuratav’dan
çıkarılan Gazgan mermeri güzelliği ve
daymıklılığı ile meşhurdur.
Bitki Örtüsü ve Hayvanlar: Ülke topraklarının
% 1 2 gibi çok az kısmı ormanlarla kaplıdır.
Batı kesimindeki düzlükler, havzalar ve dağ eteklerinde
otsu bitkiler, tepelerde ise odunsu ve çalımsı
bitkiler vardır.
Özbekistan’da genelde çölde yaşayan yabânî
hayvanlar çoğunluktadır. Dağlarda kurt, ayı, tilki,
ceylan, antilop, çok sayıda kuş yaşar.
Nüfus ve Sosyal Hayat
2 1 milyona varan Özbekistan nüfûsunu 60 kadar
farklı etnik grup meydana getirir. Nüfûsun %
71,4’ünü Özbekler, % 10.8’ini Ruslar, % 4’ünü
Kazaklar, % 3,9’unu Tacikler, % 9.9’unu diğer etnik
gruplar meydana getirir. Şehirleşme hızlı olmasına
rağmen, Özbeklerin dörtte üçü kırsal kesimde
oturur. Orta Asya’nın en büyük yerleşim
merkezi olan Taşkent’te en çok yaşayan etnik grup
Ruslardır. Özbekistan’ın en önemli şehirleri Semerkant,
Buhara, Hive ve Hokand’dır.Özbekistan’da eğitim ve kültür Rusya’nın etkisi
olmasına rağmen büyük gelişme göstermiştir. Taşkent
Üniversitesi 1920’de kurulmuştur. Günümüzde
üniversite sayısı 46’ya ulaşmıştır. Orta öğretimin
mecburi olduğu Özbekistan’da okumayazma
oranı % 1 0 0 ‘e yakındır. Özbekistan üniversiteleri
büyük ilim merkezleridir.
Ruslar, Özbekistan’ı ele geçirdikten sonra
Türklerdeki millî şuuru ve dîne olan bağlılığı ortadan
kaldırmak için bütün her şeylerini seferber
ettiler. Bunun için baskının dışında kullanılan en
yaygın metod Ruslaştırma metoduydu. Ruslaştırma
metodu ise önce Rus dilini çok yaygın hâle getirmek
şeklinde yürütüldü. Fakat bunlara rağmen
Müslüman Türkler inançlarını ve millî duygularını
kaybetmediler. Özbekistan’ın bağımsızlığını
îlân etmesinden sonra dînî yasaklar kaldırıldı ve
birçok câmi, mescit ve medrese açıldı ve dînî faaliyetler
belirgin bir şekilde arttı.
Özbekistan’ın Semekand ve Buhara şehirleri
târih boyunca ilim ve kültür merkezi olmuştur.
Bunun tesirleri günümüzde hâlâ devam etmektedir.
Bu şehirlerde; Birûnî, Uluğ Bey, Kâdızâde-i
Rûmî, Ali Şir Nevâî, Gıyâseddîn Cemşid Kâşî eşŞirâzî,
Ubeydullah-ı Ahrâr, Necmeddîn-i Kübrâ gibi
âlim ve ilim adamları yetişmiştir.Ekonomi
Özbekistan ekonomisi sanâyi ve tarıma dayalıdır.
Dünyânın üçüncü pamuk üreticisidir. İpekböcekçiliği
yaygın olarak yapılır. Üzümleri meşhurdur.
İklimi ve bitki örtüsü sığır ve koyun besiciliğine
elverişlidir. Bölgede en çok Karakul koyunları
beslenir.
Özbekistan Orta Asya’nın en önemli makina ve
ağır donanım üreticisidir. Çıkarılan doğal gaz boru
hattı ile komşu cumhûriyetlerine de gönderilir.
En önemli hafif sanâyi ürünleri pamuklu ve ipekli
kumaştır. Aral Gölü kıyısında bulunan Muynak’ta
havyar, kurutulmuş, tütsülenmiş ve tuzlanmış
balık üretilir.
Özbekistan yeraltı kaynakları bakımından çok
zengindir. Navoi eyâletinde bulunan zengin tabiî
gaz, altın ve uranyım yatakları, bölgenin hızla gelişmesine
sebep olmuştur. Bölgede çimento fabrikası,
büyük kimyâ sanâyii ve elektrik santrali kurulmuştur.
Zarafşan’daki Muruntau’da bulunan altın
mâdeninden senede 80 tona yakın altın çıkarılmakta
olup, bu miktar dünyâdaki en büyük altın
ocaklarının üretiminden fazladır. Çıkarılan mâdenler
eyâlet merkezi Navoi’de işlenmektedir.
Özbekistan bağımsızlığını kazandıktan sonra,
Türkiye ile sıkı diplomatik ilişkilere girmiştir.İki ülke arasında ekonomi, ticâret, kredi, turizm ve
kültür anlaşmaları imzâlanmıştır.
Ulaşım
Özbekistan’da ulaşım başlıca Taşkent, Semerkand,
Buhara, Çarçay ve Fergana arasındaki
3000 km’lik demiryolu, 21.500 km’lik şose ve
Amuderyâ üzerinde 1200 km’lik su yolu ile sağlanmaktadır.
Birçok şehrinde havaalanı vardır.
ÖZBEKİSTAN
21
Eki